• Sonuç bulunamadı

Gıda Güvencesi

Belgede Uluslararası hukukta gıda hakkı (sayfa 109-114)

B. Gıda Hakkı ve Benzer Kavramlar

1. Gıda Güvencesi

Gıda güvencesi (food security) kavramından önce insan güvenligi (human

security) kavramının açıklanması gıda güvencesi kavramının daha iyi anlaşılması için

yerinde olacaktır.263 İnsan güvenliği, insan hakları kavramına göre daha yeni bir kavram olup literatüre 1990’lı yıllarda girmiştir.

262 Eylem Planında belirlenen taahhütlerin bu özellikleri taşıması İngilizce kısaltması ile devletleri akıllıca

düşünmeye teşvik eden “Think SMART” ifadesi ile dile getirilmiştir. Devletlerin vermiş olduğu taahütün belirli (specific), ölçülebilir (measurable), başırılabilir (achievable), uygun (relevant), time- bound (zamanla kısıtlı) olması gerekmektedir. Belirlilik ile kast edilen, eylemin belirli olmasının yanı sıra, bunun devletin hangi birimi tarafından gerçekleştirileceğinin de belirli olmasıdır. Taahhüdün ölçülebilir olması, taahhüde ilişkin birtakım göstergelerin olmasını ve böylece yaşanan gelişmenin ölçülebilmesini gerekli kılmaktadır. Taahhüdün başarılabilir olması, devletin geçmişte sağladığı başarı temelinde gerçekçi bir içeriğe sahip olması anlamına gelmektedir. Son olarak, taahhüdün zamanla kısıtlı olması ile kast edilen, belirlenen hedefe bellirli bir zaman dilimi içerisinde ulaşılmasının gerekmesidir. Detaylı bilgi için bkz. United Nations Decade of Action on Nutrition 2016-2025, Towards Country- Specific Commitments for Action on Nutrition, FAO, WHO, 2016. http://www.fao.org/3/a-i6130e.pdf, s.e.t. 11.12.2018.

263 “Security” kelimesinin güvenlik ve güvence anlamları olmakla birlikte “food security” kavramının

İnsan güvenliği kavramı ilk olarak 1994 yılında BM Kalkınma Programında (UN

Development Programme- UNDP) kullanılmış olmakla birlikte kökeninin BM’nin çevre,

kalkınma ve küresel yönetişim ile ilgili komisyonlarına dayandığı söylenebilir264 BM Kalkınma Programı “insan güvenliği” kavramını, “açlık, hastalık ve baskı gibi kronik

tehditlerden güvende olma”265 ve “günlük yaşamın ani ve acı veren aksamalarından

korunma”266 olarak tanımlamıştır.

Günümüzde insan güvenliğinin bir alt öğesi olarak ifade edebilecegimiz “gıda güvencesi” kavramı 1974 yılında Dünya Gıda Konferansı’nda, “gıda tüketiminin istikrarlı

biçimde sürdürülebilmesi ve üretim ve fiyatlardaki dalgalanmaların dengelenebilmesi için temel besin maddeleri bakımından yeterli dünya arzının her zaman var olması”267 olarak tanımlanmıştır. Bu tanımın, o dönemdeki tartışmaların bir yansıması olarak, gıda güvencesi tanınımında gıda üretiminin ve fiyatlarının istikrarlı bir biçimde korunması, bir başka deyişle yeterli gıda arzının sağlanmasına odaklandığı görülmektedir.268

için kimi yayınlarda “gıda güvencesi” kimi yayınlarda ise “gıda güvenliği” kavramlarının kullanılıdığı görülmektedir. Kanaatimizce, “food security” terimini karşılamak üzere gıdaya erişim bakımından güvence sahibi olmak anlamına gelecek biçimde “gıda güvencesi” kavramının kullanılması daha doğru olacaktır. Böylece dilimize “gıda güvenliği” olarak çevrilmiş olan “food safety” kavramı ile “food

security” kavramlarının birbirine karışmasının da önüne geçilmiş olacaktır. Böyle bir tercih, “food safety” kavramının daha ziyade gıdaların zararlı maddelerden arınmış olması, bu anlamda güvenli olup

olmadıkları ile ilgilenmesi nedeniyle dilimize “gıda güvenliği” olarak çevirilmesiyle de uyumlu olacaktır. Buna karşın “human security” kavramı için “insan güvencesi” yerine, Türkçe literatürle uyumlu olarak “insan güvenliği” terimi tercih edilmiştir.

