• Sonuç bulunamadı

2.2 Ekoturizmin Kavramsal Analiz

2.2.1 Ekoturizmin Tanımı

Ekoturizmin kelime anlamına bakıldığında, genel olarak “eko” ön eki “ekolojik” kelimesinin kısaltılması şeklinde kullanılmakta ise de (Weaver, 2005, 440; Buckley, 2009, 644), “eko” ön eki gerçekte sadece ekolojik gelişimi değil aynı zamanda ekonomik kalkınmayı da içeren bir bütünün ürünüdür (Erdoğan ve Erdoğan, 2005, 70; Björk, 2007, 24).

Ekoturizmin gerçekte ne olduğu konusunda önemli bir tartışma vardır. Ekoturizm bir ürün, bir destinasyon ya da bir deneyim olarak nitelendirilmektedir ve farklı istekleri olan kişiler için farklı anlamlar taşımaktadır. Her paydaş ekoturizme kendi perspektifinden bakmaktadır (Wight, 1993, 3; Khan, 1996, 8; Newsome, 1997, 3; Campbell, 1999, 534; Pforr, 2001, 69; Wight, 2001, 37; Galley ve Clifton, 2004, 71). Kaynakları koruma yanlısı gruplar, çok taraflı yardım örgütleri, hükümetler ve tur operatörleri ekoturizmi kendilerine göre adapte etmekte ve birbirlerinden farklı uygulamalarda bulunmaktadırlar. Örneğin, tur operatörleri ekoturizmi pazarlama bakış açısıyla ele alırken, çevreci ve korumacı gruplar ve uzmanlar ekoturizmi doğayı koruyan bir araç olarak görmektedirler (Meer, 2007, 26; Albayrak, 2010, 30). İktisatçılar ise diğer ekonomik faaliyetlerin yetersiz olduğu alanlarda istihdam sağlama aracı olarak görmektedirler (Albayrak, 2010, 30). Yine, hükümetler ekoturizmi sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya destek olacak bir strateji olarak nitelerken, bazı yerel toplumlar ise toplumsal yaşamı sürdürecek bir fırsat olarak görmektedirler (Kezsi, 1998, 6). Bu nedenle ekoturizmin uluslararası kabul edilmiş bir tanımı yoktur. Ekoturizm alanındaki araştırmacı ve yazarların hemen hepsi eserlerinde bu fikri paylaşmaktadırlar (Blamey ve Braithwaite, 1997, 29; Buckler, 1998, 14;

O’Neal, 1999, 51; Ross ve Wall, 1999a, 123; Weaver, 1999, 793; Björk, 2000, 189; Alvarez, 2004, 58; Demir ve Çevirgen, 2006a, 52; Rubuliak, 2006, 52; Perkins ve Grace, 2009, 223). Ayrıca alanyazında yer alan farklı tanımlara rağmen ekoturizmin teorik yapısının yanında pratik olarak da uygulanabilir olması gerektiği konusunda da hemfikirdirler (Ross ve Wall, 1999a, 123; Buckley, 2009, 643).

