• Sonuç bulunamadı

4.3 Dünya Bankası’nın Türkiye İle İşbirliği

4.3.2 Dünya Bankası ve Türkiye Ülke İşbirliği Tasarımı

Ülke İşbirliği Stratejisi Türkiye’nin Kalkınma odağına yönelik uyumlu olacak şekilde tasarlanmıştır. Küresel mali krizlerde bu program izlemeye tabi tutulmuş ve başarılı bir şekilde olduğu ortaya çıkmıştır. Bu izlemeler kısa, orta ve uzun vadeli sürelerle devam ettirilmiştir. Kalkınma Politikalarına olan destek arttırılmıştır. Ekonomik büyüme ve istihdam konuları öncelikler arasında yer almıştır. Bu konulara yönelik orta vadeli yapısal reformlar ile makroeknomik istikrar politikaları hassas bir şekilde incelenmiştir. IBRD Türkiye’nin de isteği ile birlikte finansman rakamını 7.6 milyar ABD dolarına çıkarmıştır. 2010 yılında ise bu rakam 3 milyar ABD dolarıdır. IFC özellikle kısa vadeli borç yapan ülkelerle işbirliği yapmaya gayret etmiştir. Ayrıca bazı finans kuruluşlarından da çeşitli uzun dönemli kaynaklar sağlamıştır. Bu uzun dönemli kaynaklar 1.73 milyar ABD dolarıdır. Ülke İşbirliği Stratejisi Dünya Bankası finansmanının Türkiye’nin Dokuzuncu Kalkınma Planı ile buluşturulmasını sağlamıştır. Banka ulusal politikalara yönelik danışmanlık hizmetleri sağlamış spesifik projelere karşı daha hassas bir tutum sergilemiştir. Finansman ve bilgi bir arada oluşturulmuştur. Böylde daha etkili uygulmaların oluşturulması sağlanmıştır. Büyük hacimli kredi kaynakları sağlanmıştır. Bunları 3 tanesi ek finansmandır. Toplamda ise 6 adet DB operasyonu oluşturulmuştur. Yani geniş ve aktif bir kredi sisteminin olduğu görülmektedir. Bu rakamlar çok büyük olsa dahi Türkiye’nin Kalkınma Planları o rakamlardan da büyük olduğu için Dünya Bankası kredileri Türkiye çerçvesinde küçük kaynaklar olarakta görülebilmektedir. Türkiye farklı yerlerdende dış finansman kaynaklarına sahiptir. Yani DB kredileri bir nevi Türkiye için katalizör görevi gördüğü şeklinde de yorumlanabilmektedir. Türkiye’nin bu kredilerin yanında çok daha büyük talepleride olabilmektedir.

Çerçevenin tamamına bakıldığında Ülke İşbirliği Stratejisi ülkenin ilerlemesi noktasında olumlu yansımaları olmuştur. Tabi ki anlık iç ve dış faktörlerde meydana gelen değişmelerde sonuçlarda bazı değişkliklerin olabilmesine neden olmaktadır. CPS eğitim sistemi, işgücü piyasası gibi konulara ayrı ve özel bir şkeilde bakmaktadır. KÖO ve İflas kanunları noktalarındaki alınan mesafelerdeki yavaşlık hedefleri de bir nevi dalganlandırmıştır.

IBRD’nin toplam portföyü önemli ölçüde katkı sağlamış geniş kapsamlı bir yapıdır. Kredi kullanımdırımları 2008 yılında %20 iken 2010 yılında ise %31’e kadar yükselmiştir. Bazı problemli projelerde bulunmaktadır. Onlardan bir tanesi İstanbul Beldiye Altyapı Projesi’dir. IFS

