• Sonuç bulunamadı

3.3 İslam Kalkınma Bankası Perpektifi

3.3.5 İslam Kalkınma Bankası Yoksulluk Göstergeleri ve Ölçümleri

Yoksulluk kolaylıkla analiz edilemeyecek kadar zor bir husustur. İslam Kalkınma Bankası’nın “kime göre veya neye göre yoksul” konusunda verdiği cevap ilk olarak insani yoksulluğun ölçülmesi gerektiğidir. Dünya’da ki etik değerlerin bu şekilde tabana sirayet edebileceği İKB’nin önem verdiği bir konudur. Bireyin insan şahsiyetine ve hayatına yaraşır bir biçimde yaşaması İslami öğretilerinde başında gelen konulardandır. İKB geniş kapsamlı bir şekilde yoksulluk olgusunu ele almakta ve güncel durumla ilgili çeşitli öngörüler yapmaktadır. Hazırladığı rapor ve ekonometrik analizlerle de durumun hassasiyetini niteliksel ve niceliksel olarak ortaya koymaktadır. Aslında iyi oluş kavramı da burada devreye girmektedir. Çünkü insanların refah düzeylerinin ve toplumsal çıktılarının ne şekilde olduğu hem objektif hem de subjektif alanda oluşan verilerle oluşturulabilmektedir. Bu manda İKB’nin de kullandığı hususlardan birisi olmuştur. Sadece batı temelli yoksulluk göstergeleri ve ölçümleri İKB’nin yeni bir alternatif üretme sorumluluğunuda arttırmaktadır.

Bir ülkenin yoksulluğunu anlamak için çeşitli öçüm yöntemleri ile o ülkenin değerleri ölçülmeye çalışılmaktadır. Bunlardan bir tanesi GSYİH verilerine ek bazı düzenlemelerin olduğu İnsani Gelişme Endeksi’dir. Bu istatistiklere sağlık ve eğitimde dahil edilmiştir. Başka bir tanesi ise Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi’dir. Burada ise on gösterge kullanılmaktadır. Bu göstergeler suya erişim, mutfak yakıtı, temizlik gibi farklı yan faktörlerdir. Satın Alma Gücü Paritesi ise; aynı ürünlerin farklı ülkelerdeki maliyetlerini ölçmektedir. Yaşam Standartları bu konu ile daha şeffaf bir yapıya bürünmektedir.

İnsan refahının (veya yoksulluğunun) çok boyutlu olduğu önemini koruyan bir yaklaşımdır. Refahın (veya yoksulluğun) çok boyutlu olarak ölçülmesi için son yıllarda çalışmalar yapılmaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın geliştirdiği İnsani Gelişme Paradigması ve İnsani Gelişme Raporlarında yayınlanan endeksleri, bu yaklaşımın gelişmesini sağlamaktadır. İslam Kalkınma Bankası’da yoksulluğu çok boyut ile hesaplamaktadır. Çok boyutlu bir hesaplama yöntemi kimlerin yoksul olduğunu ve yoksullukla mücadele yollarını daha etkin olacak biçimde değiştirecektir (Qızılbash,2004:355).

İslam Kalkınma Bankası’nın yaptğı yoksullukla mücadele politikaları altındaki uygulamalar ölçülürken hassas olunması ve küresel bağlamdaki etkilerle değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani geniş bir perspektif ortaya koyulması amaçlanmalıdır. Yoksulluk zaten karmaşık bir yapı olduğu için göstergeler ve ölçümler gibi konuların izleme ve değerlendirmeleri noktalarında sorunlar yaşanabilmektedir. İKB’nin uyugladığı projelerin fayda ve maliyet analizlerinin oluşturulması önemlidir. Çünkü ekonomik açıdan değerlendirilmeyen her proje sürdürülebilirlikten uzak kalmaya mahkum olacaktır. Analiz yapılırken proje için yapılacak olan yatırımların ve elde edilecek olan getirilerin bugünkü değerine indirgenip rasyonel bir fayda maliyetin çıkarılması gerekmektedir. Ancak sosyal getirilerin hesaplanması için ayrı bir analize de ihtiyaç duyulmaktadır. Zaten İKB’nin vizyonuda sosyal projelerin hesaplanmasının önemli olduğunu hissettiren bir yapıdadır.

