• Sonuç bulunamadı

3.3 İslam Kalkınma Bankası Perpektifi

3.3.7 İslam Kalkınma Bankası’nın Yoksullukla Mücadele Bağlamındak

Yoksulluğun azaltılması görevi İslam Kalkınma Bankası’nın ve üye ülkelerinin başlıca hedefi olmuştur ve bu konudaki hedefleri kararlı bir şekilde sürmektedir. Soğuk savaş yıllarında etkili olamayan bir örgüt olarak görülen İslam Kalkınma Bankası yıllar içerisinde yaptığı yapısal reformlarla birlikte daha sağlam adımlar atmış ve bunu Türkiye’ye de yansıtmıştır. Özellikle İslam’ın Batı Dünyası’nda ki bazı düşünce yapıları tarafından ötekileştirilmesi ve İslamofobi’nin arttırılması İslam Kalkınma Bankası’nın yoksullukla mücadele noktasındaki ivmesinin yavaşlatılmaya çalışılmasına neden olmuştur. Amerika’da yaşanan 11 Eylül sonrası algı, İsrail Filistin meselesi gibi siyasi etkiler İslam Kalkınma Bankası’nın misyonunun yenilenmesine olan ihtiyacı arttırmıştır. İslam’da ki radikal unsurların ön plana çıkması İslam Kalkınma Bankası’nın İslam Ülkelerin ve Türkiye’nin sorunlarıyla daha özel olarak ilgilenmesine sebep olmuştur. İslam Dünyası’nın sorunlarının dile getirilmesi ve İslam imajının yenilenmesi İslam Kalkınma Bankası ve Türkiye’nin yakın çalışma içerisinde olmasıyla vuku bulmuştur. Banka’nın Türkiye ile birlikte yaptığı insani yardım uygulamaları Banka’nın uluslararası camiadaki görünürlülüğüne artı olarak katkı sağlamış ve bu durum diğer Müslüman ülkelere de yansımıştır.

Yoksullukla mücadelenin uluslararası olarak önem kazanmasından itibaren İslam Kalkınma Bankası önemli roller oynamıştır. Fakat ilk dönemlerde bu durum artan yoksullaşmaya karşı sadece bir tepki olmaktan öteye geçemiyordu. Banka Küresel Sistemin ve Kalkınma’nın yanlış şekilde kontrol edilmesinin yoksulluğua zarar verebileceği ile ilgili çeşitli tahminlerde bulunmaktadır.

Sadece kaynağa dayalı yoksullukla mücadele yetersiz kalabilmektedir. İKB’ye üye ülkeler üyelik aidatlarını ödememeleri İKB’nin faaliyetlerinide olumsuz olarak etkilemektedir. İslam Ülkelerinde bulunan ülke ofisleri yerinde uygulama alanı bulmaları sebebiyle önemli bir işlev gördüğü aşikardır. Türkiye’de üye aidatı ve ülke ofisi konusunda Banka ile uyumlu ve sürdürülebilir bir ilişki içerisinde çalışmaktadır.

İslam Kalkınma Bankası’nın yoksullukla mücadelesinin etkileri iyi ayrıştırılması gerekmektedir. İslam Kalkınma Bankası’nın Türkiye’de ki Yoksullukla Mücadele Politikalarında etkilerinin ve başarılarının olduğu gayet açıktır. Ancak izleme ve değerlendirme sürecinin detaylandırılması etkinin anlaşılmasını daha da kolaylaştıracaktır. Plansız yapılan eğitim politikalarının maddi ve manevi yaralar açtığı bilinmektedir. Bilgi toplumunun temel ayağı olan eğitim bir güç ve değer olgusudur. Bir ülkenin yetişmiş insan kapasitesi o ülkenin kalkınma sürecine ve tecrübelerinin artmasına katkı sunuyorsa eğitim odaklı yoksulluk politikalarıda o manada önemlidir. Gelişmiş ülkelerin eğitime büyük bütçeler ayırmaları toplumsal değişimide sağlamıştır. Eğitim, insan gücü ve istihdam dengesinin yapıcı bir şekilde oluşturulması şarttır.

