• Sonuç bulunamadı

6. KORSANLIĞIN KİLİKYA EKONOMİSİ’NE ETKİSİ 179

6.3. Korsanlık Sonrası Kilikya Ekonomisi 186

Bundan önce de bahsettiğimiz gibi korsanlık faaliyetlerinin yoğun yaşandığı dönemde, tüm Akdeniz ekonomisinin bundan etkilenmiş olduğu bir gerçektir. Bununla birlikte bu dönemde Dağlık Kilikya ekonomisinin en önemli geçim kaynağı korsanlık ve köle ticareti olmalıdır. Korsanlarla yaptığı savaşta muvaffak olan Romalı General Pompeius’un, onları kıyı bölgelerine yerleştirmesinin yanı sıra, Pax Romana da Kilikya’nın kıyı ve ova kesiminin yapılaşmasının önünü açmıştır. Böylece Kilikya’daki Roma kentlerinin İmparatorluğun diğer kentleri ile bağlantısı korunabilmiştir. Bu nedenle çeşme, cadde, aquadük gibi işlevsel yapıların haricinde agora, tiyatro ve sütunlu cadde gibi kentsel yapılar da halkın hizmetine sunulmuştur1015

.

Kilikya’nın ticari ilişkilerini gösteren en önemli kanıt, daima seramik buluntular olmuştur. En sade şekliyle bir bölgede ithalat ve ihracat ürünlerine dair kanıtların elde edilmesi bölgeler arasındaki ticari bağlantıları ortaya koyar. Kilikya’da, her zaman rağbet gören DSA (Doğu Sigillata A) ve Kıbrıs Sigillata gibi ürünlerin yanı sıra, Knidos’tan, Bergama’dan (Çandarlı kâseleri), Menderes Nehri civarından (Doğu Sigillata B), Karadeniz'den (Pontik sigillata), İtalya ve Afrika'dan gelen örneklere de rastlanması, bölgenin ticari ilişkilerini göstermektedir1016

.

Kilikya Helenistik Dönem'den, Bizans Dönemi'ne kadar şarap, tahin, keten, balık, balık sosu, badem, meyve-sebze, özellikle de balkabağı üreticisi olarak bilinir- di1017. Tarihin farklı evrelerinde Kilikya ekonomisini ayakta tutan başlıca dinamikle- rin, tarım, madencilik, ormancılık, hayvancılık, balıkçılık ve deniz ticareti olduğu söylenebilir. Bununla birlikte Anadolu, cumhuriyet savaşları sona erdiğinde dahi, Yunanca konuşan kölelerin ihraç edildiği merkezlerin başında gelmekteydi1018. Or- manlarla kaplı Toroslar ve iç kesimdeki sert iklim şartlarında yetişen hayvan sürüleri de farklı bir ticaret konusudur. Bununla birlikte Tarsus'taki keten işçilerinin politik

1014 Öztürk 2011, 68. 1015 Durugönül 2002, 114. 1016 Ferrazzoli 2008, 43. 1017 Şenol ve Şenol 2003, 119. 1018 Levick 2004, 182.

bazı haklardan yosun oldukları bilinmektedir.

Gelir elde etmek için kentlerin tamamı üretime ya da ticarete bağımlıdır. Dağ- lık Kilikya'da tarıma elverişli olmamasına karşın yerel anıtlar üzerinde belirtildiği üzere, güçlü ticari faaliyetleri ve iş kolları ile Korykos ön plana çıkmaktadır1019

. Kelenderis'te yapılan kazılarda bol miktarda demir cürufu bulunmuş olması, deniz ticaretine konu mallar arasında mutlaka, işlenmiş ya da işlenmemiş metalik madenle- rin de yer alması gerektiğini göstermektedir1020. Kelenderis'te açılan bir mezar, ait

olduğu dönem ve buluntu çeşitliliği bakımından önemlidir. Çıkan buluntuların kor- sanlık faaliyetlerinin bitiminden hemen sonraki M.Ö. 1. yüzyılın sonlarına ve M.S. 1. yüzyıla ait olmaları şaşırtıcı değildir. Çünkü geçmişte Kelenderis’in de içinde bulun- duğu Dağlık Kilikya’daki yoğun korsanlık faaliyetleri bölgede büyük bir huzursuzluk yaratmış, bölge halkının sıkıntılı günler geçirmesine sebep olmuştur. Bunun doğal bir sonucu olarak Kelenderis payına düşeni fazlasıyla almıştır.

