• Sonuç bulunamadı

Hz Ali ve Komuta Ettiği Seriyyeler

Belgede Hazreti Ali (sayfa 64-81)

Hz ALİ’NİN KOMUTA ETTİĞİ SERİYYELER

2- Hz Ali ve Komuta Ettiği Seriyyeler

Hz. Peygamberle beraber katıldığı gazvelerin hepsinde Hz. Ali büyük yararlılıklar göstermiş ve girdiği çatışmalarda yenilemeyen, bileği büküleme- yen bir asker olduğunu göstermiştir. Bundan dolayı da Hz. Ali Müslümanlar arasında cesaret ve kahramanlığın sembol ismi haline gelmiştir.

Hz. Peygamber, kendisinin katıldığı gazvelerin dışında gerekli gördüğü bazı zamanlarda ise kendisinin katılmadığı askeri seriyyeler göndermiştir. Hz. Peygamber bu seriyyelerde tecrübe ve basiretine güvendiği bazı arkadaşlarını seriyye komutanı olarak görevlendirmiştir. Hz. Ali'nin de içinde bulunduğu ve büyük bir çoğunluğu muhacirlerden oluşan bu kişilerden önde gelen bazı isimler şunlardır; Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer'in, Hz. Osman, Hz. Hamza, Abdul- lah b. Hâris, Sa'd b. Ebî Vakkâs, Abdullah b. Revâhâ, Ğalib b. Abdullah, Beşir b. Sa'd, İbnü Ebî'l-Avcâ, Şuca' b. Vehb, Ka'b b. Umeyr, Amr b. el-Âs, Ubeyde b. Cerrâh, Ebû Katâde, İbnü Ebî'l-Hadred, Halid b. Velid, Sa'd b. Zeyd, Tufeyl b. Amr, Uyeyne b. Hisn, Kutbe b. Âmir, Dahhâk b. Süfyân, Alkame b. Mücezzir, Ukkâşe b. Mihsân, Üsâme b. Zeyd, Sa'd b. Ubâde, Abdullah b. Hâris, Abdul- lah b. Cahş, Said b. Osman b. Maz'un, Ebû Seleme b. Abdulesed, Amr b. Ümeyye ed-Damrî, Abdullah b. Huzâfe.8

2.1- Benu Sa'd b. Bekr Seriyyesi

Hz. Ali'nin seriyye komutanı olarak görev aldığı ilk seriyye, Fedek Bölge- si'nde bulunan Benû Sa'd b. Bekr kabilesi üzerine gönderilen seriyyedir. Hicri

7 Ahmed b. Yahya b. Câbir el-Belâzürî, Ensâbu’l-Eşrâf (Beyrut, 1996), 2: 345-350; Şihabuddin Ah-

med b. Abdilvehhab Nüveyrî, Nihâyetü’l-Ereb fî Funûni’l-Edeb, 1. Bs (Beyrut, 2004), 20: 3-4; Şihâbüddin Ahmed b. Ali el-Askalânî İbn Hacer, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe (Kahire, 1853), 4: 269.

6. yılın Şâban ayında (Aralık-Ocak 627-628) Benû Sa‘d Kabilesi’nin, Fedek Bölgesi'nde Müslümanlara karşı Hayber Yahudilerine yardım hazırlığı içinde olduğunu haber alan Resulullah, Benû Sa'd b. Bekr kabilesi üzerine Hz. Ali kumandasında yüz kişilik bir birlik göndermiştir.9

Bu sefer için yola çıkan Hz. Ali ve beraberindeki mücahitler, gündüzleri gizlenerek, geceleri ise yol alarak takriben altı günde Fedek Bölgesi’ne ulaş- mışlar ve ulaştıkları bölgede ele geçirdikleri bir casustan, Benû Sa'd Kabile- si’nin hurma karşılığında Hayber Yahudilerine yardım etme hazırlığında ol- duğunu öğrenmişlerdir.10

