• Sonuç bulunamadı

Mülteciler ve Ülke İçinde Göç Etmiş Kişiler

C. Açlıktan Özellikle Etkilenen Gruplar

7. Mülteciler ve Ülke İçinde Göç Etmiş Kişiler

Günümüzde devam eden silahlı çatışmalar nedeniyle ülkesini terk etmek durumunda kalan insan sayısı her geçen gün artmaktadır. Gerek mülteci olarak başka ülkelere göç eden kişiler gerekse daha iyi hayat şartları bulabilmek amacıyla kendi ülkeleri içerisinde yer değiştirmiş kişiler hayatlarını idame ettirmek için gerekli olan kaynaklardan mahrum bulunmaktadırlar. Buna bağlı olarak, en temel hakları olan gıda hakkından yararlanma bakımından dezavantajlı durumda bulunan bu gruplar açlıktan özellikle etkilenen gruplar içerisinde büyük bir kesimi oluşturmaktadırlar.

Keza, ülkesini terk eden gruplar içinde açlıktan kaçan kişiler, sorunun bir başka boyutunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, bir tarafta gittikleri ülkede mülteci statüsü kazanan kişilerin açlıktan ne şekilde etkilendikleri ortaya konulurken, diğer tarafta kıtlık ve kronik açlık gibi nedenlerle ülkelerini terk eden kişilerin durumlarının ele alınması gerekmektedir.

232 Engelli Haklarına İlişkin Sözleşme’nin bazı hükümlerinin yaşlılar bakımından da uygulanabilir

1951 Mültecilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme, İkinci Dünya Savaşı’nın akabinde kendi ülkelerinde medeni ve siyasal hakları ihlal edilen bireyleri korumak amacı güderek hazırlanmıştır. İlgili Sözleşme’nin 1. Maddesine göre, bir kimsenin mülteci sayılabilmesi için ülkesini terk etmesine neden olan zorlayıcı bir güç veya politik zulüm söz konusu olmalıdır.233 Bu durumda olan bireylerin sığındıkları ülkelerin bu kişilere karşı uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülükleri bulunmaktadır.

Buna karşın ülkesini daha iyi şartlarda bir hayat temin edebilmek için terk eden kişiler, ekonomik göçmen olarak tanımlanmakta olup,234 bu kişilerin göç ettikleri ülke tarafından kabul edilip edilmemeleri tamamen ilgili ülkenin takdirindedir.

Günümüzde pek çok insan, daha iyi hayat şartları bulabilmek için ülkelerini terk ederek başka ülkelere göç etmektedir. Bu durumda, kişilerin gönüllü olarak göç ettikleri kabul edilmekte olup bu kişilerin mülteci olarak kabul edilmeleri mümkün değildir. Bununla birlikte, göç edenlerin göç etme nedenlerinin kıtlık, kronik açlık, iklim değişikliğine bağlı olan çevresel nedenler olduğu durumlarda, bu göçün gönüllü olup olmadığının tartışılması gerekir. Hayatlarını kurtarmak için ülkelerini terk etmekten başka çaresi kalmayan bu kişilerin durumlarının da uluslararası hukukta daha büyük bir titizlikle ele alınması gerektiğini söylemek mümkündür. Bu bağlamda, daha iyi hayat şartları için

233 1951 Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme, md. 1: “1 Ocak 1951’den önce meydana gelen

olaylar sonucunda ve ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle ,yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır.” Sözleşme’nin daha güncel bir çevirisi için BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye

Temsilciği tarafından yapılan çeviri esas alınmıştır. Bkz. Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme, http://www.goc.gov.tr/files/files/multecılerınhukukıstatusuneılıskınsozlesme.pdf, s.e.t. 09.05.2019. Sözleşme’nin Resmi Gazete’de yayımlanan metni için ayrıca bkz. Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme, Resmi Gazete, Tarih: 05. Eylül. 1961, Sayı: 10898.

234 Handbook and Guidelines on Procedures and Criteria for Determining Refugee Status Under the 1951

Convention and the 1967 Protocol Relating to the Status of Refugees, UNCHR, Geneva 2011, s. 15, https://www.refworld.org/docid/4f33c8d92.html, s.e.t. 09.05.2019.

ülkelerini terk eden ekonomik göçmenler ile açlıktan kaçan göçmenlerin durumlarının ayrı kategorilerde ele alınmaları gerekir. Bir tarafta gönüllü bir göç söz konusu iken, diğer tarafta açlığın insan yaşımına karşı bir tehdit olması nedeniyle zorunlu olan bir göç olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

Açlık nedeniyle ölümle karşı karşıya kalan bir kimse ile siyasi görüşleri nedeniyle keyfi olarak idam edilen bir kişi arasında çok büyük bir fark olmadığını söylemek mümkündür. Bu nedenle, açlık nedeniyle ülkesini terk eden göçmenlere de uluslararası hukukun en temel ilkelerinden biri olan geri göndermeme ilkesi (non-refoulment

principle)235 gereği muamele edilmesi yerinde olacaktır. Günümüzde, kıtlık ve kronik açlık gibi nedenlerle ülkesinin terk eden kişilere sığınma talebinde bulunma veya geçici sığınma alma hakkı (right to recieve protection of temporary refuge) verilmesine imkân veren düzenlemeler yapılması yerinde olacaktır. Bu husus, mültecilerin korunmasına ilişkin mevcut düzenlemelerin revize edilmesi yoluyla yapılabileceği gibi, gıda hakkı başta olmak üzere ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ağır ihlallerinden kaçan kişilerin durumuna ilişkin özel bir düzenleme yapılması suretiyle de sağlanabilir.

