• Sonuç bulunamadı

Hollanda Mennonitlerinin Ayakta Kalma Çabaları

1.4. Mennonit Kilisesi’nin Resmi Olarak Kuruluşu ve Mennonitliğin

1.4.1. Hollanda Mennonitlerinin Ayakta Kalma Çabaları

Anabaptist hareket, Kuzeybatı Almanya ve Hollanda’da 1530 yılının başlarında ortaya çıkmıştır. Hollanda’da Anabaptistliğin yayılmasında en önemli rolü oynayan girişim, Melchior Hoffman’ın takipçilerinden biri olan Jan Trypmaker’ın burada Anabaptist bir topluluk oluşturmasıdır. Anabaptist hareketin baş liderleri olarak gösterilen Dirk Philip, onun kardeşi Obbe Philip, Leonhard Bouwens ve Menno Simons uğradıkları zulme rağmen barışçıl bir davranış sergilemiştir. Bu liderlerin davranış şekilleri sayesinde Anabaptistler, Hollanda’da evanjelik bir üstünlük sağlamıştır. Bu sebeple, Friesland ilinin nüfusunun dörtte biri daha o zamandan Anabaptist olmuştur. Hareket, özellikle kuzey illerde kabul görmüştür. Bu iller başta Hollanda, Zealand,

253 Simon, Menno, “A Very Humble Supplication of The Poor, Despised Christians”, The Compelete

Works of Menno Simons, Elkhart, Indiana, 1871,s. 111.

254 Horsch, John, a.g.e., s. 141- 142.

255 Simon, Menno, “Reply To Gellius Faber”, The Compelete Works of Menno Simons, s. 89. 256 Hartzler, J. S., Kauffman, Daniel, a.g.e., s. 91.

Overyssel, Friesland ve Groningen olmak üzere Flanders ve Brabant illerinde de bazı yerleşim bölgeleridir. Böylece Lutheranlar yüzyılın son yarısına kadar Anabaptist harekette sağlam bir yer edinememiştir.257

Otoriteler tarafından en şiddetli zulme uğrayan yer İspanya’nın hâkimiyeti altında bulunan Hollanda’dır. Koyu bir Katolik taraftarı olan V. Charles ve onun varisi II. Philip yönetimi zamanında Anabaptistler, en kötü şiddete maruz kalanlardır.258

Sadece Tanrı’ya doğru bir şekilde ibadet etmek istediklerini belirten Anabaptistler, ölümün de en kötüsü ile karşılaşmıştır. Öldürülen kişi sayısı çok fazla olmakla birlikte, tam sayı bilinmemektedir. Örneğin, 1535 yılında sadece Amsterdam’da otuz kişi idam edilmiştir. Duke Alva’nın yönetim yıllarında da yüz on bir kişi Hollanda ve Zealand’da idam edilmiştir. Bu örneklerin daha da çoğaltılabileceği ve yüzlerce kişinin idam edildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır. Anabaptist olarak ilk idam 1531 yılında, son idam da 1594 yılında gerçekleşmiştir. Sonuç olarak, Anabaptist ve Mennonit taraftarlarından iki bin beş yüz kişinin idam edildiği kayıtlıdır.259

II. Philip, Katolik yanlısı bir kraldır. Bu yüzden Katolik doktrinlerini korumak için reforma karşı Brüksel’de bir bildirge hazırlamıştır.260 1569 yılında yayınlanan bu