Hz. Ali ve arkadaşlarının üzerlerine geldiğinden haberdar olan Veber b. Uleym önderliğindeki iki yüz kişilik Benû Sa'd birliği ise menkul mallarını yanlarına alarak kaçmış ve Hz. Ali komutasındaki Müslüman askerlerle ça- tışmayı göze alamamıştır. Bunun üzerine Hz. Ali ve arkadaşları bu kabilenin çiftliklerine baskın yaparak çok sayıda deve ve koyun sürüsünü ele geçir- mişlerdir.11

Hz. Ali, ele geçirilen ganimetlerden hazineye ait olan beşte bir hisseyi ayırdıktan sonra geri kalan kısmını askerlerine dağıtmıştır. Bu sefer esnasın- da mücahitlerin karşılarına mukavemet edecek bir askerî birlik çıkmadığı için mücahit birliğinden herhangi bir kayıp verilmeden Medine'ye geri dö- nülmüştür.12

Veber b. Uleym isimli kişinin önderliğindeki Benû Sa'd birliği, Müslü- man askerlerin iki katı sayıda olmalarına rağmen onlara karşı çatışmayı göze alamamaları neticesinde yurtlarını terk ederek kaçmak zorunda kalmışlardır. Kanaatimizce Benû Sa'd birliğinin İslam birliğinden kaçmasındaki en önemli sebep ise, birliğin komutanının Hz. Ali olmasıdır. Nitekim Hz. Ali, o tarihe kadar katılmış olduğu harplerde büyük başarılar göstermiş ve onun karşısına çıkan hiç kimse kendisine yenmeyi başaramamıştır. Onun cenk meydanların- daki bu başarıları muhtemelen Hicaz bölgesinde duyulup bilindiğinden dola- yı, idare etmiş olduğu birliğin karşısına çıkmaya cesaret gösterilememiştir.

2.2- Tayy Kabilesi Seriyyesi

Mekke'nin fethinden sonra Hz. Peygamber'in müşrik Arapların tapındıkla- rı Uzza, Menat, Suva' gibi değişik bölgelerdeki putları imha etmeleri için ashap- tan bazılarının komutasında seriyyeler göndermiş olduğunu görülmektedir.

9 Ebû Abdillah Muhammed b. Ömer b. Vâkid Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 3. Bs (Londra, 1966), 2:

562; Muhammed İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ (Kahire, 2001), 2: 86; Belâzürî, Ensâb, 1: 378.

10 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 2: 562; İbn Sa’d, Tabakât, 2: 86; Belâzürî, Ensâb, 1: 378; Abdülhalık Bakır,

Hz. Ali ve Dönemi (Ankara, 2004), 150.

11 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 2: 562; İbn Sa’d, Tabakât, 2: 86; Belâzürî, Ensâb, 1: 378. 12 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 2: 563; İbn Sa’d, Tabakât, 2: 86; Belâzürî, Ensâb, 1: 378.

Hicri 9. yılın (631) sonlarında Hz. Peygamber, Tayy kabilesinin "Fuls" isimli putunu imha etmek üzere, Hz. Ali komutasında çoğunluğu ensardan olan 150 kişilik bir seriyye birliği göndermiştir.13

Putları imha etmek için yola çıkan Hz. Ali ve beraberindeki mücahitler, gecenin ileri bir vaktinde Tayy kabilesinin bir kolu olan Hâtim boyunun yaşa- dığı topraklara varmışlar ve kabile mensuplarının gece karanlığından fayda- lanıp kaçmalarını engellemek için sabah olmasını beklemişlerdir. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Hz. Ali ve beraberindekiler, kabile fertlerinin hepsinin uy- kuda olduğu bir zamanda anî bir baskın düzenleyip onlardan bazılarını öl- dürmüşler, bazılarını ise esir almışlardır.14

Gerçekleşen bu sefer sonucunda, Tayy kabilesinin Fuls isimli putu ve ka- bileye ait tapınak imha edilmiş ve bu tapınakta bulunan üç adet kılıca el ko- nulmuştur. Ayrıca bol miktarda koyun-deve sürüleri ve önemli miktarda ga- nimet elde edilmiştir.15

Hz. Ali, sefer dönüşünde Hâtim ailesi mensupları dışında ele geçirilen köle ve ganimetleri askerlerine dağıtmış, tapınaktan alınan üç adet kılıç ile, ganimetlerden devlet bütçesine ayrılan beşte birlik pay olan humusu16, ayrıca

