• Sonuç bulunamadı

5. KİLİKYA BÖLGESİ EKONOMİSİ VE BÖLGEDEKİ MESLEK KOLLARI 88

5.1. Seramik Endüstrisi 91

5.1.1. Amphoralar 91

5.1.2.2. Roma Kırmızı Astarlı Kapları 132

5.1.2.2.2. Geç Roma C Foça Kırmızı Astarlı Kapları 136

Literatürde Foça Kırmızı Astarlı Kapları olarak geçen Geç Roma C seramik- leri (LRC)710, M.S. 4. yüzyıl sonlarından M.S. 7. yüzyıl başlarına kadar711 ARS’lerin en büyük rakipleri olmuştur712. Doğu Akdeniz kökenli bir seramik türü olan

LRC’lerin Anadolu’daki en büyük üretim yeri Foça’dır713

. Yapılan araştırmalar bu bölgede şimdilik 5 ayrı üretim merkezinin olduğunu ortaya koymuştur714

. Bu kap türü büyük olasılıkla, M.S. 4. yüzyıl sonlarında Doğu Sigillataları C gurubu veya Çandarlı üretimi olarak bilinen kapların etkisiyle ve ardılı olarak piyasada kendini gösterir715. Hayes ayrıca bu kap türünün üretim sahası olarak Pergamon civarındaki

Grynion’u da göstermektedir716. LRC’ler karakteristik fabrikleriyle, Tripolis Kırmızı Astarlıları dışında ARS’lerden kolaylıkla ayrılır717. Bu kapların diğer rakipleri ise

Doğu Akdeniz’de çok popüler olan Kıbrıs Kırmızı Astarlılarıdır. Ancak LRC’ler LRD’lere göre, Mısır’ın aşağı kesimleri, Kıbrıs ve Küçük Asya’nın güney kıyılarının belli bölgeleri dışında daha yaygındır. M.S. 5. yüzyılın ortalarından M.S. 7. yüzyıl başlarına kadar, Akdeniz’in Sicilya’dan Rusya’ya uzanan bölümünde görülebilen neredeyse tek kap türüdür718

.

Doğu Roma’nın başkenti olan Konstantinopolis’in servis kaplarına giderek artan ihtiyacıyla birlikte Foça atölyelerinin önemi de artmıştır719

. Bu nedenle üretim artık endüstriyel ölçekte yapılmaya başlamıştır720

. Böylece 5. yüzyıl ortalarından itibaren Akdeniz Havzası’nda ağırlığını hissettirmeye başlayan Phokaia Kırmızı As-

709 Adak-Adıbelli 2006, 87. 710 Waagé 1933, 323. 711 Waagé 1948, 52; Hayes 1972, 368. 712 Tekocak 2013, 161. 713 Hayes 1980, 525; Williams 1989, 45. 714 Empereur ve Picon 1986, 143-146. 715 Hayes 1972, 323. 716 Hayes 2008, 83-84. 717 Hayes 1972, 323-324.

718 Hayes 1972, 368; Williams 1989, 46, not.21-22. 719 Hayes 1992, 5; Hayes 1997,62.

tarlıları, özellikle Afrika’daki Vandal istilasının ardından, Kuzey Afrika üretimleri karşısında baskın duruma gelmiştir721

.

Kapların batıdaki gelişimi ve stratigrafisi için Atina Agorası722, Saraçhane723

ve Ephesos724 iyi tarihlenmiş parçalara sahiptir. Ayrıca Samos725, Korinth726 ve Knossos’ta727

yapılan kazılardan elde edilen sonuçlar, bu verileri aşağı yukarı doğru- lamaktadır. Anadolu’da Antiokheia728

, Tarsus729 ve Kelenderis730 kazıları veriler sağlarken, Suriye’de Tell Rifa’at çevresinde731

yapılan araştırmalar ile Tell Kazel732 ve Apameia733 kazılarından bir takım sonuçlar elde edilmiştir. Yine son zamanlarda Filistin Bölgesi’nde Kudüs734, Samaria735, Tell Keisan736, Herodium737 ve Khirbet Handoma’da738 yoğunlaşan kazı ve araştırmalarda önemli veriler elde edilmiştir739. Kapların Kuzey Afrika’daki temsilleri ise Mısır’da Abu Mena740

ve İskenderi- ye’de741Libya’da Kyrenaika Bölgesi’ndeki Tokra742

ve Apollonia’da743 tespit edil- miştir744

.

