• Sonuç bulunamadı

Kalkınma hamleleri Türkiye için büyük adımlar olmuştur. SDG ve MDG doğrultusundaki hedeflerle entegre bir yapı sağlanmaya çalışılmıştır. İstihdam, eğitimi sağlık, enerji, özel sektörün rekabetinin geliştirilmesi gibi konular Türkiye için stratejik meselelerdir.

4.2.1 Rekabetçilik ve Özel Sektörün Geliştirilmesi

İnosvayona dayalı üretim yapan ülkeler bugünkü dünyada daha avantajlı ve göreceli olarak diğer ülkere göre daha öndedirler. Türkiye çevresindeki ülkelere göre daha avantajlı göünmekle birlikte dünya ligi’nde büyük bir rekabet içerisindedir. Eşit, debgeli ve rekabte dayalı bir özel sektör piyasayı olumlu etkileyecek ve arz talep dengesini dengeleyecektir. Maliyeti arttıran ve rekabeti kısıtlayan problemler yasal mevzuattada giderilmelidir. Türkiye orta gelirli ve gelişmekte olan bir ülkedir. Dünya Ekonomik Forumu’nun yaptığı Küresel Rekabetçilik Endeksi 2014 ve 2015 yıllarını kapsamaktadır. Bu rakamlara göre Türkiye 45. sıradadır. İş yapma kolaylığı bakımında WB’ye göre 55 sıradadır. 2002 ile 2014 yılları arasında DYY girişleri %2’nin GSYİ’ya göre altındadır. Çin, Rusya, Malezya gibi ülkelerin oranlarının aşağı seviyesindedir. Banka vasıtasıyla; Krediler finansmanları sağlanmaktadır. Yatırım ortamını geliştirmeye çalışılmaktadır. KOBİ’ler öncelikler

arasındadır. Yenilikçilik önemli noktalardan bir tanesidir. Bilgi temelli işletmelerin kruulmasına öncelik verilmeye çalışılmıştır. Kamu AR-GE projelerinin ticarileştirilmesine yönelik hamleler yapılmıştır. Mesleki Hizmetlerin rekabet edilmesine yönelik ve iş yapma kolaylıklarına yönelik çeşitli teknik notlar Banka tarafından hazırlanmıştır.

4.2.2 İşgücü Piyasaları

İşssizlik sorunu yoksulluğu etkileyen bir sosyo-ekonomik problemdir. Yüzeysel işgücü politikaları kısırdöngüyü kırmaya yetmeyecektir. Türkiye’de Orta vadeli bazı zorluklar ortaya çıkmaktadır. Bu zorluklar gençlerin ve kadınların işgücüne katılımının sağlanmaya çalışılmasıdır. İstihdamda sağlanan bazı başarılar vardır. Ancak çalışma çağındaki nüfus konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu nüfusun yarısı işgücüne katılım sağlayamamaktadır. Kadınların işgücüne katılımı OECD ortalamasına göre %65’tir. Türkiye’de ise bu oran %30’dur. Çoğunluğu kadın olan gençlerin %35’i istihdama katılmamakta ve herhangi bir eğitim programına yönelmemektedir. OECD ülkeleri arasında aktif olmayan genç sayısı bakımından en düşük olandır. İşgücü piyasası ve artan işgücü giderleri istihdama olumsuz olarak yansıyabilmektedir. Asgari ücret OECD ülkeleri arasındaki asgari ücretin ortalamaya göre oranı %69’dur. Kıdem tazminatı sistemi olumludur. 10. Kalkınma Planı’nda özellikle istihdam öncelik konusu haline gelmiş bu doğrultuda Ulusal İstihdam Stratejisi uygulmaya konmak üzere kabul edilmiştir.

Dünya Bankası’nın Kalkınma Politikası kredileri Türkiye’de yaşanan reformlara katkı sunmaktadır. Bu reformlar özellikle işgücü piyasasına dönük olmaktadır. İşgücü piyasasının yönetilmesi, esnekliğinin sağlanması, işçi haklarının korunması, kamu istihdam ve işgücü programlarının geliştirilmesi ve katma değerli işlerin ortaya çıkarılması yapılan çalışmalar arasında yer almaktadır.

Kadınlar ve gençler Banka tarafından yapılan programlarda temel taşlar arasında yer almıştır. ASPB, İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı ve Dünya Bankası ortak bir proje yapmaktadırlar. Bu proje kadınların ekonomik fırsatlara eiştirmeye yönelik olmuştur.