Diyelim İKB mesleki eğitim projesi yapıyor. Türkiye’de kötü durumda olan Meslek Liselerine kredi veriyor. Onların modernizasyonunu arttırıyor. Yoksul çocuklar orada daha iyi bir eğitim alıyorlar ve daha yüksek gelirli bir iş bulma şansı yakalıyorlar bu proje bir eğitim projesi fakat yoksulluğa etkisi var mı elbette var(Y.Y.)

Yoksulluk konusunu anlayabilmek kuramsal, kavramsal ve tanımsal çerçenin iyi bir şekilde ayırt edilmesi ile olabilecektir. Stratejik önemi nedeniyle yoksullukla mücadele ülkelerin ajandalarının hep ilk sıralarında olmuştur. Küresel ekonomi ülkelerde yaşanan ekonomik krizler dolayısıyla büyük problemler yaşamaktadır. Sistemin tekrar yenilenmeye ve güvenin kazanılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu yapılmadığı takdirde İKB gibi uluslar arası kuruluşların bugüne kadar yaptıkları çabalar beyhude kalacaktır. Bu fırtına içerisinde oluşan resesyon yoksulluk stratejilerini baltalayacaktır. Küresel sorunlara küresel çözümler getirilmelidir. Yoksulluk ortak kaygıdır. Türkiye’nin kriz süreçlerinde yaşadığı tecrübelerin hem İKB he de diğer üye ülkelerin kullanması gerekmektedir. Çünkü Türkiye krizde ble yoksullukla mücadele eden bir ülke konumuna gelmiştir.

İslam Kalkınma Bankası’na yoksullukla ilgili bir soru sorsanız sizin önünüze gelecek şey projeler ve dokümanlar olacaktır. Benim argümanım şu ki bizim yaptığımız her şey dolaylı

olarakta ülkeleri etkilemektedir. Türkiye’nin deneyimlerini de bu pozitif etkinin oluşmasında unutmamak gerekmektedir. (Y.Y.)

İslam Kalkınma Bankası Türkiye bağlamında tarım, gıda, sağlık, enerji gibi alanlarda büyük katkılar sağlamaktadır. Ulusal ve uluslararası alanda yapılan işbirlikleri yoksullukla mücadelede atılım sağlamıştır. Türkiye’nin bu bağlamda kendisini diğer ülkelere göre etkili bir şekilde konumlandırması önemlidir. Bu Türkiye’nin ülke projeksiyonları içinde önemli bir gösterge olacaktır. Türkiye’de ekonomik konjonktür ve sosyal politikalar uyuşmakta ve o doğrultuda hareket etmektedir. Türkiye kendine has özellikleri olan bir ülkedir. Zaten Türkiye ile ilgili olan Muhafazakar Liberal ülke söylemleride bu noktadan çımaktadır. 2002 sonrası Türkiye dönemi dünya içinde büyük bir ders niteliğindedir. Bu sreçte Türkiye’nin izlediği yol ve büründüğü görev aksak yapılara bir merhem olacak seviyededir. Hak temelli sosyal politikaların oluşması için var gücüyle politikalar ğreten bir Türkiye’den bahsedilebilmektedir. Sosyal siyaset bu şekilde şekillenmiştir.

“Türkiye’de 2002 ile 2014 yılı arasında 4.3 dolarla yaşayan nüfus %28’lerden %2 küsürlere kadar düştü. İslam Kalkınma Bankası’nın içerisinde ulaştırma, tarım, sağlık ve enerji gibi çeşitli departmanları var. Türkiye artık bu konuları çok aşmış bir ülkedir. Mesela Gambiya’dan, Benin’den, Togo’dan bahsediyoruz. Bu ülkelerde tarım sektörü ve bununla ilgili olan gıda güvenliği sektörü projeleri son derece önemlidir.(S.E.)

İKB AAA kredi notunu korumaktadır. Fitch ve Moody's ile S&P’nin verdiği bu kredi notaları önemlidir. Banka’nın üye ülkelerdeki yoksullukla mücadele politikaları global manada devam etmektedir. İlk zamandan bugüne kadar 115 milyar ABD $’lık finansman dünya’ya sağlanmıştır. Türkiye ise bu rakamın 9.2 milyar ABD $’ını kullanmıştır. Bu rakamlar İKB ve Türkiye arasında büyük bir tecrübe paylaşımı oluştuğunu göstermektedir.

