• Sonuç bulunamadı

2.5. Mennonit Gelenekleri

2.5.3. Evlilik, Aile ve Bekârlık

Mennonit ikrarı, Mennonitlerin Mennonit olmayanlar ile evliliğini kesinlikle yasaklamaktadır. Çünkü Mennonitler, kendilerinden olmayanlara da inanmayanlar demektedir. Bu yüzden inananın bir inanmayanla evlenmesi kabul edilemez. Böyle bir evliliğin gerçekleşmesi durumunda kişi kiliseden kovulur. Mennonitlerin diğer bir mezhepten kişiyle evlenmesi durumunda uygulanan ceza aforozdur.596 Mennonitlere

göre evlilik, çok değerli bir olgudur. Çünkü İsa, evliliğin değerine inanmıştır. Aile kurmak, Tanrı’nın varlığının tanıklığı olarak görülür.597 Ancak Hristiyan olmayan bir

çiftten biri Hristiyanlığı kabul ederse, her ne kadar diğer eşi inanmayan katogorisine girse de boşanmaları gerekmez. Çünkü, çiftlerden birinin sonradan Hristiyan olması, bu durumun özel bir durum olarak görülmesini sağlamaktadır. Sonradan Hristiyan olan bu kişinin, inanmayan eşi ile olan evliliğine normal bir şekilde devam etmesine izin verilir. Bu durum için de Aziz Petrus’un 3: 12 (Çünkü İsa’nın gözleri doğru kişilerin üzerindedir. Kulakları onların yakarışına açıktır. Ama İsa kötülük yapanlara karşıdır.) pasajını delil olarak gösterirler.598

1539 yılında, Menno Simons’un Gallius Faber’in fikirlerine karşılık olarak yazdığı yazıda belirttiğine göre, evlilik ilişkisinin bitmesini sağlayan tek neden zinadır. Ancak, 1547 yılında Dirk Philips ve diğer yedi papaz, bu katı kuralı çözüme

594 Beck, Ervin, a.g.e., s. 194- 200.

595 Steiner, Sam, “The City and The Formation of Mennonite Church Eastern Canada’” Journal of Mennonite Studies, Vol: 21, Conrad Grebel University College, 2003, s. 157.

596 Dosker, Henry, Elias, a.g.e., s. 203, 227. 597 Roth, John. D., Practices, s. 126.

598 Jeschke, Marlin, Discipling in The Church, Recovering a Ministry of The Gospel, Herald Press,

kavuşturmuştur. 1568 yılında Dirk Philips, tamamen boşanma olmama konusunda karar kılmıştır. Ancak tekrar evliliğe izin verilmemiştir. Ayrıca Mennonitler, inananlar ve inanmayanlar arasındaki evliliği de yasaklamıştır. Ancak, daha sonraki yıllarda inanmayanlar ile evliliğin yaşanması durumunda hoşgörülü bir karar alınmıştır. Bu karara göre, bu çift inananlar gibi imanlı bir şekilde yaşamalıdır. Bunun dışında evlilik töreninin kilisenin dışında yapılması kabul edilmez. Eğer kilise dışında gerçekleşen bir evlilik olursa, bu evlilik İsa’nın kabul etmediği bir evlilik olur. Kilisede evlenen çiftlerin evliliği ise sorgusuz sualsiz, Rab ile yapılan bir anlaşma olmuş olur. Her kim bu kurala uymazsa aforoz edilir ve bir daha kiliseye kabul edilmez. Kiliseye kabul edilmenin yolu, bu kişinin yakınarak sızlanarak ağlaması ile geri kabul edilmesini istemesidir.599

Evli çiftlerden birinin aforoz edilmesi durumunda, evliliğin feshi gerekmez. Çünkü aforoz edilen kişinin, bu evlilik bağının devam etmesi sebebiyle inancına geri dönüş yapması için fırsat verilmektedir. Böylece evliliğin ruhsal bağı ve sosyal ilişkiler kullanılarak, kişinin gerçek kurtuluşu sağlanmış olmaktadır.600

Mennonit geleneğine göre, İsa Mesih, kiliseyi ailenin anlamıyla tekrar tanımlamıştır. Kilise bizim tek ailemizdir, ifadesi kabul edilir.601

