• Sonuç bulunamadı

EKOTURİZM AKTİVİTELERİ

2.2.9 Ekoturizmde Yer Alan Aktörler

2.2.9.2 Konaklama Tesisler

Ekoturizm konaklama olanakları çadırlar, yerel materyallerden ve bitkilerden yapılmış kulübeler gibi temel gereksinimleri sağlayacak şekilde çok basit, konforsuz ve hatta ilkel olabileceği gibi, modern teknolojik

donanımları bünyesinde taşıyan çok lüks tesisler de olabilmektedir (Wood, 2002, 28; Demir ve Çevirgen, 2006a, 89; Dizdareviç, 2010, 27). Diğer konaklama işletmeleri ile kıyaslandığında ekotesisler, biyolojik çeşitliliğin olduğu alanların ve kırsal alanların ekonomik gelişimine katkı sağlayan küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Bu nedenle de sürdürülebilir kalkınmanın bir parçasıdırlar (International Finance Corporation, 2004, 4).

Ekoturizme hizmet veren konaklama tesisleri özellikle hassas ekosistemlerde kurulduklarından, bulundukları yerin doğası ve kültürel yapısı ile uyumlu olarak dizayn edilmelidirler (Gardner, 2001, 528; Duffy, 2002, 51; Wood, 2002, 36). Bulundukları yerin bitki örtüsüne ve biyolojik çeşitliliğine zarar vermemeli aksine bu kaynakları koruyup, iyileştirilmesine katkı sağlamalıdırlar. Bu işletmelerin çoğu halkla ilişkiler, internet, basılı materyaller ve ağızdan ağza reklam yolu ile doğrudan pazarlama tekniklerini kullanmaktadırlar. Bazıları ise seyahat acentaları ile çalışmakta veya kendi seyahat acentalarını kurmaktadırlar (Demir ve Çevirgen, 2006a, 88).

Araştırmacılar yeşile duyarlı konaklama işletmelerinin yine yeşile duyarlı turistleri memnun ettiği; atık azaltımı, su ve enerji tasarrufu ve geridönüşüm yoluyla işletme maliyetlerinin azaldığı konusunda hem fikirdiler. Wolfe ve Shanklin’e (2001) göre “çevreye duyarlı”, “çevreye karşı sorumlu”, “doğayla uyumlu”, “sürdürülebilir” olarak da adlandırılan “yeşil” terimi çevre üzerindeki olumsuz etkiyi azaltan faaliyetleri içermektedir. Bu nedenle yeşil oteller çevreye duyarlı uygulamalarda ve faaliyetlerde bulunan sorumlu oteller olarak tanımlanabilir (Kim ve Han, 2010, 998). Otel endüstrisi içerisinde giderek artan sayıda turist, çevreye uyumlu uygulamalarda bulunan yeşil otelleri tercih etmektedir. Çevreye uyumlu tesislerin ihtiyacının artması, günümüzde çoğu otel işletmesini yönetimde ve pazarlamada turistlerin çevreye olan ilgilerini karşılama arayışına itmiştir. Pazarda rekabet edilebilirliklerini arttırmak için çevreye karşı sorumlu olmak ve turizmin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak, otel işletmeleri için bir gereklilik olmuştur (Kim ve Han, 2010, 997). Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da çok az sayıda zincir otellerin pazarlama yöneticileri yeşil pazarlamayı kullanarak turizm pazarından önemli ölçüde pay elde etmekte; işletmelerinin ürün ve

hizmetlerini rakiplerinden farklılaştırmakta; sivil toplum kuruluşları, tur operatörleri, yerel halk ve özellikle misafirleri ile güvenilir ilişkiler geliştirmektedirler. Yapılan araştırmalar, işletmenin geleneksel itibarının yanı sıra, işletme itibarı ve pazarda rekabetçi başarı elde etmede çevresel sorumluluğun en önemli konulardan biri olduğunu göstermektedir (Dief ve Font, 2010, 158).

