• Sonuç bulunamadı

İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Boğazı’na Harekât İçin Karar Vermeler

Belgede Havranlı Koca Seyit Ve Çanakkale (sayfa 104-109)

ÇANAKKALE CEPHESİ DENİZ HAREKÂTI *

III. İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Boğazı’na Harekât İçin Karar Vermeler

İngilizlerin Çanakkale Boğazı’na yönelik bir harekât düşüncesi aslında daha önceki yıllara dayanmaktadır23. Ancak, savaşın başlamasına kadar herhangi bir ciddi fiili müdahale gerçekleşmemiştir. Fakat 1914 yazında I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi bu süreci hızlandırmıştır. Bu süreçte 1 Eylül 1914’te Deniz Bakanı (Bahriye Nazırı) Savaş Bakanı (Harbiye Nazırı) Lord Kitchener’dan, Çanakkale Boğazı’na yapılacak bir harekâtın araştırılmasını, İngiliz donanmasının Marmara Denizi’ne girmesini sağlamak için Gelibolu Yarımadası’nın bir Yunan ordusuyla birlikte ele geçirilmesi yönünde bir plan yapılmasını istemiştir. Ancak hazırlanan planın yürürlüğe girebilmesi için bazı şartların sağlanması gerektiğinden (Yunanistan’ın İtilaf Devletleri yanında savaşa girmesi gibi) uygulama aşamasına gelinemedi ve terk edildi24.

Bu amaçla 1914 yılı sonlarında ve 1915 yılı başlarında Londra ve Paris’te seri toplantılar düzenleniyor ve Çanakkale Boğazı’na yönelik bir saldırı ihtimali üzerinde hararetli tartışmalar yapılıyordu. Kasım ayı başında Savaş Konseyi’nin kurulmasıyla birlikte İngiltere için savaşın yürütülmesinin sorumluluğu kabineden, konseye geçmiştir. Konseyde Başbakan H.H. Asquith, Winston Churchill ve Savaş Bakanı (Harbiye Nazırı) Horaito Herbert Kitchener ön planda yer alan kişilerdi. Konsey İngiltere’nin savaşta izleyeceği stratejiyi belirleyebilmek için birçok toplantı yapmıştır. Bu konuda en belirgin bir şekilde ön plana çıkan 25 Kasım 1914 tarihli toplantıdır. İngiltere Deniz Bakanı (Bahriye Nazırı) W. Churchill, bu toplantıda Süveyş Kanalı ile Mısır’daki İngiliz varlığını Sina Yarımadası’ndan gelecek bir saldırıdan korumak için Mısır’ın en etkili biçimde savunulmasının, Gelibolu’ya saldırmakla mümkün olduğunu savunmuştur25. Ancak bu fikir, diğer konsey üyeleri tarafından uygulanmasının güçlüğü ileri sürülerek reddedilmiştir. Bunun üzerine Churchill, Osmanlı Devleti’nin Suriye ve Filistin ile bağlantısının kesilmesi için Gelibolu’nun bir hile olarak kullanılmasını önermiştir. Bu fikir üyeler arasında daha makul karşılanmış, ancak Mısır üzerinde herhangi bir tehdit gözükmediği için acele etmeye gerek olmadığı görüşü ortaya çıkmıştır. Buna rağmen Churchill, hiç olmazsa ileride gerekebileceği düşüncesiyle, ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere nakliye gemilerinin Akdeniz’de toplanmasını istemiştir. Fakat bu teklifi de olumsuz karşılanmıştır26.

22 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, Osmanlı Devri, Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, Çanakkale Cephesi

Harekâtı (Haziran 1915-Ocak 1916), C. V, 3. Kitap, Ankara 1980, s. 507-508; Nazmi, s. 26; Moorehead, s. 27- 28; Emrullah Nutku, s. 49-50; Türk Deniz Tarihi, s. 476.