finansmanları 2004 ile 2007 döneminde 1.55 milyar, 2008 ile 2011 arasında ise 2 milyar ABD doları olmuştur. Sırasıyla 35 ve 45 proje oluşturulmuştur. IFC çeşitli ortak özel sektör projeleride yapmıştır. Özel finans kuruluşları aracılığıyla 1.73 milyar ABD dolarlık bir kaynak ortaya konulmuştur. Bu kaynaklar özellikle KOBİ, enerji kaynaklarının verimliliği ve güvenliği, sağlık, altyapı, ticaretin finansmanı, uluslararası alanda faaliyet gösteren Türk şirketlerinin ilerletilmesi gibi konular bağlamında verilmektedir. CPS detaylı bir analitik çalışma ortyay koymuş ve işbirliğine çok önem vermiştir. Türkiye IBRD ve diğer uluslararası kuruluşlar ortak bilgi sağlamaya yönelik ürünler ortaya çıkarmışlardır. Odak konular ise; kamu mali yönetimi, enerji tasarrufu, kayıt fışılık, su havzaları yönetimi, eğitim, kadın istihdamıi fırsat eşitsizliği, yatırım ortamı iyileştirilmesi, rekabet ortamının şeffaf hale getirilmesi, şirket tahvili piyasası gibi konular olmuştur. 2007 ile 2011 hükümetlerine de zaman analizleri ve reform seçenekleri banka tarafından sunulmuştur. Türkiye’de bilgiye yönelik güçlü bir talp bulunmaktadır ve Banka ile bilirkte bu bilgi üretilmekte, katma değer sağlanmaktadır. Çeşitli Sivil Toplum kuruluşları Sağlıkta Dönüşüm ile İSMEP gibi programlarda aktif rol oynamışlardır. Dünya Bankası çeşitli akademik çevreler, düşünce enstitüleri, özel sektör dernekleri ve işletmeleri, TÜSİAD gibi etkin kuruluşlara yakın ilşki içerisinde çalışmaktadır. Banka’nın bu manada bütünleştirici bir rolü bulunmaktadır. Mesela TBMM ile Dünya Su Forumu’na katkı sağlamıştır. 2009 yılında yıllık toplantısını İstanbul’da yapmıştır. ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve UNDP ile İnsani Gelişme Diyaloğu banka hazırlamıştır. STK’lar ile Ülke İşbirliği Stratejisi’nin hazırlanmasında istişare edilmiştir. DB makroekonomik konular noktasında IMF ile bilirkte de çalışmaktadır. Emeklilik sistemleri, enerji ve çeşitli yapısal temalar ile ilgili tecrüblerin karşılıklı paylaşılması sağlanmaktadır. Banka İstanbul ve Ankara’da Avrupa Birliği, UNDP, UNICEF gibi uluslararası örgütlerle işbirlikleri yapmaktadır. WB idari prosedürleri sadeleştirmeye yönelik İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan bir kaynakta sağlamıştır. Bu kaynak 100.000 £’dur. Bu tarzda bir oluşum ilk olması dolayısıyla önemlidir. IFC çeşitli uluslar arası finans kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yapmaktadır. EBRD ile Temiz Teknoloji Fonu konusunda bir işbirliği sağlanmıştır. IFC’nin anlaşması nedeniyle Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası ile sendika kredisi oluşturulmuştur. Girişimci Kalkınma Bankası ile bir bankaya tali kredi verilmiştir. KfW Kalkınma Bankası ile enerji, KOBİ gibi alanlarda ortaklıklar yapılmıştır.

2011 yılında yapılan Türkiye Anketi ile WB özellikle çevre, doğal kaynaklar, istihdam, enerji, doğal afetler, kırsal kalkınma, eğitim, gibi konuların kalkınmaya etkisi olduğu yönünde bir izlenim elde etmiş ve uygulamalarının başarılı olduğunu görmüştür. Dünya Bankası süreçlerinin

karışık ve bazı noktalarda yavaşlamasınında olumsuz etkiler olabilceği ankete katılanlar tarafından yanıtlanmıştır. Ancak bu olumsuzluklara karşı STK gibi paydaşlarla iletişimin önemli olacağı belirtilmiş ve kilit alan şeklinde görülmüştür. Banka’nın yoksullukla mücadele konusunda ise toplum bazında algısının daha da yerleştirilmesi gerektiği sonucu yine bu anket de çıkmıştır.