İslam Kalkınma Bankası yaptığı yoksullukla mücadele politikalarının strateji uygulmaları hazırlanan veriler çerçevesinde dizayn edilmektedir. Bu bakımdan bilgi temelli anlayışlar kilit rol oynamaktadır. Bilgi çağının getirdiği yeniliklere açık olunmalı ve bu doğrultuda yönlendirmeler yapılmalıdır. Ülkeler ve İKB türü uluslararası kuruluşlar veri elde etme süreçlerini karşılıklı olarak devam ettirmelidir. Bu kullanım alanlarına olumlu yansıyacak ve geniş bir perspektif verecektir. Bu manada elde edilecek verilerin kapsamının doğru bir şekilde oluşturulması gerekmektedir. Toplum yararına dönük üretilecek her bir veri ülkelerin inşasına da ivedilikle katkı sağlayacaktır. Yaşanan belirsizliklerin fazlalaştığı ve motive edilmemiş ülkelerin olduğu bir dünya’da örgütsel sorunlar baş gösterecektir. Bu

manada İKB’nin de veri elde etmedeki stratejilerini etkin bir şekilde üretmeye ve yönlendirmeye yapmaya ihtiyacı vardır. İKB’nin Türkiye gibi tecrübesi yüksek ülkelerden yararlanması sistemin başarısınıda arttıracaktır.

İKB bir hastane yapılması gerektiğini düşündüğünde muhitteki ortalama yaş standardı, sağlık merkezine olan talep gibi verilere göre adımlar atmalıdır veya Gana bir ulaştırma projesi yapmak istediğinde İKB trafik yoğunluğunu soruyor ülke cevap veremiyor. Stratejik veriler hem Banka hemde ülkeler tarafından elde edilmelidir. Kanıta dayalı politika yapmak için o ülkedeki partnerlerin buna açık ve yeterli olması gerekmektedir.(Y.Y.)

İnsan kaynaklı yaşanan bilgi paylaşımı sorunlarınada eğilmek gerekmektedir. Yerel ölçekte hem ABD hem de Avrupa’da bile bilginin paylaşımı ve dokümantasyonu konusunda çok az başarılı ortaklıklara rastlanılmaktadır. ABD’deki son araştırmalar uygulamalarda yaşanılan sorunların çoğunluğunu teknik açıdan yaşanan engeller değil de yönetsel- örgütsel ve davranışsal sorunların (özellikle insan kaynaklı) oluşturduğunu ortaya koymuştur (Laudon ve Laudon, 2002).

İslam Kalkınma Bankası ve Türkiye ortak stratejileri ışığında güvenilir ve tecrübeli iki partner olarak birbilerini görmektedir. Banka Türkiye’nin Kısa-Orta ve Uzun Vadeli Kalkınma Planlarına açık bir şekilde destek vermekte ve hükümeti rahatlatan bir konjonktürün oluşmasına katkı sağlamaktadır. Üye Ülke Ortaklık Stratejisi'ni ilk uygulamaya koyan ülke Türkiye olması sevindiricidir. 2010-2013 döneminin kapsayan bu ortaklık 2.2. milyar ABD $’lık bir kaynağın kullandırılmasına yönelik olmuştur. Bu stratejiler kaynak israfı yapılmadan sağlıklı bir planlama ile yönetsel işlevlere bundan sonrada katkı sunacaktır. İKB’nin tecrübelerinden bir taneside kurulduğu günden bu yana 459 adet projeye Türkiye bağlamında katkı sunması olmuştur. Kaynak olarak 9.2 milyar ABD $ kullanılmıştır. Bu kaynağın 1.83 milyar doları 2015 senesinde kullandırılmıştır. Son beş yıldır yapılan operasyonlar büyümüştür. Toplam rakam 4.5 milyar ABD $’ına yaklaşmıştır. Yapılan uygulamalarda insan faktörünün göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

2002 SONRASI TÜRKİYE’DEKİ DÜNYA BANKASI VE İSLAM KALKINMA BANKASI POLİTİKALARI