• Sonuç bulunamadı

İdeal Bir Hükümdârda Bulunması Gereken Vasıflar

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.1. Devlet İdaresi ve Devlet Ritüelleri

3.1.2. Devlet İdaresi

3.1.2.1.1. İdeal Bir Hükümdârda Bulunması Gereken Vasıflar

İskender-nâme sadece ünlü bir hükümdârın hayatını hikâye etmekle yetinen bir mesnevî değildir. Ahmedî İskender’in vasfında ideal bir hükümdârın sahip olması gereken sıfatlara da işaret etmektedir.

Asalet: Bir hükümdârın soy ağacı oldukça önemlidir. Soy, hükümdârın tahta hak talep edebilmesinin birinci şartıdır. Bunların yanın sıra soy, kişinin ailesi ve geçmişi hakkında da bilgi vermektedir.

İskender-nâme’de de İskender ve Dârâ arasında soy ile ilgili bir münakaşa yaşanır. Dârâ İskender’in soy olarak bir karavaşın/ kölenin çocuğu olması sebebiyle asla bir hükümdâr olamayacağını iddia eder. Dârâ’ya göre hükümdâr olabilmek için bir hükümdâr soyundan gelmek gereklidir. Ancak bu hükümdâr soyu hem anadan hem de babadan gelmelidir. Dârâ kendinin soyunun İsfendiyâr, Güstâşb ve Lührâsb gibi İran’ın ulu şâhlarına dayandığını gururla ifade eder. İskender’i ise, bir köleden doğduğu için köle sıfatına layık olabileceği gerekçesiyle yerer.

Çün benüm ceddüm ola İsfendiyâr Pes gerek benüm ola şehr ü diyâr Dahı_ulu ceddüm-durur Güştâsb şâh Dahı ulusı-durur Lührâsb şâh (1046- 1047) Her kişi k’anadan olmaya ulu

Atadan sultân-ısa olur alu Oglan anaya olur tâbi’ hemîn Karavaş oglı olan kuldur yakîn Çünki kul olur karavaşdan togan

Pes ululık anda ne gerek âyân (1050- 1052)

Akıl Sahibi Olmak: İdeal bir hükümdar akıl sahibi olmalı ve aklını kullanarak karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmelidir.

Ola akl u ilm-ile mevsûf ol

Lutf u adl ü afv-ıla ma’rûf ol (6048)

Akıl devlet için kuvvet ve ziynettir.

Akldur ma’lûl evvel illete

Adil Olmak: Bir hükümdârın en büyük vasıflarından biri de adil olmasıdır. Ahmedî adil olmayı, yapılan işin mükâfatını vermek olarak tanımlar.

Âdil oldur k’eylügüñ hakkın bile Pes aña lâyık mükâfâtın kıla (3202)

Bir hükümdarın şâhlığı adaleti ile belli olur. Çünkü şâhlık adalet demektir.

Şâh ol-durur kim ehl-i dâd ola

Halk zulmından anuñ âzâd ola (7630)

Ahmedî devlet adamlarının her işlerinde adaletli davranmasının farz olduğunu belirtir.

Didi ol kim ola ehl-i memleket Farz aña oldur ki ide ma’dilet (6574)

Ahmedî adaletli davranan kişilerin ulu kişiler olduğunu izah eder. Beyliği beylik yapanın adalet vasfı olduğunu dile getirir.

Her nekim kılursa adl ü dâd-ıdı Ger ulu ger kici andan şâd-ıdı (1959)

Adldür kim beglige bünyâd olur Her binâ bünyâd-ıla âbâd olur (1965)

Ahmedî, mumun rüzgârdan emin olduğu gibi şâh olacak kişinin de adaletinden emin olunması gerektiğini vurgular.

Şeh gerek adl âyetine duta sem’ Adli-y-ile yilden îmîn ola şem’ (2843)

Dürüstlük: Dürüstlük bir devlet adamının sahip olması geren ilk vasıflardan biridir. Hükümdâr dürüst olursa bütün devlet düzeni de dürüst olur. Eğer şâhın işleri dürüst olmazsa devlet işleri de düzensiz olur.

Şeh gerek kim ahdine ola dürüst

Dilese k’olmaya devlet rükni süst (2828) Şâh k’olmaya anuñ kavli dürüst

Bî-şek olur devleti erkânı süst (2832)

Sultanın dürüst olması, verdiği sözleri tutması, halkının da ona karşı sadık olmasını sağlar. Eğer sultan ahdinde dürüst olmazsa, halkın güvenini kazanamaz.

Pâdişâh k’olmaya ahdinde dürüst Halkuñ anuñ-ıla mihri ola süst (6287)

Güzel Ahlak Sahibi Olmak: İdeal bir hükümdâr güzel ahlak ile donanmış olmalıdır. Güzel ahlaktan kasıt ise çoğunlukla “iyilik” olarak anlaşılmaktadır.

Ahmedî İskender-nâme’de bir sultânın güzel ahlaka sahip olması gerektiğini vurgular.

Şâh olayım diyen hoş-hû gerek Gül gibi hâr içre handân-rû gerek Her kişinüñ ki_olmaya hulkı hasen Ger Alî olsa anı er sanma sen Hüsn-i hulk-ıçun Resûli Ol Kerîm Medh idüp didi”alâ hulkın azîm” Hassinû ahlâkakümde_endîşe it Hüsn-i hulkı kendüzüñe pîşe it

Bed-güher kadrini itmegil bülend

Bed-güherden kimse olmaz sûd-mend (838- 842)

Zulüm Etmekten Kaçınmak: İyi bir hükümdâr halkına karşı daima hoşgörülü olmalı ve halkının ihtiyaçlarını gözetmelidir. Mülkünün devamlılığını ve güvenliğini isteyen hükümdâr zulmü terk etmelidir.

