• Sonuç bulunamadı

1.1. The Low Countries’in XVI Yüzyıldaki Dini, Sosyal ve Siyasi Durumu

1.1.1. Köylü Savaşı

1524 yılının yaz mevsiminde patlak veren Köylü Savaşı, İsviçre Konfederasyonu ile sınır ve Ren nehrinin yanındaki Black Ormanı’nın güney saçaklarında meydana gelmiş olup, bu savaş merkez ve güney Almanya’nın tamamı ve Avusturyalıların bulunduğu arazileri kapsamaktadır.29

Köylü savaşı, Almanya’da feodal yönetim tarzıyla yönetilen toplumun, ağır yaşam şartlarından dolayı, yönetime isyan etmesi sonucu meydan gelen, sosyal bir

27 Dosker, Henry Elias, a.g.e., s. 24- 25.

28 Leowen, Harry; Nolt, Steven, Through Fire and Water, An Overview of Mennonite History, Herald

Press, Scottdale, Pennsylvania, 1996, s. 69.

29 Scott, Tom, “The Peasant’ War”, A Companion to the Reformation World, Edit. R. Po-chia Hsia,

ihtilaldir. Bu ihtilalin, halkın yüz yıldır biriken gerginliğinin sonucu olarak ortaya çıktığı belirtilir. Bu savaş aynı zamanda, halk dayanışmasının bir örneğini teşkil eder. Bu savaş, sistemin kendilerine olan baskısına isyan eden köylülerin, işçilerin, esnafın, madencilerin ve hatta paralı askerlerin yönetime karşı çıkardıkları başkaldırıdır. Kilisenin de yönetimle birlikte, isyan edenlere karşı savaştığı bu ihtilalde, Evanjelik reformcular da isyan edenlerle birlikte hareket etmiştir. Halkın bu savaşı çıkarmasındaki etkenlerden birisi de Martin Luther’in Wittenberg bildirgesidir. Yine de asıl sebebin yüz yıldır halkın çektiği acıların, en sonunda patlak vermesi olarak nitelendirilir.30 Çünkü

feodal yönetimle yönetilen Avrupa’da, piramidin en tepesinde kral olmak üzere daha sonra soylular, din adamları, sonradan ortaya çıkan şehirlerde ticaret ve bankercilik yapan yeni sınıf ve en dipte yer alan köylü sınıfından oluşan bir yapı vardır. Bu yapıda en dışlanan kesim, köylülerdir. Bu yüzden köylüler, eşit dini ve sosyal haklara sahip olmak için bu isyanı başlatmıştır.31

Halkın maruz kaldığı sıkıntıların sonucu olarak gösterilen reform, toplumda gerekli olan değişiklikler için bir başlangıç niteliği taşır. Çünkü köylüler, yüzyıllardır lordların ve otoritenin baskısı altında ezilmiştir. Adalet isteyen köylüler, reform sayesinde, bu isteklerini soylulara bildirmiştir. Bu istekler, Twelve Articles32 adlı

yazılarında Kutsal Kitap’a uygun bir dille ifade edilmiştir. Bununla birlikte köylüler, Kutsal Kitap ile ilgili olmayan her makalenin geri alınmasını istemiştir. Ancak,

30 Miller, Dougles, Armies of the German Peasant’s War 1524- 1526, Osprey Publishing, Oxford,

2003, s. 3.

31 Klaassen, Walter; Klassen Wiliam, Marpeck, A Life of Dissent And Conformity, Studies in

Anabaptist and Mennonite History No: 44, Herald Press, Scottdale, Pennsylvania, 2008, s. 31- 32.

32 1. Her belediye uygunsuz davranışı sebebiyle bir papazı görevinden alma ve seçme hakkına sahip

olmalıdır. Papaz İncil’i basit ve anlaşılabilir şekilde anlatmalı ve vaazına İncil’de olmayan şeyleri eklememelidir. 2. Papazlara vergiden ödeme yapılmalıdır. 3. Köylüler basit köylü olarak küçümsenmemeli, oldukları gibi kabul edilmeli ve özgür olmamalılar. 4. Kuşlar ve balıklar insanların av oyunları değildir. Çünkü Tanrı insanı yarattığında havadaki kuşları, sudaki balıkları ona vermiştir. 5. Asilzadeler ormanları mülk edinmiştir. Fakirler, birşeye ihtiyaç duyduğunda iki katına satın almak zorundar. Orman belediyelere ait olmalı ve eşit bir şekilde herkes ihtiyacını alabilmelidir. 6. Köylüden aşırı derecede hizmet etmesi istenmektedir. Sadece Tanrı’ya doğru bir şekilde hizmet etmek gerekir. 7. Soylular köylüden fazla hizmet ve fazla vergi istemeyecek. Köylüler sadece uygun zamanlarda ve gerektiği zamanlarda soylulara hizmet edecek. 8. Değerinin üzerinde kiralama yapılmayacak. 9. Sürekli yeni kanunlar çıkmaktadır. Keyfi cezalar verilmektedir. Tarafsız yargılama olmalıdır. 10. Çayır ve arazilerin çoğu belediyeye aittir. Çayır ve araziler ortaklaşa kullanılmalıdır. 11. Dullar ve yetimlerden miras vergisi alınmamalıdır. Dullar ve yetimler Tanrı’nın emrine karşı gelerek soyulmamalıdır. 12. Buradaki maddeler Tanrı’nın sözüne ters düşüyorsa bu durum Kutsal Kitap’a göre bize açıklanmalıdır. O zaman biz de o maddeden vaz geçeriz. Bkz. Peter Blickle, Nochmals zur Entstehung der Zwölf Artikel, Bauer, Reich, Reformation, Festschrift für Günther Franz zum 80, Geburtstag, Stuttgart, 1982, s. 286- 308.

