• Sonuç bulunamadı

Ekoturizmin Dünya’daki Gelişimi ve Uygulamaları

EKOTURİZM AKTİVİTELERİ

2.2.7 Ekoturizmin Dünya’daki Gelişimi ve Uygulamaları

Bugün turizm dünyanın en hızlı büyüyen sektörlerinden birisidir. Şekil 12’de görüldüğü gibi istatistikler, 1970 ile 1990 yılları arasında turizmin yaklaşık %300 oranında büyüdüğünü ve 1991 yılında 450 milyon uluslararası ziyaretçi sayısına ulaşıldığını göstermektedir (Yılmaz, 2008, 87). 1990 ile 2010 yılları arasında da 2001 ve 2009 yıllarında yaşanan ekonomik krizler, 2003 yılında yaşanan SARS virüsü tehlikesi ve Irak Savaşı gibi nedenlerle düşüşlerin yaşandığı yıllar dışında uluslararası turizm hareketlerinde sürekli bir artış söz konusu olmuştur. 2010 yılına gelindiğinde ise dünya turizmi 2008 ve 2009 yıllarındaki ekonomik krizlerden ve gerilemelerin etkilerinden beklenilenden daha hızlı bir şekilde kurtulmuştur. 2010 yılı uluslararası turizm hareketlerine bakıldığında, bir önceki yıla göre %6,6 oranında artış yaşanarak yaklaşık 904 milyon kişiye ulaşmıştır. Uluslararası turizm gelirlerinde ise bir önceki yıla göre %4,7 oranında artış kaydedilerek 919 milyar Amerikan doları elde edilmiştir (UNWTO Highlights, 2011).

Şekil 12. Uluslararası Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri

Kaynak: United Nations World Tourism Organization. (2011).

UNWTO Highlights, UNWTO Publication.

Uluslararası turizm pazarında doğaya yönelik turizm talebi giderek artmakla birlikte, ekoturizmin ilkeleri ile uyumlu ürünleri talep eden gerçek ekoturistlerin belirlenmesi zordur. Ekoturizme yönelik pazar araştırmalarının doğa turizmi kapsamında yapılıyor olması pazarın büyüklüğünü belirlemede yanlış varsayımlara neden olmaktadır (Demir ve Çevirgen, 2006a, 146). Bu zorluğa rağmen ekoturizmin en hızlı büyüyen turizm segmenti olduğu ifade edilmektedir. Filion, Foley ve Jacquemot (1994) yaptıkları çalışmalarında TIES’in genel turizm istatistiklerini kullanarak ekoturizm pazarının büyüklüğünü ortaya koymuşlardır. Yazarlara göre uluslararası turizm hareketlerine katılan turistlerin %40-%60 arası doğa turistlerinden, %20-%40 arası yaban hayatı ile ilgilenenlerden oluşmaktadır (Campbell, 1999, 534; Swarbrooke, 1999, 319; Weaver, 2001, 54; Kılıç Benzer, 2006, 72). Çizelge 6’da bu oranlar sayısal olarak görülmektedir (Campbell, 1999, 534; Kılıç Benzer, 2006, 72; Türker ve Çetinkaya, 2009, 11).

Uluslararası Turist Varışları (Milyon)

Çizelge 6. 1988 ve 1994 Yıllarına İlişkin Ekoturizm Pazar Büyüklüğü

Uluslararası Turist Hareketi (Milyon Kişi)

Yıl Toplam Doğa Turistleri Yaban Hayatı ile İlgilenenler

1988 393 157-236 79-157

1994 528.4 211-317 106-211

Uluslararası Direk Ekonomik Etki (Milyar ABD Doları)

Yıl Toplam Doğa Turistleri Yaban Hayatı ile İlgilenenler

1988 388 93-233 47-155

1994 416 166-250 83-166

Kaynak: Campbell, Lisa M. (1999). Ecotourism in Rural Developing Communities, Annals of Tourism Research, 26(3), s.534.

