• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.3. Spor Kültürü

Günümüzde olduğu kadar geçmişte de sporun kültürümüzde önemli bir yeri mevcuttur. Özellikle sürekli olarak yapılan savaşlara hazırlı olmak amacıyla sporların, çeşitli oyunlar ve avlanma vasıtasıyla yapıldığı gözlemlenmektedir. Savaşların beden gücüne dayanması askerlerin ve devlet adamlarının zinde ve güçlü kalabilmeleri için birtakım oyunlar ve av sürekleri düzenledikleri bilinmektedir.

Eski dönemlerde sporun çeşitli oyunlar ve av sürekleri çevresinde şekillendiğinden bahsetmiştik. Ancak İskender-nâme’de spor kültürü adına sadece av süreklerinden bahsedilmiştir. Devrin spor kültürüne dair oyunlarından ise bahsedilmemiştir.

3.3.1. Avlanma

Avlanma; karada, denizde veya havada yaşayan evcil olmayan hayvanların yemek veya postlarından yararlanmak gibi amaçlarla yakalanması veya öldürülmesidir. İlk Türk toplumlarından beri avcılık geleneği mevcuttur. Avcılık sebebiyle Türklerde orman ve ağaç kültürleri de bilhassa gelişmiş, orman ve ağaçlar kutsal kabul edilmiştir.

Osmanlı devleti döneminde av sürekleri ile ilgili olarak tarihi kaynaklar çeşitli bilgiler vermekle birlikte, genellikle bu bilgileri birbirinden tutarsız olduğu saptanmıştır.

Yine Orhan Gazi döneminde feci bir hadise ile sonuçlanan avdan bahsedilmektedir. Bu anlatıya göre avlanmak için çıkılan arazide Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Pâşâ atını ayağının kayması sonucu atından düşmüş ve ölmüştür (Öztürk, 2007: 74-75). Ahmedî Süleyman Pâşâ’nın ölüm nedeninden mesnevîsinde bahsetmez. Daha ziyade onun düşmanla savaşına ve Rumeli’de fetihler yapmasına değinir.

İskender-nâme’de av, hayvanları yemek veya postlarından yararlanmak amacıyla yapılmaz. Mesnevîde yer alan av süreği İskender’in gücünü kanıtlamak için anlatılmaktadır. İskender aslan, kaplan gibi çeşitli vahşi hayvanlarla karşılaşır ve onları öldürür. Bu da İskender’in nasıl güçlü ve kuvvetli bir pâdişâh olduğunu kanıtlar.

İskender-nâme’de avlanma iki farklı hikâyede geçmektedir. Bunlardan ilki İskender’in bir şehâde olarak aldığı eğitimdir. İskender ilimlere dair bilgileri öğrendikten sonra atlar ve tazılar isteyerek avlanma sanatını öğrenmeye başlar.

Çünki on yaşadı ol gîtî-fürûz Tazı atlar istedi vü bâz u yûz Sayd u atlanmak nicedür bildi bes

İlm-i tîr ögrenmege kıldı heves (532- 533)

İskender’in av ile ilgili ikinci hadisesi ise Hindistan seferinde anlatılır. Kışın yaklaşması sebebiyle İskender Hindistan seferine ara verir. Karargâh kurarak bir müddet karargâhında bezm eder. Daha sonra İskender Hint dağlarında avlanmaya karar verir.

Âhir eyle rây kıldı şehriyâr K’ide Hindüñ tagların dahı şikâr Göre ol taglarda kim şîr ü peleng Âdemî-y-le nic’ider âşûb u ceng Bu söz üstine şeh-i gîtî-fürûz

İskender ilk olarak tuzağına bir aslan düşürür. Ejderha misali güçlü olan bu aslanı İskender oku ile avlar. İskender, oku atışı ile aslanın başında yaralar açar ve aslanı helak eder.

