• Sonuç bulunamadı

1.6. İnovasyon Kaynakları

1.6.2. İşletme Dışı Kaynaklar

İşletmenin kendisinden ve faaliyet gösterdiği endüstriden bağımsız olarak karşılaşabileceği kaynaklar ise işletme dışı yenilik kaynaklarıdır. Demografik değişimler, müşteri anlayışı ve yeni bilgi yaratımı dışsal yenilik kaynakları arasında sayılabilir. Bu değişimler sosyal, felsefi, siyasal ve entellektüel çevrelerde meydana gelmektedir.

1.6.2.1. Demografik Değişimler

Demografik değişimler (nüfus, yaş profili, istihdam, eğitim durumu, gelir vb.) en belirgin ve açık olan değişimlerdir. Ayrıca demografik değişimlerin sonuçları da büyük ölçüde öngörülebilmektedir. Yani, demografik değişkenlerden elde edilen verilerle gelecekteki birtakım olgular öngörülebilir hale gelir. (Acaray, 2007: 39-40).

Demografik veriler belirsizliği azalttığı için işletmelere yenilik için daha belirleyici fırsatlar sunarlar. İşletmeler demografik veriler ve değişimler sayesinde içinde bulundukları ortamı daha net görürler ve pazar içindeki inovasyon hareketlerini ona göre ayarlarlar (Öğüt, 2008: 49). Nüfustaki, yaş yapısındaki, tertipteki, işsizlikteki ve eğitim ve gelir seviyelerindeki değişime bağlı olarak bir inovasyon fırsatı doğabilir (Baykal, 2007: 32).

Örneğin dünyanın en güncel sorunlarından birisi küresel ısınmadır ve buna temel etken olarak da atmosfere bırakılan sera etkisi yaratan gazlar gösterilmektedir. Bu durum insanları çevre konusunda bir şeyler yapma gayretine itmektedir. Örneğin bugüne kadar büyük ve çok fazla yakıt tüketen araçların satıldığı Amerika pazarında bugün daha çevreci özelliklere sahip hibrit otomobiller talep görebilmektedir. Bunu çok önceden gören ve teknolojik alt yapısını buna göre kuran Toyota ve Honda gibi üreticiler ise bu sayede satışlarını ve pazar paylarını arttırmaktadır (Gökcek, 2007: 50).

Demografik değişimlerden yarının pazarlarının temel istek ve ihtiyaçlarının nitelik ve miktarı çıkarılabilir. Bu bağlamda, demografik eğilimleri kavrayan işletmeler yarının önde gelen işletmeleri olacaktır (Acaray, 2007: 39-40).

1.6.2.2. Müşteri Anlayışı

Günümüzde müşterilerin seçeneklerinin artması beklentileri ve isteklerini de buna paralel olarak arttırmaktadır. Toplumun genel görüşleri, tutumları ve inançları değiştiğinde, inovasyon fırsatları da ortaya çıkmaktadır. (Baykal, 2007: 32). İşletmelerin geleneksel müşteri anlayışını değiştirerek ürün ve hizmet üretirken gelecek beklentileri ve istekleri tahmin edebilmesi rekabet avantajı ve aynı zamanda işletmenin inovasyon stratejilerini belirlemede de önemli rol oynamaktadır. Özellikle hizmet sektöründeki işletmelerin daha soyut ürün ürettikleri ve üretirken tüketiminin olduğu gerçeğinden yola çıkılacak olunursa, müşteri anlayışı bu tür işletmeler için daha önemli hale gelmiştir (Yatkın, 2003: 28). İşletmelerin, müşteri için değer yaratabilmeleri inovasyon stratejilerini ve türlerini belirlemede de önemli kaynak oluşturmaktadır (Gürler, 2009: 11).

Yöneticiler ve işletmeciler yeniliğe dayanan algılamanın gücünü kabul ederler. Fakat pratik olmadığı gerekçesiyle ondan uzak durma eğilimindedirler. Dünyaya farklı açılardan bakan yenilikçiler, başkalarının göremediklerini görürler. Bu bakış açısı, yenilikçiliği öğrenebilen, kendisini geliştirebilen ve farklılaştırabilen bir girişimci olarak resmetmektedir (Durna, 2002: 57-58).

