• Sonuç bulunamadı

6. KORSANLIĞIN KİLİKYA EKONOMİSİ’NE ETKİSİ 179

6.2. Akdeniz’de Korsanlığın Ortaya Çıkışı 182

M.Ö. 2. Binde geçtiği varsayılan Odysseia’da, yabancılara korsan olup olma- dıklarının sorulması, şüphesiz korsanlık tarihinin de en az denizcilik tarihi kadar eski olduğunun bir göstergesidir. Hitit halkı Anadolu kıyılarına yapılan saldırılardan şikâ- yetçiydi982. Buna rağmen korsanlık ve kıyı yağmalaması dışında ticaret, en çok

Uluburun’u da batıran ani fırtınalardan olumsuz etkileniyordu. Yunan denizciliğinin M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllardaki hızlı gelişimi, tüccarların kazanç beklentilerinin, korsan- lık ve fırtına gibi amansız risklerin önüne geçtiğini göstermektedir983

.

M.Ö. 188 yılındaki Apameia Antlaşması ile Seleukoslar donanma gücünün büyük kısmını Romalılara terk ederek Kilikya Pedias’a kadar çekildiler. Bu durum Dağlık Kilikya’yı korsan yatağı haline getirdi. M.Ö. 2. yüzyılın ilk yarısından itibaren Nagidos terk edilmiştir984.

Bu dönemde korsanlık faaliyetlerinin artmasında Akdeniz’deki politik dengelerin değişmesi önemli rol oynamıştır. M.Ö. 149-146 yılları arasında yapılan III. Kartaca Savaşı’ndan sonra Kartaca bir eyalet haline getirilmiştir. Dolayısı ile kısmen de olsa Roma’nın Akdeniz egemenliği başlamıştır985

. Kartaca ve Korinth zaferlerinden sonra kalkınan Roma ekonomisinin talepleri doğrultusunda, köle ticareti Kilikyalı korsanlar için oldukça kârlıydı986. Bu dönemde denizcilikte çok iyi

olan Dağlık Kilikya halkı, tarım ve ticaretten ziyade tatlı kazanç elde ettikleri korsanlığı tercih etmiştir. Çünkü haksızca elde ettikleri ganimetleri ve köleleri Delos’ta rahatlıkla pazarlayabiliyorlardı 987 . Öyle ki antik tarihçilere göre,

982 Starr, 2000, 8. 983 Starr 2000, 15. 984 Durugönül 2002, 114. 985 Şahin 2008, 486. 986 Arslan 2003b, 198. 987 Arslan 2003a, 92.

Kilikyalıların en büyük geçim kaynağı köle ticaretiydi988. Buna rağmen Seleukeia ad

Kalykadnum ve Syedra, kendi bağımsız askerlerini, korsanları limanlarına sokmamaları için görevlendirmiştir989

.

Ünlü korsan Diodotos’un ele geçirdiği Korakesion (Alanya) korsanların her türlü silah, kereste, halat ile denizci kıyafetlerini depoladıkları ve köle satışı yaptıkları bir üs görevi görmüştür990

. Kuşkusuz korsanlık faaliyetlerinin artmasında, bölgede bol miktarda bulunan sedir ağaçlarının, gemi yapımında kullanılmak üzere ham madde ihtiyacını karşılaması etkili olmuştur991

.

Antik kaynaklara göre Hamaksia ( Sinek Kalesi), sedir ağacından elde edilen kerestenin hem işlendiği hem de Mısır’a ihraç edildiği önemli bir liman kentidir. Strabon’a göre gemi yapımında kullanılan sedir ağacı bakımından zengin bir bölge olan Hamaksia ve civarı, Marcus Antonius tarafından Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya armağan edilmiştir992

.

