• Sonuç bulunamadı

2.2. Hazır Giyim İşletmelerinde Performans

2.2.3. Hazır Giyim İşletmelerinde Performansa Etki Eden Kavramlar

2.2.3.6. Tam Katılım

Katılım, çağdaş yönetim düşüncesinin temel taşlarından birini oluşturur. Genel olarak çalışanların katılımı dendiğinde, karar ve uygulama aşamaları ile birlikte denetim ve kontrol sürecinde tüm çalışanların görüş, düşünce ve fikirlerinden yararlanmak anlaşılmaktadır. Önemli olan kurum veya organizasyon içerisinde, yönetim anlayışından kaynaklanan farklı kültürü benimsemek değil, bu farklılığa rağmen takım

ruhunun yaratılmasıdır. Böylece birlikteliğin oluşturulduğu bir kurumda hatalı ürün ya da verimsiz hizmet beklemek mümkün değildir (Yatkın, 2003: 23-24).

Tam katılımın hedefi, üstün düşünüp astın bu düşüncelere katkıda bulunarak uygulaması değildir. Hedef, kuruluştaki her birey için hem düşünmenin hem de uygulamanın birleştirilerek örgütsel uyum, kalite ve verimliliğin sağlanmasıdır (Tekin, 2002: 109).

Genel olarak organizasyonlar çalışanların tam katılımı programlarına iyi bir işletme oldukları için başlamaktadır. İş koşullarının daha rekabetçi olması tam katılım programlarının organizasyonları rekabet ortamına uyumlu hale getirmektedir. Çalışan katılımlı organizasyonların şirket performansını ve finansal sonuçları paylaşmaları gerekir, bu sayede çalışanlar çalışmalarının ve aksiyonlarının etkilerini bilirler. Aynı zamanda süreç teknolojilerini de anlamaları gerekir. Katılımı destekleyen ödül sistemleri değişimi başlatmayı ve takım kurmayı ödüllendirme yer almalıdır. Ödülleri yaratmanın bir yolu iyi ortaya konulmuş kabul ve hareket metotlarının ortaya konulması ve çalışanlardan gelen önerilerin değerlendirilmesidir (Öztürk, 1999: 63-64). Karar almanın ve gerçek iş enformasyonunun iletişiminin kalitatif (niteliksel) yönleri üzerine eğitim vermek çalışan katılımında kritik parametrelerdir (Karayazı, 2007: 20-21).

TKY’de örgütte neden tam katılımının sağlanması gerektiği konusunda, bireyin önemsenmesini gerektiren faktör, firmaları etkileyen olumsuz olayın gerisinde grup kararlarının değil, kişisel hataların etkili olmasıdır. Bu nedenle yöneticinin işgöreni dinlemesi, görüşlerinden haberdar olması ve düşüncelerinin gelişmesine yardım etmesi için tam katılımın sağlanması önemlidir. Böylece çalışanların yönetimce alınan kararlara karşı olumsuz tavırları ve kişisel dirençleri ortadan kaldırılacaktır. Ancak bu şekilde, çalışan herkesin, birey olarak kabul edilme, fark edilme, tanınma, kişisel yeteneklerini ve önerilerini ortaya koyma ve başarılı olma gibi “kişisel tatmin” ihtiyaçları yerine getirilebilir ve tam katılım sağlanabilir (Tekin, 2002: 109-111).

Tam katılım çalışanların sadece kendilerine verilen görevleri yapmalarını değil, yaptıkları işi niçin yaptıklarını, nasıl yaptıklarını ve daha iyi ne şekilde yapabileceklerini sorgulamayı ve bu konuda bilimsel aklı kullanmayı öngörmektedir.

Zaten, TKY kalite çemberleri, kalite iyileştirme takımları vb. isimler altında biçimsel takım çalışmalarıyla gerçekleşen bir yönetim uygulamasıdır (Özdaşlı, 2006: 3-8).