Hâtim ailesinden ele geçirilen esirleri Medine'ye götürerek Hz. Peygamber'e teslim etmiştir.17 Bu seriyye esnasında Hz. Ali'nin yanında siyah bir râye ile

beyaz bir livâ bulundurduğu da rivayetler arasındadır.18

2.3- Yemen Seriyyesi

Mekke'nin fethinin ardından Arap kabileleri büyük gruplar halinde Me- dine’ye gelerek Müslüman olup İslam’ın egemenliğini kabul ettiklerini beyan etmek suretiyle Hz. Peygamber ile anlaşma yapmışlardır. Bu dönemde Arap kabilelerinin çoğunluğu İslam’ın hâkimiyetini kabul etmişse de henüz İslam’ı kabul etmemiş olan kabileler de bulunmaktaydı. İslam’ı bütün insanlığa tebliğ etmekle görevli olan Hz. Peygamber, henüz İslam’ı kabul etmemiş olan bazı kabileleri İslâm'a davet etmek ve onlara İslam devletinin otoritesinin kabul- lendirmek için özellikle güçlü kabilelerin yaşadığı bölgelere seriyyeler gön- dermiştir. Bu bağlamda, İslâm devletinin güneyinde bulunan güçlü Arap ka- bilelerinin İslam devletinin hâkimiyetini kabul etmesini, özellikle de Yemen

13 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 3: 987-988; İbn Sa’d, Tabakât, 2: 150; İbn Seyyidinnâs, ’Uyûnu’l-Eser, 2:

278.

14 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 3: 987-988; İbn Sa’d, Tabakât, 2: 150.

15 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 3: 987-988; İbn Sa’d, Tabakât, 2: 150; İbn Seyyidinnâs, ’Uyûnu’l-Eser, 2:

278.

16 Hacı Yunus Apaydın, Humus (İstanbul, 1998), 18: 365-369.

17 Ebû Muhammed Abdülmelik b. Hişâm İbn Hişam, es-Siretü’n-Nebeviyye, 1. Bs (Beyrut, 2004), 1:

89; İbn Sa’d, Tabakât, 2: 150.

Bölgesi'ndeki güçlü kabilelerin İslâm'a girmesini çok arzulayan Hz. Peygam- ber, bu bölgeye de seriyyeler göndermiştir.19 Hz. Peygamber'in göndermiş ol-

duğu bu seriyyelerde yer alan mücahitlerin çalışmaları kısa sürede sonuç vermiş ve böylece İslam bu bölgede günden güne yayılmaya başlayarak, Ye- men'in değişik bölgelerinden Medine'ye heyetler gelmeye başlamıştır.

İslâm dini Yemen bölgesindeki kabileler arasında yayılmaya başlayınca, doğal olarak kabul etmiş oldukları yeni din olan İslâm'ı kendilerine öğretecek ve aralarında dînî hükümleri uygulayacak bilgili insanlara ihtiyaç hâsıl olmuş- tur. Hâsıl olan bu ihtiyaç üzerine Hz. Peygamber, Mekke’nin fethinden sonra- ki süreç içerisinde Muaz b. Cebel, Ebû Musa el-Eşârî, Halid b. Velid, Ebû Ubeyde b. Cerrâh ve Hz. Ali gibi önemli simaları Yemen bölgesinin değişik mıntıkalarına göndermiştir.20

Çalışmamızın konusunu teşkil eden Hz. Ali'nin seriyyeleri ve bu bağ- lamda sonuçları itibariyle en önemli seriyyesi olan Yemen Seriyyesi, bölgeye sevk edilmiş olan en önemli seriyyedir. Önemine binaen kaynakların fazlasıy- la yer verdiği bu seriyye hakkında kaynaklara yansımış olan birbirinden çok farklı, hatta bir biriyle çelişen rivayetlerin bulunduğu ve bundan dolayı da bu seriyye hakkında büyük bir bilgi karışıklığının oluştuğu göze çarpmaktadır.