M.Ö. 133 yılında Pergamon Kralı Attalos III Philometor’un veraset yoluyla topraklarını Roma’ya bırakmasının ardından M.Ö. 129 yılında provincia Asia ilan edilmiştir993

. Ancak Pergamon Devleti’nin bazı bölgeleri provincia Asia’ya dâhil edilmeyerek ya Roma müttefikleri arasında paylaştırıldı ya da özgür bırakıldı994

. Provincia Asia’nın ilk kuruluş yıllarında, Anadolu’nun güney kıyılarını kapsayan Lykia, Pamhylia ve Kilikya Bölgeleri bu eyaletin dışında kalmıştır995

. Hali hazırda ele geçirdiği Pergamon donanmasına da sahip olmasına karşın, deniz gücüne kara gücü kadar önem vermeyen Romalılar, bu donanmayı kızağa çekmiştir996. Doğu

Akdeniz’i çoğunlukla kara savaşları neticesinde ele geçiren Romalılar, deniz gücüne ihtiyaç duyduklarında, İtalya veya müttefik donanmalarından yaralanmayı tercih ediyorlardı997

. Güçlü donanmalara sahip olan Rhodos ve Mısır’ın güç kaybetmesi ile birlikte Seleukos Prensleri arasındaki taht kavgaları nedeniyle oluşan otorite

988 Arslan 2003b, 198. 989 Arslan 2003b, 200. 990 Öztürk 2009, 303. 991 Şahin 2008, 486. 992 Strabon XIV. 5. 3;

993 Şahin 2008, 487; Arslan 2003a, 93; Strabon XIV, 1, 38-42. 994 Bosch 1957, 39; Arslan 2003a, 93.

995 Şahin 2008, 488; Arslan 2003a, 93. 996 Arslan 2003a, 93.

boşluğunda, Anadolu’nun güney kıyılarında ve Akdeniz’de meydan korsanlara kalmış oldu998

.

Bu süre zarfında Kilikyalı korsanların faaliyet alanlarını genişlettikleri anlaşılmaktadır. Bu durum Roma’nın Asya’daki yeni eyaletinde bazı huzursuzluklarının yaşanmasına ve ticaretin sekteye uğramasına neden olmuştur. Bunun üzerine Roma Kilikya Trakheia, Pamphylia ve Doğu Lykia sahillerinde konuşlanan korsanları ortadan kaldırmak üzere kolları sıvadı. Bu nedenle Roma Senetosu M.Ö. 102/101 yıllarında Marcus Antonius’u, lex de Cilicia Macedoniaque

provinciis olarak da anılan lex de provinciis praetoris999 yasası ile yetkilendirmiştir.

Antonius Atina ve Rhodos’a uğrayarak buralardan 100 civarında savaş gemisi toplayarak korsanlara karşı düzenlediği hem kara hem da deniz seferlerini kazanarak, muzaffer komutan edasıyla döndüğü Roma’da triumphus kutladı1000

. Antonius, korsanlara ait birçok gemiyi ele geçirmesine karşın bu konuda tam bir sonuç elde edemedi1001. Ancak Kilikya’nın Praetor Eyaleti haline getirilmesini sağlamıştır1002.

Antonius’un bu zaferinden bir yıl sonra Roma Senatosu korsanlık sorunuyla ilgili diplomatik bir takım hamleler yaparak, Akdeniz’deki müttefik kentlerin korkusuzca deniz ticareti yapabileceklerine dair dört bir yana haber salmıştır. Ayrıca Kıbrıs başta olmak üzere Mısır, Kyrene ve Suriye’ye Rhodos’lular vasıtasıyla gönderilen mektuplarda 1003 , sınırları içerisinde korsan barındırmamaları ve

korsanlara karşı Roma ile işbirliği içerisinde olmaları konusunda tavsiyelerde bulunulmuştur1004

. Bunu kendileri için değil insanlık adına yapmaları isteniyordu. Cicero’ya göre korsanlar; insanlığın en zalim ve en tehlikeli düşmanlarıydılar. Bu yüzden en acımasız şekilde cezalandırılmalıydılar1005

. Bazı yazarlar, Roma’nın bu konuda müttefiklerinden destek istemesini, korsanlık sorunuyla başa çıkmada ve

998 Arslan 2003a, 94.

999Söz konusu yasa ile ilgili Hellence belgelerden biri Knidos’ta bir diğeri ise L. Aemilius Paulus’un Delphoi’de adadığı bir yazıt üzerinde ele geçmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. SEG III 378; Shaw 1990, 220 dn 63,65 Crawford 1996, 231-270; Souza 2000, 108 vd; Arslan ve Önen 2011, 192, n. 22.