2.2.3.7. Amaçlar

Şirket faaliyetleri için birer yol gösterici olan amaçlar, tüm şirket faaliyetlerinin koordinasyonu için önemli bir araçtır. Çünkü şirketlerin tüm süreç, strateji ve politikaları, amaçlar dikkate alınarak belirlenmektedir (Genç, 2000: 53). İşletmeler, bazen stratejik amaç ve politikalarından belirli bir ölçüde uzaklaşabilmektedirler. İşletmelerin geleceğe ilişkin amaç ve politikaları sürekli olarak güncellenmeli ve değişen şartlara uyum sağlayabilecek değişiklikler yapılmalıdır. Kriz döneminde olan bir işletme toplumdaki imajının zedelenmemesi ve müşterilerin güven ve tercihlerinin azalmaması için amaç ve politikalarının bütünüyle etkilenmesini önlemelidir (Zerenler, 2003: 223).

Rakipler tarafından bilinmeyen veya henüz uygulanamayan bir ürün veya süreci işleme geçiren firma, güçlü bir rekabet avantajı kaynağına da sahip olmaktadır. Sürdürülebilir rekabete, üç kategoriye ayrılan şu amaçların gerçekleştirilmesi ile ulaşılır (Uzkurt, 2008: 15-16);

Tüketici ile İlgili Amaçlar; -Yeni pazar yaratma -Yeni pazara girme -Pazar payını arttırma

-Tüketici ihtiyaçlarının karşılanma süresini kısaltma -Çevresel etkileri minimuma indirme

-Talebi arttırma

-Rekabet üstünlüğü sağlama -Stratejik ortaklıklar yapabilme

-Yeni bilgileri firmaya kazandırma kabiliyeti -Müşteri odaklı ilişkiler geliştirme

Ürünle İlgili Amaçlar; -Yeni ürün ve hizmet üretme

-Ürün ve hizmetlerde mal farklılaşması -Ürünlerin görsel çekiciliğini arttırma -Ürün karmasını genişletme

-Çevreye zararsız ürün geliştirmek -Mevcut ürün ve hizmetleri yenilemek

-Ürün ve hizmetlerin kalitesini arttırmak Üretim-Lojistik-Dağıtım ile İlgili Amaçlar; -İş gücü maliyetinin azaltılması

-İmalat süreçlerini geliştirmek -Hammadde tasarrufu sağlamak -Üretim maliyetlerini düşürmek

-Üretim süreçlerini geliştirip, iyileştirmek

-Enerji tasarrufu sağlayan yöntemlere başvurmak -Zaman tasarrufu sağlamak, hız kazanmak -Dağıtım ve işlem maliyetlerini düşürmek -Lojistik faaliyetlerini esnekleştirme ve arttırma -Yeni düzenlemeler takip edip, uyumlu hale gelme.

2.2.3.8. Pazar Payı

Pazar payı, bir piyasada bir malın toplam satış miktarı ya da gelirleri içinde bir firmaya ait olan paydır (“Sanal” 1, 2011:1). Pazardaki veya teknolojideki herhangi bir ani değişim, çok iyi bir fikri kötü bir fikre dönüştürebilir. Bu nedenle sürecin her aşamasında pazarın faaliyetleri dikkatlice gözlenmelidir. Yapılan çeşitli çalışmalar ABD’de her on yeni üründen sadece ikisinin, Japonya’da ise her yüz yeni üründen sadece ikisinin başarılı olduğunu göstermektedir (Taşkıran, 2004: 36). Hazır giyim işletmeleri; global pazarda rekabet edebilmek ve pazar payını artırabilmek için, yönetim bilgi sistemlerine yatırım yapmalıdır (Boğday, 2006: 1).

Bir araştırmada işletmelere, tasarımın pazar paylarının büyümesindeki etkisi sorulmuştur. Firmalardan biri tasarım aracılığı ile yeni bir pazar yarattıklarını, bir diğeri pazar paylarının tasarım sayesinde büyüdüğünü, diğeri ise pazar paylarının büyümesinde tasarımın da katkısı olduğunu ifade etmiştir. Elde edilen sonuçlara göre tasarım pazar payına, daha yüksek fiyatla ürün satılmasına, ürün ve kurum imajına, kurum itibarına, ürün farklılaştırmasına, tüketici özelliklerine göre ürün geliştirilmesine, üretim sürecine, teknoloji transferine, personelin öğrenme yeteneğine, motivasyonuna, yenilikçi olmasına, bilginin kurum içinde sirkülasyonuna, maliyeti düşürülmesine, yatırım getirisinin yükselmesine, iş hacminin artmasına, para ile ölçülemeyecek değerlerin gelişmesine, ihracata ve sürdürülebilirliğe olumlu yönde etki etmektedir (Akın, 2009a: 78).

