• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

II.I. 2 KAMUDA YENİ BİR KAVRAM: YÖNETİŞİM

Yönetime katılma siyasal seçimlerde oy kullanmadan daha geniş bir süreç olarak kararlara katılmayı, denetime uygulamaya katılmayı gerek merkezi gerekse mahalli idareler düzeyinde işletecek mekanizmaların üretileceği ve güvence altında çalıştırılacağı dinamik bir etkileşimi ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu anlamda vatandaşların yönetme ve yönetilmeye aktif olarak katılımını sağlayacak kamusal alanların yaratılması, yöneten ve yönetilen ayrımının ortadan kaldırılması doğrultusunda ortaya atılan kavram yönetişim kavramı olmaktadır.75

1980 sonrasında yeni anlamlar kazandırılarak yeniden keşfedilen ve yeni bir yönetme süreci yada toplumun yeni bir yönetim tarzı ile yönetilmesi anlamında kullanılan yönetişim, yönetim kavramının anlamında bir değişimin göstergesi olarak algılanmaktadır. Yönetişim kavramı kamu-özel, devlet-devlet dışı, ulusal-uluslar arası kurum ve pratikler tarafından gerçekleştirilen bir işlev

73 Kızılcık; “Liberal Batı Demokrasileri ve Türk Kamu Yönetimi Sistemindeki Gelişmeler”; s.40 74 Kutlu; Kamu Reformu ve Yönetimin Yeniden Düzenlenmesi, ss.49-57

75 M İlker Haktankaçmaz; “Türk Kamu Yönetiminde Yönetişimin Uygulanabilirliği”; Amme İdaresi Dergisi; Cilt.37; Sayı.1; Mart 2004; ss.45-46

olarak tanımlanmakta ve kavram bunların arasındaki yeni etkileşimsel ilişkilerin gelişimini kavramsallaştırmada kullanılmaktadır.76

Kamusal alanda ise yönetişim, toplumun kritik ihtiyaçlarının giderilmesi bakımından kamusal kaynakların ve sorunların etkili yönetimi anlamına gelmektedir. Siyasal ve ekonomik gücün toplumda daha yaygın bir biçimde dağılımını ve toplumda yeni bir iş bölümünü öngörmektedir. Bu yeni iş bölümünde sivil toplum kuruluşlarının ağırlıklı yeri olacak, devletse kendisi yapmaktan çok toplumdaki aktörleri yapabilir kılacak ve kaynakların yönlendirilmesini kolaylaştırıcı önlemleri almakla sorumlu olacaktır. Yönetişim kavramı bu yönüyle devlet ve kamu yönetimindeki statükonun korunması yönündeki girişimlere karşı bir meydan okuma olarak görülmektedir. Bu meydan okuma sadece devlet yönetiminde uluslar arası standartların yakalanması değil, halkın daha etkili ve ihtiyaç duyduğu hizmetleri alabilmesidir. Yönetişim kavramının ön plana çıkardığı konular; devletler bakımından daha fazla şeffaflığın sağlanması, katılım, tarafsızlık , sorumluluk ve etkinlik gibi konulardır. Ama bu değerlerin tam olarak anlam kazanabilmesi için siyasal sorumluluğun geliştirilmesi, yönetime katılımın artırılması, hukuk düzenine işlerlik ve etkinlik kazandırmak, devlet ve vatandaşlar arasında bilgi akışı gibi kapsamlı hedeflere dönüştürülmesi gerekmektedir. Kısaca yönetişim devletin kurumsal yapısını güçlendirmenin en etkili yolu olarak görülmektedir.77

Bu yeni yönetim anlayışında sivil toplum kuruluşları, aktif katılımcılık, yapabilir kılma gibi anahtar kavramlar bulunmaktadır. Katılımcılık, kararlara katılma, karar alma sürecini etkileme, yönetime katılma fonksiyonu gibi kavramlar sivil toplum kuruluşları kavramıyla özleştirilirken; hem demokratikleşme hem de sivil toplum kuruluşlarının gelişmişlik düzeyi aktif