Türkçe literatürde gıda güvencesi (food security) ve gıda güvenliği (food safety) konuları büyük ölçüde tarım ekonomisi, gıda mühendisliği ve ziraat mühendisliği açılarından ele alınmış bulunmaktadır. Bu konuda bizim de tercih ettiğimiz terminolojiyi benimseyen bir çalışma için bkz. Koç, G/ Uzmay, A.:

Gıda Güvencesi ve Gıda Güvenliği: Kavramsal Çerçeve, Gelişmeler ve Türkiye, Tarım Ekonomisi

Dergisi 2015, C. 21, S. 1, s. 39-48.

264 Oberleitner, G.: Human Security: A Challenge to International Law?, Global Governance 2005, Vol.

11, No. 2, s. 185.

265 Human Development Report 1994, United Nations Development Programme, Oxford University

Press, New York, Oxford 1994, s. 3.

266 Human Development Report 1994, s. 3.

267 United Nations, Report of the World Food Conference, Rome 5-16 November 1974. New York 1975,

Resolution XVII, s.14, https://digitallibrary.un.org/record/701143/files/E_CONF.65_20-EN.pdf, s.e.t. 09.05.2019.

268 Bu amaca hizmet etmek üzere yeni uluslararası yapıların da 1974’te toplanan Dünya Gıda Zirvesi

1980’li yıllara gelindiğinde, Sen’in “Poverty and Famines: An Essay on

Entitlement and Deprivation” adlı çalışmasının, gıda güvencesi konusundaki genel

yaklaşımları ters-yüz ettiği görülmektedir. Sen, çalışmasında ampirik verilere de dayanmak suretiyle, gıda güvencesizliğinin nedenini yeteri miktarda gıdanın bulunmayışı ile ilgili değil, gıdaya erişim imkânının olmayışı ile açıklamıştır.269 Bu bağlamda, ulusal düzeyde yeteri miktarda gıda olmasına rağmen, bireysel bazda gıda güvencesizliğinin var olmasının, bireylerin gıdaya erişememeleri ile alakalı olduğu ortaya konmuştur. Sen’in bu çalışması, gıda güvencesi sorununun bir kaynak ve üretim sorunu olmadığını gösterirken, sorunun çözümü için gıdaya erişime odaklanması gerektiğine dikkat çekmiştir.

FAO’nun bundan sonraki tanımının da Sen’in çalışmasından etkilendiği görülmektedir. Bu minvalde, 1983 yılında FAO, gıda güvencesi denkleminde zayıf grupların gıdaya erişimlerinin de dikkate alınması gerektiğine vurgu yaparak, gıda güvencesini, “herkesin ihtiyaç duyduğu temel gıda maddelerine her zaman fiziksel ve

ekonomik erişim imkânına sahip olmasının güvence altına alınması” olarak

tanımlamıştır.270

1986 yılında ise, WB’nin yoksulluk va açlık sorunlarına ilişkin olarak hazırlanmış olduğu raporu ile, yoksulluk nedeniyle kronik bir biçimde devam eden gıda güvencesizliği durumu ile doğal afet, ekonomik çöküş veya silahlı çatışmalar nedeniyle kötüleşen gıda güvencesizliği durumu arasında halen kabul gören bir ayrım ortaya konulmuştur.271

Dünya Gıda Güvencesi Komitesi (FAO Committee on World Food Security), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (International Fund for Agricultural Development). Bkz. FAO, ‘Council Resolution I/64’, Report of the Council of FAO Sixty- Fourth Session, Rome 18-29 November 1974.

269 Genel olarak bkz. Sen, Poverty and Famines: An Essay on Entitlement and Deprivation.

270 FAO, World Food Security: a Reappraisal of the Concepts and Approaches, Director General’s Report,

Rome, 1983. s. i.

271 A World Bank Policy Study, Poverty and Hunger: Issues and Options for Food Security in Developing

Countries, Washington DC, 1986,

1990’lı yıllara gelindiğinde, FAO’nun da altını çizdiği üzere, dünyada yeteri miktarda gıdanın olduğu, ancak paylaşım sorunu yaşandığı fark edilmiştir. Bu paylaşım sorununun yanı sıra gıda güvenliği, beslenme dengesi ve gıda tüketimi gibi gıdaya ilişkin diğer meseleler de uluslararası toplumun gündemine gelmiştir. Bu gelişmelere bağlı olarak, 1996 yılında toplanan Dünya Gıda Zirvesi’nde gıda güvencesi, gıdaya erişim hususu dikkate alınmak suretiyle gıdanın miktar ve kalitesini de içerecek biçimde, daha kapsamlı bir şekilde tanımlanmıştır.