Mennonitlere göre, evlilik Tanrı’nın insanların aile kurmasını ve bu aile aracılığıyla kutsanmasını istemesidir. Ayrıca Tanrı, bütün insanlığın kilisenin bir parçası olmasını istemektedir. Çünkü kilisenin bir parçası olmak demek, Tanrı’nın ailesine girmek demektir. Sadece evlilerin değil, bekârların da kilise ailesinin bir parçası olmasıyla yetişebileceğine ve şifa bulacağına inanmaktadırlar. Hristiyan aile ilişkilerinin, Tanrı’nın koruması altında büyüdüğünü kabul ederler. Tanrı insanlığı birbirine bağlı bir şekilde yaratmıştır. Tanrı’nın bu yaratışındaki amacı insanları imanlı aileler şeklinde birbirine bağlayarak, Tanrı’nın ev halkını oluşturmalarını sağlamaktır. Böylece Tanrı, onları bu şekilde kutsamaktadır. Aynı zamanda bütün Hristiyanlar, Tanrı’nın ev halkı olmanın verdiği bağ ile birbirlerine karşı, abi kardeş gibi davranırlar. Bu yüzden ister bekâr olsun ister evli olsun, bütün onur sahibi Hristiyanlar, kilise ailesinin bir ferdi olarak kabul edilir. Mennonitler, bekârların kilise aktivitelerine

599 Dosker, H. Elias, a.g.e., s. 191- 192. 600 Jeschke, Marlin, a.g.e., s. 99. 601 Roth, John. D., Practices, s. 130.

katılmaları ile Tanrı tarafından kutsanacaklarını düşünerek, onlara saygı duymaktadırlar. Tanrı, bir kadın ile bir erkeğin hayatlarını beraber geçireceklerine dair verdikleri bir anlaşma olarak evliliği seçmiştir. Hristiyan evliliği, kilise şartlarına göre yapılan bir anlaşmadır. Bu anlaşmayla kadın ve erkek, İsa Mesih ile ortak bağlılıklarını ifade eder. İsa, evliliğin kutsal olduğunu beyan etmiştir. Evlilik bir kadın ve bir erkek arasında gerçekleşen kutsal bir müessesedir. Evliliği bozabilecek tek şeyin ölüm olduğu belirtilmektedir. İncile göre, cinsel birleşme ve çocuk sahibi olmak için evlilik şarttır. Çiftlerin evlilik ilişkilerinde, aile üyeleri arasında meydana gelebilecek olan herhangi bir zorluk karşısında, yardım alacakları yer kilisedir. Kilise, Tanrı’nın ailesini temsil etmekte olduğu için ailelere umut ve şifa kaynağıdır. Çiftler arasında oluşabilecek kalp katılığı sonucunda nihai nokta olarak boşanmanın olabileceğini, Markos 10: 4 (Onlar, Musa, erkeğin bir boşanma belgesi yazarak karısını boşamasına izin vermiştir, dediler.) pasajına dayanarak söylerler. Ancak günümüzde çiftlerin boşanmasından ziyade, evliliklerinin devamı için kilisenin önder olması gerektiğine inanırlar. Çocuk da İsa’nın onlarda Tanrı’nın egemenliğini görmesi sebebiyle önemlidir. Buna göre çocuklar sevilmeli, evde ve kilisede terbiye edilmelidir. Çocuklar ailelerinin onurunu ifade ederler. Genç insanlar da evde ve kilisede büyüklerine saygı göstermelidir.602 Bununla

birlikte, çocukların ailelerin onayı olmadan evlenmesi yasaklanmıştır. Mennonit papazların da evlenmelerinde bir sakınca yoktur.603 Kadınlar, akla yatkın olan bütün

şeylerde kocalarına itaat etmelidir.604

Mennonitler her zaman diğer toplumlara karşı tamamen olmasa bile, kapalı bir şekilde yaşarlar. Dünyeviliğe karşı olan güçlü bir duyguları vardır. Bu duygu, birkaç sebebe dayanmaktadır. Anabaptistliğin ortaya çıktığı zamanlarda Mennonitler, devlet ve kilise otoriteleri tarafından kovalanmıştır. Bu yüzden, onların dış dünya ile ilişkileri kesilmiştir. Böylece Mennonitler, kutsal yazıda yazdığı üzere, özel insan olmaya önem vermiştir. Bu özel insan olma yolunda, aforoz edilen kişilerle ve kendilerinden olmayanlarla evlilik yasaklanmıştır. Kırsal kesim insanı olan Mennonitler, bu yaşam tarzları ile de toplumdan uzak kalmıştır. Amerika’ya göç edenler de kendi dillerini

602 Heatwole, L. J., a.g.e., s. 39.

603 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 54, 114; General Conference Mennonite Church, a.g.e., s. 72- 74.

