• Sonuç bulunamadı

5. KİLİKYA BÖLGESİ EKONOMİSİ VE BÖLGEDEKİ MESLEK KOLLARI 88

5.6. Kilikya Bölgesi’ndeki Meslek Kolları 162

5.6.2. Balıkçılık ve Deniz Mahsulleri 164

“Macellum” anlam olarak et ve balık satışının yapıldığı çarşı binasını tanım- lamaktadır. Macellum’larda en başta taze ve işlem görmüş balık olmak üzere, et, et ürünleri, av ve kümes hayvanları, meyveler, sebzeler, ithal şaraplar, soslar ve beyaz ekmek gibi lüks gıda maddeleri satılırdı.Macellumlarda satışı yapılan mallar arasın- da ilk sırada balığın yer aldığı anlaşılmaktadır. Balıklar ya taze olarak ya da kurutul- muş, tuzlanmış veya tütsülenmiş tarzda işlem görmüş şekilde bu pazarlarda satışa sunulmaktaydı. Taze olarak satılan balıklar hem deniz hem de tatlı sulara ait çeşitli türlerden oluşmaktaydı. Bunların yanı sıra bu pazarlarda rağbet gören en önemli ürünlerden birisi de balık sosuydu. Deniz balıkları tatlı su balıklarından, taze balıklar ise işlem görmüş balıklardan daha pahalıya satılmaktaydı. Macellumlarda bazı balık- ların açık artırma yöntemi ile satılması oldukça sık rastlanan bir uygulamaydı. Ayrıca balıkçıların kendilerinin macellum’larda doğrudan satış yapmaları da mümkündü893

.

Macellum’larda çalışanlar macellati olarak adlandırılırlardı. Taze balık satıcılarına

“piscatores”, işlenmis balık ürünleri satanlara ise “cetarii” denilmekteydi894

.

Korakesion kentinde, Aurelia Ingamiane Theodora isimli bir kadının, babası Ingamis’i onurlandırmak için Belediye Başkanı’ndan aldığı bir destekle babasının son isteği olan makellon binasını yaptırdığından öğreniriz.Korakesion’un bir liman

892 Şahin 2003a, 140.

893 Bursa 2007, 127. 894 Bursa 2007, 128.

kenti olduğu düşünülürse geçimini denizden sağlayan bir kent olarak balıkçılığın ve balık ürünlerinin kentte dikkate değer bir önemi olduğu düşünülebilir.Korykos ken- tindeki macellum hakkında bize iki yazıt bilgi vermekteyse de yapının yeri kesin olarak saptanmış değildir895. Ayrıca Aigeai’de de bir macellum bulunduğuna dair epigrafik kanıtlar mevcuttur896

.

Kilikya Bölgesi’nin kıyı hattını oluşturan Akdeniz’in engin suları bölgede ba- lıkçılık endüstrisinin de gelişmesini kaçınılmaz hale getirmiştir. M.S. 5.-6. yüzyıllar- da bölgenin ihraç kalemleri arasında garum’da vardır. Bu bir çeşit balık sosudur. Kalitesine göre Diokletian Fiyat Fermanı’nda farklı fiyatlandırılan garum Antik dün- yanın sofralarındaki önemli bir lezzettir. Korykos ve Anazarbos kentlerinde bulun- muş yazıtlar üzerinde, ağla balık yakalayarak ve midye toplayarak geçimlerini sağla- yan, kişilerden söz edilir. Bu midyelerin kabuklarından elde edilen erguvan rengi, tekstil malzemelerinin boyanmasında kullanılmıştır897

.

Balıkçılık, bağcılık ve zeytinciliğe göre çok daha fazla uzmanlık gerektiren bir endüstri olması nedeniyle villa sisteminde işletimi ile ilgili bir kanıt bulunmamak- tadır. Bu nedenle ayrıcalıklı bir konudur. Ancak şarap ve zeytinyağından sonra amphoralar içinde en çok taşınan ürün balık sosudur. Balık çabuk bozulduğundan, balıkçı, ürününü en kısa zamanda pazarda satmak zorundaydı. Balığın tuzlanmış ya da sos olarak işlenmesi ile bu sorunun üstesinden gelindi. Bu durum, balığın aynı zamanda bir endüstri malzemesi haline gelmesine de yol açmıştır. Bu endüstri özel- likle Roma İmparatorluk Dönemi’nde Batı Akdeniz kıyı kentlerinde en üst seviyesi- ne ulaşmıştır. Bununla birlikte, bu işten balıkçılardan ziyade fabrika sahipleri ile ürünlerin ithalat ve ihracatından sorumlu kişilerin kazançlı çıktığı anlaşılmaktadır. Tekneleri ile denize açılan profesyonel balıkçılar, avlarını bu büyük fabrikalara sata- rak geçimlerini sağlarken, amatör balıkçılılar da kendilerinin ya da ailelerinin günlük ihtiyacını karşılamak amacıyla olta, balık sepeti ya da zıpkından oluşan basit dona- nımlarla avlanmışlardır898

.