4.2.3 Yoksulluk Ve Sosyal Koruma

Türkiye’de 2001 krizi ile birlikte 2002 dönemi başlamış ve bu dönem ile birlikte hızılı bir ekonomik büyüme ortaya çıkmıştır. Sosyal sonuçlarda gelişmeler yaşanmıştır. 2002 yılında yoksulluk oranı %44’tür. Bu oran 2012 yılında %22 olmuştur. Refahtada olumlu göstergeler yaşanmıştır. Buna rağmen eşitsizlikler mevcuttur. Sosyal hareketlilik de yüksek bir seviyede değildir. İnsani Kalkınma Endeksi 2005 yılında 0,671’dir. 2013 yılında ise 0,759 olmuştur. Türkiye yüksek insani değer grubu’nun içerisine girmiştir. Suriyelisığınmacı krizi faktörü Türkiye’nin üzerindeki önemli bir yük olmuştur.

Banka politika esaslı kredileri sosyal güvenlik reformu alanında kullandırmıştır. Türkiye’nin sosyal yardım sistemi ile ilgili bir çalışma yapılmaktadır. İŞKUR’a çeşitli teknik destek katkıları sunulmaktadır. Yerel yoksulluk dinamikleri bağlamında Banka Kalkınma Bakanlığı’yla ortal çalışmalarda bulunmaktadır. Ayrıca Banka Suriye krizi’nin ev sahibi ülkeler üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmaya yönelik bazı çalışmalar yapmaktadır.

4.2.4 Eğitim

Okullara erişim miktarı Türkiye’de arttırılmıştır. 2014 ile 2015 yılı ile birlikte %96.3ilköğretim okullaşma oranı olmuştur. Bu evrensel bir değerdir. Ortaöğretimde ise bu oran %79.4’tür. 4+4+4 kanunu bağlamında 12. Sınıfa kadar zorunlu bir sistem oluşturulmuştur. Okullaşmanın ilerletilmesi için büyük bir çabda bulunulmaktadır. İköğretim ve ortaöğretimdeki okullara erişim noktasında cinsiyetler arasındaki farklar kapatılmaya çalışılmıştır. Okullaşma oranının yükselmesi öğrenciler arasındaki performans farklarını düşürmüştür.

Banka ile Türkiye arasında eğitimin kalitesini hesaplamaya yönelik çeşitli raporlar yayınlanmıştır. Yükseköğretimin finansmanı ve güvencesi ile okul seçimi gibi alanlarda odak nokta oluşturulmuştur. Yükseköğretim yönetişimi konusuyla ilgili çeşitli çalışmalar yapıalcaktır.

4.2.5 Sağlık

Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte tam bir başarı hikayesi yazmıştır. Kötü bir performanstan nasıl ibrenin tersine döndürülebileceği görülmüştür. Bu dönüşüm birçok ülke için ilham kaynağıdır. 2003 yılında bu dönüşüm başlatılmıştır. Sağlık hizmetlerinin finansmanı, yönetimi, sunumu gibi konular öncelikli olmuştur. Evrensel sağlık sigortası kapsamı sağlanmıştır. Ülke çağında erişilebilirliğin arttırılması sağlanmıştır. Gelecek projeksiyonlarında nüfus yaşlanması ve sağlığa olan talbin artması dolayısıyla maliyetlerin kontrol altında tutulması güçleşebilecektir. Sağlık harcamaları GSYİH bakımından 2003 sensinden bugüne kadar hep yükseliş göstermiştir. 2011 yılıyla birlikte miktar %6.7 olmuştur. Bu oran eşit seviyedeki ülkelerden farklı değildir. Nüfusun hepsine yönelik kaliteli sağlık hizmetleri sağlanmıştır. Verimlilik ve maliyet kontrolü de odak noktalardan sadece birkaçıdır.

Uyarlanabilir Program Kredileri Sağlık Sektörü’nde Türkiye’nin dönüşümüne katkı sağlayan programlardır. Bunlardan iki tanesinin çok önemli faydaları olumuştur. OECD- WB arasında ortk bir rapor yayınlanmıştır. Bu raporda Türkiye’nin sağlık alanındaki global manada tecrübeleri aktarılmıştır ve çeşitli karşılaştırmalar yapılmıştır. 2015 Eylül’de yatırım finansman operasyonu Kurul tarafından kabul edilmiştir. Bu operasyon Türkiye’de ki sağlık hizmetlerinin ilerletilmesi, yönetimsel sistemlerin geliştirilmesi, kapasite artırımları gibi sağlık politikalarının uygulanabilir olmasına yönelik çeşitli alanlardaki konuları içerisine alan bir yapıya sahiptir.

