• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.1. Devlet İdaresi ve Devlet Ritüelleri

3.1.3. Devlet Ritüelleri

3.1.3.5. Elçi Göndermek

Elçi bir devleti başka bir devlet kademesinde temsil etmekle göreli kişilerdir. Sefir olarak da bilinen elçiler, Osmanlı devletinde III. Selim’e kadar kalıcı olmamıştır. III. Selim’den itibaren ise yabancı ülkelerde kalıcı elçilikler kurulmaya başlanmıştır. Yine Osmanlı devletinde XVI. yüzyılda elçilerin görevlerinin önemine göre “büyük elçi” ya da “orta elçi” olarak adlandırıldığı dikkati çekmektedir. Bunların yanı sıra sadece mektup iletmekle görevli elçiler de mevcuttur (Şahin,2007: 62-63).

Elçiler görevleri maksadıyla gittikleri ülkenin sınırından içeri girdikleri andan itibaren o ülkenin misafiri sayılmaktadırlar. Elçilerin gerek konaklama gerek yiyecek vb. eksikleri bizzat o ülkenin görevlileri tarafından karşılanır. Elçiler ülkeye girip, ülkeden çıkana kadar her türlü masrafları karşılanır (Şahin, 2007: 63).

Elçilerin gittikleri ülkelere hediyeler götürmesi ve getirmesi de adetten sayılmıştır. Ancak bu hususa hediyeleşme başlığı altında değinilecektir.

İskender-nâme’de en çok karşılaşılan devlet ritüeli elçi göndermek ve elçi kabul etmektir. Ahmedî bir elçinin taşıması gerek özellikler arasında düzgün konuşan, sözü yerli yerince söyleyen ve söylediği sözün manasını bilen vasıflarını sıralamaktadır.

Nedür ilçi pâdişehlerden lisân Pes gerek kim ola ol ehl-i beyân

Kim sözi yirlü yirince söyleye

Her sözüñ ma’nîsini key añlaya (2058- 2059)

İskender-nâme’de en ilginç elçi gönderme hadiseleri İskender ve Dârâ arasında yaşanır. İskender’in kendi bağımsızlığını ilan etmesi üzerine Dârâ elçiler yollayarak taht ve tacın kendisine ait olduğunu bildirir. Elçi ile bir çuval susam göndererek İskender’in önüne döktürür. Dârâ’nın bunu yapmasındaki maksat ordusunun büyüklüğünü göstermektir.

Çünki Dârâba irişdi bu haber

Didi ilçi virbiyüp k’iy nâm-aver (993) İlçi geldi_İskendere virdi selâm Didi ol Dârâbdan neyse peyâm Dökdi küncîdi öñine did’i şâh

Saña virbidi bunı ol pâdişâh (1056- 1057) Çünki küncîdi tefekkür kıldı şâh

Akl-ıla sırrını nedür bildi şâh

Añladı kim eyle dimekdür aña Kim mutî’ olmaz olur-ısañ baña İşbu dâne bigi leşker bî-hisâb

İskender Dârâ’ya cevap olarak önüne dökülen susamları yemesi için bir horoz getirtir. İskender’in buradaki mesajı ise Dârâ’nın ordusu ne kadar büyük olursa olsun onu yeneceğidir.

Pes Sikender Şâhıpûr-ı Feylekûs Hâzır itdürdi orada bir horûs Aña ol küncîdi yidürdi temâm Kıldılar anı ta’accüb hâs u âm

Bu-y-ıdı remzi ki_eger ol şehriyâr Rûma getürse sipâh-ı bî-şümâr Bir kişi-y-le kamusın idem tebâh

Olmasun leşker çogına garre şâh (1062- 1065)

İskender’in elçi kılığına girerek fethetmek istediği ülkeleri önceden keşfetmesi de İskender-nâme’de karşımız çıkan ilginç olaylardandır. İskender Zabalistan’ı fethetmeden önce elçi kılığına girerek keşfe çıkar.

Şâh ol mülki almaga kıldı heves Sûreti-y-le kendüyi ilçi düzdi pes Vardı gördi Zâbilistân illerin Anda girüp çıhacak menzillerin Sîstân şehrine çün irişdi şâh

Hem Zeresb-ile dahı görişdi şâh (1362- 1364)

İskender yine elçi kılığına girerek Kaydafe’nin ülkesi Magrib’in yollarını keşfetmeye çalışır. Ancak Kaydafe bu elçinin İskender olduğunu anlar.

Şâhı dahı sûretâ ilçi kıla Virbiye Kaydâfaya oglı-y-ıla Kasdı bu k’anuñla ol mülke vara

Girecek yollarını anuñ göre (4626- 4627) İlçiye Kaydâfa çün kıldı nazar

Gördi anda padişahlıkdan eser (4652) Didi k’İskender bu-durur bî-gümân İlçi resmine gelüp-durur ayân (4660)

3.1.3.6. Hediyeleşme

Devlet uygulamalarından biri olan hediyeleşme çoğunlukla elçiler vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Herhangi bir ülkeye elçi olarak gönderilen kişi hediyeler ile yollanır. Getirilen bu hediyelere karşılık olarak da elçiler birtakım hediyeler ile ülkesine döner.