Ancak doğaya uyumlu konaklama tesislerinin yapılmasında bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu sorunlardan biri inşaat firmalarının, danışmanların ya da sorumlu kişilerin, çevreye uyumlu yapıların dizaynı ve inşası konusunda yeterli düzeyde bilgiye sahip olmamalarıdır. Ayrıca işletme sahiplerinin ve yöneticilerin bu tür tesisler hakkında uluslararası düzeyde kabul görmüş sertifikasyon sistemlerinden haberdar olmamaları da önemli bir sorundur. Bunun sonucunda müşterilerine ürünleri ile ilgili yanlış bilgiler verebilmekte ve faydalı olmaktan çok zararlı olabilmektedirler. Mehta (2000) bu kişileri “balık ve tavuk yiyen vejetaryenler” olarak nitelendirmektedir. İkinci sorun, doğaya uyumlu konaklama tesislerinin inşası ve geliştirilmesi konusunda devlet tarafından gerekli düzenlemelerin ve yasaların yeterli olmamasıdır. Doğal ve sosyal çevreye en az zararı vermeyi garanti eden, aynı zamanda sürdürülebilirlik çerçevesinde yapının çevre ile uyumlu inşa edilmesini sağlayan planlamacıların sayısı oldukça azdır. Üçüncü sorun ise, bu tesislerin uluslararası standartlardan yoksun olmalarıdır. Doğru bir tesisin yapılması doğaya ve kültüre uygun olmayı, teknolojiyi doğru kullanmayı ve doğru pazarlama stratejilerini seçmeyi gerektirmektedir. Bu nedenle doğaya uyumlu konaklama tesisleri için uluslararası standartlara uygunluk oldukça önemlidir.

Bu tesisler ile ilgili standartlar TIES tarafından iki önemli uluslararası forum ve seminerde şekillenmiştir (Mehta, 2007, 417). 1994 yılında Amerika Virgin Adaları Maho Körfezi Kampı’nda ve 1995 yılında Kosta Rika düzenlenen “I. Uluslararası Eko Konaklama Forumu ve Alan Semineri”nde ilk defa eko konaklama tesisi (ecolodge-ekotesis) terimi ortaya çıkmış (Wood, 2002, 27; Dizdareviç, 2010, 26) ve Maho Körfezi Kampı da ilk ekotesis olarak belirlenmiştir (Mehta, 2007, 418). Ardından 1995 yılında Kosta Rika’da

düzenlenen uluslararası konferans sonunda “The Ecolodge Sourcebook for Planner and Developers – Planlamacılar ve Kalkınmacılar için Ekotesis Kaynak Kitabı” adlı bir rehber kitap yayınlanmış ve ilk defa ekotesisinin uluslararası tanımı yapılmıştır (Wood, 2002, 28; Mehta, 2007, 418). Tanıma göre eko konaklama tesisi ya da ekotesis; “ekoturizmin ilkeleri ve felsefesi ile özdeşleşen doğa temelli konaklama işletmelerini tanımlamak amacıyla kullanılan sektörel bir etikettir” (Fennell, 2003, 169; Mehta, 2007, 418; Raju, 2009, 47). Mehta ve diğerleri, yapılmış olan bu tanımdan yola çıkarak 2002 yılında ekotesis kavramının tanımı genişletmişlerdir. Yazarların yapmış oldukları tanıma göre ekotesis; “5 ile 75 odayı içeren, düşük etkili ve doğa temelli, çevresindeki hassas alanları koruma imkânı sunmak için finansal açıdan sürdürülebilir olan, turistlere katılımcı ve bilgilendirici deneyimler sunan, doğa ve kültür ile duygusal bağ oluşturan, sosyal ve doğal çevreye duyarlı olarak planlanan, dizayn edilen, inşa edilen ve yönetilen konaklama işletmeleridir (Mehta, 2007, 418).