bildirgede, bütün Mennonitlerin mal varlıklarının sayımı yapılarak, bu mallara el konulacağı ve her kim Mennonitlere ihanet eder de onları ele verirse, bu kişilere Mennonitlerin mal varlıklarının üçte birisinin verileceği ilan edilmiştir. Ayrıca Mennonit mültecilere barınak sağlayan herkese ağır para cezası verilmesi hatta ölüm cezası istenmektedir. Bununla birlikte Anabaptistlere verilen ceza da idamdır. Kazıkta yakmak ve ağır ateşte yakmak, Anabaptistlere uygulanan idam metodu idi. İdam edilecek kişinin boğazına veya başına barut torbası yerleştirilip patlatma da diğer bir yöntemdi. Kadınlar da bir torbaya koyulup göle veya denize atılarak öldürülmüştür. Hem kadınlar hem de erkekler gerdirilerek, kemikleri kırılarak, kanları akıtılarak öldürülmüştür. Dillerinden ve bacaklarından çivilenme yöntemi de arkadaşlarını ele vermeleri için kullanılmıştır. Anabaptist hareket boyunca binlerce kişi idama mahkûm edilmiş, hapse atılmış veya bulundukları bölgelerden başka yerlere kaçmak zorunda bırakılmıştır. Alman göçmenler Almanya’da aşağı Ren, Doğu Friesland’da ve Batı

257 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 61. 258 Visser, Piet, a.g.böl., s. 314- 315. 259 Smith, C. Henry, a.g.e, s. 61- 62. 260 Visser, Piet, a.g.böl., s. 314- 315.

Prusya’da birçok kilise kurmuştur. Bazı göçmenler ise İngiltere’ye kaçmıştır. Bu zulüm, Orangeli William’ın kuzey illerin başsavcısı olana kadar sürmüştür. Daha sonra 1578 yılında, Mennonitlere sınırlı bir hoşgörü sağlanacaktır.261

Anabaptistlere uygulanan bu işkence ve idamlar sebebiyle sivil çatışma ortaya çıkmıştır. Bu sivil çatışmada, reform yanlıları kuzey bölgesindeki önemli şehirleri ele geçirmiştir. Bu çatışma, Mennonitler için önemli faydalar sağlamıştır.262 Şöyle ki, 1575

yılında kuzey illerde meydana gelen çatışmalar sırasında, reformculara yardım etmesi için Mennonitlerden yardım istenmiştir. Ancak Mennonitler, savaş karşıtı oldukları için silahlı yardım yerine, yardım servisi yapmayı teklif etmiştir. Mennonitler silahlanmayı desteklememişler, fakat savaşa araç ve para yardımı yapmayı kabul etmişlerdir. Bu sebeple, 1578 yılında Prens Williams yayınladığı kararname ile Mennonitlere hoşgörü ortamı sağlamıştır. Buna göre, Waterlander Mennonitleri, geniş bir para yardımı almış ve cemaat oluşturma fırsatı yakalamıştır. William’ın varisi olan Maurice, babasının uygulamış olduğu hoşgörü politikasını devam ettirmiştir. Hatta ondan sonra gelen varisler de aynı politikayı takip etmişlerdir.263

Prens William’ın Doopgezinde’de yaptığı bu hoşgörünün ardından aynı yıl onlara Amsterdam’da halkın içinde rahatça dolaşma imkânı sağlamıştır. Aslında bu karar, izinden ziyade onlara özgürlük hakkının tanınması idi. Böylelikle Mennonitler daha da büyüme ve organize olma fırsatı yakalayacaktır.264

1578 yılında Mennonitlere gösterilen hoşgörü, dini anlamda tamamen özgürlüğü içermemektedir. Bu hoşgörü, sadece ölüm korkusu olmaksızın ibadetlerini yapabilme serbestliğidir. Mennonitlerin dini özgürlükleri hala sınırlı olsa da bazı Alman illerinde kilise kurabilmişlerdir. Fakat 1602 yılında Sneek’in hâkimi, halka açık ibadet yapılmasını yasaklamıştır. Leeuwarden ilinde iş kurmaları yasaklanmış ve üç papazın şehri terk etmesi kararı çıkmıştır. Mennonitlere her yerde devlet kilisesi vergisi vermeleri zorunlu kılınmış, tam vatandaşlık hakları ellerinden alınmış, evlilikleri dahi kendileri tarafından yapılmıştır. Kısacası yüzyılın sonuna kadar Mennonitlerin dini ve vatandaşlık hakları olmamıştır.265

261 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 62- 65. 262 Visser, Piet, a.g.böl., s. 315. 263 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 65.