Burada şöyle bir zıt durum vardır yoksullukla alakası bağlamında biz sadece girdileri ölçebiliriz yani şu kadar kaynak verdik bu kadar proje yaptık şu kadar insan eğitim aldı şeklinde diyelim ki o bölgenin yoksulluğuna ya da ülkenin toplam yoksulluğuna etkisi ne kadardır konusunu ayrıştırmak mümkün değildir. Öyle bir oran veremeyiz yani. Ülkenin son on yıldaki yoksullukta sağladığı başarının yüzde kaçı kalkınma bankaları projeleri dolayısıyla olmuştur. Bu sorunun cevabını bulamayız. Böyle bir rakam veremeyiz. Çünkü karmaşık bir yapı var.(Y.Y.)

Dünya Bankası ve İslam Kalkınma Bankası’nın yaptığı projelerdeki vizyonu ve misyonu yaptığı uygulamalarıyla uyuşuyor mu diye incelenebilir. Sosyal entropinin minimum olmasına riayet edilmelidir. Sosyal ilişkilerin tanımlanması yoksulluğunda doğru tanımlanmasını sağlayabilecektir. Çünkü verimli bir sosyal döngünün kurulması yapılan projelere yansıyacak ve etki değerlendirmelerinin rahat bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır.

“Sadece şuna bakabilirsiniz siz bankalar Dünya Bankası veya İslam Kalkınma Bankası verdiği kredide veya yaptığı projede sosyal etki değerlendirmesi istiyor mu genel amaçları arasında yoksullukla mücadeleyi bir amaç olarak belirtiyor mu(Y.Y.)”

Azalan yoksulluk oranları gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranlarıyla, insanlara yapılan eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik koruma yatırımlarıyla ilgilidir. Bununla birlikte yavaş ekonomik büyüme karşı sürekli yoksullukla mücadele politikalarına odaklanılması gerekmektedir. Çünkü değişken finansal piyasalar, çatışmalar, yüksek genç işsizlik oranları ve yükselen iklim değişikliği etkisi yoksulluğu arttırıcı bir etki yapabilmektedir

Projelerin Kalkınma etkisinin ölçülmesi de bir başka önemli konudur. Ancak bu hiçte kolay değildir. Politik akımlar incelendiğinde bazı ahlaki çıkış noktalarının olduğu görülmektedir. İşte bu noktada İKB gibi uluslararası kuruluşların sosyal sorumlulukları ön plana geçmektedir. Ancak kalkınma söyleminin sadece temel hizmetlerin giderilmesi gibi bir algıya hizmet etmesi engellenmeli ve çok taraflı bir tanım ve etki ölçümü yapmaya ihtiyaç bulunmaktadır.

Mesela Türkiye’nin son dönemde kalkınma olarak ne kadar iyi olduğunu ölçmemiz gerekiyor. Bunun ne kadarının İslam Kalkınma Bankası projeleriyle olduğunu ölçmek bu bana göre mümkün olmayan bir şey böyle bir kalkınma etkisi nasıl ölçülür ölçülebilir mi düşünmek gerekiyor.(Y.Y.)

Küreselleşme özellikle geçmişe yönelik yoksulluk verilerinin elde edilmesinizorlaştırmaktadır. Ülkeler arasında oluşan sınıfsal farklılıklar bunu tetiklemektedir. Gelişmiş ülkelerin 1980 yılındaki verilerine kolaylıkla ulaşabiliyorken gelişmemiş ülkelerin 2000’li yılların verilerine tam olarak ulaşılamamaktadır. Bu da bir sorunun göstergesidir. Yoksulluk verilerinin ulaşılması ve elde edilmesindeki zorluk yoksullukla mücadelede eden birçok uluslar arası kuruluş gibi İKB’yi de rahatsız etmektedir. Çünkü yoksulluk verilerinin sağlıklı olmadğı bir ortamda rasyonel yoksullukla mücadele politikalarının oluşturulması yetersiz olacaktır.