Ekotesisler zincir otellerden ziyade bireysel olarak işletilen, genellikle milli parkların ve korunan alanların yakınına kurulan işletmelerdir (Kwan, Eagles ve Gebhardt, 2010, 4). Bununla birlikte ekotesis olarak kurulan zincir işletmeler de mevcuttur. Örneğin, Abercrombie&Kent tur operatörü aynı zamanda çeşitli bölgelerde otellere ve kendi ulaşım sistemine sahip uluslararası zincir işletme olup, Doğa Koruma Organizasyonu ile işbirliği içerisinde bulunarak toplum katılımlı faaliyetler ve çevreye olan potansiyel etkiler hakkında bilgi sahibi olmaktadır (Honey, 1999, 67; Weaver, 2001, 150).

Ekotesislere duyulan talebin devam etmesi sonucunda TIES, 2002 yılında “The International Ecolodge Guidelines – Uluslararası Ekotesis İlkeleri” adlı bir rehber yayınlanmıştır. Rehberin yayınlanmasındaki amaç, ekotesislerin doğal ve sosyal çevreye uyumunu sağlayarak dizayn edilmesi, gelişimi ve yönetilmesi konularında bir çerçeve oluşturmak ve böylece doğal çevrenin zarar görmeden ekoturizmden sürdürülebilir fayda elde edilmesini sağlamaktır. Rehber, bir ekotesisin nasıl olması ve olmaması gerektiğini anlatan, ekotesislerden nasıl yarar sağlanabileceğini gösteren yardımcı bir

kaynaktır (Mehta, 2007, 418). Bu rehbere göre bir ekotesiste bulunması gereken kriterler aşağıdaki gibi belirtilmiştir (Bien, 2002, 140; Wood, 2002, 28; Mehta, 2007, 419; Dizdareviç, 2010, 27):

 Bulunduğu çevreyi doğal ve kültürel açıdan korumalı,

 İnşaası süresince doğal çevreye vereceği olumsuz etki en az seviyede olmalı,

 Tesisin fiziksel ve kültürel yapısı, yerel mimari tarzlarla ve bulunduğu ortamdaki manzara ve renklerle uyumlu olmalı,

 Uzun dönemde su gereksinimini karşılayacak ve su tüketimini azaltacak alternatifleri kullanmalı,

 Katı ve sıvı atık sistemlerinin kurulmasını ve etkili yönetimini sağlamalı,

 Enerji gereksinimini pasif dizaynla ve sürdürülebilir kullanım sağlayacak modern donanımlarla birleştirerek karşılamalı,

 Yerel halk ile birlikte çalışmak için çaba göstermeli,

 Bulundukları yörenin doğal ve kültürel çevresi hakkında hem çalışanlarını hem de turistleri eğitecek programlar sunmalı,

 Araştırma programları vasıtası ile sürdürülebilir yerel gelişmeye katkı sağlamalıdır.

Bütün ekotesislerin bu kriterlerin hepsini birden karşılaması beklenemez. Örneğin, bir ırmak kenarına ya da yağmur ormanlarının bulunduğu bir alana kurulmuş olan bir tesisin su hasadı teknolojisini kullanmak için para harcamasına gerek yoktur. Ya da yerel malzemelerin yeterli olmadığı alanlarda kurulmuş olan bir ekotesisin ihtiyaçlarını karşılamak için çevreye uyumlu malzemelerin dışarıdan temin edilmesi gerekebilir (Mehta, 2007, 419).

Belirtilen özelliklerin yanında ekoturizm destinasyonlarında kurulmuş olan bu tesislerin yerel halk ile iş birliği içinde olması ve konaklayan turistler için ekoturizme yönelik çeşitli aktiviteler düzenlemesi gerekmektedir. Özellikle bireysel olarak gelen müşterilerin yoğun olduğu tesisler, deneyimli yerel rehberler temin etmeli ve yörede mümkün olan doğa yürüyüşleri, flora ve

faunanın tanıtılması, müzelerin, arkeolojik ve koruma alanlarının, parkların, yerel çiftliklerin ve köylerin ziyaret edilmesi, yerel halkın el sanatları vb. ürünlerini satın alma fırsatları yaratılması gibi aktiviteleri düzenlemelidirler. Böylece yöreye gelen turistler yerel halkı ve çevreyi tanıma fırsatı bulacak ve değişik deneyimler elde edeceklerdir. Diğer yandan müşteriler için düzenlenen bu faaliyetler hem yerel halk için ekonomik bir fayda yaratacak hem de milli parklar, müze ve arkeolojik alanlar gibi yerlere verilen giriş ücretleri bu değerlerin korunmasına finansal olarak bir katkı sağlayacaktır (Wood, 2002, 28).

