• Sonuç bulunamadı

1. KURAMSAL ÇERÇEVE

1.6. Halk Oyunlarının Yapısal Özellikleri

Halk oyunlarının geleneksel yapı kurgusu içerisinde fiziksel aktivite niteliğinde hareket ve müzik bir bütünlüğü oluşturmaktadır. Halk oyunlarının hareket dizileri fiziksel aktivite açısından geleneğe bağlı belli bir yapıya sahip vücut devinimlerini ve ayak hareketlerini içermektedir. Kişisel bazda ayak sayısı üzerine kurulan ve vücut devinimleriyle de desteklenen bu temel kurgulara figür ve adım adı verilir. Adım ve figürlerden oyun kompleksine yükselen hareket serileri geleneksel sahne kurgularıyla da tabii olarak şekillendirilince görsel anlamda bir sahne sanatı ortaya çıkar. Hareket serilerinin şekillenmesinde elbette ki sahne kurguları ya da kurgusal çizgiler adı verilen biçim örgülerinin büyük bir önemi vardır.

Oyunun yapı dinamiği, motorsal hareketlerle bir bütündür. Halk dansları motorsal yapıların düşünsel yapılarla da bir bütün olarak ele alınabilinir. Dinamik kavramı; tabii kuvveti, mekanik gücü, bir değişim içerisinde olan ve kuvvetli enerjik gibi anlamlarına gelmektedir (Redhouser, 1975: 297).

İnsan hareketleri ve yapı özellikleri içerisinde bu hareket halindeki manyetik alan içerisinde ki; yer, zaman ve mekân ilişki sınırlamalarını yapan bir alandır (http://memohome.blogcu.com/kinesiyoloji-hareket-bilimi/1905912 23. 03.2018).

Baş kısmının dik, alın kısmının ise önde olması, gözlerin ileri, kolların yana doğru sarkık avuç içleri ise öne bakacak şekilde olması ve ayaklar bitişik olacak şekilde öne doğru hafif de yana doğru olan duruşa anatomik duruş denilir (http://memohome.blogcu.com/kinesiyoloji-hareket-bilimi/1905912 23. 03.2018).

Nihal ÖTKEN sanatta yeterlilik adlı tezinde, oyun hareket yapısını bölümler halinde ele alarak vücudun iskelet yapı sisteminde ki kemik yapısından tutun kas yapı sistemine kadar ve yönlerde dâhil olmak üzere çeşitli bilimsel kavramlarla isimlendirmiş.

29

Halk oyunları adım notasyonu (Hareket analizi) yapılırken daha bilimsel terimlerle ve daha iyi anlaşılması adına kolaylık sağlamıştır

1.6.1.Tarz

Cins ve türe hâkim olan nitelik ve kurgulara tarz denir. Tarzı niteleyen en belirgin karakteristik özellik, oyunun bağlı ya da bağsız oynanması ile ilgilidir. Oyunun biçimsel kurgusunda, hareketin yönünde, hareketin akışında, adımların işlekliğinde belirleyici rolü, bağlı ya da bağsız olarak icra edilmesini sağlar. Yine oyuncuların dizilişi ve aralarındaki mesafe tarzı belirleyicidir. TDK’ya (Türk Dil Kurumu) göre tarzın anlamı, oluş veya davranış anlamına gelmektir.

1.6.2. Tavır

İlk insanlar duygu ve düşüncelerini telaffuz etmek için bunu dile (Söze) getirmeden önce beden hareketleri ve tavırları ile dile getirirlerdi. Görüldüğü üzere tavır ve hareketler en basit ve en çok kullanılan bir ifade tarzıdır. Bir insan karşında beden hareketleri ile bir şey anlatmak istediğinde karşısındaki onun ne anlatmak istediğini çözümleyebilir. Yani yapmış oldukları hareketlerin tefsiri yapılabilmektedir. Yürüyen, koşan, oturan, gülen, elini sallayan, yatan başını önüne eğen ve selam veren gibi hareketler aslında bize bir mesaj vermekteler. Yani sözsüz bir anlatım tarzıdır. Lügati ve grameri olmamakla beraber buna rağmen herkes bu dili anlamaktadır (Kaplan, 2008: 134).

Halk oyunlarının içyapı dinamiklerinden olan tavır, yerel yapılış özellikleri olarak adlandırılmaktadır. Oyunun kuruluş sürecini etkileyen tüm öğeler tavrı oluşturmaktadır.

Oyunların hızlı ya da yavaş oynanması, sert ya da yumuşak olması, ayak, bel, el, ve başın aldığı konum ve akış yönü, tutuşlar o oyunun tavrını oluşturmaktadır. Türk halk oyunlarının yapısal dinamik analizi yapılırken tavır özelliği açısından bu noktaların da incelenmesi gerekmektedir. Tavrı oluşturan öğeler daha çok bedensel devinime bağlı motif

ve figürler gibi görünmektedir. Ancak oyunun kuruluşunu etkileyen ekolojik, sosyal ve kültürel öğelerde tavrı etkilemektedir.

Sosyokültürel etmenlerin yanı sıra ekolojinin oyuna yansıması ve tavrın oluşmasına etkileri de bulunmaktadır. Ekolojik etkiler özellikle tutuşlar ve hızlı yavaş, yumuşak- sert yapılışlarına etkide bulunmaktadır. Tavır salt bedensel devinimler olarak algılanmamalıdır.