Weaver’ın (2001, 55) belirttiğine göre, yaklaşık 10 yıllık süreç içerisinde ekoturizm aktivitelerini tercih eden Amerikalı ekoturistlerin sayısında da bir artış gözlemlenmiştir. Özellikle de kuş gözlemciliği aktivitesine katılan ekoturistlerin sayısı 1982-1983 yılları ile kıyaslandığında, 1994-1995 yıllarında %155 gibi oldukça büyük bir oranda artış göstermiştir. Bu aktivitelerin büyüme hızı aşağıda yer alan Çizelge 7’de görümektedir:

Çizelge 7. Amerikalı Ekoturistler Arasında Rekreasyonel Aktivitelerin Büyüme Hızı Aktivite 1982-1983 16 yaş üstü turistler (milyon kişi) 1994-1995 16 yaş üstü turistler (milyon kişi) Büyüme oranı Kuş Gözlemciliği 21.2 54.1 155.2 Dağ/Doğa Yürüyüşü 24.7 47.7 93.0 Sırt Çantalılar 8.8 15.2 72.7 Yamaç Kayağı 10.6 16.8 58.5 Primitif Kamping 17.7 28.0 58.2 Yürüyüş 93.6 133.6 42.7 Deniz Motoru 33.6 46.9 39.9 Çevreyi Gezme 81.3 113.4 39.5 Gelişmiş Kamping 30.0 41.5 38.3

Doğal Sularda Yüzme 56.5 78.1 38.3

Kaynak: Weaver, David B. (2001). Ecotourism. (1st Edition), Australia: John Wiley & Sons Australia, Ltd, s.55.

Dünya Kaynakları Enstitüsü’ne (1990) göre ise turizmin büyüme hızı yıllık %4 iken, doğa turizmi %10 ile %30 arasında büyüme göstermektedir. Ceballos-Lascurain’in (1993) belirttiğine göre UNWTO, uluslararası turizm

harcamalarının %7’sini doğaya dayalı turizmin oluşturduğunu belirlemiştir. (Kılıç Benzer, 2006, 71; Polat, 2006, 43; Hunter, 2009, 42). TIES 2000 yılında turizmin genel olarak %7 büyüdüğünü belirtirken, ekoturizmin yılda %20’lik artış oranına sahip olduğunu ortaya koymuştur (Honey, 2007, 175). 2004 yılında ise ekoturizmin genel turizm endüstrisinden 3 kat daha fazla büyüdüğünü ve her yıl %10-%12 oranında bir büyüme kaydettiğini belirtmiştir. Dünya seyahat pazarında sürdürülebilir turizmin ise 6 yıl içerisinde %25 oranında büyüyeceği ve 474 milyar Amerikan Doları gelir kazandıracağı tahmininde bulunmuştur. Analizciler ekotesislerin artışında da bir patlama olacağını ve ekoturizm arzının yılda %20 oranında artış göstereceğini ifade etmişlerdir (TIES, 2005, 3).

Turizm talebi geleneksel Avrupa destinasyonlarından, doğal değerlerin önemli olduğu özellikle gelişmekte olan ülkelere doğru yönelmektedir (Demir ve Çevirgen, 2006a, 147). Örneğin, 1997-2004 yılları arasında Avrupalı turistler, her yıl %7 oranında artış gösteren doğa amaçlı seyahatler gerçekleştirmiş ve 2004 yılında rekreasyonel seyahatlerin yaklaşık %9’unu oluşturan 22 milyon kişi bu amaçla seyahate katılmıştır (Marques, Reis ve Menezes, 2010, 971).