Diler-iseñ k’ola milküñ pâyidâr Zulmı terk it adli eyle ihtiyâr (805) Ger olayım dir-iseñ peyveste şâh Cehd it kim olmaya arduñca âh (2833) Hulkda pest ola himmetde bülend İtmeye nâ-hak yire halka güzend (6050)

Halkına zulüm gösteren bir şâh, kendi adını kötüye çıkarmaktan ve kendi tahtını yıkmaktan başka bir şey yapmaz.

Zulm ider yavuz melikler adını

Zulm yıhar memleket bünyâdını (1966) Pâdişâhuñ zulmıdur mülki yıhan

Kendüyi vü âlemi oda yahan (5594)

Siyaset Sahibi Olmak: Devlet yönetiminden, siyasetten anlamayan bir hükümdâr iyi bir yönetici değildir. İdeal bir yönetici gerek dostları gerekse düşmanları ile siyaset yapabilecek kabiliyette olmalıdır.

Ger dilerseñ kim riyâset idesin Müfside dâim siyâset idesin

Kim siyâsetle olur beglik temâm

Bî-siyâset memleket dutmaz nizâm (859- 860)

Tedbirli Olmak: İyi bir hükümdâr hangi şartlar altında olursa olsun tedbiri elden bırakmamalıdır. Ahmedî Sultan Keykubâd’dan bahsederken diğer özelliklerinin yanı sıra tedbirli oluşunu özellikle vurgular.

Âkıl u hem kâr-dîde pîr-idi

Âdil ü hem sâhib-i tedbîr-idi (5410) Âkıl u dîn-dâr u key dânâ-y-ıdı Sâhib-i tedbîr ü ehl-i rây-ıdı (5416)

Sanatkârları Himaye Etmek: Gerek Selçuklu sultanları gerekse Osmanlı hükümdârları sanatkârları kendilerine yakın tutmuşlardır. Ahmedî sanatkârları hüner ehli olarak adlandırır ve hüner sahiplerinin devletin ziyneti olduğunu dile getirir. Sultanların da sanatkârlara sahip çıkmalarını ister.

Terbiyet kılsañ hüner ehline kıl Bî-hünerde nef’ yoh andan kesil Zînetidür devletüñ ehl-i hüner

Şâhlar tâcına zîverdür güher (7637- 7638)

Uluların Reyi: Bir hükümdâr, devlete hizmet etmiş büyüklerin oyunu almış olmalıdır. Çünkü ulular gerek tecrübe gerekse iktidar gücü olarak önemli bir vasfa sahiptirler. İyi bir pâdişâh ululara sırtını dönmemeli, uluların gönlünü şâd etmelidir.

Rây-ıla_olur her kişi kim ola şâh Râydur ârâyiş-i taht u külâh (548) Beglik oldur kim olasın ehl-i dâd Ulu kiçi kamu senden ola şâd (7359)

Halk içinde adli bünyâd eyledi Ulu kiçi göñlini şâd eyledi (7629)

Ordu Sahibi Olmak: Ülkenin en önemli dayanaklarından biri de ordudur. Bir hükümdâr ancak ordusu ile kuvvetli olur.

İstimâletle olur hoş-dil sipâh

Ol sipâh-ıla olur kuvvetlü şâh (1151) Ol melik kim kişveri ma’mûr ola Mâlı vâfir leşkeri mansûr ola (858)

Halkın İhtiyacını Karşılamak: İdeal bir hükümdârın öncelikli vazifelerinden biri de halkının ihtiyaçlarını karşılamasıdır.

Hayr idüp toyura her bir acı ol Bî-niyâz ide kamu muhtâcı ol (7631)

Halka İhsanda Bulunmak: İyi bir hükümdarın vasıfları arasında halkına ihsanlarda bulunması da yer alır. Devlet hazinesini doldurmak hükümdârın başlıca vazifelerindendir. Ancak hükümdâr altın ve gümüşleri sadece biriktirmemeli, bunları halkına dağıtarak ihsanda bulunmalıdır. Ahmedî şimdiki sultanların biriktirdikleri altın ve gümüşleri kimseye vermediklerinden ve kendilerinin de yemediklerinden şikâyet eder.

Şimdi şahlıh ol ki mâlı direler Ne yiyeler ne kişiye vireler (2126)

Ahmedî şâhlığın görevlerinden birinin de halka ihsanda bulunmak olduğunu ifade eder. İhsanda bulunan pâdişâhın da hayır ile anılacağını bildirir.

K’olalar şeh devletinde halk şâd Hem ola adı şehüñ hayr-ıla yâd (3947)

Hem dimez bu pâdişehdür tâc-bahş Kim ider halka zer-ile sîm bahş (1270)

Virmeh-ile olur kavî püşt-i sipâh Virmeyince kimse olmaz pâdişâh

Her ki virmege bulamaz dest-res

Pâdişahlıga iremez bir nefes (5634-5635)

Ahmedî, malı olduğu halde onu dağıtmayana ya da ihsanda bulunmayana insan demenin doğru olmadığını izah eder.

Ol kişi kim sâhib-ihsân olmaya Ölüden kemdür egerçi k’ölmeye Her ki bula virmeye zerr ü direm

Hâşâ anı âdemî midür direm (6614- 6615)

Ahmedî İskender-nâme’de birçok sultanın halka ihsanda bulunduğunu hikâye eder. İhsanda bulunan sultanları da överek anlatır.

Ol sehâ vü sâhib-i ihsân-ıdı

Hâk ü sîm ü zer aña yiksân-ıdı (6613)

Virdi ol dem halka çoh tâc u kemer Kal’a vü iklîm ü şehr ü sîm ü zer (2118) Her kime kim vardı anda ser-te-ser