Söz konusu rivayetler, gerek temel kaynaklarda, gerekse muahhar eser- lerde bir bütün halinde, tutarlı ve makul bir şekilde değerlendirilememiş, bundan dolayı da tarihi süreçte konu etrafında bir birinden çok farklı ve anla- şılması zor olan anlatımlar vücuda gelmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki konu hakkında temel kaynaklarda yer alan rivayetler bir bütün halinde ele alındığı zaman, seriyyenin icrası, amacı ve so- nuçları ile Hz. Ali’nin seriyye bağlamında Yemen'deki faaliyetlerini net olarak anlama imkânının olmadığı görülmektedir. Bundan dolayı da konu ile ilgili mevcut rivayetleri bütün halinde değil de, tek tek ele alarak Hz. Ali'nin lider- lik yaptığı en önemli seriyye olan Yemen seferi üzerinde detaylıca durmak is- tiyoruz.

Taberî'de yer alan ve râvisi Berâ b. Âzib olan habere göre Hz. Ali, Ye- men'in Hemdân bölgesine gönderilmiş ve olay şöyle olmuştur: Hz. Peygam- ber, hicri 10. senenin Ramazan ayında Hz. Ali'yi Yemen'in Hemdân bölgesine göndermiştir. Hz. Peygamber daha önce de o bölgede İslâm'ın tebliği için ravi Berâ b. Âzib'in de içinde bulunduğu bir birliğin başında Halid b. Velid'i gön- dermişti. Halid ve arkadaşları Yemen'de 6 ay kadar kaldılarsa da onların da- vetine icabet edip Müslüman olan çok fazla insan çıkmamıştır. Bunun üzerine

19 İbn Sa’d, Tabakât, 2: 155; Ebü’l-Fidâ İsmail İbn Kesir, es-Sîretü’n-Nebeviyye, 2. Bs (Beyrut, 1999), 4:

129; Takiyyuddîn Ahmed b. Ali Makrîzî, İmta’u’l-Esmâ’ (Katar, t.y.), 502; Ali Muhammed Sallâbî, Mü’minlerin Emiri Ali b. Ebî Tâlib’in Hayatı, Şahsiyeti ve Dönemi (İstanbul, 2008), 143.

de Hz. Peygamber, o bölgeye Hz. Ali komutasında başka bir seriyye birliği göndererek Halid ve arkadaşlarının Medine'ye dönmelerini, bununla birlikte Hz. Ali ile orada kalmak isteyenlerin ise kalabileceğini emretmiştir.21

Halid b. Velid’in birliği içerisinde bulunan râvi, Berâ b. Âzib de birliğin- den ayrılarak gönüllü bir şekilde Hz. Ali’nin idaresindeki birliğe dâhil olmuş- tur. Hz. Ali emrindeki birliklerle o bölgeye ulaşır ulaşmaz yöre halkı gelip on- ların etrafında toplanmış, Hz. Ali de o gün kendi arkadaşlarına sabah namaz kıldırdıktan sonra orada toplanan herkesi tek saf halinde sıraya düzerek Hz. Peygamber'in mektubunu onlara okumuş, bunun üzerine de Hemdân halkı- nın tamamı o gün Müslüman olmuştur. Bunun üzerine Hz. Ali durumu Hz. Peygamber'e bir mektupla bildirmiş, Hz. Peygamber de bu mektubu okuyun- ca secdeye kapanmış ve sonra da başını kaldırıp şöyle demiştir: "Hemdân'a se-

lam olsun, Hemdân'a selam olsun". Bundan sonra Yemen ahalisi arkası kesilme-

den İslâm'ı kabule devam etmiştir.22

Şimdi Berâ b. Âzib'in rivayet ettiği bu haberin üzerinde kısaca durmak is- tiyoruz. Rivayete göre Hz. Ali 6 ay Yemen'de kalan Halid b. Velid'in yerine hicri 10. yılın (631) Ramazan ayında Yemen'e gönderilmiştir.