İnce tanecikli ve gözenekli hamuru olan seramikler genelde iyi pişirildikle- rinden kahverengimsi kırmızı, erguvani kırmızı ve kestane rengindedir. Sert, orta sert dokulu ve pürüzsüz bir yapıya sahiptir. Katkı maddesi olarak; kireç, az miktarda mi- ka ve bazen siyah parçacıklar görülür. Pişme derecesi daha düşük olan mallarda ise

721 Hayes 1972, map 15, Hayes 1997, 63.

722 Waagé 1933, 298-300, pl. IX-X; Hayes 1972, 323-370. 723 Hayes 1992, 5, 91-103, fig. 33-52.

724 Gassner 1997, 137-147, tf. 44-48; Meriç 2002, tf. 30. 725 Unterkircher 1983, 190-191, Abb. 6.

726 Adamsheck 1979, 98-99, fig. 10, Pl. 24; Slane 1990, 57-58, fig. 10. 727 Hayes 1973a, 122; Hayes 2001, 435-436, 438.

728 Waagé 1948, 51-53, fig. 32-34, pl, XI. 729 Jones 1950, pl. 208.

730 Tekocak 2013, 161-164, fig. 6-7.

731 Kenrick 1981, 447, 449-450, fig. 243, VII, (Tell Aar, El Aareime, Aazaz, Tell Ares, Beka, Tell Bouhira, Tell Fafine).

732 Gubel 1990, 28,31 fig. 6; al- Maqdissi 1990, fig. 47, a-c. 733 Mertens 1969, fig. 4.

734 Hayes 1985, 185-186, 193, fig. 63-64; Tushingham 1985, 62, 90-98. 735 Kenyon 1957, 358, fig. 84.

736 Landgraf 1980, 54-58, fig. 14a. 737 Birger 1981, 130, pl.13, no.13-16. 738 Sion 1997, 152. 739 Adak-Adıbelli 2006, 91, n. 415. 740 Hayes 1972, 442. 741 Rodziewicz 1976, 39-41, pl. 8-9. 742 Hayes 1973b. 743 Hayes 1972. 744 Adak-Adıbelli 2006, 91.

portakal rengi ya da portakal kırmızı renkli kil daha yumuşak ve tozsu dokuludur. Pişme, kenarın dış yüzeyi haricinde genel olarak her yerde aynı rengi sağlar. Bu alan tamamen renksiz olmayıp hatta normalden daha renklidir. Burada koyu kahverengi, siyah ve kremsi beyaz bir renk oluşur ve bazen de yüzeyde bir tabakalanma göze çarpar. Bunun nedeni ise kapların fırına üst üste yerleştirilmesi ve yalnız ağız kısım- larının fırın içerisindeki gaza maruz kalmasıdır. Gövdeyle kaynasan ve tüm yüzeyi kaplayan kırmızı astar genelde kaliteli ince bir film tabakası gibidir. Donuk ve ara sıra oldukça basit bir metalik görüntüsü olan bu tabaka, sadece gövde kilinin incel- tilmiş halidir. Bazen iç yüzeyde dış yüzeyden daha kalın uygulanmıştır745

. Gövde kalınlığının bazı örneklerde kabın her yerinde eşit olmadığı gözlenmiş ve bu durum kabın sağlamlığını engelleyen bir neden olarak sunulmuştur746

.

Farklı renklerin oluştuğu ağız yüzeyinin görünüşü de genellikle düzensiz bir profil arz eder. Bir kerede ikili, üçlü veya dörtlü bantlar halinde süsleme yapabilen aletler ile yapılan rulet bezemeler 5. ve 6. yüzyılda oldukça revaçtadır. Söz konusu uygulamaya Küçük Asya dışında rastlanmaz747.