264 Dosker, Henry, Elias, a.g.e., s. 148- 149. 265 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 66.

Mennonitler, bütün bu zorluklara rağmen doktrin ve pratikleri hakkındaki tartışmaları sürdürmüştür. Birincisi, Mennonitlikte bireycilik esastır. Bireycilik ile İncil yorumlanmıştır. İbadetler de kişinin kendi dini imanına göre esas alınmıştır.266 Zulmün

ve idamların olduğu ilk zamanlarda, Mennonitlerin cemaat oluşturması mümkün olmadığı için bu gibi problemler ilk başlarda patlak vermemiştir. İkinci olarak, erken Anabaptist harekette olduğu gibi sonraki Mennonitlerde de ayrıcalıklı olma isteği baş göstermiştir. Böylece gerçek bir Hristiyanın, bu zulüm dolu dünyadan ayrı bir dünyası olması gerektiği fikri ortaya atılmıştır. Üçüncü olarak, ayrıcalıklı olma isteği ile birlikte taşralı olma ve bölgecilik anlayışı çıkmış ve her grup diğer grubun fikirlerine ve pratiklerine kuşkulu bir gözle bakmıştır. Papazların birbirlerinin fikirlerine olan şüpheleri ve yaptıkları tartışmaların sonucu olarak kilise disiplini üzerine farklı görüşler öne sürülmüştür. Bu farklılık özellikle aforozun kullanımı hakkında olmuştur. Evlilikten sakınma, inkarnasyon ve vaftiz konuları da farklı görüşlerin odak noktalarından biridir.267 Örneğin Friesland ilinin Flander bölgesinden gelen bazı Flaman ve Frizye göçmenleri de bulunmaktadır. Bu göçmenler Mennonitliği kabul eden bir topluluktur. Bu iki göçmen topluluk, kültürel açıdan farklı bir dini tutum sergilemektedir. Frizyeliler daha içine kapanık ve kıyafet bakımından sade elbiseler tercih eden ancak ev dekorasyonuna ve mobilyaya özen gösteren bir toplum iken, Flamanlar, Frizyelilerin tam tersi olarak daha coşkulu ve şamatacı bir yapıya sahiptir. Ev eşyalarına az önem verirken, elbiselerinde şıklığa ve modaya uygunluğa dikkat ederler.268 Flamanlar,

Frizyelilerden kültürel bakımdan birçok şey öğrenmiştir. Dini özgürlük ve pratiklere karşı isteklidirler. Eski Frizyeliler gibi bazı Flamanlar dini açıdan muhafazakâr bir tutum sergilemiştir. Bu muhafazakâr tutum, bugünkü Amerikan Amişlerinin dini tutumuna benzetilmektedir. Dini özgürlük bakımından aforozun kullanımını serbest bırakmışlardır. Bu yüzden aforoz etmekten kaçınmışlardır. Evlilik konusunda uç noktalara varan fikirleri vardır.269 Özellikte bazı uygulamalardan kaçınma fikri, diğer

liderlere göre, daha az ölçüde Menno Simons tarafından desteklenmiştir. Sosyal ve iş ilişkileri, dini anlayış gibi konularda, Menno Simons’un fikirlerini örnek almışlardır. Bu durum daha tutucu mezhepler arasında evliliklere de yansımıştır. Eski Flamanlar,

266 Dosker, Henry, Elias, a.g.e., s. 151- 152. 267 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 67.

268 Weaver, J. Denny, a.g.e., s. 108. 269 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 67.

sadece uzaktan gelen yaşlılar için ayak yıkama ibadetini uygulamıştır. Vaftizde daldırma uygulaması yapmışlar ve duaları da sessiz olmuştur. Yani ibadet uygulamaları İncil’in kelimesi kelimesine uygulanması olmuştur. Bazıları da akşamları İsa’nın akşam yemeği geleneğini sürdürmüştür.270