Özellikle 1990’lı yılların başından itibaren milli parklara yönelik önemli bir talep dikkat çekmekte ve bu alanlar ekoturizm pazarının önemli çekiciliklerini oluşturmaktadır. Örneğin Avustralya’yı 1995 yılında ziyaret eden 1.700.000 yabancı turistin %50’si, bir önceki yıla göre %10 artışla, kaldıkları süre içinde en az bir kere milli parkları ziyaret etmişlerdir (Demir ve Çevirgen, 2006a, 147).

Yine aynı yıllarda 43 milyon Amerikalının ekoturizm faaliyetine katıldığı, Yunanistan’a gelen 3 milyon İngiliz turistin %19’unun ekoturist olduğu, Fransa’da yılda 15 milyon kişinin dağ/doğa yürüyüşü aktivitesine katıldığı belirlenmiştir. Ayrıca, Avrupa ülkelerinin pek çoğunun ülke turizmi için ayırdıkları payın önemli bir kısmının bu amaca yönelik harcandığı yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır (Aslan, 2005, 37; Kahraman ve Türkay, 2006, 41).

Ekoturizmin popülerliği arttıkça ülkelerin, özellikle de gelişmekte olan ülkelerin ekoturizme olan ilgisi aynı şekilde artış göstermektedir. Çoğu ülke, ekoturizmi ekonomik gelişmenin bir yolu olan madencilik, kerestecilik, çiftçilik, hatta kitle turizmi de dahil olmak üzere diğer faaliyetlerden daha sorunsuz bir faaliyet olarak görmektedir. 1990’ların başından itibaren gelişmekte olan ülkelerin neredeyse tamamı kalkınma stratejilerinin bir parçası olarak ekoturizmi teşvik etmektedirler. Çoğu ülkede doğa temelli turizm önemli ekonomik faaliyetlerin arasında giderek artan sayıda yerini almaktadır (Banerjee, 2007, 57). Örneğin, endüstrisini ekoturizm pazarına uyumlaştırma yolunda adımlar atan Kosta Rika’da ekoturizmin gelir sağlayıcı etkisi görülmektedir. Ülkede ekoturizmden elde edilen gelir, geleneksel (kahve ve muz) ürünlerin ihracatından elde edilen gelirden çok daha fazla olmuş ve ekoturizm en önemli ekonomik aktivite haline gelmiştir (Campbell, 1999, 534; Weaver, 1999, 799). Benzer şekilde ekoturizm Tanzanya’da kahve ihracatının, Hindistan’da tekstil ve kuyumculuk faaliyetlerinin önüne geçmiştir (Banerjee, 2007, 57). 1994’te Avustralya hükümeti ulusal on yıllık bir süreyi içeren ekoturizm stratejilerini geliştirmek için 10 milyon Amerikan Doları tahsis etmiştir. 1997’de Brezilya dokuz Amazon bölgesini içeren 200 milyon Amerikan Dolarlık ekoturizm gelişim programını hayata geçireceğini bildirmiştir. Çin ve Vietnam gibi turizmin gelişebileceği konusunda endişeleri olan ülkeler, ya da Güney Afrika ve Küba gibi uluslararası konumdan soyutlanmış ülkeler bile ekoturizme ayak uydurmaya başlamışlardır. Özellikle Kosta Rika ve Belize ekoturizm konusunda büyük gelişme göstermiştir. Tanzanya’daki Kilimanjaro Dağı, Ekvator’daki Galapagos Adaları, Uganda’daki goril habitatının bulunduğu dağ ekoturizm varış yerleri olarak oldukça ilerleyen destinasyonlar olmuştur (Banerjee, 2007, 57). Bununla ilgili olarak Drumm ve Moore (2002) Amerika’da doğa turizm operatörlerine uyguladıkları anket çalışmalarında tur operatörlerinden, Kuzey Amerika’daki 271 varış yerlerini sıralandırmalarını istemişlerdir. Elde edilen bulgulara göre 66 operatörden 37’si Kosta Rika’yı, 32’si Galapagos Adaları’nı en önemli varış yeri olarak önermiştir (Polat, 2006, 43).

