• Sonuç bulunamadı

Meclisler, Magistratlar ve Yurttaşlar

5.7.1. Ekklesia

Eski Yunan siyasal yaşamının en önemli kurumu olan Halk Meclisi’ne (Ekklesia) kent-devletinde yaşayan bütün özgür erkek yurttaşlar katıldığından oldukça büyük bir boş alana ihtiyaç duyulurdu. Hatta nadiren de olsa boş alan ihtiyacını karşılamak için Halk Meclisi yani Ekklesiasterion inşa edilirdi. Yurttaşlar genellikle agora-tiyatro gibi açık alanlarda toplanırlardı; ancak, Anadolu’nun güneyinde, Lykia bölgesinde yer alan Trebenna’daki Ekklesiasterion bir istisna teşkil eder ki bu yapı burada ele aldığımız dönemden çok daha ileri bir tarihe (İS. 3. yüzyıla) aittir. Demos’a kayıtlı (20 yaşını doldurmuş erkek-özgür ve Yunan) tüm yurttaşlar Ekklesia ya da kendilerince uygun olan bir alanda ayda iki-üç kez katılırlardı. Yasam ve yargı gücünü elinde bulunduran Ekklesia’da iç ve dış politika görüşülür; savaş ve barışa karar verme, kanun yapma, magistraların seçimi, yargılama ve sürgüne gönderme kararları Ekklesia’nın yetki ve sorumluluğundaydı. Tartışılacak ve oylanacak meseleler ise önce Bule’de (Boule) görüşülürdü. İÖ. 5. yüzyılda Prytaneis’in başkanı (Epistates) aynı zamanda Ekklesia’nın da başkanıydı. Ekklesia toplandığında önce görevli memur gündemi okurdu ve katılanlar maddelerin tartışmaya açılıp açılmamasını oylardı. Eğer tartışılması istenen bir konu varsa, görevli memur “kim konuşmak ister?” diye sorardı. Konuşmacılar kürsüye (bema) çıkar ve fikirlerini söylerdi. Konuşmak isteyenler arasında sıradan yurttaşlar olabileceği gibi, bu işi profesyonelce yapanlar da (rhetores) vardı. Eskiçağ’da bizim bugün anladığımız anlamda partiler bulunmadığından, bazı etkin grupların sözcülüğünü de bu tür hatipler yapmaktaydı. Konuşmadan sonra el kaldırma yöntemiyle oylama yapılırdı.

Teorik olarak tüm yurttaşlar Ekklesia’ya katılabilir ve konuşabilirdi. Fakat pratikte bu mümkün değildi; çünkü Ekklesia’ya katılmak için yurttaşların işlerini bırakıp bütün zamanlarını orada harcamaları gerekiyordu; bu da zaman, iş gücü ve para kaybı

demekti. Üstelik, kent merkezine uzakta ikamet edenler için bu gerçekten çok güç bir işti.

Bu nedenle, yurttaş nüfusunun ancak dörtte biri Ekklesia’ya devam edebiliyordu.235

5.7.2. Bule

Bule bir diğer meclisti. Aslında meclisten ziyade Ekklesia'nın yönetim kurulu olarak çalışırdı. Modern devlet yönetimlerine benzetildiğinde Bule’nin; yürütme gücünü elinde tuttuğu söylenebilir. Ekklesia'da görüşülecek gündemi hazırlayan ve Ekklesia’nın yönetim organı olarak faaliyet gösteren Bule’ye her bir aileden bir temsilci katılırdı.

Aileler de gönderecekleri temsilcileri kura yöntemi ile seçerlerdi. Bule’ye üye olabilmek için otuz yaşın üzerinde olmak zorunluydu. Çoğunlukla bir yıl ama nadiren iki yıl görev yaparlardı. Prytaneis'in başkanı (Epistates) günlük olarak ve yine kur’a ile seçilirdi ve bir defaya mahsus görev yapardı. Böylece Bule'nin, Ekklesia'nın gündemini hazırlamasının yanı sıra, Ekklesia'da alınan kararların yürütülmesini de sağladığı anlaşılmaktadır. Devlet işlerinin aksamadan sürdürülmesi gerektiğinden Bule, normalde, her gün toplanırdı;

(önceleri olmasa da daha sonra, Perikles zamanında alınan bir kararla) Bule üyelerine bir ücret ödemesi de yapılmaktaydı.