Frizyelilerin kiliselerini kuran kişi Leonard Bouwens’dir. Bu kilise Frizyeliler ve Flamanlar arasında Waterlandians’da kurulmuştur. Burada oluşan topluluğa New Congration denilmiştir. Yine bu topluluk Hollanda’da Doopsgezinde Gemeende (Mennonit Kilisesi) olarak da bilinir.271

Hollanda’nın güney kesimine, Waterland denildiği için buralı kimselere Waterlandliler denilmektedir. Waterlandliler ibadet uygulamalarında serbest fikre sahip olan insanlardır. Aforoz uygulamasından son derece kaçınmışlar ve imani itirafname düzenlememişlerdir. Waterlandli ve Flaman göçmenler arasında olanlar, Frizyeliler ile üst Almanlardır. Frizyeliler, Flaman göçmenlerin pratiklerini takip etmemişlerdir. Waterlandlilerin dini politikalarını benimsemişlerdir. Üst Almanlar ise Hollanda’ya gitmişlerdir. Yıllarca birbirlerinin ibadetlerini reddetmişler ve birbirlerine karşı aforozu kullanmışlardır. Akraba evliliğini yasaklamışlar, yeniden vaftiz olmayı sadece, gruplar arası geçişte uygulamışlardır. Grup ayrılıkları sadece Hollanda kiliseleriyle sınırlı kalmamış, kuzey Almanya cemaatlerine kadar yayılmıştır. Kuzey Almanya cemaatlerinin birçoğunu da Hollandalı göçmenler kurmuştur. Muhafazakâr olan kesimlere genellikle “İyi Mennonitler” denmiştir. Liberaller ise açık ve kaba olarak nitelendirilmiştir.272

Reform Devlet Kilisesi, Kalvinizmin Hollanda’da Katolik Kilisesi’nin yerini alması üzerine, Anabaptistlere karşı zulümleri uygulama girişimini üstlenmiştir. Mennonitler, Reform Devlet Kilisesi’nin Katolik kilisesi gibi hareket etmesinden dolayı hoşnut değildir. Birçok ilde en çok taraftar bulan hareket, kendi kilise meclisini kurmuştur. Batı Friesland’da Kalvinistler, Kalvinizmin güçlü bir konuma geçmesi sebebiyle273 çocuklarını vaftiz ettikleri için Mennonitleri sürgüne göndermek istemişlerdir. Kilise Meclisi de Mennonitlerin vaftiz etme haklarını ellerinden almak için uğraşmıştır. Böylece 1604 yılında genç papazların atanması yasaklanmıştır. Ertesi

270 Weaver, J. Denny, a.g.e., s. 107- 109; Smith, C. Henry, a.g.e., s. 67- 68. 271 Dosker. H. Elias, a.g.e., s. 127.

272 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 68- 69. 273 Smith, C. Henry, a.g.e., s. 65.

yıl yine kilise meclisi, Mennonitlerin kurmuş oldukları kilise evlerini kapatma girişiminde bulunmuştur. 17. yüzyılda Reform Kilisesi, Mennonit inancını yok etmek istemiştir. Fakat başhakimin hoşgörü politikası sayesinde bu çabalar başarısızlıkla sonuçlanmıştır.274

1560 yılında Frizyeliler ile Flamanlar, göçmenlere karşı birlikte yardım hareketinde bulunmuşlar, bazı doktrinlerde ortak karar almışlardı. Fakat 17. yüzyılın ilk yarısında cemaat bölünmeye başlamıştır. 1639 yılında yetmiş dört Frizyeli, Üst Alman ve Flaman kiliseleri bir birlik olmuştur. 1647 yılında da kırk bir Waterlandli, kilise birliği kurmuştur. 1649 yılında ise otuz iki Flamanlı ve üst Alman cemaati birlik olmuştur. Eski Flamanlar ile eski Frizler doktrinal ve pratik olarak diğer cemaatlerle birleşmeyi reddetmiştir. Bütün bu birleşme hareketleri, bu zamanda ortaya çıkan socinianism (Teslisi reddeden hareket)275 akımı sebebiyle gerçekleşmiştir.276