Bu karmaşıklığa ek olarak, ekoturizm teriminin yerine kullanılan pek çok alternatif terim mevcuttur (Valentine, 1992, 108; Wight, 1993, 3; Kezsi, 1998, 8; Honey, 1999, 11; Swarbrooke, 1999, 318; Müller, 2000, 242). Ekoturizmi tanımlamak için doğa seyahatleri, doğa temelli turizm ve özel ilgi turizmi gibi 35’in üzerinde terim kullanılmaktadır (Ceballos-Lascurain, 1996, 21; Hvenegaard, 1996, 2; Çağatay, Yurdaer ve Kırış, 2002, 204; Demir ve Çevirgen, 2006a, 52; İnan, 2007, 34; Hoşcan, 2008, 26; Orhan, 2008, 21; Türker ve Çetinkaya, 2009, 6). Bunlardan bazıları; antropolojik turizm, bilim turizmi, bilinçli turizm, bio-turizm, çevreyle dost turizm, doğal yaşam turizmi, düşük etkili turizm, etik turizmi, etnik turizm, kırsal turizm, kültürel turizm, macera turizmi, safari turizmi, sorumlu turizm, uygun turizm, vahşi yaşam turizmi, yeşil turizm, yumuşak turizm olarak sayılabilir (Valentine, 1992, 108; Hvenegaard, 1994, 24; Ceballos-Lascurain, 1996, 21; Hvenegaard, 1996, 2; Khan, 1996, 8; Choptain, 2000, 11; Erdoğan, 2003, 109; Alvarez, 2004, 59; Erkut, 2005, 52, 53; Sharpley, 2006, 9; Tırıl, 2007, 605; Hoşcan, 2008, 26; Yılmaz, 2008; Gülüm ve Torun, 2009, 112; Türker ve Çetinkaya, kitap fotokopi, 2009, 6; Kaypak, 2010, 94; 55; Şen, 2010, 76). Ancak Norris’in (1992) de belirtiği gibi bu tür etkinlikler doğal, sosyal ve ekonomik korumaya doğrudan katkı sağlamadıkları sürece ekoturizmle eş anlamlı olarak kullanılamazlar (Ceballos-Lascurain, 1996, 21; Akıllı, 2004, 32; Erkut, 2005, 52). Norris (1992) bir yöreye taşıma kapasitesini aşmayan ziyaretler gerçekleşse bile yerel topluma ekonomik fayda sağlamadıkça ve kaynakları korumayı ön planda tutmadıkça turizmin “eko” olamayacağını belirtmiştir (Sekartjakrarini, 1997, 29; Fung ve Wong, 2007, 88; www.doa.gov.tr). Yine Buttler (1992) ekoturizmin çevresel ve kültürel duyarlılığı sağladığını belirtmiş ve bu özelliği nedeniyle diğer geleneksel turizm türlerinden ayrıldığını ifade etmiştir (Miller, 1995, 23; Matysek ve Kriwoken, 2003, 133).

Bazı yazarlar ve kuruluşlar (Laarman ve Durst, 1987; Olindo, 1991; Boo, 1990; Orams, 1995; Palacio ve McCool, 1997; Hundloe, 2002; McLaren, 2003) ekoturizm ile doğa temelli turizmi aynı anlamda ve birbirlerinin yerine kullanırken (Valentine, 1992, 108; Wight, 1993, 3; Orams, 1995, 81; Palacio, 1997, 234; Fennell, 2003, 20; Sindiga, 1999, 111; Silva, 2001, 9; Hundloe, 2002, 11; McLaren, 2003, 91; Gale ve Hill, 2009, 3); bazıları (Ziffer, 1989; Farrel ve Runyan, 1991; Norris, 1992; TIES, 1992; Griffiths, 1993; Australian National Ecotourism Strategy, 1994; Forestry Tasmania, 1994; Tisdell, 1996; Ewert and Shultis, 1997; Burton, 1998; Wunder, 2000; Weaver, 2001; Balmey, 2005; Priskin, 2003, 502; Tsaur, Lin ve Lin, 2006; Marques, Reis ve Menezes, 2010) ekoturzimin, doğa temelli turizmin alt segmenti olduğunu belirtmektedirler. Ayrıca ekoturizmin doğa temelli turizmden daha öte bir kavram olduğunu ve ekoturizmin eğitici, koruma temelli ve sürdürülebilir bir içeriğe sahip olmasının bu iki kavramı birbirinden ayıran en önemli özellik olduğunu ifade etmektedirler (Hvenegaard, 1994, 25; Ceballs-Lascurain, 1996, 21; Tisdell, 1996, 11; Burton, 1998, 117; Diamantis, 1999, 99; Fennell, 2003, 21; Wunder, 2000, 466; Orams, 2001, 27; Weaver, 2001, 16; Fennell, 2002, 12; Ghosh, Siddique ve Gabbay, 2003, 1; Priskin, 2003, 502; Tsaur, Lin ve Lin, 2006, 640; Kılıç Benzer, 2006, 58; Marques, Reis ve Menezes, 2010, 971; Matysek ve Kriwoken, 2003, 4). Medina (2005, 283) ise bu ayrımı “doğa temelli turizm turistlerin turistik faaliyetleri üzerinde yoğunlaşırken, ekoturizm turistlerin seyahatlerinin hem doğal çevreye hem de yerel topluma olan etkilerine odaklanmakta ve ekoturizm bu etkinin olumlu etki olması gerektiğini vurgulamaktadır” şeklinde belirtmektedir.