Lew’in (1998) Asya-Pasifik bölgesinde faaliyet gösteren 44 ekoturizm işletmesiyle yapmış olduğu çalışmada 6 popüler ekoturizm destinasyonu

belirlenmiştir. İşletmelerin verdikleri cevapların yüzdelerine göre en popüler bulunan destinasyon %40 oranı ile Endonezya olmuştur. Bu ülkeyi %32,5 ile Hindistan takip etmiştir. Üçüncü ve dördüncü sıralarda %30’arlık oranlarla Avustralya ve Nepal gelmiştir. Beşinci sırada yer alan Bhutan’ın oranı %25; altıncı sırda yer alan Yeni Zelanda’nın oranı ise %20’dir (Wight, 2001, 45).

Dünyada ekoturizme yönelik destinasyonların birçoğu tropikal bölgeler, ada ülkeleri, dağlık bölgelerden oluşan az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde yer almaktadır (Nepal, 2000, 661; Demir ve Çevirgen, 2006a, 131; Dizdareviç, 2010, 33). Günümüzde dünyada ekoturizrn açısından önemli bölgeler arasında Orta ve Latin Amerika, Karayipler ve Pasifik Adaları, Yeni Zelanda, Güney Doğu Asya, Güney Doğu Afrika, Antartika ve Avustralya sayılabilir (Diamantis, 1999, 101; Demir ve Çevirgen, 2006a, 132). Özellikle Nepal, Kenya, Belize, Kosta Rika, Ekvator, Tanzanya, Tayland ve Avustralya yoğun olarak ekoturizmin uygulandığı destinasyonlardır (Sindiga, 1999, 115; Demir ve Çevirgen, 2006a, 133; Güngör Özkök ve Çoban, 2009, 594; Kwan, Eagles ve Gebhardt, 2010, 4; Shan-Gun, 2004, 200). Bunun yanı sıra ekoturizmden yalnızca az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler değil; ABD, Yunanistan, Fransa ve Kanada gibi gelişmiş ülkeler de pay almaktadır (Güngör Özkök ve Çoban, 2009, 594). Aşağıdaki haritada (Şekil 13) dünyada ekoturizm yapılan alanlar görülmektedir:

Şekil 13. Dünyada Ekoturizm Yapılan Alanlar

Kaynak: Selimoğlu, Öykü (2004). Dünyada ve Türkiye’de Ekoturizm, İstanbul Ticaret Odası Etüt ve Araştırma Şubesi, s.18.

Bazı bölgeler de ekoturizme yönelik kaynaklara sahip olmakla birlikte, bahsedilenlerle karşılaştırıldığında oldukça yetersiz kalmaktadır. Örneğin Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da ekoturizrn aktivitelerine yönelik fazla bir gelişme yoktur. Bu bölgeler, gerek sahip oldukları kaynaklar gerekse politik ve sosyal istikrarsızlıklar nedeniyle ekoturizrn açısından gelişme gösteren bölgeler değillerdir. Mısır, Cezayir, Irak, Afganistan, İran gibi ülkeler ekoturizrn açısından fırsatlara sahip olmakla birlikte, bu destinasyonlarda ekoturizm gelişme göstermemiştir (Demir ve Çevirgen, 2006a, 132).

1990 yılında Amerikalı turistlere yönelik macera seyahatleri üzerine yapılan bir araştırmada, ekoturizmle ilgili aktiviteler için şu destinasyonlar belirlenmiştir (Demir ve Çevirgen, 2006a, 131; Dizdareviç, 2010, 33):

 Doğa Yürüyüşü: Arjantin, Hindistan, Nepal, Pakistan, Peru, Türkiye.  Doğa Tarihi: Antartika, Brezilya, Kosta Rika, Ekvator, Madagaskar.  Vahşi Doğada Safari: Orta Afrika, Kenya, Tanzanya.