Günümüzde de kabul gören bu tanıma göre gıda güvencesi; “tüm insanların

sağlıklı ve aktif bir yaşam için beslenme ihtiyaçlarını ve besin tercihlerini kaşılayan yeterli, güvenli ve besleyici gıda ürünlerine her zaman fiziksel, sosyal ve ekonomik erişimlerinin var olması durumu”272 anlamına gelmektedir.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere, gıda güvencesi kavramı bir hak olarak tanımlanmamış ve uluslararası hukuk metinlerinde de bir hak olarak tanınmamıştır. Gıda güvencesi, bir durumu ifade etmekte olup devletlerin kendi ülkerinde gıda güvencesi durumunu sağlamaya yönelik politikalar ve programlar belirlemesi beklenmektedir. Bu anlamda, gıda güvencesi, birtakım politika ve programlarla ulaşılabilecek bir hedef niteliğinde olup, mevcut içeriğiyle devletlere hukuki bir yükümlülük yüklememektedir.

Gıda güvenesinin bu çok boyutlu tanımından, kavramın dört temel sütun üzerine inşa edildği söylenebilir. Bu tanıma göre, gıda güvencesi kavramının, sağlanabilirlik

(availability), erişim (access), istikrar (stability) ve faydalanma (utilization) sütunları

üzerine kurulduğu görülmektedir. Bu husus, şema ile şu şekilde izah edilebilir:273

09.05.2019.

272 Rome Declaration on World Food Security and the World Food Summit Plan of Action, par. 1. 273 Şema Alman Gıda, Tarım ve Tüketicinin Korunması Bakanlığının katkılarıyla FAO tarafından

Sonuç itibariyle, gıda güvencesinin zaman içinde gelişen tanımının, günümüzdeki hali ile gıda hakkı tanımına yaklaştığı görülmektedir. Fakat bu haliyle dahi, gıda güvencesi kavramının, gıda hakkı ile aynı anlama gelmediğini, ancak bu iki kavram arasında birtakım benzerlikler ve neden-sonuç ilişkisi olduğunu söylemek mümkünüdür. Daha açık ifadesiyle, herkes için gıda hakkının sağlandığı bir toplumda gıda güvencesinin

hazırılanan, A Primer to the Right to Adequate Food, Learner Notes adlı çalışmadan alınmıştır. Bkz. FAO, A Primer to the Right to Adequate Food, The Concept of the Right to Adequate Food, Learner Notes, Rome, 2007, s.12. (Bundan sonra A Primer to the Right to Adequate Food, The Concept of the Right to Adequate Food, Learner Notes).

d an ın sağl an ab il irl i G ıd aya e rişi m İstik rar d ad an yar ar lan m a

İHTİYAÇLARIN TEYİT EDİLMESİ GIDA GÜVENCESİ

sağlanacağını, vice versa herkes için gıda güvencesinin sağlandığı bir toplumda, gıda hakkının da yerine getirilebileceğini söylemek mümkündür.274

Bununla birlikte, gıda güvencesi ile gıda hakkı arasındaki en temel fark, gıda güvencesi bir siyasal hedef iken, gıda hakkının devletlere hukuki yükümlülükler yükleyen bir hak olmasıdır. Siyasal bir hedef olması nedeniyle gıda güvencesinin, bağlayıcı olmayan hukuki belgelerde düzenlendiği, buna karşın gıda hakkının bağlayıcı nitelikli uluslararası antlaşmalarla veya ulusal anayasalarda güvence altına alındığı görülmektedir.

Ayrıca, tez çalışmasının “Gıda Güvencesine Hak Temelli Yaklaşım” başlıklı bölümde detaylı bir şekilde ele alınacağı üzere, gıda hakkı insan haklarının temel ilkeleriyle desteklenmiş bir hak olması nedeniyle gıda güvencesinden daha kapsamlı bir kavramdır. Bu yönüyle, gıda hakkının, devletlere hukuki yükümlülükler yüklemek suretiyle, gıda güvencesinin sağlanmasına ilişkin olarak belirlenen siyasal hedefleri, yerine getirilmesi gereken insan hakları yükümlülüklerine dönüştürdüğü söylenebilir.275

Belgede Uluslararası hukukta gıda hakkı (sayfa 109-114)