• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

I.II. 2.2 Kamu Yönetimi Araştırma (KAYA) Projesi

Kısa adı KAYA olan Kamu Yönetimi Araştırma Projesi ile kamu yönetiminin geniş bir bakış açısı ile incelenmesi ve teklifler getirilmesi amaçlanmıştır. Projenin 1988 ila 1990 tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Bu araştırma ile teşkilat , mali yapı, personel sistemi, halkla ilişkiler, haberleşme konularında kapsamlı bir çalışma yapılarak mevcut sistemin aksaklık bozukluk ve eksiklikleri tespit edilerek hükümete tekliflerde bulunulacağı belirtilmiştir.51

Mali kaynağı DPT’CE karşılanan ve TODAİE tarafından yapılması öngörülen araştırmanın amacı DPT ve TODAİE arasında varılan anlaşma sonucu “kamu hizmeti gören merkezi yönetiminin merkez ve taşra örgütü ile yerel yönetimleri süratli ekonomik verimli ve nitelikli hizmet görecek bir düzene kavuşturmak ve böyle bir düzen içinde iş görmelerini sağlamak için kamu kuruluşlarının amaçlarında, görevlerinde, görevlerin bölünüşünde, örgüt yapılarında, personel sisteminde, kaynaklarında ve bunların kullanılış biçimlerinde, yöntemlerinde, mevzuatında, iletişim ve halkla ilişkiler sisteminde var olan aksaklıkları, bozuklukları ve eksiklikleri saptamak ve bu konularda yapılması gerekenleri önermek” olarak belirlenmiştir.52

Merkezi yönetimi oluşturan genel ve katma bütçeli kuruluşlarla bunların taşra ve yurt dışı örgütleri ve mahalli idareler projenin kapsamına alınırken kamu iktisadi teşebbüsleri araştırma kapsamı dışında tutulmuştur. Buna rağmen yeri geldiğinde bir zorunluluk olarak KİT’lerle ilgili kimi görüşlere yer verilmek durumunda kalınmıştır.53

51 21. Yüzyıla Girerken Türkiye’de Kamu Yönetiminin Geliştirilmesi ve Bazı Ülkelerdeki Uygulamalar (Araştırma Raporları II); ss.50-51

52 Kamu Yönetimi Araştırması (KAYA); Genel Rapor; TODAİE; Ankara; 1991; s.3

53 Turgay Ergun; “Yönetimin Yeniden Düzenlenmesi ve Kamu Yönetimi Araştırma Projesi”; Amme İdaresi Dergisi; Cilt.24; Sayı.4; Aralık 1991; s.13

Araştırmada yapılan çalışmalardan beklenen sonuçlar, kamu yönetiminin gelişen çevresel koşullara uyumunu sağlamak, etkili ve verimli bir kamu yönetimine katkıda bulunmak, ülkenin Avrupa Topluluğu’na olası katılması durumunda karşılaşılacak yönetsel güçlükleri öngörmek suretiyle en aza indirmek olarak sayılabilir.54

Kamu yönetimini geliştirmek için yapılan çalışmaları, bunların uygulanmasını, ortaya çıkan problemlerin tespit edilmesini ve gerekli idari düzenlemeyi amaçlayan proje yönetimin yapı ve işleyişine global açıdan yaklaşarak sistem için idari tutarlılığı sağlamaya çalıştığı etkili ve verimli bir yönetimi gerçekleştirmeye yönelik bir genel rapor ortaya koyduğu görülmektedir.

Düzenlenen genel raporda varılan sonuçlar ve öneriler şu şekilde yer almıştır. Bakanlar kurulunun daha alt düzeylerde alınabilecek türden kararları almak zorunda bırakılması iş yükünü artırdığı belirtilmiştir. Bakanlar kurulunun iş yükünün azaltılması için hükümetin ortak sorumluluğuna ve genel siyasetin yürütülmesine ilişkin olan ya da daha alt düzeylerde sonuçlandırılamayacak türden işlerle sınırlandırılması önerilmiştir. Son yıllarda çeşitli düzenleme ve yapılandırma çalışmalarıyla bir hizmet bakanlığı görüntüsüne bürünen başbakanlığın bakanlıklar arası işbirliğini sağlamak ve hükümetin genel siyasetini yürütmekle sınırlandırılması gerektiği belirtilmiştir. Devlet bakanlığı kavramının kaldırılarak devlet bakanlıklarının ancak merkezi eşgüdüme dönük konulardaki genel gözetimlerinden sorumlu kılınmaları tavsiye edilmiştir.