23 Mete Tuncoku, Çanakkale 1915, Buzdağının Altı, Ankara 2002, s. 106-107. 24 Çanakkale Cephesi Harekâtı, V/I, s. 47.

25 Trumbull Higgins, Winston Churchill and the Dardanelles, Londra, 1963, s. 68-70. 26 Steel-Hart, s. 5.

103

Aralık ayı içerisinde Avrupa’nın güney-doğusundaki İtilaf kuvvetlerinin durumu âtıl bir vaziyettedir. İtalya ile yapılan müzakerelerde herhangi bir ilerleme sağlanamamaktadır. Bu arada Ruslar, Kafkasya’da Türk ordusu tarafından yapılan harekâtın etkisinin hafifletilmesi amacıyla Türklerin dikkatini başka yöne çekmek için Çanakkale Boğazı’nda bir deniz harekâtının yapılıp yapılamayacağını İngilizlere sormuştur27. Bu şartlar karşısında Churchill, Çanakkale Boğazı’na yapılması muhtemel bir harekât için yapılan toplantıda, hemen hemen herkesin deniz ve kara kuvvetlerinin birlikte hareket etmesinin gereğine değindiğini ve Gelibolu Yarımadası’nın ele geçirilebilmesi için yeteri kadar kara askerinin olması gerektiğini belirttiğini kaydetmiştir. Toplantıda bulunanların bu görüşüne karşı Savaş Bakanlığı şu cevabı vermiştir: “Elde asker bulunsaydı daha başka mahallere sevk edilirdi”. Bu durum üzerine Churchill, Çanakkale Boğazı önünde Birleşik donanmanın komutanı olan Amiral Carden’a, sadece donanma ile Çanakkale Boğazı’nı zorlamanın uygun olup olamayacağını sormuştur. Amiral Carden verdiği cevapta, boğazlardan donanma hücumuyla geçmenin mümkün olamayacağını, yalnız daimî deniz muharebeleri ile yani birçok gemi tarafından girişilecek geniş hareketlerle savunma hatlarının tahribinin mümkün olacağını belirtmiştir28. Amiral Sir Henry Jackson da aynı yönde fikir ileri sürmüştür. Amiral Carden ve Jackson’ın fikirlerinin birbirine yakın olması Churchill’i oldukça etkilemiştir. Churchill’e göre, Deniz Kuvvetleri Başkomutanı olan Lord Fisher [John Arbuthnot Fisher (1841-1920)] da Türklere karşı hücum yapılması taraftarı idi. Fakat bu tartışmalar yapılırken “hiçbir fikr-i tenkit beyan” etmemiştir. Churchill’in 28 Kasım’da Başbakan Asquith ve Lord Fisher ile yaptığı görüşmede, Fisher Çanakkale Boğazı’na karşı denizden yapılacak olan bir hücumu onaylamıştır.

Bilindiği üzere W. Churchill, Çanakkale Boğazı’na yapılacak saldırının sadece deniz kuvvetleri ile yapılmasının yeterli olacağını, karaya asker çıkarmanın gerekli olmadığını düşünmekte idi. Bu düşünceye Lord Fisher de karşı görüş ortaya koyuyordu. Fisher buna rağmen, gerekli olan bütün teşebbüslerin yapılarak, her türlü fedakârlığın gösterilerek ne pahasına olursa olsun, İstanbul’un zapt edilmesini istiyordu29.

28 Aralık’ta Savaş Konseyi Sekreteri Yarbay Maurice Hankey, konseye sunmuş olduğu raporda, Batı Cephesi’ndeki geçici sakinliğe işaret ederek, boş duran askerî imkânlar için hemen yararlı bir kullanma yerinin bulunması gerektiğini kaydetmişti. Hankey, ayrıca Almanya’yı Türkiye yolu ile vurmayı ve Avrupa’dan atmayı teklif etmişti30. Bu raporu okuyan Churchill, 31 Aralık’ta Başbakan’a vermiş ve teklifi beğendiğini belirtmişti31.

1 Ocak’ta Maliye Bakanı Lloyd George, Batı Cephesi’nin Fransızların öncülüğünde tümüyle bir savunma alanı olması gerektiğini ileri sürüyordu. Böyle olduğu zaman İngiliz

27 Steel-Hart, s. 6; Mete Tuncoku, s. 29-30; Baha Vefa Karatay, Mehmetçik ve Anzaklar, Ankara 1987, s. 176. 28 Bayur, III/II, s. 25; Karal, s. 431; Steel-Hart, s. 7.