Roma balıkçılık yöntemleri hakkındaki bilgiler son derece sınırlıdır. Buna

895 Bursa 2007, 133.

896 Bursa 2007, 134. 897 Şahin 2003b, 67. 898 Bursa 2007, 16.

rağmen Ponsich ve Tarradell899

tarafından, İspanya’nın Akdeniz, Fas, Portekiz ve yine İspanya’nın Atlas Okyanusu kıyıları boyunca, büyük ölçekli balık işliklerine dair zengin arkeolojik belgeler elde edilmiştir900.

Bununla birlikte, tıpkı pek çok meslek grubunda olduğu gibi balıkçıların da kendi loncalarını oluşturdukları görülmektedir. Roma İmparatorluk Dönemi’nde Mı- sır, İspanya, Sicilya, Kuzey Afrika, Suriye ve Küçük Asya gibi çeşitli yerlerde balı- ğın bir endüstri malı haline gelmesine bağlı olarak balıkçı birliklerinin oluştuğuna dair bilgiler bulunmaktadır901. Halkın ana besin kaynağı olmasından dolayı balık

fiyatlarının belirlenmesi daha sonraki dönemlerde de zaman zaman politik zeminde değerlendirilen problemlerden biri olmuştur. Özellikle, ikinci ve üçüncü yüzyıl Roma İmparatorlarının zayıfı güçlüye, fakiri zengine karşı koruma yönünde bir politika izledikleri ve bu doğrultuda bir takım yasal düzenlemelere gittikleri görülür. Örneğin Hadrianus, balık fiyatının fakir halkın satın alamayacağı kadar yükselmesine neden olan perakendecilere engel olmak amacıyla bir kararname yayımlamıştır. Bu durum, balığın önemli bir besin maddesi olduğunu vurgulaması açısından da dikkat çekici- dir902. Hadrianus Atinalı balıkçılara, yakaladıkları balıkları ya kendilerinin ya da ba- lıkları onlardan satın alan ilk kişilerin satması emrini vermiştir903

.

Diğer yandan, Tarsus’un III. Gordianus, Severus Alexander ve Traianus Decius’a ait 3. yüzyıl sikkeleri üzerinde Perseus’un olta, sepet ve balık taşıyan bir balıkçı ile birlikte tasvir edilmesi Kydnos ırmağındaki balıkçılığa işaret eder nitelik- tedir904. Kilikya ve Isauria kıyılarında en azından yerel pazarın ihtiyacını karşılamaya yönelik bir balıkçılığın var olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle Isauria kıyı- sında yer alan birkaç küçük yerleşimin beslemesinde balığın vazgeçilmez unsurlar- dan biri olduğu anlaşılmaktadır905

. Bölgede yer alan diğer bazı kentlerin sikkeleri üzerinde de balık ve balıkçılıkla ilgili betimler yer almıştır. Örneğin, Epiphaneia (III Gordianus) ve Flavilipolis-Flavias (Traianus Decius) sikkeleri üzerinde ters istika-

899 Ponsich ve Tarradell 1965.

900 Peacock ve Williams 1991, 35, 37. 901 Horsley 1989, 99.

902 Rostovtzeff 1957, 370. Bu karanameye göre balıkçılar ve onlardan balığı satın alan toptancılar dışında balık satışı yapılması yasaklanmıştır Bursa 2007.

903 Abbott ve Johnson 1968; Levick 2004, 184.

904 Hild ve Hellenkemper 1990, 114. Kilikya Bölgesi’ndeki balık tasvirli sikkeler için bkz. Bursa 2007, 153-156. res. 47-70.

mette yüzen iki balık betimi yer alır. Anazarbos’un III. Gordianus’a ait bir sikkesi üzerinde, bir kayanın üzerine oturmuş, elinde olta kamışına benzer bir nesne tutan erkek figürü (balıkçı) tasvir edilmiştir906

.