soyluların da birer Hristiyan olduğunu anlayan köylüler, onların herhangi bir değişime gitmeyeceklerini farketmiştir. Böylece bir grup köylü, kalelere ve manastırlara saldırmıştır. Köylüler artık lordlara karşı kanlı isyanlarını başlatmıştır. Köylülerin reform hareketinden etkilenerek, isyan başlattığı öne sürülmüştür. Ancak bu isyanda Luther, papa ve kiliseye karşı olan mesajlarının yanlış anlaşıldığını ifade etmiştir. Luther, özgürlük ifadesinin İsa’da iç özgürlük olması gerektiğini, bahsettiği özgürlüğün, ekonomik, sosyal ve politikal özgürlük olmadığını iddia etmiştir. Ayrıca Luther, köylülerin otoritelere karşı legal ve ahlaken isyan etme haklarının olmadığını belirtmiştir. Luther’e göre isyancılar, Tanrı’nın emrine karşı geldikleri için kanunlar tarafından cezalandırılmalıdır. Bu ifadelerle Luther, Köylü Savaşı konusunda, soylulardan yana olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Ancak soyluların Luther’in desteğine ihtiyacı olmamıştır. İyi silahlanmış soylular, yüz binlerce köylüyü katletmiştir. Kaçmak isteyen köylüler de yakalanıp işkenceye uğramış ve öldürülmüştür. Meydana gelen bu katliamdan, hiçbir soylu pişmanlık duymamıştır. Ayrıca Luther de köylülerin, bedenen ve ruhen bu katliamı hak ettiklerini ifade etmiştir. Bazı tarihçilere göre, Luther’in Köylü Savaşı’nda, soyluların tarafını desteklemesinin çeşitli nedenleri olabilir. Bunlardan birincisi, Luther’in savaşın sorumluluğunu üstüne almak istememiş olması, ikincisi köylülerin isyanının reformun önüne geçebileceği endişesi, üçüncüsü ise kendi reform çabalarının, sosyal ve ekonomik değişimlerden etkilenerek boşa çıkabileceği korkusudur. Bazı tarihçilere göre de Luther’in soylular tarafında yer almasının sebebi, kendi reformu için soylulara ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktaydı.33

Reform yanlısı liderlerden biri olan Andreas Karlstadt, Luther’in meslektaşı ve arkadaşı olup Luther’i, İsa’nın yolundan gitmemekle eleştirmiştir. Luther ile İsa’nın yaşamını takip etmenin önemi konusunda, vaazlarında daha dikkatli davranması gerektiği hakkında tartışmıştır. Karlstadt, yemin etmeyi reddetmiş, ekmek şarap ayininin bir sakrament olmadığını, anma ayini olduğunu ileri sürmüştür. İnsanların eşitliğini savunan ve bir doktor olan Karlstadt, kendini doktor olarak çağıranlara İsa’nın kilisesinde herkesin eşit olduğunu söyleyerek, kendisine doktor denmemesini istemiştir. Thomas Müntzer de Karlstadt’a göre daha reform yanlısı olan bir liderdir. Eşitliği

savunan Müntzer ve taraftarları da daha alt sınıftan olan kimseler olup özgürlüğü ve eşitliği savunmuş ve din adamları sınıfına karşı çıkmışlardır. Soylu kesime karşı olan Müntzer, köylü sınıfından geniş bir ordu kurmuştur. Soylu sınıfına karşı savaşan bu ordu, 15 Mayıs 1525 tarihinde Köylü Savaşı’nın yapıldığı şehirlerden biri olan Frankenhausen şehrinde yenilgiye uğramıştır. Binlerce kişi hayatını kaybetmiştir. Thomas Müntzer yakalanmış, işkenceye uğramış ve birkaç gün sonra idam edilmiştir.34

Sonuç olarak, köylüler bu savaşta kötü bir şekilde mağlup olmuştur. Köylülerin, savaşta ağır bir şekilde mağlup olmaları, Luther’in soylular tarafında olması ve Luther’in onlara karşı olan tutumu sebebiyle, 1525 yılına kadar Luther yanlısı olan birçok kişi, Luther ve onun fikirlerinden vazgeçmiştir. Böylece toplum, yeni bir İncil inancı arayışına girmiştir. Öyle ki, bu yeni İncil inancı, hayatın manevi yönünden sosyal ve ekonomik yönüne kadar onlara reform getirmelidir. Bu yüzden birçok kişinin yöneldiği hareket, Radikal Reform Hareketi olmuştur. İnsanların özellikle en çok dinlemeye ve kabul etmeye başladığı hareket ise Anabaptizm’dir. Anabaptizm, bu şekilde en erken 1525 yılında kendini göstermiş ve hızlı bir şekilde tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Bazı Anabaptistler de dâhil olmak üzere radikal vaizler, Köylü Savaşı’nın yenilgisini kendi mesajları için avantaj olarak kullanmıştır. Bu vaizler, Hristiyan uygulamaları, bütün insanların eşitliği, toplum ve kişinin mal paylaşımı ve hayat boyu İsa’nın izinden gidilmesi gerektiği konularında konuşma yapmıştır. Bu yüzden birçok kişi, Anabaptistliği kabul etmiştir. Başlarda Luther’den etkilenen Thomas Müntzer ve Andreas Karlstadt, Anabaptistlikten etkilenen ve Luther’in fikirlerinden uzaklaşan önemli liderlerdir. Ancak bu liderler, Anabaptist olmamalarına rağmen Luther ve diğer reformcular, onları Anabaptist olarak kabul etmiştir. Luther için Anabaptistler, kılık değiştirmiş şeytanlar olup asla güvenilmemesi gereken kimselerdir.35