Kimi yazarlar tarafından ise kitle turizmine alternatif olarak geliştirildiğinden hareketle alternatif turizm kapsamına dahil edilmekte ve alternatif turizmin bir şekli olarak görülmektedir (Blamey, 2001, 18; Müller, 2000, 242; Kılıç Benzer, 2006, 50; Jamal, Borges ve Stronza, 2006, 145; İnan, 2007, 34; Hoşcan, 2008, 26; Orhan, 2008, 21; Gale ve Hill, 2009, 4). Müller (2000, 243) bu durumu aşağıda yer alan şekille açıklamaktadır. Şekil 4’te görüldüğü gibi ekoturizm eğitici, bilimsel, macera ve tarım turizmini içeren alternatif turizmin bir alt dalıdır.

Şekil 4. Alternatif Turizm ve Ekoturizm

Kaynak: Müller, Frank G. (2000). Ecotourism: An Economic Concept for Ecological Sustainable Tourism, International Journal of

Environmental Studies, 57(3), s.243.

Ekoturizm doğaseverler ve çevre duyarlılığı olan turistlerin hareketlerinden daha geniş kapsamlı bir konudur. Bu nedenle odak noktası doğal çevre olan doğa temelli turizmden daha ayrıntılı bir turizm çeşididir. Yoksulluğu azaltmak, yerel toplumun turizme katılımını sağlamak, geleneksel kültürü korumak gibi sosyal amaçlar da ekoturizm içerisinde değerlendirilmektedir. Gerçekte bu olgu çevresel, ekonomik ve sosyal ilişkiler bütünüdür (Yılmaz, 2008, 55; Buckley, 2009, 644).

Bir diğer terim karmaşası da sürdürülebilir turizm ile ekoturizm arasında yaşanmaktadır. Ekoturizm kavramı sürdürülebilir turizm kavramı ile eşanlamlı kullanılsa da gerçekte ekoturizm, sürdürülebilir turizmin içerisinde bir alt dal olarak yerini almaktadır (Dowling ve Fennell, 2003, 5; Gordon, 2005, 37; Tsaur, Lin ve Lin, 2006, 640; Bien, 2006, 7; Reichel, Uriely ve Shani, 2008, 24). Dowling ve Fennell (2003, 5) bu durumu “sürdürülebilir turizm bir yaklaşım ya da bir süreç, ekoturizm ise bu süreçte yer alan bir turizm türü” olarak açıklamaktadır. Weaver (2001, 21) ekoturizm ile kavram karışıklığı yaşanan turizm türlerini aşağıda görülen Şekil 5 ile açıklamaktadır:

Turizm Bilimsel Kültürel Tarım Turizmi Eğitici Maceracı

Kitle Turizmi (kitlesel,

standart ve büyük ölçekli) Alternatif Turizm

Şekil 5. Ekoturizmin Diğer Turizm Türleri Arasındaki Yeri

Kaynak: Weaver, David B. (2001). Ecotourism. (1st Edition), Australia: John Wiley & Sons Australia, Ltd, s.21.

Fennell (2002) akademik alanyazında ekoturizmin 85 tanımının olduğunu belirtmiş ve bu tanımlar içerisinde kullanılan ekoturizm ile ilişkili 20 anahtar kelime ortaya koymuştur. Bu kelimelerden doğal alanlar (%62,4’ü), koruma (%61,2’si), kültür (%50,6), yerel topluma fayda (%48,2), eğitim (%41,2), sürdürülebilirlik (%25,9) ve etki (%25) kelimeleri tanımlarda en sık kullanılan kelimeler olarak sayılabilir (Fennell, 2002, 15).