5.6.3. Çömlekcilik

Çanak-Çömlek yapımcılığı M.S. 6. yüzyıl ekonomisinde önemli bir yer tut- maktadır. Yazıtlarından elde edilen bilgilere göre, bölgede bir pişmiş toprak ürünler endüstrisinden de söz etmek mümkündür. Bu üretim özellikle sahil şeridinde yer alan merkezlerde gerçekleştiriliyordu. Böylelikle üretilen mallar deniz yoluyla rahatlıkla diğer bölgelere ulaştırılabiliyordu. Çanak-çömlek işliklerinde, işçi ve ustalar tarafın- dan üretilen ürünler, daha çok günlük kullanım için gereken türden ve özellikle zey- tinyağı, şarap ve garum taşıyabilecek kapasite kaplar olması gerekmektedir. Korykos kentindeki yazıtlarda bir kandil, bir kâse ve bir pişmiş toprak şişe yapımcısından söz edilmektedir. Korasion kenti yazıtları arasında ise bir kadeh yapımcısı yer almakta- dır. Her ne kadar pişmiş-toprak ile ilgili bu sektör, İmparator Diokletian’ın M.S. 301 yılında yaptığı fiyat sabitlemelerinden dolayı zor duruma düşmüş olsa bile, kısıtlı da olsa ürünlerini yerel pazarlarda satışa sürmeyi devam ettirmiştir907

.

5.6.4. İnşaatçılık

Kilikya Bölgesi'nde, Roma İmparatorluk Dönemi'nde, tanrı, tanrıça ve impa- rator kültü görülmektedir. Özellikle dağlık arazide her zaman tapınak yapamadıkları için, en azından bir kutsal alan belirlenmiştir. Kutsal alanların kapı lento ve söveleri- ne, sundukları tanrı, tanrıça ve kahraman ile ilgili atribütleri yapmışlardır. Bölgede; özellikle dağlık arazide, kapılarında Zeus, Hermes, Priapos ve Herakles'e ait atribüt ve kabartmaların bulunduğu kutsal alanlar bulunmaktadır. İmparator ve ailelerinden; Claudius, Vespasian, Titus, Domitian, Nerva, Traian, Hadrian, Sabina, Antoninus Pius, Severus Alexander, Pupienus ve Balbinus'a ait kültler kitabe ile sabittir908. Ro- ma İmparatorluk Dönemi’de tapınak ve kutsal alanların sayısı artmıştır909. Tapınakla-

906 Bursa 2007, 106. 907 Şahin 2003b, 69.

908 Mitford-Andrews 1990, 2153-2154. Söğüt 1998, 22. 909 Söğüt 1998, 22.

rın bir kısmı şehir sikkeleri üzerinde betimlenmiştir. Roma İmparatorluk Dönemi’nde şehirlerdeki gelişmelerin yanı sıra bölgesel olarak en önemli imar faaliyetlerinden birisi İmparator Vespasian Dönemi’nde (M.S. 69-79) yapılmıştır. Bu dönemde böl- gedeki önemli yollar ve köprüler inşa edilmiştir910

.

Bölgede ele geçen yazıtlardan inşaat yapımı ile alakalı bir takım meslekler göze çarpmaktadır. Bunların arasında inşaat teknisyenleri, inşaat ustaları, mimarlar ve müteahitler bulunmaktadır911

. Ayrıca Diokletian’ın Fiyat Fermanı’nda, duvar, mermer, mozaik, tuğla ve kerpiç ustaları ile desenci, boyacı, sıvacıların alacakları yevmiyelerin tavan fiyatları belirlenmiştir (Tablo-2).

Bölgede, İmparator Zeno Dönemi (M.S. 474-491) ile sağlanan barış ortamı sayesinde imar süreci yaşanmıştır. Bölgesel ekonomik ve mimari kalkınmanın izleri, Korykos’da da yoğun olarak yansımıştır. Bu gelişmeler, Korykos limanının, M.S. geç 4. yüzyıldan itibaren bölgenin en önemli ticaret yeri olarak kullanılmasına olanak sağlamıştır912

. Bölgede Helenistik Dönem’den itibaren artış gösteren inşa faaliyetleri özellikle Romalıların “kentleşme politikalarından” dolayı Roma Dönemi’nde hız kazanmış ve M.S. 6-7. yüzyıla kadar devam etmiştir. Geç Antik Çağ ekonomisinde bina yapımı çok önemli bir sektördü. Bina yapımı için gerekli olan hammaddelerin satışı, bölgenin ekonomisine önemli katkılarda bulunmaktaydı. İnşa faaliyetlerindeki bu artış doğal olarak kalifiye işçilere olan ihtiyacı da beraberinde getirmiştir. Kilik- ya’daki Geç Antik Çağ’a tarihlenen yapılar kendilerine özgün mahalli yapı teknikleri içermektedir. Özellikle M.S. 6. yüzyıla kadar olan bölgedeki taş işçiliği, inşaat ala- nındaki kalifiye işçilerinin başarısını göstermektedir. M.S. 558 yılında İstanbul’daki Ayasofya Kilisesi’nin kubbesinin tamirinde Kilikyalı taş işçileri tercih edilmiştir.