Yenilik anlayışını sadece Ar-Ge faaliyetleri ile sınırlandıran işletmeler, müşteri anlayışı kavramını tam olarak yerine getirememektedir. Çünkü sadece laboratuarlarda yeni ürün ve hizmet üretmek yeterli değildir. Hizmet sektöründe müşteri sadece tüketici konumunda değildir. Aynı zamanda yenileşim sürecinde hizmeti belirleyen baş üretici konumundadır. Müşterinin bilgi düzeyi, materyaller, yer, zaman ilişkileri, hizmet yeniliğinde önemlidir (Gürler, 2009: 11-12).

Günümüzde insanların dünyayı algılaması, yeni iletişim araçlarının da katkısıyla eski zamanlara nazaran daha hızlı değişmektedir. Herkesten farklı bir şekilde dünyaya bakabilen yenilikçi, algılamadaki değişimleri iyi kavrayıp fırsat olarak değerlendirebilir. Tüketici davranışına bağlı olan kişisel algılamalardaki önemli değişimler yenilik fırsatlarının oluşmasına katkıda bulunabilir. Algılama ve tutumlardaki değişimler, davranış faktörlerinden, fikir liderlerinin görüşlerinden veya tutarlı ve etkin promosyonlardan önemli ölçüde etkilenir. İnsanlarda sağlık bilincinin artması pek çok yeni ürün ve hizmet yeniliğine neden olmuştur (Acaray, 2007: 41).

Günümüzde müzik, spor ve televizyonun insanların algılamaları üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Bunlar insanların yaşam tarzını köklü bir şekilde değiştirmektedir. İşletmelerin tutundurma faaliyetlerinde ve reklamlarında bu eğilimlerden yararlanmaları kaçınılmaz hale gelmiştir (Durna, 2002: 57).

1.6.2.3. Bilgi ve Öğrenmenin Değişim Düzeyi

İnovatif fikirlerin birçok kaynağı bulunmaktadır. Radikal inovasyonların birçoğu yeni bilgi tarafından üretilmiştir. Yeni bilgilerin inovatif ürünlere aktarılması için toplanması ve bu bilgilerin ticari olarak güvenilir ürünlere dönüştürülüp geliştirilmesi gerekmektedir (Hobikoğlu, 2009: 136). Bir şirketin iyi yönetilmesi o şirkete çok büyük

getiri sağlar ama en önemlisi her zaman öğrenmeye ve değişime açık olmaktır (ISO, 2011: 41).

Bilimsel ya da bilimsel olmayan bilgideki gelişmeler yeni ürünler ve yeni piyasalar yaratabilir. Bir araştırmaya göre, insanlar yeni bilgileri takip edebilmek için her üç yılda bir üniversite eğitimi görmek zorundadır (Baykal, 2007: 32). Bilgisayar teknolojisinin laboratuarlardan çıkıp kullanılır noktaya gelmesi elli yıl, uzaya uydu göndermek yüzyıllar gerektiren bilgi birikimi sonucunda gerçekleşebilmiştir. Ortaya çıkan buluş ne kadar güçlü de olsa radikal inovasyonların ticarileştirilmesi uzun bir süreci içermektedir (Hobikoğlu, 2009: 136).