29 İngiltere Bahriye Nazırı W. Churchill’in Aralık 1915’ta Avam Kamarası’nda yaptığı konuşma için bkz; Osmanlı

Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri – II, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 73, Ankara 2005, s. 183-185.

30 Trumbull Higgins, s. 74-75.

31 Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılabı Tarihi, Çanakkale Vuruşmaları ve Onların Tepki ve Sonuçları, C. III, K.II,

104

ordusu başka bir yerde rahatlıkla kullanılabilirdi. Bu yerin de zayıf nokta olarak görülen Avusturya-Macaristan olduğunu dile getiriyordu. Diğer taraftan Süveyş Kanalı’nı korumak için Mısır ile bağlantıyı kesmek dışında Osmanlı Devleti’ne önem vermeyen Lloyd George, Selanik Limanı’ndan Balkanlara bir saldırının yapılmasını gerekli görüyordu.

Ocak ayı başında daha önce Rusların da teklif ettiği amaca hizmet etmek gayesiyle Churchill ve Kitchener, Türklerin Kafkas Cephesi’ne asker göndermesini engellemek için Doğu Akdeniz’de ekonomik bir “gösteri” yapılabileceğini düşünüyordu. Kitchener, bu düşüncesini Ruslara da iletmiştir. Ayrıca Churchill’e de küçük bir operasyon düşündüğünü, gayesinin korkutma ve blöf olduğunu ve “doğuya gidecek destek güçlerini durdurmada etkili olacak tek yerin Çanakkale Boğazı olduğunu” ifade etmiştir. Bu arada Fisher, Churchill’e yaptığı teklifte Hankey’in raporuna dayanan bir ortak harekât önermiştir. O’na göre, birçok etkenin aynı anda düşünülerek operasyonun hızlı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Fisher’in önerisinin gerçekleşmesi çok zordu. Çünkü birbiri ile bağlantılı olan ve bir anda yapılması mümkün gözükmeyen unsurları barındırıyordu. Donanma ile bir şeylerin yapılabileceği hususu Churchill’in dikkatini çeken en önemli nokta oldu. Savaş gemileri ile Çanakkale Boğazı’nı zorlama önerisine sahip çıkan -daha önce ortak bir kara ve deniz operasyonunu teklif etmişti- Churchill, bu durumu hem Asquith’in isteğini ve hem de Rusların yardım tekliflerini yerine getirebilecek bir fırsat olarak değerlendirmek istedi.

6 Ocak’ta Churchill, Amiral Carden’dan Çanakkale Boğazı’nı geçmek için yapılması gereken harekâtın planının ayrıntılarını istedi. Beş gün sonra 11 Ocak’ta Carden, Doğu Akdeniz Filosu’nu Akdeniz’den Marmara’ya geçirmek için ayrıntılı bir savaş planını Savaş Konseyi’ne sundu32. Planda 12 zırhlı, 3 savaş kruvazörü, 3 hafif kruvazör, 12 destroyer, 6 deniz uçağı, 12 mayın tarayıcı gemi ve daha birçok geminin kullanılması gerektiği belirtiliyordu. Planın birinci aşamasına göre, uzun mesafeden yapılacak atışlarla boğazın medhal kısmındaki tabyalar bombardıman edilecek. Boğazın Anadolu yakasında yer alan Orhaniye ve Kumkale ile Gelibolu Yarımadası’nda bulunan Ertuğrul ve Seddülbahir tabyaları susturulduktan sonra, boğazın içi kısımlarına girilecek ve Kepez ve Kilitbahir’e kadar olan merkez savunma sistemindeki tabya ve bataryalar tahrip edilecek. Bu ikinci aşamadan sonra Çanakkale ile Nara arasındaki savunma hattı da ateş altına alınarak etkisiz hale getirilecek ve Marmara’ya rahatlıkla girilebilecek ve İstanbul’a ulaşılabilecekti33. Ancak bu aşamaların başında savaş gemilerinin güzergâhı üzerindeki mayın hatları temizlenecekti. Bu planın yürürlüğe girmesi tarihi olarak da 15 Şubat öngörülmüştü. Planın başarılı olabilmesi hava koşullarının iyi olmasına, yol, cephanenin tedarikine ve Türk tarafının savunmada göstereceği başarısızlığa bağlıydı. Amiral Carden’in planında en önemli engelin saldırı karşısında Türklerin moral gücünden bahsetmeleri, bataryaların yetersiz olduğu ve mayın hatlarından kolayca geçeceklerini düşünmelerinden kaynaklanmaktadır34.