76 Selime Güzelsarı; “Neo-liberal Politikalar ve Yönetişim Modeli”; Amme İdaresi Dergisi; Cilt.36; Sayı,2; Haziran 2003; s.19

77 Namık Kemal Öztürk; “Bürokratik Devletten Etkin Yönetime Geçiş: İyi Yönetişim”, Türk İdare Dergisi; Yıl.74; Sayı.437; Aralık 2002; ss.27-28

katılımcılık kavramıyla ortaya konulmaktadır. Yapılabilir kılma kavramı ise içinde yetki devri, yerinden yönetim, özerklik ve öz yönetim gibi kavramları barındırmaktadır. Bu yönetimde ortaklık kavramı ön plana çıkmakta ve demokratiklik, açıklık, birlikte yönlendirme, hesap verme, çoğulculuk, kararın ilgililere en yakın yerde alınması gibi öncelikler ifade edilmekte, merkezi bir yönetim yerine yerinden ve o yerde yaşayanların katılımcılığını ve sahiplenmesini içeren bir beraber yönetim anlayışı tarif edilmeye çalışılmaktadır.78

Yönetişimin uluslar arası alanda birbirinin üzerine oturtabilecek üç temel unsuru bulunmaktadır. Bunlar katılım, sorumluluk ve hakkaniyet şeklinde sıralanabilir. Ayrıca literatürde şeffaflık, yolsuzluklarla mücadele, demokrasi ve yerelleşme gibi unsurlar da yönetişim kavramının içinde yer verilmektedir.

Öncelikle katılım karar alınması ve projenin uygulanması esnasında insanlara projelere sahip çıkma hissi vermekte ve bu projenin başarılı olmasında büyük bir katkı sağlamaktadır. Özellikle halkın düzenli katılımının sağlanması sayesinde potansiyel tehlikeler erkenden öğrenilip gerekli önlemlerin alınmasıyla maliyetler önemli ölçüde azalacaktır. Bununla beraber katılım sadece karar alma aşamasına katılım olarak algılanmamalıdır. İlgili projenin bundan etkilenecek insanlara anlatılması şeklinde de gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla buradaki algılanış şekliyle katılımın amacı konsensüs sağlanarak ilgili projenin uygulanabilmesini sağlamak ve uygulama esnasında karşılaşılabilecek engelleri en az düzeye indirgeyebilmektir.

Bir kurumun üyelerinin bağlılığını sağlama bakımından en az katılım kadar önemli olan bir başka konu ise sorumluluk şekillerinin tespit edilmesidir. Sorumluluk alınan ve uygulanan kararların kim ve hangi kurumlar hakkında olduğunun açıkça ortaya konulmasını gerektirir. Sorumluluk alanlarının

belirlenmesi ve bu işten etkileneceklere sorumlulukların verilmesi proje uygulamalarında daha dikkatli davranılmasını ve projenin benimsenmesini sağlayıcı etkilere sahiptir.

Üçüncü sacayağı olarak görülen hakkaniyetin(dürüstlük) iki temel yönü bulunmaktadır. İşlemsel olan birinci yönü yasalarla ilgili bir anlayışı gerektirir. Çıkarılan kanunlar ve belirlenen standartlar tarafsız ve tahmin edilebilir olmalıdır. Herkes ilgili kurumun yapacağı faaliyette taraf tutmayacağından ve herkese aynı şartları uygulayacağından emin olmalıdır. İşlemsel hakkaniyetin yukarıda bahsedilen şeffaflık ve sorumluluğu besleyici ve geliştirici yönde etkileyeceği açıktır. Kurumsal hakkaniyet olarak görülen ikinci yön ise bir kurumun çıktılarının ve organizasyon içindeki güç dağılımının etkileşimin ve kaynakların adalete uygun olacağını ifade eder. 79

II.II. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE KAMU YÖNETİMİ İLKELERİ