Rekabet ortamının önemli gerçeklerinden biri olan bilgi ve bilgi teknolojilerini kullanabilme hızı, işletmelerin bu konuda önemli yatırımlar yapmasını da beraberinde getirmektedir. İşletmeler, geliştirilen teknoloji ve bunların ürünlerindeki ve süreçlerindeki etkileriyle pazarda rakip işletmelerle rekabet edebilme gücünü arttırmaktadır. Yenilik yoğunluğu, mevcut ürünlerin ekonomik ömürlerinin kısalmasını beraberinde getirmektedir. İşletmelerin bilgi ve bilgi teknolojilerinin hızına yetişebilmeleri için, Ar-Ge faaliyetlerine de gereken önemi vererek, bütçe ayıracak stratejiler belirlemeleri önemlidir. İşletmeler bu bağlamda, sürdürülebilir rekabet avantajını yakalayabilmek ve küresel bilgiyi hızlı ve doğru kullanabilmek için tüketici kalıplarına uygun müşteri değeri yaratabilen üretimler yapmaya ve yeni trendleri takip etmeye başlamışlardır (Gürler, 2009: 15).

Bilgiye dayalı yeniliğin en önemli özelliği, farklı bilgi tiplerinden meydana gelen tek faktöre bağlı olmasıdır. Sözü edilen bilgi tiplerinin tamamının bilimsel veya teknolojik olması gibi bir durum söz konusu değildir. Sayılan bu yenilik kaynakları, girişimciliğin toplumda ortaya çıkan koşulların doğal bir sonucu olduğunu gösterir. Bu kaynaklara duyarlı olmakla girişimci, yenilik fırsatlarını algılayabilir ve değerlendirebilir. Olayların dikkatli ve sürekli olarak gözlenmesi kaçınılmaz olarak fırsatları değerlendirme yönünde girişimcinin gelişmesi sonucunu doğuracaktır (Durna, 2002: 65).

Şirket içinde öğrenme :

Bu noktada şirket yöneticilerine büyük görev düşmektedir. Yöneticilerin temel işleri, bilgi edinme ve bilgi alışverişinin açık ve rahat bir şekilde yapılmasına olanak sağlayacak mekanizmaları kurmak olmalıdır. Öğrenme sadece kitaplardan, şirketlerin yayınladıkları teknik dokümanları okuyarak ya da bu alanda çalışan uzmanları dinleyerek olmaz.

Öğrenmek, genellikle; 1. Bir işi bizzat yaparken,

2. Bir ürünü, teknolojiyi ya da hizmeti kullanır ya da tüketirken

3. Diğerleriyle kafa kafaya verip işimize ya da hayata dair sorunlarımızı tartışırken ya da çözüm bulmaya çalışırken alevlenen etkileşim sonucunda oluşur. Mekan ve zaman konusunda da inovasyona geniş bakmak önemlidir.

Şirket Dışında öğrenme:

Belki de daha önemlisi şirketlerin dışarıda neler olup bittiğini takip edebilecekleri ilişkiler ağının içinde yer alabilmesidir. Peki bu şirketlere ne getirir?

1. Şirketin eksikliklerini ve üstün olduğu yönleri görmesini ve bilgi birikimini test etme şansı, kısacası kendi potansiyelinin farkına varma olanağını

2. Bu potansiyeli geliştirmesine olanak sağlayacak örnekleri görerek ve paylaşarak öğrenme ve iyileştirme yapma fırsatını

3. Bu ağ sayesinde yeni fırsatlar yakalama şansını

4. Farklı firma davranışlarını içerden tecrübe ederek bu karmaşık süreci yönlendirebilme ve avantaja çevirebilme fırsatını verir

Bir firmanın rutinlerinin farkında olması kendisi için paha biçilmez bir kaynaktır. Örneğin bir şirket diğer şirketlerde bulunmayan derecede özel bilgi ve beceriye sahip kişileri ve yararlı kaynakları elinde tutuyor olabilir. Ancak şirketin işleyiş yapısı

kişilerin bu yeteneklerini ortaya çıkaramıyorsa ya da şirket insan ya da diğer kaynaklarını etkili bir şekilde kullanamıyorsa bu potansiyelin şirkette olması çok da fazla bir şey ifade etmez. Dolayısıyla, firmaların geçmişten bugüne taşıdıkları iş yapış şekilleri (rutinler) yani bilgi birikimleri ellerindeki en değerli silahtır. Çünkü bu aynı zamanda gelecekte de neler yapabileceklerini büyük oranda belirlemektedir (Aygören, 2009: 12).