Bu habere göre, Halid'in 6 ay önce, yani 10. yılın Rebiülevvel ayında Yemen'e gönderilmiş olması gerekmektedir. Hâlbuki tarihî realite bunu red- detmektedir. Şöyle ki Halid b. Velid, hicri 10. yılın ilk aylarında (Rebîülevvel veya Cemâziyelevvel) Hz. Peygamber tarafından Benu Hâris b. Kâ'b kabilesi üzerine gönderilmiştir. Halid b. Velid bu kabile ile savaşmadan bunların Müs- lüman olmayı kabul etmeleri üzerine Halid b. Velid bu durumu bir mektupla Hz. Peygamber'e bildirmiş ve gelecek cevaba göre hareket etmeye karar ver- miştir. Aynı zamanda Halid, bu zaman zarfında insanlara İslâm'ı öğretmek için çalışmaya devam etmiştir.

Daha sonra Hz. Peygamber'den gelen cevap üzerine Halid b. Velid ve as- kerleri Medine'ye dönmüş, ayrıca Benu Hâris b. Kâ'b'dan bir heyet de Medi- ne'ye gelerek orada 10 gün kaldıktan sonra Necrân'a geri dönmüştür.23

Böylece Halid b. Velid, Yemen'de 6 ay kadar kalmış ve başarılı bir sefer- den sonra Benu Hâris b. Kâ'b'ın Müslüman olmasını sağladıktan sonra bu ka- bileden bir heyetle Medine'ye dönmüştür. Halid b. Veldi'in Medine'ye dönüş tarihiyle Hz. Ali'nin Yemen'e gönderiliş tarihi birbirine çok yakın, belki de ay-

21 Ebu Cafer Muhammed b. Cerir Taberî, Târîhu’t-Taberî, 2. Bs (Kahire: Dâru’l-Meârif, t.y.), 3: 131-

132. Daha sonra bu haberi aktaran kaynakların hepsi haberi Taberi’den kısaltarak aktarmışlar- dır. İzzüddin Ebû’l-Hasen Ali b. Muhammed İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh, 1. Bs (Beyrut, 1987), 2: 168; Makrîzî, İmta’u’l-Esmâ’, 502.

22 Taberî, Târih, 4: 131-132; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, 2: 168; Hüseyin b. Muhammed b. Hasan Diyar-

bekrî, Târîhu’l-Hamîs fî Ahvâli Enfesi Nefîs (Beyrut, 1283), 2: 160.

23 İbn Hişam, Siret, 2: 592; Taberî, Târih, 3: 132; Mustafa Fayda, İslamiyet’in Güney Arabistan’a Yayı-

nı zamana rastladığından dolayı, Halid'in başarısız olduğu ve bunun üzerine Hz. Ali'nin Yemen'e gönderildiği şeklindeki bir yakıştırma muhtemelen râvi- lerin kolayına gittiği için yapılmıştır.24

Hz. Ali'nin hicri 10. yılın Ramazan ayında Yemen'e hareket ettiği ve daha sonra da Zilhicce ayında veda haccına yetişmek için Mekke'ye döndüğünü göz önünde bulundurursak, Yemen'den bir mektupla Hemdân kabilesinin Müslüman olduğunu Hz. Peygamber'e bildirmesine gerek olmadığı da anlaşı- lacaktır. Bunun dışında Berâ b. Âzib'ten nakledilen bu haberin, Hemdân kabi- lesiyle ilgili diğer haberlere ters düşmesi de bu haberin uydurma olduğu ka- naatini teyit etmektedir. Böyle bir haberin uydurulması ise, Hemdân kabilesi mensuplarının Hz. Ali ile olan münasebetlerini Hz. Peygamber zamanına ka- dar götürmek istemelerinden ileri geldiği söylenebilir. Zira bu kabile, Hz. Ali- Hz. Muâviye mücadelesinde Hz. Ali tarafında yer almış ve ona karşı göster- dikleri fedakârlıkları ve ona olan bağlılıkları sonucunda Hz. Ali'nin takdirini kazanmışlardır.25

Hz. Ali'nin Yemen'e gönderilişi ile ilgili olan ve özellikle de Vâkidî'nin savunucusu olduğu bir diğer rivayet ise şöyledir. Hz. Peygamber aynı tarihte, yani hicri 10. yılın Ramazan ayında Hz. Ali'yi Yemen bölgesine gönderilecek seriyye için komutan olarak belirlemesinin ardından, askerlerini sefere hazır hale getirmesi konusunda tembihlemiş ve daha sonra da kendisine bir sancak verip bir de sarık sararak emrindeki birliklerle Yemen'e göndermiştir.26