1000 Plut. Pomp., XXIV, 6; Souza 2000, 109,114; Arslan 2003a, 94; Şahin 2008, 488;

1001 Şahin 2008, 488 n. 44; Crawford 1996, 261; Livius, Perioch, 68; De Orat, I. 82; Tacitus, Annales XII. 62; IGR IV, I, 116.

1002 Şahin 2008, 488 n. 45. 1003 Arslan 2003a, 95.

1004 Şahin 2008, 488; Arslan 2003a, 95; Crawford 1996, 253-257; Souza 2000, 109-111. 1005 Cic. Verr. II., 5. 76; Arslan 2003a, 95 n 25.

halkını bu tehlike karşısında korumakta zorlanmasına yormaktadır1006

. Bundan başka Antonius Kilikya’dan ayrıldıktan hemen sonra, bölgede korsanlık faaliyetleri katlanarak arttı. Hatta korsanlar durumu abartarak Antonius’un kızını dahi kaçırdılar1007

.

Korsanlık genel anlamıyla, özellikle denizlerde görülen yağmacılık anlamına gelmekteydi. Antik dönemde korsan faaliyetlerinin pek çok nedeni vardı; ancak bunlardan en önemlisi insanların yaşadıkları topraklardaki geçim kaynaklarının darlığıydı. Bunun dışında siyasi otoritelerin kötü muameleleri ya da kabilelerin veya halkların isyankâr tutumları da bir kesim insanı korsanlık faaliyetlerine itmişti.1008

Mithridates'in, Roma'nın iletişimini kesmek ve ticaret gemilerine saldırmak için büyük ölçüde Kilikyalı korsanlardan faydalandığı düşünülmektedir. Kuşkusuz büyük Sinop garnizonunda Kilikya kökenli pek çok paralı asker toplanmış olmalıdır 1009

. M.Ö. 70-68 yılları arasında, Doğu’yu yağmalayan korsanlar saldırılarını İtalya sınırına kadar genişletmiş ve fidye için iki praetoru kaçırmışlardır. Bundan başka Caitea limanında bir Roma filosunu batırarak, Romalıların gıda sevkiyatını ciddi biçimde tehdit eder hale gelmişlerdir1010

. Cebel-i Tarık Boğazı’na kadar ulaşan korsanlık, Akdeniz’de ticareti durma noktasına getirmiştir1011

.

Bütün bu olaylar üzerine Cicero, Roma’nın bu olaylara karşı vurdumduymaz tavrını sert bir biçimde eleştirmiştir1012. Yaşanan bu olaylara daha fazla seyirci

kalamayan Roma’da, M.Ö. 67 yılında, lex Gabinia de piratis persequendis adlı bir yasa tasarısı düzenlenmiştir. Ardından Senatus Consultum ile Gnaeus Pompeius önderliğinde Romalılar, Akdeniz’deki korsanlara karşı savaşmış ve üç ay gibi kısa bir süre içinde onlara en büyük darbeyi indirmişlerdir1013. Böylelikle Roma’nın

Kilikya Bölgesi’yle ekonomik ilişkisi, esasında sosyolojik bir sorun olan korsanlık

1006 Şahin 2008, 488.

1007 Cic. Rab. Post., 26; Leg. Man., XII. 33; Plut. Pomp., XXIV. 6; Arslan 2003a, 94. 1008 Rauh 2003, 187-188.

1009 Souza 1992, 152. 1010 Starr 2000, 60. 1011 Kurt 2010, 485.

1012 “Ölüm ya da kölelik riski almadan denize açılan kim var? Hangi eyaletleri korsanlardan korudun? Senin için hangi kaynak daha güvenli? Kaç adanın terk edildiğini düşünüyorsun? Müttefiklerinden kaçının şehri korkudan terk edildi ya da korsanlar tarafından işgal edildi?”, Arslan 2003b, 198.

sorunuyla başlamıştır1014

.