Sayd içinde nâ-gehân bir şîr-i ner K’ejdehâ kılurdı cenginden hazer (2892) Kıldı Zülkarneyne cümle nerre-şîr Çün gelür gördi anı şâh-ı dilîr Bir hadeng ohı-y-la yayın çekdi şâh Sanasın kim burc-ı kavse girdi mâh Ya zihinden çünki açıldı girih Geldi herbir gûşeden âvâz-ı zih Añrayıban gelür-idi nerre-şîr Başına tohındı nâ-geh çûbe-tîr Yara geçdi beynisin tîr-i hadeng Künd oldı yaradan ol tîr-i ceng Kana topraga bulaşup virdi cân

Şâh eline âferîn itdi cihân (2893- 2898)

İskender daha sonra bir bebr ile karşılaşır. İskender bebrin üzerine kement atarak yakalamaya çalışır. Sonunda İskender bebr de alt etmeyi başarır.

Şâh öñinden çıhdı bir gurrende-bebr Kim emân bulmazdı cenginden hizebr Şâh anuñ üstine saldı semend

Koyup atınuñ inânın şehriyâr Bir iki meydân yügürdi berk-vâr Şeh kemendi tutar u asar semend Bebr şâh ardınca boynında kemend Tâ ser-encâm oldı âciz cânavar

Derd-ile cân virdi ”fî nâri’s-sakar” (2905- 2909)

İskender son olarak iki peleng (panter) ile karşılaşır. İskender öncelikle ok ile pelengleri yaralamayı başarır. Daha sonra İskender pelenglerin üzerine atını sürer. İskender kılıç darbeleri ile de iki pelengi öldürür.

Bebr ardınca iki gurrân peleng Çıhdılar bîşe içinden tîz-ceng Bir pelenge irdi urdı bir hadeng Şöyle kim cân virdi ol demde peleng Birine dahı pelengüñ şehriyâr

At sürüp ardınca irdi berk-vâr Bir kılıc başına urdı eyle tîz Kim kopardı ol pelenge rüstahîz Zahm yiyüp düşdi topraga peleng

Kana bulaşmış ser-â-ser yâl ü çeng (2910-2914)

İskender’in bu başarısını görenler onu takdirle alkışlar.

Didiler şâhı görenler k’âferîn

3.3.2. Av Hayvanları

Av hayvanlarını iki kategoriye ayırmak mümkündür. Bunlardan ilki avlanmaya yardımcı olan, avlanmak için eğitilmiş hayvanlardır. İkincisi ise avlanan hayvanlardır.

Avlanmaya yardımcı hayvanların başında atlar gelmektedir. Ahmedî İskender’in avlanmak için Hint dağlarına giderken gece renkli, şimşek gibi hızlı ve kuvvetli bir ata bindiğinden bahseder. Ahmedî İskender’in bu halini rüzgâra efendilik eden Süleymân peygambere benzetir.

Şâh bir şeb-reng bindi hâre-süm ‘Ûd mûy u anberîn-dem müşg-düm Kûh-peyker bâd-pây u berk-seyr Kim anuñ tozına anuñ irmez-idi tayr Yuharudan inse bir makdûr ecel Aşagadan çıhsa bir sâlih-amel Görseñ oldem diye-y-idüñ şehriyâr Kim Süleymândur yile olmış süvâr Yiryüzin tolu hilâl eyledi na’l

Cânavar kanından oldı hâk la’l (2886- 2890)

Avlanmaya yardımcı diğer hayvanlar ise şahinler (bâz) ve tazılardır. Bu iki hayvanın çok eski dönemlerden beri avlanmak için eğitildikleri bilinmektedir (Özkan, 2007: 504- 505). İskender de avlanmak için bu iki hayvanı kullanmaktadır.

Çünki on yaşadı ol gîtî-fürûz Tazı atlar istedi vü bâz u yûz (532)

Bu söz üstine şeh-i gîtî-fürûz Tazı itler’istedi vü bâz u yûz (2884)

Avlanan hayvanlar kategorisinde ise Dîvân edebiyatında en çok ismi geçen hayvan ahûdur. Ancak ahû yemek için avlanan bir hayvan olduğundan İskender’in av süreklerinde yer almaz. Bununla beraber güç gösterileri amacıyla yapılan avlarda aslan, bebr, panter gibi hayvanların adı anılmaktadır.