Prytaneis Bule’nin yanında alt komisyon olarak çalışma yürütürdü. Sitenin aciliyet teşkil eden işleri her şeyden önce Prytaneis ele alırdı. Prytaneis'in toplantı yeri Prytaneion adı verilen yuvarlak planlı (tholos) bir mekândı; Prytaneis’in üyelerinin görev saati yoktu ve harcamalarının tamamı site tarafından karşılanırdı. Bule'yi ve gerekirse Ekklesia'yı toplantıya çağırmak Prytaneis'in göreviydi. Devlet misafirleri burada ağırlanır ve kutsal ateşin sürekli yanar kalması sağlanırdı.

235 Tekin, s. 67.

5.7.3. Magistrat

Magistrat’lar site yönetiminde meclislerden sonra gelen en güçlü kesimdi. Bu kesim sitenin önemli yönetim kademelerinde görev yapan yüksek devlet memurlarından oluşmaktaydı. Sitenin ve yürütme organının başı; baş Magistrat unvanını kullanırdı.

Örneğin Atina’da baş magistrat yukarıda ne anlama geldiği açıklanan “Arkhon" yerine;

lonia, Lydia, Karia ve Phrygia bölgelerinde Stephanephoros yerine; Pamphylia, Pisidia ve Ovalık Kilikia’da Demiurgos (Termessos’ta Arkhiprobulos); Lydia ve yine bazı lonia kentlerinde Prytanis yerine kullanılırdı. Magistratlık görevinin genel kabul gören süresi bir yıldı. Buna karşın daha kısa süreli görev yapan Magistratlar da vardı. Örneğin baş-magistratlar Rhodos, Knidos, Stratonikeia ve Tarsos’ta altı ay; Erythrai ve Kalkhedon’da dört ay görev yapıyorlardı; ancak bu süreler dönemden döneme değişiklik gösterebilmektedir.236

Kent-devletinde nüfusun büyük çoğunluğu özgür erkek yurttaşların eşleri, çocukları, kentte yaşayan yabancılar ve kölelerden oluşmaktaydı. Bunun yanında yurttaş sıfatını alabilenler oldukça sınırlıydı. Kadınlar yurttaş sayılmadıklarından, politik haklardan mahrumlardı. Kent-devleti ironik olarak “erkekler kulübü” olarak da nitelendirilmektedir. Kuşkusuz, kadınların yanı sıra kentte yaşayan yabancılar ve köleler de yurttaş sayılmıyor ve Ekklesia'ya (Halk Meclisi) katılamıyorlardı.

Zaman zaman farklı kent devletleri coğrafyanın da verdiği elverişlilikle birlikte bir araya gelerek amphiktyones adı taşıyan birlikler de kurmuşlardır. Yunanistan’da Thermopylai yakınındaki Anthel ve Korinthos Körfezi’nin kuzeyindeki Delphoi’ bu merkezlere örnek olarak verilebilir. Bazıları başlarda koloni olarak kurulmuş olsa da Yunanistan’da ve Anadolu’da yer alan kentlerin hemen hepsi gerçekte birer kent-devleti niteliğini taşıyordu. Örneğin, Yunanistan’da Atina, Korinthos, Sparta, Argos, Thebai;

236 Tekin, s. 68.

Anadolu’da Miletos, Ephesos, Smyrna, Byzantion, Aspendos, Perge ve daha yüzlercesi.

Koloni mizaç olarak Yunanlıların yeni yerleştikleri yerlerde kurdukları yeni idari teşkilat olduğundan yapı olarak diğer Yunan kent-devletlerinden çok da ayrı bir oluşum olarak düşünülmemek gerekir.