Hz. Ali, bu sefer için yola çıkmadan önce Hz. Peygamber kendisine bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Bu bağlamda gittiği bölgedeki insanlara karşı he- men savaşa tutuşmamasını, onlara karşı yumuşak davranmasını, onları Al- lah'tan başka ilah olmadığını kabul etmeye çağırmasını, şayet kabul ederlerse onlardan namaz kılmalarını istemesi ve onu da kabul ederlerse onlara zekat verip vermeyeceklerini sormasını Hz. Ali’den istemiştir. Şayet bütün bunlara olumlu cevap alacak olursa onlardan başka bir şey istememesi yönünde Hz. Hz. Ali'yi tembihlemiştir.27

Vâkidî'nin anlatımına göre Hz. Ali, 300 kişilik bir askerî birliğin başında Yemen'e doğru yola çıkmış ve Yemen Bölgesi'nin en alt kısmı olan Mezhic topraklarına varınca da emrindeki birliği kollara ayırarak değişik bölgelere göndermiştir. Değişik kollara ayrılan bu birlikler ise daha sonra yaptıkları baskınlarda pek çok ganimet ve esirler elde etmişlerdir. Hz. Ali ganimetlerin başına Büreyde b. Husayb isimli sahabeyi getirmiş ve aynı zamanda esirlere mallarını iade etmek şartıyla İslam’a girmelerini teklif etmişse de onlar bu tek-

24 Fayda, İslâmiyetin Güney Arabistan, 106.

25 Taberî, Târih, 3: 132; Fayda, İslâmiyetin Güney Arabistan, 106.

26 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 3: 1079-1082; Makrîzî, İmta’u’l-Esmâ’, 502-503. 27 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 3: 1079-1082.

life olumlu cevap vermemişler ve taraflar arasında yeniden çarpışmalar baş- lamış ve bu çatışmalarda Müslümanlar, Mezhiçlilerden yirmi kişiyi daha öl- dürmüştür. Bunun üzerine Müslüman askerlerle başa çıkamayacaklarını an- layan bölge halkı İslâm'ı kabul etmiş ve Hz. Ali'ye gelip biat ettikten sonra zekâtlarını teslim etmişlerdir.28

Vâkidî'nin verdiği bilgilerden anlaşıldığına göre Hz. Ali, emrindeki üç yüz askerle Mezhic topraklarına gönderilen bir seriyyenin başında bulunmuş ve bölge halkıyla yapılan çarpışmalar neticesinde birçok ganimet elde ettikten sonra bölge halkının Müslüman olmayı kabul edip zekatlarını vermeleri üze- rine, Veda Haccı yaptığı sırada Hz. Peygamber’e yetişmek için yola çıkmış ve Mekke'ye ulaşmıştır.29

Yukarıdaki rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Hz. Ali'nin gönderildiği seriyye hakkında detaylı bilgi verilmesine rağmen, seriyyenin hangi kabileye ve Yemen'in hangi bölgesine gittiği açıkça belirtilmemiş ve sadece mübhem bir şekilde Mezhic toprağı ifadesi kullanılmıştır.

Hz. Ali'nin Yemen seferi hakkında kaynaklarda yer almış olan bir diğer haber ise, onun Necran Bölgesi'ne zekât ve cizyeleri toplamak için gönderilmiş olduğuna dair haberdir. Bu habere göre ise Hz. Ali yine aynı tarihlerde, hicri 10. yılın Ramazan ayında, komuta ettiği seriyye ile birlikte Yemen'e değil de Necran Bölgesi'ne zekât ve cizyeleri toplamak için gönderilmiştir.30

Konu ile ilgili rivayetlerde Hz. Ali'nin, Necran'da bulunan kabilelerden hangisinden zekât ve cizye topladığına değinilmemiştir. Sadece bu seriyye so- nucunda Hz. Ali'nin, Hz. Peygamber'e saf altın külçe gönderdiği nakledil- miş,31 ayrıca Hz. Ali'nin birçok ganimetle birlikte veda haccına yetiştiğine de-

ğinilmiştir.32

Görüldüğü gibi aynı tarihte Hz. Ali’nin Yemen’e veya Necran’a, birinci- sine seriyye komutanı, ikincisine ise zekât-cizye âmilliği sıfatıyla gönderilmiş olduğuna dair kaynaklarda birbirinden farklı rivayetler bulunmaktadır.