Hediyeler seçilirken dönemin kabul gören en değerli eşyaları ve nesneleri hazırlanır. İskender-nâme’de yer alan bu nesneleri ise beş başlık altında toplamak mümkündür.

Değerli Kumaşlar: Eski dönemlerden itibaren kumaşlar daima ilgi gören değerli eşyalar arasında sayılmıştır. Özellikle Çin ipeği, Hint kumaşı, atlas gibi bazı kumaşlar bilhassa değer arz etmiştir. İskender-nâme’de hediye olarak gönderilen kumaşlar arasında ise Atlas-ı diba, diba-ı Çin, diba-ı Rûm, perniyan, eksun, harir ve ester yer almaktadır.

Değerli Taşlar/ Mücevherler: En eski dönemlerden itibaren özellikle kadınların dikkati çeken değerli taşlar ve mücevherler hediyeleşme geleneğinde önemli bir yere sahiptir. Bilhassa altın ve gümüşler devlet hazinelerinde yer alan değerli eşyalardır. Devletin zenginliğine göre bazı dönemlerde para olarak altın ve gümüşün kullanıldığı bilinmektedir. Bunların yanı sıra farklı renkleri itibariyle yakut, zümrüt ve safir de değerli taşlar kategorisinde yer almıştır. Yine zarifliği ve oluşumu ile diğerlerinden farklı bir

konuma sahip inci de hediye edilen değerli bir eşyadır. Sayılan bu değerli taşlar arasında ise elmas sertliği ve ışıltısı ile kendini göstermektedir.

İskender-nâme’de yer alan değerli taşlara bakıldığında yukarıda saydığımız isimlerin farklı tamlamalarla geçtiği görülür. Mesnevîde yer alan değerli taşlar ve mücevherler ise şunlardır: Dürr-i Aden, lülü-i Umman, yakut, zümrüt, safir, sim u zer, pirûze, la’l ve elmas.

Değerli Kokular: Günümüzde de olduğu gibi geçmiş yüzyıllarda hediye edilen eşyalardan biri de kokulardır. İskender-nâme’de sık sık kokulardan bahsedilmekte ve hediye edilen eşyalar arasında sayılmaktadır. Bu değerli kokular arasında ise kâfur, nâfe, müşg, misk ve anber yer almaktadır.

Cariyeler ve Köleler: Kölelik sisteminin yaşadığı dönemlerde cariyeler ve köleler de hediye edilen unsurlar arasında sayılmaktaydı. İskender-nâme’de karavaş, kenizek, cariye ve kulların hediye edildiği gözlemlenmektedir.

Hayvanlar: Hediye edilen nesnelerden bir diğeri de hayvanlardır. Özellikle tarım kültürü ile gelişen toplumlarda hayvanlar önemli bir yere sahiptir ve değerli nesneler arasında yer alırlar. Hediye edilen bu hayvanlar arasında büyük ve küçükbaş hayvanların yanı sıra köpek ve Türkler için özel bir yeri olan atlar da yer almaktadır.

Kaydafe’nin İskender’e hediye olarak yolladığı eşyalar arasında yukarıda bahsettiğimiz hemen her unsur yer almaktadır. Yakut, la’l, dürr, sim ve zer gibi değerli taşlar; nâfe ve müşg gibi kokular, ester kumaşları, atlar ve köpekler hediye olarak İskender’e sunulmuştur.

Pes an’ilçi sûretinde göndürür Şâha tuhfe diyü çoh nesne virür Virdi aña bir murassa’ tâc-ı zer Ucdan uca tolu pür-mâye güher

Dahı bir zerrîne-taht-ı şâh-vâr Tolu yâkût-ıla la’l-i âb-dâr

Dahı çoh dünyâ-y-ıla dürr-i semîn Şafalu çok nâfe tolu müşg-i Çîn Virdi bişyüz tahta dahı ûd-ı hâm Elli ester bârı sîm ü zer temâm Biñ dahı at virdi kamu bâd-pây

Biñ dahı it kamusı zencîr-hây (4739- 4744)

Keyd’in İskender’e gönderdiği hediyeler arasında ise değerli taşlar, kumaşlar ve kokuların yanı sıra kullar ve karavaşlar yer alır.

Yüz katâr ester dahı zerrîne-na’l Yükleri yâkût u hem dürr-ile la’l

Atlas-ı elvân u ecnâs-ı harîr Ûd-ı hâm u anber ü müşg ü abîr İkiyüz kul dahı cümle mâh-rûy

İkiyüz dahı karavaş müşg-mûy (1094- 2096)