Raporda ortak görevler başlığı altında araştırma, planlama, eşgüdüm, denetleme, halkla ilişkiler ve enformasyon gibi kamu yönetiminin bütününe yönelik kimi işlevler ve hizmetler ele alınmıştır. Özellikle kamu yönetiminde işbirliği ve eşgüdümün istene düzeyde sağlanabilmesi için sistem temelinde etkili bir işbirliği ve uyumlu çalışma anlayışının gereği üzerinde durulmuştur. Bu

amaçla katılımcı bir karar verme ve yönetim anlayışını sağlayacak düzenlemelere gidilmesi önerilmiştir. Özellikle denetim faaliyetinin amaç ve planlar ile uygulamayı karşılaştırarak aksaklıkları ortaya çıkaracak ve bunların düzeltilmesini sağlayacak bir yaklaşım içinde düşünülmesi gerektiği belirtilmektedir.

Raporda yerel düzeydeki yönetim sistemi için önerilen model yerel demokrasiyi güçlendirici, yerel toplulukça denetlenen, etkili katılımın sağlandığı, saydam, kaynaklar ve öz kaynaklar açısından güçlü, kendi yerel toplumu ile ilgili kararları kendi karar organları aracılığıyla alıp, kendi birimleri aracılığıyla uygulayabilen bir model olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanı sıra güçlenen yerel yönetimlerin genel yönetim sistemi ile yönetimin bütünlüğü ilkesi ve planlama disiplini içerisinde bütünleşmesi gerektiğine de vurgu yapılmaktadır.55

Seksen sonrası dönemde kamu yönetiminde en kapsamlı yeniden yapılanma gerçekleştirilmiştir. Yapılan düzenlemelere rağmen istenen sonuçlar elde edilememiştir. Yine de toplumun ihtiyaçları doğrultusunda düzenlemeler yapılmaya çalışılmıştır. Kalkınmada iyi bir kamu yönetiminin lokomotif görevi göreceği düşünülmüştür.

Yönetimin yeniden düzenlenmesi konusunda yapılan çalışmalara bakıldığında seksen öncesi yapılan çalışmaların yalnızca araştırma yapmak ve rapor hazırlamakla sınırlı kaldığını, seksen sonrası yapılan çalışmaların ise kapsamlı bir araştırma yapılmadan düzensiz bir biçimde uygulamaya yöneldiği görülmektedir. Oysaki kamu reformu konusunda iki aşamanın birbirinden ayrılmaması ve birlikte yürütülmesi gerekir.

Türkiye genel olarak az gelişmiş ülkelerin bürokrasi özelliklerine sahiptir. Var olan sorunlar bürokrasi geleneği ve toplumun kültüründen kaynaklanmaktadır. Bunun yanında günümüze kadar yapılan yönetimi geliştirme

çabaları genel ve soyut düzeyde ele alınmış, teknik bilgi yetersizliği ve diğer faktörlerden dolayı konu plan program düzeyinde yeterli şekilde ortaya konulamadığından uygulanması mümkün olmamıştır. Eş deyişle; günümüze kadar yapılmaya çalışılan reformlarda ideal olan ortaya konulmuş, ancak kısa dönemde en az maliyetle ne yapılması gerektiği belirtilmemiştir. Hedef ortaya konulmuş fakat bu hedefe nasıl ulaşılacağı açıklanmamıştır. Hedef giden yol belirlenmemiştir. Yine ideali yakalamak hedeflendiğinden var olan yapının günlük pratiklerle düzeltilmesi ve daha iyi hizmet sunulması ihmal edilmiş veya mevcut yapı içinde bu mümkün olmamıştır. Planlı dönemden günümüze kadar yapılan çalışmaların planlı ve sistemli bir şekilde yürütülmediği görülmektedir. Bu nedenle de istenilen sonuçlara ulaşılamamıştır. Türk kamu yönetimi günümüze kadar toplum ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine göre düzenlenememiştir.56