Mülteci kişilerin gıda hakkından yararlanma bakımından dezavantajlı durumda olmalarının nedenleri ise bu kişilerin gitmiş oldukları ülkelerde gıdaya erişim için gerekli olan en temel kaynaklardan biri olan maddi gelirden yoksun olmalarıdır. Mülteci kamplarında kalan bireylerin ise gıda yardımlarına dayanan bir şekilde gıda hakkından faydalanmaları söz konusudur. Çalışma hakkı veya sosyal güvenlik hakkından yararlanamayan bu bireylerin gıdaya erişimleri oldukça güçtür. Gıda hakkı ile ilişkili olan

235 Geri göndermeme ilkesi uluslararası örf-adet hukuku kuralı olmanın yanı sıra, 1951 Mültecilerin

Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme’nin 33. Maddesinin 1. Fıkrasında da açık bir şekilde düzenlenmiştir. İlgili Maddeye göre: “Hiçbir Taraf Devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tâbiiyeti, belli bir sosyal gruba

mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir.”

sosyal güvenlik hakkına ilişkin Genel Yorum 19’da mültecilerin, vatansız kişilerin, sığınmacıların ve diğer zayıf ve dezavantajlı grupların da primsiz sosyal güvenlik programlarına erişimde eşit muameleye sahip olmaları gerektiğinin ifade edilmiş olması bu grupların durumlarının düzeltilmesi bakımından önem taşımaktadır.236

Açlık sorunundan özellikle etkilenen bir diğer grup ise, ülke içinde göç etmiş kişilerdir. Ülke içinde yerinden edilmiş kişiler (internally displaced persons) BM Ülkesinde Yerinden Edilme Hakkında Rehber İlkeler’e (United Nations Guiding

Principles on Internal Displacement)237 göre, “Özellikle silahlı çatışmanın, yaygın şiddet

durumlarının, insan hakları ihlallerinin veya doğal veya insan yapımı felaketlerin etkilerinden korunmak için, evlerinden veya mutad meskenlerinden kaçmaya ve bu yerleri terk etmeye zorlanmış veya kaçmak ve terk etmek zorunda kalmış ve uluslararası olarak kabul edilen ülke sınırlarını aşmamış kişilerdir.” 238 Yerinden edinmiş kişilerin durumunda iki husus göze çarpmaktadır, bunlardan ilki yer değiştirmenin gönüllü olmaması, diğeri ise bu kişilerin kendi ülkelerinin dışına çıkmamış olmalarıdır. Bu tanım, ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin kim olduğunu açıklıyor olsa da onlara özel bir hukuki statü vermemektedir.

236 CESR, General Comment No. 19, The right to social security (Art. 9), 4 February 2008,

E/C.12/GC/19, par. 38.

237 BM Ülkesinde Yerinden Edilme Hakkında Rehber İlkeler bağlayıcı nitelik taşımasa da uluslararası

insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk kurallarından kaynaklandığı için büyük ölçüde devletler tarafından kabul edilmektedir. Bu İlkeler, Afrika kıtasında konuya ilişkin bağlayıcı nitelikli bir düzenleme yapılmasına da katkı sağlamıştır. 2009 yılında akdedilen Yerinden Edilmiş Kişileri Koruma ve Yardım Sözleşmesi, bilinen adıyla Kampala Sözleşmesi bu düzenlemelerden biridir. Bkz. African Union Convention for the Protection and Assistance of Internally Displaced Persons in Africa (Kampala Convention), https://au.int/sites/default/files/treaties/36846-treaty-0039_- _kampala_convention_african_union_convention_for_the_protection_and_assistance_of_internally_ displaced_persons_in_africa_e.pdf, s.e.t. 30.06.2019.