Russell ve diğerleri (1995) Çizelge 12’de görüldüğü gibi geleneksel konaklama tesisleri ile ekotesisleri birbirinden ayıran farkları ortaya koymuştur. Ardından daha spesifik bir ayrıma giderek ekotesis ile doğa temelli turizme hizmet eden konaklama tesislerini de birbirinden farklı özelliklere sahip olduklarını ifade etmişlerdir (Fennell, 2003, 170; Raju, 2009, 48).

Çizelge 12. Geleneksel Konaklama Tesisleri ile Eko Konaklama Tesisleri Arasındaki Farklar

Geleneksel Konaklama Tesisleri Ekotesisler

Lüks Temel ihtiyaçları karşılayacak

düzeyde rahat

Genel tarzda inşa edilmiş Benzersiz bir karakterde inşa edilmiş

Eğlenme amaçlı aktiviteler gerçekleştiren turistler için

Doğa temelli aktiviteler gerçekleştiren turistler için

Gelişmeye gelişigüzel katkı Yerel halkında katılımının sağlandığı bütünleşik gelişme

Büyük ölçekli/zincir işletmeler Küçük ve orta ölçekli aile işletmeleri Fazla turist çekerek kar

maksimizasyonu sağlama

Dizaynı, konumu, düşük kapasitesi ve fiyatı ile kar maksimizasyonu sağlama

Büyük ölçekli yatırımlar Orta/küçük ölçekli yatırımlar

Temel çekicilikler eğlence ve çevre Temel çekicilikler çevre ve eğlence Damak tadına uygun yemekler,

sunumlar

İyi/sağlıklı yemekler, kültür temelli servis

Genel tur rehberleri Alanda uzmanlaşmış tur rehberleri Kaynak: Fennell, D. A. (2003). Ecotourism. (2nd Edition). USA and Canada: Routledge, s.170.

Kwan, Eagles ve Gebhardt (2010, 18) de oteller ile ekotesisler arasındaki farklara değinmişlerdir. Yazarlara göre her iki konaklama işletmesi türü de konaklama, yeme-içme hizmeti sunmaktadır. Ancak, ekotesislerin çevresel özellikleri ve turiste bilgilendirici deneyimler sunmaları, bu işletmeleri diğer konaklama işletmelerinden ayıran en önemli özelliktir.

Bricker, Honey, Inamdar ve Placht (2004) 60 ülkede doğa temelli konaklama tesislerinin sayısını ve bulundukları yerleri tespit etmeye yönelik bir araştırma yapmışlardır. Toplamda 5.459 ekotesis belirlenmiştir. Çalışmaya göre ekotesislerin en fazla olduğu ülke Endonezya’dır (758 adet). Ardından sırasıyla Kosta Rika (590 adet), Tayland (468 adet), Peru (356 adet), Ekvator (345 adet), Guetamala (322 adet), Meksika (304 adet), Sri Lanka (277 adet) ve Tanzanya (259 adet) gelmektedir. Ekotesislerin en yoğun olduğu bölge Orta Amerika’dır (1.157 adet). Bu bölgeyi Indo-Burma (543 adet) bölgesi takip etmektedir. Ekotesislerin %84’ü Uluslararası Koruma Örgütü (Conservation International-CI) tarafından belirlenmiş biyolojik çeşitliliğin olduğu önemli noktalarda yer almaktadır. %60’ı korunan alanların içinde ya da çevresinde kurulmuştur. Yazarlar, belirledikleri bu ekotesisleri Şekil 19’da yer alan haritada işaretlemişlerdir (International Finance Corporation, 2004, 9).

Şekil 19. Dünya Genelinde Ekotesisler

Kaynak: Uluslararası Ekonomi Birliği (International Finance Corporation). (2004). Ecolodges: Exploring