• Sonuç bulunamadı

3. BULGULAR VE YORUM

3.5. Diyarbakır’da İcra Edilen Halk Oyunlarının Yapısal Özellikleri ve Tasviri

3.5.7. Dızo

Abdurrezak İnal’a göre;

Dızo oyunu, Diyarbakır’ın coğrafi yapısından dolayı bir bölgesinin daha çok etkilendiği görülen Diyarbakır halaylarından bir oyun türüdür. Diyarbakır’ın doğusuna doğru gidildikçe öyle bir oyun tarzına pek rastlanılmaz. Fakat ilçe bazında oyunu ele alırsak Kulp, Silvan, Ergani, Hani gibi ilçelerde çok rastlanılmadığı görülmektedir. Ama bazı ilçeler etkilenmiş olabilir.

1978 yılında bir halk oyunları yarışmasında Şanlıurfa ili halk oyunları takımında bu oyunu gördüm. Bu oyunun hem ezgisi hem de oynama tarzı beni çok etkiledi. Daha sonra Diyarbakır merkezde ikamet eden gençlere bu oyunun adımlarını öğrettim. Akabinde de yöre müzisyenlerine de ezgi ve ritmini öğrettim. Şehir merkezinde bu oyunu ilk çalan davulcu Yaşar, zurnayı çalan ise Mehmet TEKCANLI’dır. Genelde de Diyarbakır halaylarını icra ederken sununun en sonunda yorgunluğumu atmak için bu oyunu icra ederdim. Oyun yapı itibariyle yumuşak ve oynarken insanı dinlendiren bir tarzı var. Ben bu oyunu hoşuma gittiği için oynadım halada oynuyorum. Beni çok iyi bilen zurna üstadı Mehmet DEMİR, bakıyorsun kendiliğinde en son Dızo halayına çevirir yani artık dinlenme faslı başlamıştır. Vücut öyle güzel rahatlıyor ki! Şimdi bakıyorum Bingöl’de de oynanılıyor. 15-20 yıl sonra bu oyun Bingöl tarafından kendilerine ait olduğu iddia edilir.

Bir yandan annenin öz evladı var ve diğer yandan ise evlatlık edindikleri bir evlat var(!) Tutuşu aynen diğer yanaşık düzende icra edilen oyunlarımız gibi yan yanadır. Sıralı bir diziliş tarzı yoktur. Oyun bazen olduğu yerde sabit oynanırken bazen de sağa doğru yön

alıp adım atılarak dairesel bir formatta icra edilir. Oyun formları kişi sayısının fazlalığıyla oluşan bir durumdur. Vücutta ise sürekli yere doğru paralel olacak şekilde salınımlar yapılır. Halay başının kendine has yapmış olduğu bazı motifler vardır. Omuz atma, çökme, kalkma, dönme ve bazı ayak motifleri gibi kendi maharetlerini sergiler. Düz öne doğru adım alma da vardır. Çember şeklinde sağa doğru adım alma da vardır. Öne adım hareket cümlesinin oynama tarzı ne ise geriye adım hareket cümlesi de öyledir. Bazen sağ ayak basarken ters tarafa yani sola doğru altmış derecelik açıyla vücuda yön verilir. Yani oyunun akışı sağa doğrudur.

Yukarda belirttiğim bir hususa değinmekte tekrar fayda buluyorum. Hatırlarsanız

“Dızo halayını yörede en bilindik müzisyenlere çaldırmak istediğimi fakat çaldıramadığımı. Benim onlara verdiğim bazı direktiflerle çat pat bir şeyler ortaya çıkarmaya çalıştılar.” demiştim. Buradan şu kanıya varabiliriz. Şayet bir yörenin müzisyeni bir oyunun ritmini ve ezgisini çalamıyorsa demek ki o oyun, o yöreye ait değildir. Yoksa neden çalamasın ki! Gezmedikleri belde, çalmadıkları düğün yok ki! Mümkün müdür bu üstatlar yöreye ait olan bir oyunu icra edemesinler. Aslında tamamen yok de diyemeyiz.