Çoğu zaman, büyüyen ve genişleyen pazarlara dahil olmak ve belirli bir aktiviteye yoğunlaşma, öğrenmeyi ve deneyim birikimini oldukça hızlandırmaktadır. Dolayısıyla işletmeler farklı pazarlara girip bilgi birikimlerini arttırma ve rekabet avantajı sağlama yolunda faaliyet göstermektedirler (Saruhan ve Özdemir, 2004: 61-62).

2.2.3.9. Satışlar

Satış işletmeye kaynak sağlayan tek faaliyettir. Öteki bütün olaylar (araştırma, üretim, depolama, taşıma vs.) kaynakları tüketmeye neden olduğu halde satış, kendi gerektirdiği masrafların üzerinde gelir yaratan bir iştir (Şengöz, 2000: 49).

Tarihsel gelişim içerisinde yerini alan, ticari dönemlerde, rekabetçiliğin kriterlerinde de büyük değişimler olmuştur. Arz açığının bulunduğu dönemlerde, rekabet esasen üretim odaklıdır, yani talep edilen ürünleri üretebilen kazanmıştır. Daha çok üretim, daha çok kar getirmiştir. Arz ile talebin dengelendiği dönemde, rekabet maliyet odaklıdır. Aynı malı daha ucuza üretebilen, daha ucuza da satabildiği için rakiplerine üstünlük sağlayabilmiştir. Bu noktada, yönetimde bilgi ve bilgi işlemeye duyulan gereksinim rekabetçi bir silah olarak pek ilgi görmemiştir. Nitekim yöneticiler, bilginin hazırlanması ve işlenmesinden çok üretimi artırma, maliyetleri düşürme, pazar geliştirme ve reklam aracılığıyla satışları yükseltme faaliyetlerine yönelmişlerdir (Boğday, 2006: 9).

Gelecekte satış taktiklerinin geliştirilmesi güncelleşecektir. Geleneksel yöntemlerin dışında yenilikler ortaya çıkacaktır. Fiyat politikaları ile yaşam savaşı vermek başarı olmaktan çıkmıştır. Örneğin, moda yaratma bağlamında ürünün hazırlanması ve sunulması gerekir. Entegre ya da tek nokta satış olanaklarının sağlanıp, güçlü bir şekilde pazarlama öğesi olarak kullanılması da ayrıca gerekecektir. Pazarlama ve etkin promosyon konusunda internet ve gelişen bilgi teknolojilerinden olabildiğince yararlanmak kaçınılmaz bir zorunluluktur. İnternet ve iletişim teknolojileri tedarikçi zincirini ve değişimlerini denetim yönünden de çok önemli bir araçtır (Benli, 2008: 46- 47).

Yapılan araştırmalarda işletmelerin satış düzeyindeki azalmanın değişime zorlamamasının oranı düşüktür. İşletmenin asıl amacı kar elde etmek olduğuna göre satışların ve karlılığın azalmasının işletmeleri değişime zorlamamasının nedeni, bu işletmelerin bu durum karşısında satışları ve karları azalsa bile değişim yapmadan kendi varlıklarını sürdürebileceklerini düşünmeleridir (Çağdaş, 2005: 82).

2.2.3.10. Karlılık

Şirketlerin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve büyümeyi sağlayabilmeleri için kar elde etmek, karı ve karlılığı artırmak gereklidir. Bununla birlikte, bir şirketin uzun süre faaliyetlerini sürdürmesi sadece sözkonusu şirketin karlılığıyla ilişkilendirilememektedir. Şirketlerin ürettiği mal ya da hizmetlerin müşteri istek ve ihtiyaçlarını karşılaması, şirketlerin faaliyet gösterdiği sektördeki payı, Ar- Ge

faaliyetleri, piyasadaki konumu, kaynakların etkin kullanımı ve verimlilik gibi faktörler de karlılık gibi şirket performansının belirlenmesinde etkili olan göstergelerdendir (Ahmad ve Dhafr, 2002: 173).