260 yılında Pers Şapur veya kuvvetlerinin bir kısmının batıdaki Selinus’a ka- dar ilerlemesi ile üçüncü yüzyılda güney kıyısındaki gelir seviyesi azalmıştır. Pers istilasının Kilikya kentleri üzerindeki etkisi kalıntılardan anlaşılamasa da Tarsus, Sebaste, Korykos, Kelenderis, Anemurium, Selinus, ve Seleukeia fethedilen yerler arasındadır1021

. Uzun bir süre için kazılan Isauria kıyısındaki bir kaç kentten biri olan Anemurium’da, kentin en varlıklı dönemini yaşadığı ikinci yüzyılın sonu ile üçüncü yüzyıl başlarında, palaestra dahil olmak üzere birçok iddialı inşaat projesinin aniden son bulması, Russell tarafından Pers işgaline bağlanır1022

.

Böylece Prima ve Secunda’ya bölünerek başkentleri Tarsus ve Anazarbus olan Kilikya’da, tetrarşi düzeninde yeni bir dönem başlamıştır. Dağlık kesimdeki Isaurialıların dönemsel akınlarına rağmen, bölgede çok sayıda bazilika, kilise, şapel, manastır ve görkemli mezar yapılarına rastlanması, refah düzeyinin yeniden yüksel- diğinin yansımasıdır. Ancak sıkça nükseden korsanlık faaliyetlerine ve M.Ö. 1. yüz- yılda yaşanan devrime tanıklık eden Isauria, Bizans İmparatorluğu’nun başa çıkılma- sı zor bir parçası olarak kalmıştır. Zosimos’un kayıtlarının bir bölümünde Probus’un hükümdarlığı sırasında (278/9) Pisidya’nın iç kısımlarındaki kenti Cremna, haydut

1019 Levick 2004, 189.

1020 Kaptan 1998, 221. 1021 Vann 1998, 79-80. 1022 Vann 1998, 79-80, not. 11.

Lydius tarafından ele geçirilmiştir. Bu olaylar Isauria’nın, Probus ve Diokletianus tarafından, askeri ve sivil görevlilerden oluşan bir hükümet ile yönetilen ayrıcalıklı bir eyalet haline dönüştürülmesine neden olmuştur. Bu seferberliğin başka bir sonucu olarak bitişikteki Pamphylia topraklarına, zorluk çıkaran yerlere karşı tampon görevi görmeleri için emekli askerler yerleştirilmiştir1023

.

İlk kez Ammianus, 4. yüzyılda ortaya çıkan çeşitli isyanlar hakkında bazı ay- rıntılara dikkat çeker. Buna göre yurttaşlarının Ikonion’da (Konya), bir amfi tiyatro- da öldürülmesinden sonra Isaurialılar, Isauria sınırını koruyan birliklerin toplandığı kıyı kenti Paleas’a1024

saldırmış. Daha sonra aynı mücadele sırasında oldukça güçlü savunmasına rağmen Seleukeia kentini kuşatmışlardır. Doğudan takviye kuvvet ola- rak gelen Nebridius ise kuşatmayı kırarak, Isaurialıları cezalandırılmadan dağlık ke- simdeki yurtlarına geridönmeye zorlamıştır1025

.

Ammianus’un (14.2.1) Isaurialılar hakkındaki açıklamalarından sonra bu sa- hildeki denizcilik faaliyetleri ve limanları ile ilgili bir çalışma için küçük bir de ne- den olduğu söylenebilir. Bu açıklamalarda dağlardan aşağı inerek denizciler uyuyana kadar kıyı boyunca gizlenen, vahşi kabile üyelerinden bahsedilir. Buna göre onlar gemiye çıktıktan sonra, mürettebatı öldürmek suretiyle yükü çalıyorlardı. Bu yüzden denizcilerin çoğunun Kıbrıs limanlarını kullanarak, Isauria kıyılarını atladıklarını belirtilir. Ancak Arap toprakları ile sınır olması nedeniyle İmparatorluk için kritik bir öneme sahip olan bu bölgede, doğudaki ovalardan ya da güneydeki Kıbrıs’tan gelebi- lecek tehditlere karşı koymak için süvari birlikleri hazırda beklemekteydi1026

.