56 Aytekin Yılmaz; “Yönetimi Geliştirme, Reform Yapılabilirlik, Sorunlar ve Sınırlar”; Türkiyede Yönetim Geleneği; Türkiye’de Yönetim Geleneği: Kurumlar, Sorunlar ve Yeniden Yapılanma Arayışı; Ed. Davut Dursun; Hamza Al; İlke Yayıncılık; İstanbul; 1998; s. 286

II. BÖLÜM

AVRUPA BİRLİĞİ YOLUNDA KAMU YÖNETİMİNDE YENİDEN YAPILANMA ÇALIŞMALARI

Bu bölümde yeni yüzyılın kamu yönetimi anlayışı, Avrupa Birliği’nde kamu yönetimi ilkeleri, Birliğin Türk kamu yönetiminden istekleri ortaya konmaya çalışılacaktır. Ardından Türk kamu yönetimi yapısı ve özellikleri anlatılacak ve konumuzun ana teması olan Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nun tamamlayıcısı niteliğinde olan reformlara değinilecektir.

II.I. YİRMİBİRİNCİ YÜZYIL KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI 21. yüzyılın başlarında bütün ülkeler küreselleşme, bilişim-iletişim- ulaşım teknolojilerindeki baş döndüren gelişmeler ve artan belirsizliğin dayanılmaz baskısıyla siyasal, toplumsal, kültürel ve yönetsel yapılarında köklü değişim ve dönüşümler gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu bütün devletler için kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Günümüz dünyasında küresel ve uluslar arası düzeyde bağımlılık ve ilişkilerin egemen olması ulus devletin yeri ve rolü hakkında tartışmaların yaşanmasına neden olmaktadır. Ulus devletin bir canlı cenaze biçiminde değil de dışsal ve içsel baskı ve değişimlere uyum sağlayarak ayakta kalabilmesi için yeniden yapılanması ve formüle edilmesi kaçınılmaz görünmektedir.57

Aslında yeni yüzyılın ayrılmaz parçası olan ve heyecanla söylemlere yerleşen bilgi toplumu, küreselleşme, post modern kültür ve devlet, yönetişim ve yeni kamu yönetimi gibi adlarla kavramsallaştırılmaya çalışılan tüm bu hızlı değişim ve süreçler, kendi başlarına belirleyici etmenler olmayıp daha geniş bir

57 Ahmet Nohutcu; Asım Balcı; “Kamu Yönetiminin Yeni Perspektif ve Dinamizmi”; Kamu

Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar; Der. Asım Balcı ve diğerleri; Seçkin Yayıncılık; Ankara; 2003; s.13

dönüşümün sonucu, yansıması ve ürünüdür. Bu dönüşüm ise insanoğlunun tarım ve sanayi devriminden sonra yaşadığı üçüncü büyük global değişim olan ve üçüncü dalga olarak da tanımlanan bilgi devrimidir. Varacağı sonuç ve etkileri hala tam olarak kestirilemeyen bu süreçten, tarihsel, ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel yapıdaki dönüşümlerin örgütsel düzeyde hem bir ayrılmaz parçası hem de bir aygıtı olan kamu yönetimi de derinden etkilenmektedir. Sanayi toplumunun gereklerine göre örgütlenmiş olan kamu yönetimi üçüncü dalga karşısında tutunamamakta, yıpranmakta ve yetersiz kalmaktadır. Elektronik ve bilgisayar teknolojileri sayesinde üçüncü dalga değişiminin yönetsel yapısı da işbirliği ve ortaklıklar ekseninde evrimleşmektedir. Bu evrimsel süreç içerisinde devlet ve toplum arasındaki iş bölümünün hiyerarşik niteliği değişmiştir. Devlet bilgi devriminin karşısında ayakta kalabilmek için bir takım işlev, yetki ve sorumluluğunu bilgi teknolojileri sayesinde bilinçlenip güç kazanan sivil topluma aktarmıştır. Artık tüm toplumsal ve toplumsal süreç, ilişki ve kararlar merkezi yönetim, yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler gibi aktörler arasındaki beraberce düzenleme, yönlendirme, üretim ve yönetim temelinde yapılandırılmaktadır.58