Şirketlerin kar ve karlılık oranları, klasik performans görtergeleri olarak, toplam performans göstergeleri içinde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Ancak karlılığın şirket yöneticileri tarafından belirlenmesi ve bu belirlemede etkili olan faktörlerin değişkenliği gibi sorunlar nedeniyle şirketlerin kar ve karlılıklarının karşılaştırılması kesin ve doğru olarak belirlenememektedir. Şirketlerde yoğun bir biçimde kullanılan kar ve karlılık performans göstergeleri tek başına kullanılan analizler değildir. Karı oluşturan faktörler; satışlar, kullanılan varlıklar gibi diğer ekonomik faktörler ile değerlendirilmelidir. Bununla birlikte karlılık hesaplamaları, gelirler, giderler ve yatırımlar arasındaki ilişkilere göre de ölçülmelidir (Zerenler, 2003: 233-234).

Yöneticiler ve işçiler arasındaki ilişkinin niteliğinin, işçilerin karlılığının derecesi ve niteliği üzerinde güçlü bir etkisi vardır. Bu karlılık duruma göre kalite ve verimlilik gibi ölçülebilir faktörlerde ya da çatışma ve grev gibi faktörlerde kendini gösterir. Yöneticiler çalışanı makine gibi görmemelidir. Yöneticilerin işçilerle ilgilenmesi onlara değer verdiğini göstermesi gerekir. Belirli zamanlarda işletmede yapılan işler ve sorunlar hakkında çalışanların görüşleri alınmalıdır. Yönetim işletmede ilerleme gösterenlere yükselme imkanı tanırken devamlı hata yapanları da cezalandırarak kendileriyle ilgilenildiğini göstermelidir (Atılgan, 2002b: 145).

2.2.3.11. Ürün Çeşitliliği

Birçok firmanın değişik teknoloji kombinasyonlarına ihtiyaçları vardır. Oysa kendileri bunların bir kısmında uzmandır. Bu durum ürün çeşitlilikleri ile de doğrudan ilgilidir. Anlaşılabilir nedenlerle, büyük ölçekli firmaların sahip oldukları teknolojiler ürün çeşitliliğinden daha üst seviyededir. Küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin ise ürün çeşitlilikleri, teknolojilerinden daha fazladır. Her iki kesim içinde, kamusal araştırmaların sonuçlarının toplandığı havuzlar, yeni teknoloji ihtiyaçlarını gidermeye açıktır (İnam, 2004: 118)

Bu durum, özellikle uygulamaların ve çeşitliliğin daha düşük maliyetlerle gerçekleştirilmesi nedeniyle önem taşımaktadır. Etkin şekilde yeni özelliklerin eklenmesi ve tasarımın söz konusu çeşitliliğe olanak tanıyacak biçimde gerçekleşmesi ile ürünlerin farklılaştırılması sağlanacaktır. Tasarım güçlü markalar yaratılmasını destekleyecek şekilde kaliteli olarak gerçekleştirilmelidir. Rekabette etkili olabilmek için ürün geliştirmede, ürünlerin her bir parçasından bütününe değin nelere özen gösterileceği, hedef pazara yönelik olarak nasıl bir kalite standardının yakalanması gerektiği, parçaların nasıl bir araya getirileceği ve maliyetinin ne olacağı konularına duyarlı olmak gerekir. Bu bağlamda önem kazanan, hedef maliyetleme ile birlikte tasarım anında maliyetlemenin de düşünülmesidir. Tasarımın ürün performansını öne çıkaracak şekilde, teknoloji ile desteklenmesi gerekliliği de yadsınamaz. Tasarımın etkin bir şekilde yapılabilmesi için de tüketicilerle işbirliği yapılması gerekmektedir (Benli, 2008: 44-45).

Ülke bazında çeşitlilik sağlanmazsa ihracatın yoğunlaştığı ülkede yaşanan ekonomik durgunluk, talepte daralma vb. olumsuzlukların Türkiye’ye direkt olarak yansıması kaçınılmazdır (İmer, 2006: 86). Türk hazır giyim işletmelerinin AB pazarında ve ulusal pazarda güvenceli bir yer edinebilmesi açısından ürün çeşitliliğine yönelik yatırım politikası oluşturulmalıdır (Benli, 2008: 9).