Yukarıda da belirtildiği gibi kavramın hem anlamında, hem kullanımında, hem de tanımlanmasındaki karmaşa ve anlaşmazlık sürmektedir (Carpenter, 2000, 15; Yücel, 2002, 2; Erdoğan, 2003, 109; Akıllı, 2004, 35; Altan, 2006, 51; Meer, 2007, 20). Bu nedenle ekoturizm açısından önemli görülen ögeler de birbirinden farklılık göstermektedir. Yine de, ekoturizmin aşağıda sıralanan temel belirleyici ögeleri içerdiği üzerinde genel bir ortak görüş vardır (Diamantis, 1999, 116; O’Neal, 1999, 54; Wunder, 2000, 466; Blamey, 2001, 6; Fennell, 2002, 14; Dowling ve Fennell, 2003, 3; Erdoğan, 2003, 109; Fennell, 2003, 21; Banerjee, 2007, 23; Gale ve Hill, 2009, 5; Elmazi ve Stojanoski, 2011, 372; Krider, vd., 2010, 780):

 Doğa temelli olması,

 Korumaya katkı sağlaması ve doğaya en az zarar veren bir özelliğe sahip olması,

 Kaynağın değerini anlayan bir temeli olması ve eğitici olması.

Alternatif Turizm Kitle Turizmi Ekoturizm

 Çevresel, kültürel ve ekonomik sürdürülebilirliğe sahip olması ve topluma fayda sağlaması,

Buckley (1994) ekoturizmin yukarıda belirtilen temel ögelerini aşağıda yer alan Şekil 6’daki gibi grafiksel olarak açıklamıştır (Erkut, 2005, 55; Polat, 2006, 11).

Şekil 6. Ekoturizmin Temel Ögeleri

Kaynak: Erkut, Ferda Çağlar. (2005). Ekoturizm Kaynağı Olarak

Akçay Vadisi ve Mardan Dağı’nın Değerlendirilmesi. Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın, s.55.

Page ve Dowling (2002) de bu niteliklerin birbirleriyle ilişkili olduğunu belirtmiş; bir yörede tam koruma sağlanırsa biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliğinin de sağlanmış olacağını ve bunun da turistlerin ekoturizmden fayda sağlamalarına ve amaçlarını gerçekleştirmelerine yardımcı olacağını ifade etmiştir (Fung ve Wong, 2007, 88). Ross ve Wall (1999b, 673) bu temel ögelere ek olarak, ekoturizmin yüksek kalitede turist deneyimi sağlayan bir özelliği olduğunu da eklemektedir. Wearing ve Neil (1999) ise doğayı koruma, kırsal kalkınma ve sürdürülebilirlik olarak üç bileşenden bahsetmektedir (Akgün ve Yurdakul Erol, 2011, 277).

Sonuç olarak temel bileşenleri ele alındığında ekoturizm; doğa temelli ve doğayı koruma bilincine sahip olan, çevresel, sosyo-kültürel ve ekonomik

anlamda sürdürülebilir olan, yerel topluma ekonomik katkı sağlayan, eğitici özelliğe sahip olan tüm bunların yanında yerel halk ile turist arasında olumlu etkileşim kurarak her iki tarafın da ekoturizmden tatmin olmasına yardımcı olan bir turizm çeşididir.

Ekoturizmin çevresel, sosyal ve ekonomik olmak üzere üç boyutu bulunmaktadır. Dalal-Clayton ve Wight (1994) ekoturizmin sahip olduğu bu boyutları Şekil 7’de görüldüğü gibi açıklamıştır (Carpenter, 2000, 20; Gale ve Hill, 2009, 8):

Şekil 7. Ekoturizm - Çevresel, Ekonomik ve Sosyal İlişki

Kaynak: Carpenter, Brook R. J. (2000). An Ethnography of

Japenese Ecotourism in the Northwest Territories: A Case Study of Yellowstone. Unpublished Master Thesis, University of Calgary, Faculty

of Graduate Studies, Canada, s.20.

Her ne kadar ekoturizmin tam anlamıyla açık bir tanımı olmasa da, bu kavramın ilk olarak Hetzer (1965) tarafından “ekolojik turizm” adı altında kullanıldığı görülmektedir (Blamey, 2001, 5). Bu tanıma göre ekoturizm, “genellikle kuşlar, vahşi yaşam, manzaralı alanlar, resifler, mağaralar, fosil içeren alanlar, arkeolojik sitler, sulak alanlar ve nadir bulunan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türler gibi doğal ve kültürel kaynaklar temelli bir turizm çeşididir” (Björk, 2000, 190).

1986 yılında Hector Ceballos-Lascuarin tarafından yapılan ekoturizm tanımı ise en temel tanım olmuştur. Tanıma göre ekoturizm; “geçmişten

EKOTURİZM