Çünkü bazı belli yerlerde de olduğunu görüyoruz. Mesela Siverek, Hilvan, Viranşehir gibi illerin yani Karaca Dağ’a sınırı olan yerlerde icra edildiği görülmektedir. Diğer yandan da bakıyorsun İl’in diğer bölgelerinde ise olmadığını görüyorsun. Yani İl’in bir yakasındaki bir yerleşim birimi diğer yakasındaki bir yerleşim birimi ile etkileşmediği de açık bir şekilde görülmektedir. Oyunun karakteristik yapısına bakıldığında Diyarbakır halaylarının icrasında neredeyse ayak motifleri olmayan bir oyun türüne rastlanmazken. Bu oyunda ayak motiflerinin olmadığı görülmektedir. Yine baktığımızda oyunun vücut ile diz kısmının icra edildiği yani ayak motiflerinin olmadığı bölümde Diyarbakır halaylarında olmayan değişik bir diz tarzının olduğu görülmektedir. Edinilen bilgilere göre Dızo halayı genellikle Şanlıurfa’da yaygın olarak oynanılan bir oyun türüdür. Diyarbakır’da ise öyle kapsayıcılığı olmayan tüm bölgelerimizde de oynanılmayan Karaca Dağ dolaylarında ki yerleşim birimlerinde yani Şanlıurfa’ya yakın olan bölgelerimizde genellikle icra edildiği görülmüştür.

Mehmet Tekin’e göre;

Şuşane, Xaftano, Du ling gibi Dızo halayı da Karaca dağ bölgesine ait olan bir oyun türüdür. Govend türevi bir oyun olduğu görülmektedir. Yani Cida oyunundan türediği

107

farklı bir varyantı olduğunu düşünmekteyim. Şuşane, Du ling oyunlarına da benzerlikleri gözden kaçmaması gereken ayrıntılardandır. Yürüme hareket cümlesinin Şuşane ve Du ling oyunlarına benzediği görülmektedir. Du lıng gibi tutuşları var sağa doğru adım atılarak yürüme hareketi gerçekleştirilir. Aksak yani senkop denilen bir tarzda icra edildiği görülür. Bir ayağın yere basarken diğer ayağını bastığın ayağın yarı değeri kadar bir zaman diliminde bekletip akabinde ayağını kaldırıp öne atarak yürüyüp mesafe kat ediyorsun.

Bunun başka bir farklı figürü daha vardır. O da sağ ayağını sol ayağının çaprazına gelecek şekilde basıp aynı zaman dilimi içerisinde de vücudun yönü de o tarafa yani sola taraf 45 derecelik açı içerisinde olacak şekilde hareketi gerçekleştirip tekrar ayağını kendi olması gereken mecrasına çekerek vücudun da eski haline dönmesine yani 90 derecelik açıya dönmesine ve hareketin tamamlanması olayını gerçekleştirir. Yarım daire formatında yanaşık bir düzende eller Govend oyununda olduğu gibi tutulur. Bu oyunun “lo dızo lo lo dızo! Lo dızo bejra kane dız nadın pazde dıska …… hiska hiska” şeklinde bir de sözleri vardır. Genel itibari ile bakıldığında Karaca dağ bölgesine ait olan ve icra edilen oyunların karakteristik yapısında yumuşaklık ve çok yavaş metronom ile icra edildikleri görülür.

Dızo oyunu da bunlardan biridir. Yani yumuşak bir şekilde yavaş bir tempo ile icra edilir ki üç saat oynasan bile yorulmazsın. Ezgileri doğaçlama ağırlıklı olanıdır. Bazen de türkülü olan ezgi de çalınır.

Mehmet Demir’e göre;

Karaca dağ bölgesinde icra edilen bir oyundu. Oyunun ritmik değeri 5/8’liktir.

Herkes bu oyunu oynuyordu. Kadınlar da bu oyunu oynarlardı. Grupça oynanan bir oyundu. Oyunun kurulumu yanaşık düzendi. Ezgi doğaçlama ve birden çok ezgi çalınırdı.

Çalınan ezgi duygulu bir şekilde ve oyuna uygun bir ritim ile o an oyundan çıkmadan ve uygun olan tüm ezgiler çalınabilinirdi. Oyun alanına göre de insanlar oyuna katılım gösterirdi.