32 Bayur, III/II, s. 26; Steel-Hart, s. 7. 33 Alan Moorehead, s. 32.

105

Carden’in hazırlamış olduğu boğazı geçme planı 13 Ocak’ta Savaş Konseyi’ne sunuldu ve yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi35. Diğer taraftan hem Çanakkale Boğazı’nı hem de İstanbul’u elde tutmak için önemli miktarda askere ihtiyaç duyulacağı belirtilmiş, ancak donanmanın başarısızlığı durumunda prestij kaybetmeden daha önceki bur aşamada, sınırlı bir operasyon için gönderildiği ileri sürülerek geri çekilebileceği konusunda fikir birliğine varılmıştır36.

İngiliz Savaş Konseyi’nin Çanakkale Boğazı’na girişilecek harekât hakkındaki bu kararı 18 Ocak’ta Fransız Hükümeti’ne bildirilmiş ve bu operasyona katılması istenmiştir37.

Bu arada Carden’a da hemen hazırlanmaya başlaması yönünde gerekli emir verildi. Harekât için istediği kuvvetlerin gönderileceği vaat edildi. Bunun yanı sıra Fisher’in teklifiyle 38 santimetrelik (15 inçlik) topları ile İngiliz donanmasının en modern savaş gemisi olan Queen Elizabeth’in harekâtın bir parçası olarak boğaza gönderileceği belirtildi. İngiliz Deniz Bakanı Churchill, Fransızlarla beraber Ruslara da Çanakkale Boğazı’na girişilecek harekât için teklifte bulundu. Fransızlar bu harekâta gemi göndermeyi kabul ettiler. Bir süre sonra da Ruslar, boğaz harekâtı için Askold kruvazörünü Müttefik Filo’nun emrine gönderdi. Müttefiklerin hazırlıkları kısa zamanda sonuçlandı ve artık harekâtım başlaması için Savaş Konseyi’nin onayı bekleniyordu.

Ancak İngiliz yetkilileri arasında boğaz harekâtı hakkında belirli bir fikir beraberliği olsa da Lord Fisher’in Çanakkale’nin yalnız gemilerle zorlanması düşüncesine muhalifliği gittikçe artmaktadır. Fisher, bu harekâtın İngiliz donanmasının yedek kuvvetlerini zayıflatacağını ve Almanlara karşı olan üstünlüğünü tehlikeye düşüreceğini belirterek vazgeçilmesini savunmaktadır. 25 Ocak’ta Churchill ile Fisher, Başbakan Asquith ile görüşür. Fisher, Çanakkale Boğazı’na yapılmak istenen harekâtın karşısında olduğunu, ordunun desteği ve iş birliğin olmadan donanmanın karada bulunan istihkâmlara karşı savaşmasının uygun olmayacağını belirtir. Churchill ise Çanakkale harekâtının yapılması konusunda ısrar eder ve Başbakan da bu görüşe katılır.

28 Ocak 1915’te Savaş Konseyi harekât konusundaki nihai kararını vermek için toplanır. Churchill, Çanakkale harekâtı hakkındaki düşünceleri, verilmiş kararları ve Fransa ile Rusya’nın vermiş olduğu cevapları üyelere aktarır. Başbakan Asquith, yapılan hazırlıklar ve alınmış olan tedbirler dolayısıyla harekât kararının bir an önce verilmesi gerektiğini, Lord Kitchener’in deniz saldırısına büyük önem verdiğini ve elde edilecek başarının diğer askeri başarılara da neden olacağını belirtir ve harekâttan istenilen başarı elde edilemezse, bunun durdurmanın mümkün olduğunu kaydeder.