Kelenderis Aşağı Şehir Sondajı’nda bulunan başlıca beş forma ait LRC’ler M.S. 4. yüzyılın sonu ve M.S. 7. yüzyılın ortalarına tarihlendirilmektedir748

. En yay- gın form ise diğer kentlerde olduğu gibi K. Form 3 (Hayes Form 3)’tür749

. Kelenderis’te bol miktarda bulunan M.S. 5. yüzyıl ve 6. yüzyıl ortalarına ait bu tip kaplar, bu dönemde kentin Ege Bölgesi’ne kadar genişleyen ticari ilişkilerini göster- mesi bakımından büyük önem taşımaktadır750

. Kelenderis kazılarında bulunmuş Geç Roma Kırmızı Astarlı Kapları karşılaştırıldığında, LRC’lerin LRD’lerden daha az oldukları görülür. Buradan anlaşılacağı üzere Kelenderis, Geç Roma Çağı lüks gün- delik kap tercihlerini öncelikle yakın, sonrasında uzak üretim merkezlerine göre şe- killendirmiştir. Buna göre sırasıyla Kıbrıs, Foça ve Afrika Kırmızı Astarlıları gel- mektedir751. Buradan hareketle Kelenderis’in özellikle lüks tüketim alışkanlıklarında daha az masraflı ürünler tercih ettiği söylenebilir. Ayrıca Kelenderis’in Erken ve

745 Hayes 1972, 323-324. 746 Tekocak 2006, 55. 747 Hayes 1972, 324 748 Tekocak 2013, 161. 749 Tekocak 2013, 161, fig. 6. 7-18; 7.19-23. 750 Tekocak 2013, 161-162, 163.

Orta İmparatorluk Dönemi’nde geçirdiği zorlu günleri geride bırakarak, Geç Roma Dönemi’nde daha lüks mallara bütçe ayırabildiği anlaşılmaktadır752

.

Genel anlamda bakıldığında Kelenderis’te bulunan örneklerin Kıbrıs, İtalya, Ege ve Levant kıyıları kökenli olmaları, kentin Roma Dönemi’ndeki ilişkilerini gös- termesi bakımından önemlidir. Ayrıca Erken Orta ve Geç Roma Dönemi’ndeki böl- gesel ilişkilerin açıklanmasına da yardımcı olmaktadırlar. Buna göre Kelenderis’te çok yaygın bir kullanımı olan pişirme kapları ve güveçler, Doğu ve Batı Akdeniz’den ithal edilmiş ürünlerdir. Kelenderis’in Doğu Akdeniz ticaretindeki önemli bir liman olması bu formların tıpkı Kelenderis’te olduğu gibi tüm Doğu Akdeniz boyunca ol- dukça yaygın bir biçimde kullanıldıkları sonucunu verebilir753

.

Kelenderis’te bulunan LRC’ler bölgedeki diğer kentler ile karşılaştırıldıkla- rında buluntu sayısı ve form repertuarı bakımından ikinci sırada gelmektedir. Bu tipler Anemurium, Elaiussa Sebaste, Soli-Pompeiopolis ve özellikle Ovalık Kilik- ya’da bolca Tarsus’ta görülebilir754. Kelenderis, bölgenin diğer kentleri kadar reka-

betçi olmasa da LRC’ler ile Ege Bölgesi ile ilişkiler kurabilecek ekonomik güce Geç Roma Dönemi’nde erişmiştir755.

Tarsus’ta ise Geç Roma seramikleri arasında en yoğun grubu oluşturan, bu kapların en erken örnekleri, 5. yüzyıl başlarına tarihlenmektedir756

.Cumhuriyet Ala- nı’nda ele geçen çok sayıdaki örnek aynı zaman da Tarsus’un bu grubuna ait form repertuarını da belirlemektedir. 7 ana formdan oluşan bu grubun büyük çoğunluğunu Form 3 (Hayes 3) varyasyonları oluşturmaktadır757. Bunun yanında Form 7 (Hayes 10) de oldukça yaygındır. Diğer formlar (Form 1, 2, 4, 5 ve 6) ise çok az sayıda ele geçmiştir758

.