604 Simon, Menno, “The True Christian Faith, Which Converts, Changes, Makes Pious, Sincere, New,

Peaceful, Joyful and Blessed The Human Heart”, The Complete Works of Menno Simon, Published by John F. Funk and Brother, Elkhart, Indiana, 1871, s. 148.

korudukları için toplumdan uzak bir hayat sürdürmüştür. Taşra geleneğini ilk terk edenler de Hollandalı ve kuzey Almanya Mennonitleridir. Ancak Avrupa ve Amerika’daki kiliseler, tamamen ilk günkü maneviyatlarını korumuştur. Bu muhafazakârlık, modası geçmiş bir halde devam etmiştir. Özellikle bazı kilise kollarının kıyafetlerinde bu demodelik kendini belli etmektedir. Eski Mennonitler, Amişler, Reform Mennonitleri, Huteritler, Manitoba Eski Kolonileri ve Wisleritler, elbise konusunda geçmişteki geleneklerini sıkı bir şekilde hala uygulamaktadır. Bu cemaatlerin çoğunda kadınlar şapka yerine başlık takarlar. Erkekler de yakasız, sade palto- ceket giyerler. Sert şapka takarlar ve kravat takmazlar.605

Eski Mennonit geleneklerine göre gelinlerin başına duvak takılmasına izin verilmemektedir. Bununla birlikte kilisede evlenirken, çiftlerin yüzük değiştirmesi de yasaktır.606

Çiftler, kilisede evlendikten sonra ilk altı veya on iki ay ya da beşinci yıllarına kadar evlilikleri denetim altında tutulur. Çünkü cemaat onların uzun ve onurlu bir evlilik hayatı yaşamaları için kendi deneyim ve bilgeliklerini onlarla paylaşır. Evlilik yıldönümleri, özel hayatın bir olayı değildir. Bu yüzden evlilik yıldönümleri, cemaatle kiliselerde kutlanır. Evliliklerde meydana gelebilecek problemlerde kilise güven duyulan tek yerdir. Kilise, sorunları olan evli çiftlere danışmanlık yapmaktadır. Kilise, bekâr, boşanmış, dul kimselerin kendilerinin değeri olmadığını düşünmelerine engel olmaktadır. Hayat ve evlilik eğlence, inançlı yaşam ve zorluklara katlanmanın gerekliliği demektir.607

Mennonitler, atalarının zulüm gördüğü zamanlarda çocukları arasında seçim yapmak zorunda kaldıkları gerçeğine nispeten, çocukları arasında eşit sevgi gösterememe korkusu olduğunu ifade etmektedir. İlk çocuğa verilen sevginin, ikinci ve diğer çocuklara da verilememesi korkusu konusunda, Tanrı’nın yarattıklarına karşı sınırsız, şartsız sevgisini, kutsamasını ve merhametini örnek alırlar. Bu yüzden kendilerinin de bütün çocuklarına karşı sınırsız sevgi gösterebileceğine inanırlar.

605 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 331. 606 Steiner, Sam, a.g.m., s. 158. 607 Roth, John D., Practices, s. 37- 38.

Kendilerinin en derin korkularına rağmen, sevginin kaynağının sınırsız olduğunu ifade ederler.608

Iowa First Mennonite Kilise’si papazı 21 Eylül 2015 taihinde Max Villatoro ile yaptığım mülakatta; Mennonit ailelerin çocuk sayılarının fazla olduğunu, Mennonitlerin çocuklarını Tanrı’nın bir hediyesi olarak gördüklerini, ayrıca Mennonitlerde evlilik yaşının erken olduğunu, erkek veya kız olsun, on sekiz yirmi yaşlarında evlilik yapanların oldukça fazla olduğunu, Mennonit çocukların yaşlanan anne ve babalarını kendi evlerine getirerek, onların bakımını da üstlendiklerini söylemiştir.