Lord Balfour ise Çanakkale’ye karşı yapılacak başarılı bir harekâtın doğuracağı sonuçlar hakkında şunları ifade eder: Türk ordusu ikiye ayrılır. Başkent İngiliz hakimiyeti altına girer.

35 Moorehead, s. 33-42; Ahmet Altıntaş-Zeynep Altıntaş, s. 118-124 (Kitabın içinde yer alan Çanakkale

Raporu’ndan).

36 Steel-Hart, s. 8. 37 Bayur, III/II, s. 27.

106

Rus buğdayını İngiltere’ye getirmek ve Rusya’ya ihracatta bulunmak imkânını verir. Böylelikle Rus ticareti yeniden canlandırılabilir. Tuna yolu açılır38.

Dışişleri Bakanı Sir Edward Grey, Çanakkale harekâtının başarıya ulaşması durumunda Bulgaristan’la beraber diğer Balkan ülkelerinin de durumlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını belirtir.

Toplantının sonlarında Churchill, Akdeniz donanmasının başkomutanının başarılı olunacağına inandığını ve üç hafta ile bir ay arasında bir süre istediğini aktarır. Bu harekât için gerekli olan gemilerin Çanakkale’ye doğru yola çıkarıldığını belirtir.

Bütün bu konuşmaların sonunda Savaş Konseyi’nin 28 Ocak toplantısında Amiral Fisher’in muhalefetine rağmen, Çanakkale’ye yalnız denizden savaş gemileriyle saldırma kararı alınmıştır39.

Churchill’in ısrarları sonunda Savaş Konseyi’nin Çanakkale harekâtı hakkında verdiği karardan sonra, 5 Şubat’ta Amiral Carden’a gerekli emirler verilmiş ve harekâta mümkünse iki hafta sonra başlanması istenmiştir.

6 Şubat’ta ise İngiliz Deniz Bakanı, Kraliyet Deniz Tümeni’nden Kraliyet Hafi Deniz Piyadesi’nin iki taburunun Doğu Akdeniz’e gönderilmesini istemiştir. Bu arada Konseyin 16 Şubat’taki toplantısında deniz harekâtı için kara askerinin kullanılıp kullanılmayacağı konusu gündeme gelmiştir. Toplantı sonunda 29. Tümen’in Limni’ye gönderilmesi ve gerekli olursa operasyonlarda kullanılmak üzere hazır tutulması kararı verilmiştir40. Bununla birlikte 29. Tümen’in sadece karada alınacak yerlere yerleştirilmesi ve garnizonlarda veya küçük çıkarma gruplarında kullanılması kararlaştırılmıştır41. Ayrıca bu toplantıda, gerekirse Mısır’dan da boğaz harekâtı için birliklerin gönderilmesi için tedbirlerin alınmasına karar verilmiş ve bu kuvvetler ile deniz piyade taburlarının da deniz saldırısını desteklemeleri yönünde karar alınmıştır42.

Aynı gün Tümamiral Rosslyn Wemyss, Kıdemli Deniz Subayı olarak Mondros Valisi tayin edildi. Wemyss, 25 Şubat’ta adaya gelerek Mondros Limanı’nı deniz harekâtında kullanılmak üzere bir üs haline getirmek için çalışmalara başladı. Bu arada Fransızlar da bölgeye, General Albert d’Amade komutasında Doğu Sefer Gücü ismiyle karışık bir tümen göndermeye karar vermiştir. Bir süre sonra bu tümen de Limni adasının Mondros Limanı’na doğru yola çıktı43.

38 William Manchester, Winston Spencer Churchill, The Last Lion, Visions of Glory, 1874-1932, New York, 1989,

s. 526-527.

39 Bayur, III/II, s. 38-40; Çanakkale Cephesi Harekâtı, V/I, s. 78. 40 Çanakkale Cephesi Harekâtı, V/I, s. 175.

41 Steel-Hart, s. 9. 42 Bayur, III/II, s. 43. 43 Steel-Hart, s. 9-10.

107

Belgede Havranlı Koca Seyit Ve Çanakkale (sayfa 104-109)