Kaynaklardaki bu rivayetlerden hangisinin daha doğru olduğunu anla- mak, gerçekten de zor olmakla birlikte, Yemen gibi Medine’ye uzak olan bir bölgeye üç yüz kişilik az bir kuvvetle seriyye tertip edilmiş olması da aslında çok da makul görünmemektedir.33

28 Vâkidî, Kitâbu’l-Meğâzî, 3: 1079-1082. 29 Fayda, İslâmiyetin Güney Arabistan, 109.

30 İbn Hişam, Siret, 2: 600-603; Halife b. Hayyat, Târihu Halife b. Hayyât (Beyrut, 1995), 48; İbnü’l-

Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh, 2: 169.

31 Buhârî, “Meğâzî”, 61.

32 İbn Hişam, Siret, 1: 600-603; İbn Sa’d, Tabakât, 2: 155; Halife b. Hayyat, Tarihu Halife, 48; Ahmed

b. İshak b. Ca’fer Ya’kûbî, Târîhu’l-Ya’kûbî, 2. Bs (Beyrut, 2002), 2: 60.

Kaynaklardaki bu rivayetler doğrultusunda Hz. Ali’nin Yemen seferini anlamanın zorluğunu farkına varan İbn Habîb, kaynakların hemen hepsinde 10/631 senesinde vuku bulduğunu gördüğümüz bu iki olayı birleştirerek, Hz. Ali’nin aynı sene içerisinde Yemen’e iki defa gittiğini, bunlardan birincisinde seriyye komutanı, ikincisinde de zekât ve cizye amili sıfatıyla gittiğini iddia etmiştir.34

İbn Habîb bu görüşü ileri sürerken muhtemelen kendinden önceki bazı kaynaklardan destek almış olmalıdır. Nitekim İbn İshâk ve İbn Sa’d, konu ile ilgili haberlerin başında Hz. Ali’nin, Yemen’e iki defa gitmiş olduğunun söy- lendiğini ifade etmişler, fakat bu iki seferden sadece ikincisinin tarihini ver- mişler, diğerinden hiç bahsetmemişlerdir.35

H. Ali’nin Yemen bölgesine iki defa gittiğine dair iddianın tarihî açıdan doğru olma ihtimali zor gözükmektedir. Nitekim Hz. Ali’nin gerek seriyye için Yemen’e, gerekse zekât-cizye amilliği için Necrân’a gönderilmiş olduğu- nu söyleyen kaynakların hepsinde hicri 10. yılın Ramazan ayının tarih olarak verildiği ve bu noktada farklı bir tarihten bahsedilmediği görülmektedir.36

Bazı muahhar kaynaklarda ise Hz. Ali’nin Yemen’e yapmış olduğu ileri sürülen iki seriyye için de tarih verildiği görülmektedir. Ayrıca Hz. Ali’nin Yemen’e üç, hatta dört defa gittiğini iddia edenler bile olmuştur.37

Hz. Ali’nin seriyye komutanı olarak Yemen’e veya zekât-cizye âmili ola- rak Necrân’a gönderilmiş olduğuna dair görmüş olduğumuz bu rivayetlerin yanında, Hz. Ali’nin kadı ve mübelliğ olarak Yemen’e gönderildiği dair 3. bir habere daha kaynaklarda yer verilmiştir.

Genellikle hadis kitaplarında yer alan bu haberlerde; Hz. Peygamber bu görevle Hz. Ali’yi Yemen’e göndereceği zaman Hz. Ali: ‚Ey Allah'ın Resulü! Sen, bana sorular soracak bir kavme beni gönderiyorsun; hâlbuki ben bu kadı-

Belgede Hazreti Ali (sayfa 64-81)