Yirmi birinci yüzyıl kamu yönetimi anlayışının gelişmesinde belirleyici faktör üçüncü dalga olarak tanımlanan bilgi devrimidir. Yeni yüzyılda kamu yönetiminin temel özellikleri şöyle sıralanabilir:59

* Yirmi birinci yüzyılda kamu yönetimi, politika ve uygulamalarında ve temel işlevlerini yerine getirmede meşru ve rasyonel hareket eder ve bürokratikleşme aşırı değildir.

* Kamu yönetimi eylem ve işlemlerinde insan hakları gibi evrensel değerlere saygılı, demokratik, açık, şeffaf ve katılımcıdır.

58 Nohutcu; Balcı; “Kamu Yönetiminin Yeni Perspektif ve Dinamizmi”; ss.14-17

59 Ahmet Hamdi Aydın; “Bilgi Toplumu Kamu Yönetimi Anlayışı”; II. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildiriler Kitabı; Der. İbrahim Güren Yumuşak; Kocaeli Üniversitesi İİBF; Derbent-İzmit; 17-18 Mayıs 2003; ss.35-36

* Kamu yönetimi, yönetim alanındaki küresel gelişme eğilimlerine uygun olarak aşırı merkeziyetçilikten uzak olup mümkün olduğu kadar yerelleşmiştir veya yerinden yönetim sistemine sahiptir. Bunun yanında bazı işlevlerini özel sektöre ya da sivil toplum örgütlerine bırakmıştır. Yani özelleşmeye ve sivilleşmeye daima açıktır.

* Kamu yönetimi, hizmet sunulan halkın istek ve beklentileri doğrultusunda politika belirler ve uygulamalarda bulunur. Halkın beklentileri kamu yönetimi açısından büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü halka karşı sorumludur ve halkla ilişkilerinin iyi düzeyde olması gerekir. Halkın isteklerine cevap verebildiği sürece de halkla ilişkileri pozitif yönde artış gösterecektir.

* Kamu yönetimi teknolojiyi ve özellikle de elektronik sistemleri en son olanaklara kadar kullanır ve e-devlet ve yönetim süreçlerini sorunsuz bir şekilde işletir. Dolayısıyla kamu yönetiminin elektronik olması, yani hizmet sunulan vatandaşların elektronik ortamda bilgi ve belgeye ulaşabilmesi bürokrasiyi azaltmakta, zaman kaybını önlemekte ve buna bağlı olarak da verimliliği artırmaktadır.

Bu özelliklerine bakıldığı zaman yirmi birinci yüzyıl kamu yönetimi anlayışının post-modern olduğu ve bunun yeni bir yönetim anlayışı olan yönetişim ve yeni kamu yönetimi anlayışı ile de ilgili ve ilişkili olduğu görülmektedir. Hatta daha da ileri gidilerek bilgi toplumunun(yirmi birinci yüzyıl toplumu bilgi toplumu olarak kabul edilmektedir) kamu yönetimi anlayışı olarak yeni kamu yönetimi anlayışını kabul ettiği söylenebilir. Çünkü 1980’lerde başlayıp 1990’larda gelişen bir anlayış olan yeni kamu yönetimi anlayışı bilgi toplumu kamu yönetimi anlayışına paralel olarak yaygın demokrasiye bağlılık, insan haklarına saygı, aşırı merkeziyetçilikten uzak, hizmet sunumunda özel sektör ve sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket eden, halka karşı sorumlu ve vatandaş odaklı bir anlayış olduğu söylenebilir. Yani yeni yüzyılın bir tür kamu yönetimi anlayışıdır. Ekonomik ve yönetsel sistemin yapı ve faaliyetlerindeki

değişimi yorumlayabilen, yönlendiren ve geleneksel yönetim anlayışına alternatif olarak ortaya çıkan bir yaklaşımdır.60