238 United Nations Guiding Principles on Internal Displacement, 1998, Introduction, Scope and Purpose,

Esasında bu kişiler, kendi ülkelerinin sınırları içerisinde kalmış olmaları nedeniyle vatandaş veya ikametgâh izni sahibi olmalarından kaynaklanan tüm haklara sahip olmaya devam etmektedirler. Ancak yaşamlarını idame ettirdikleri bir yerden, ülke içinde de olsa başka bir yere göç etmiş olmaları, bu kişilerin hayatlarını idame ettirmekte birtakım zorluk ve yoksunluklarla karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır. Bu zorluklar arasında, ailenin ayrılması, cinsel şiddet ve istismar, insan kaçakçılığı olduğu gibi temel ihtiyaçlara erişimde yaşanan güçlükler de yer almaktadır. Gıda bu temel ihtiyaçların başında gelmektedir. Bu bireylerin hayatlarını idame ettirdikleri yeri terk etmeleri demek, işlerini ve kendi tüketimleri için tarım yapıyorlar ise arazilerini terk etmeleri anlamına gelmektedir. Buna bağlı olarak yer değiştirme, bireylerin gerek fiziksel gerekse ekonomik olarak gıdaya erişimleri üzerinde olumsuz etkiler doğurmakla birlikte gıdanın üretiminden, gıdayı elde etmeye ve hazırlamaya kadar beslenmenin tüm aşamalarını etkilemektedir. Ayrıca bulundukları olumsuz şartların doğurduğu gıda azlığı sorununa karşı grup savunma mekanizmaları ve dayanışma ağları kuran bu kişiler yer değiştirme ile birlikte bunları da kaybetmektedirler.239

Yoksulluk ve gıda azlığı ülke içinde yerinden edilmiş kişileri, bazı tehlikelere de açık hale getirmektedir. Cinsel istismar bunlardan biri olup çocukları için gıda temin etmek isteyen anneler gıda karşılığında cinsel ilişkide bulunmaya mecbur kalabilmektedirler.240 Bununla birlikte, gıda yetersizliği grup içindeki çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkilemenin yanı sıra yer değiştirme nedeniyle eğitim

239 Handbook for the Internally Displaced Persons, Global Protection Cluster Working Group, March,

2010, s. 248,

https://cms.emergency.unhcr.org/documents/11982/44794/Global+Protection+Cluster%2C+Handboo k+for+the+Protection+of+Internally+Displaced+Persons%2C+2010/132e17d4-b3bc-4bcf-b6cc- eb499b1864f8, s.e.t. 30.06.2019.

hayatından kopan bu çocukları aileye katkı sağlamak için çalışma hayatına atılmaya zorlamaktadır.241

Son verilere göre, silahlı çatışma veya doğal afet nedeniyle her gün ortalama 80.000 kişi ülke içinde yer değiştirmek zorunda kalmaktadır.242 Elli farklı ülkede 11.8 milyonu silahlı çatışma, 18. 8 milyonu doğal afet nedeniyle olmak üzere 30 milyonu aşkın insanın ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldığı tahmin edilmektedir.243

Bu insanlar geçim kaynaklarını kaybetmiş olmaları nedeniyle, yoksulluk ve açlık riski ile karşı karşıya bulunmaktadır. Ülke içinde yerinden edilmiş kişilere insani yardım sağlama hususunda öncelikli olarak yükümlülük ulusal otoritelere aittir.244 Bununla birlikte uluslararası insani yardım kuruluşları veya diğer devletler de bu kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere insani yardım teklifinde bulunabilirler.245 Özellikle ulusal otoritelerin yükümlülüklerini yerine getirmekte isteksiz davrandığı veya yetersiz kaldığı durumlarda, insani yardım teklifine karşı keyfi olarak rıza göstermemekten kaçınmaları beklenmektedir.246

Ülke içinde yerinden edilmiş herkesin yeterli yaşam standardı hakkına sahip olduğu BM Ülkesinde Yerinden Edilme Hakkında Rehber İlkeler’de açık bir şekilde ifade edilmiştir.247 İlgili İlkeler’de yetkili otoritelerin, şartlar ne olursa olsun, herhangi bir ayrım gözetmeksizin ülke içinde yerinden edilmiş kişilere en azından temel gıda maddeleri, içilebilir su, temel barınma ve konut, uygun giyecek, gerekli sağlık ve temizlik

241 Handbook for the Internally Displaced Persons, s.248.

242 Global Report on Internal Displacement, Internal Displacement Monitoring Centre/ Norwegian

Refugee Council, 2018, http://www.internal-displacement.org/global-

report/grid2018/downloads/2018-GRID.pdf, s.e.t. 30.06.2019.

243 Global Report on Internal Diplacement.

244 United Nations Guiding Principles on Internal Displacement, Principle 25(1). 245 United Nations Guiding Principles on Internal Displacement, Principle 25(2). 246 United Nations Guiding Principles on Internal Displacement, Principle 25(2). 247 United Nations Guiding Principles on Internal Displacement, Principle 18(1).

hizmetlerini ve bunlara erişimlerini sağlamakla yükümlü oldukları da dile getirilmektedir.248

Bu bireylerin açlıktan ve açlık nedeniyle ortaya çıkan diğer risklerden korunabilmeleri bakımından gıda yardım programları hayati önem taşımaktadır. Gıda yardım programlarının etkin bir şekilde yürütülebilmesi için özellikle topluluk içindeki kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler gibi hâlihazırda zayıf ve dezavantajlı grupların ihtiyaçlarına önem vermesi gerekmektedir.249 Ayrıca devletin, okula devam karşılığında gıda yardımı yapmasının, ülke içinde yer değiştirmiş ailelerin çocuklarının okula devamlarının sağlanması bakımından önem taşıdığını söylemek mümkündür.250