Aksine devinimi bütünleyen öğeler tavrı oluşturmaktadır. Şöyle ki oyunun oynanması sırasında oyuncuların bağırmaları, oyunda kullanılan araçlar, mendil kullanımı, giysi parçaları, oynanış yeri ve zamanı gibi öğeler ile bedensel devinim birleştiğinde ancak oyunun tavrı ortaya çıkabilir. Söz gelimi örnek üçayak; bu oyunun Diyarbakır’da oynanılan biçimi ile yöresel tavrı şöyle algılanabilir, öne ve yana doğru yürüyüşler, geriye doğru gelişler, bellerden eğilmeler, ayak atışları, açık serçe parmak tutuşları, dizi formu, genellikle erkekler tarafından oynanışı, oyun sırasındaki bağırışlar, oyun sırasında söylenen türkü, sololar ve çöküşler, oyun liderliği, oyunun ezgisi ve ritmi gibi öğelerin tamamının yapılış ve algılanış biçimidir.

1.6.3. Üslup

Üslup aynı tür içerisinde yer alan yörelerin yapısal ve biçimsel kurgu yönünden oynanan oyunlarda birbirinden farklı olarak geliştirdikleri grup ya da ekip bazında anlam taşıyan farklılaşmaları ifade eder. Farklılaşmalar özellikle taşıyıcı ve fonksiyonel adım yönündedir. Yine hareket yönü figür periyodunun uzunluğu ve kısalığı bölüm kullanılıp kullanılmaması fonksiyonel parçaların farklı kullanılması aynı tür içinde yer alan yörelerin üslup yönünden farklılaşmasına kaynaklık etmiştir. Yine üsluplaşma da vurgulanması gereken bir nokta da aynı tür içinde yer alan yöre oyunlarından farklı ayak özelliğine sahip olan oyunlarından farklı ayak özelliğine sahip olan oyunların folklorlaşma sürecinde çeşitlemelerini arttırırken ortak özellik taşıyan oyunların aynı gelişimi göstermemesi böylece farklı tavrın gelişip genişleyerek üsluplaşma noktasına ulaşmasıyla yöreye hâkimiyeti farklılaşmayı temin etmektedir.

31 1.6.4. Karakter

Kişiliğin mizacını içeren yani kalıtımsal olarak gelen bir parçası olan ve karakteri içeren yani eğitimle ve sosyal olarak öğrenilen parçaları olduğunu biliyoruz. Karakter çevreden edinilen bir parçamızdır. Karakteriniz mizacınız kadar stabil değildir. Genetik olmadığı için gelişiminizin başlangıç aşamalarında tam olarak ortaya çıkmamış olabilir.

Karakter farklı aşamalardan geçerek olgunlaşır ve son halini genellikle yetişkinlik döneminde alır. Bu sebeple üzerinde değişiklik yapmak ya da modifiye etmek mümkündür.

1.6.4.1. Kişilik

Kişilik, karakter ve davranışın toplamıdır. Kişilik aynı zamanda bir kişinin etrafında dönen çevresel etkilerin de bir sonucudur. Kişilik bireyleri birbirinden ayıran bir şeydir, yani her bireyin kendine has özelliği budur. Ve pek çok araştırmaya göre zaman içinde ve farklı durumlarda pek fazla değişikliğe uğramaz.

“Her insan kendine özgüdür, diğer türlerin söz diziminin açık bir ihlalidir.”

(Gordon Allport).

“Kişilik bir organizmanın genetik ve çevre tarafından belirlenen davranış kalıplarının toplamıdır.” (Hans Eysenck, 1947).

1.6.4.2. Mizah

“Mizahın uzun ve üstünde çok tartışılacak bir tarihi vardır. Aristotales, Platon, Darwin, Descartes, Kant, Hobbes, Freud ve Twain gibi büyük düşünürler, mizahı açıklamaya çalışmışlardır. Latincede “humere” olan mizah, nemli anlamına gelmektedir.

İsim hali “umor” nemli ya da sıvı anlamındadır. Bu iki kelime, akıcı ve ıslaklık anlamında olan Yunancada hygros kelimesinden türemiştir.” ( Cavanaugh 2002). Ana Britannica’da mizah dilimize Arapçadan girmiş bir sözcüktür. Ve olayların gülünç, alışılmadık, çelişkili yönlerini yansıtarak insanı söz konusu olaylar üzerinde düşündürme, eğlendirme. Ya da güldürme sanatı olarak aktarılmaktadır. Türkçe karşılığı ise güldürürdür.

“Bir kısım araştırmacılar ise mizahın tanımında eşdeğer fikirde olmamalarına rağmen, gerçekte mizahın tanımlanmasının mümkün olabileceğinde birleşmektedirler.” ( Khramtsova, 1996).

Mizahın tanımlanması ve ölçülmesi zor bir kavram olduğu sonucu çıkarılabilmektedir. Modern psikologlar mizahı çeşitli şekillerde tanımlamışlardır.

Adams’a göre; komik veya eğlendiren hareket veya ifade, kişinin hoşça vakit geçirmesine katkıda bulunan her şey, gülmeyi oluşturan nesne, yapılan mizah tanımlamalarındandır.

Çoğu insana mizahın ne olduğu sorulduğunda, muhtemelen kendilerini güldüren bir şey olarak anlatırlar. Mizah genel olarak komik bir dürtüyle başlayan, gülümseme veya gülme gibi bir tavırla biten, genelde hoşnutluk veren bir deneyim olarak görülmektedir. (Susa, 2002).

1.6.4.3. Huy

Huy, kişiliğinizin genlerinizden gelen doğal bir parçasıdır. Ve bu nedenle kişiliğinizin biyolojik ve içgüdüsel süreçlerle meydana gelmiş bir kısmı oluşturur. İşin aslı huy, kişiliğinizin her zaman ilk önce kendini ele veren parçasıdır. Huy genetik ve kalıtsal özelliklerden kaynaklandığından huyun modifiye edilmesi manipülasyonu ya da değiştirilmesi zordur.

33