4.2.6 Enerji Ve İklim Değişikliği

Türkiye’nin enerji sektörü reformları önemli bir adımdır. Kapasite arttırılarak ekonomiye itici güç oluşturulması bu reformlarla sağlanmıştır. Enerjiyle ilgili mevzuatların oluşturulması, düzenleyici kurumun meydana getirilmesi ile ilgili adımların atılması, elektrik ve doğalgazın daha işlevsel hale getirilmesine çalışılması, kamunun enerji şirketlerini tekrardan renove etmeye odaklanılması ve geniş bir kapsama sahip olacak şekilde özel sektördeki yatırımların yapılmasına yönelik adımlar ve önleyici tedbirler hedefler arasındadır. Enerjideki verimlilik olmasına yönelik mali ve kurumsal altyapılar oluşturulmaya çalışılmıştır. İklim değişikliği Türkiye’yi olumsuz etkileyebilecek bir

konudur. Ulusal ve uluslar arası önlemler Türkiye tarafından düşünülmektedir. 2009 senesinde Kyoto Portokolü’ne Türkiye katılmıştır. 2010 senesinde Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi kabul edilmiştir. 2011 yılında ise Ulusal iklim Değişkliği Eylem Planı meydana getirilmiştir.

Enerji sektörü etkisi büyük olan bir sektördür. WB özellikle yenilenebilir enerji, enerji arz güvenliği artışı, enerji sektörünün mali devam ettirilebilirliği, özel sektör yatırımlarının geliştirilmesi gibi konularda öne çıkmaktadır. Temiz Enerji Fonu oluşturulmuştur. Bundan faydalanan ilk ülke Türkiye’dir. Çevresel Sürdürülebilirlik ve Kalkınma Poltikası Kredisi farklı noktalarda önemli faydaları olmuştur. Bunlar; özel sektör noktasında temiz enerji yatırımlarının ilerletilmesi, iklim değişkliği sonu oluşabilecek zararlı etkilerin önleyici tedbirlerinin oluşturulması ve bunların politika ve programlara entegre edilmesidir.

Elektrik ve gaz piyasalarının geliştirilmesi, enerji verimliliğinin sağlanmasının hedeflenemsine yönelik Avrupa Birliği IPA tarafından desteklenen teknik yardım programı devam ettirilmektedir.

4.2.7 Çevresel Yönetim ve Belediye Hizmetleri

Türkiye Avrupa Birliği Standartları kapsamında çeşitli destekler sağlamaktadır. Çeşitli Kamu Politikalarını geliştirmeye yönelikler adımlar atmaktadır. Bu adımlar özellikle Sürüdülebilir çevre yönetimi üzerine olmaktadır. Kente yönelik çevre hizmetleri ve çekirde belediye hizmeleri gibi temalarda talep arttırılmıştır. Kentleşme Türkiye’de hızlı bir şekilde artmaktadır. Kentsel alanlarda yaşayan nüfus fazladır. Yaklaşık olarak %72’lik bir nüfus oranı bu bölgelerde yaşamaktadır. Projeksiyonlara göre 2030 yılına kadar bu miktar %80’in üzerine çıkacaktır.

Teknik Yardım projeleri strateji hazırlama çalışmalarını desteklemiştir. Bu strateji Hükümet tarafından oluşturulmakta olup ismi Ulusal Su Havzası Yönetim Stratejisi olarak anılmaktadır. Burada çevre etki değerlendirmesi yapılmıştır. Bu çalışmalara ivme kazandıracak iki adet daha proje bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi Sürüdürülebilir Şehirler Porgramıdır. Bu program Belediye Hizmetleri Projesi’ne oumlu olarak katkı sağlamaktadır. Bunun yanında kentsel ulaşım ile enerji verimliliği konuları bağlamında

sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yönelik belediye kuruluşlarına maddi kaynak desteği oluşturulmasına yöneliktir.

İki adet pliot Havza’da nehir havzası yönetim planları ile pilot yatırımlara destek sağlanacaktır. Bu proje Entegre Havza Yönetim Proje olarak anılmaktadır. Kamu kurumlarının ve su kullanıcılarının işbirliğine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Dünya Bankası tapu ve kadastro sisteminin ilerletilmesine yönelik destekler vermektedir. Arazi değerlendirme ile ilgili çeşitli pilot uygulamalar takip edilmiş ve desteklenmiştir.

4.2.8 Afet Önleme ve Afet Yönetimi

Özellikle 1999 depremi gibi büyük afetlerden Türkiye uygulama bakımından küresel ölçekte kabul gören bir müdahale programının oluşturulmasına öncülük etmiştir. İstanbul’da Deprem Riski Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesi adı altında bir proje uygulanmaya koyulmuştur. Bu proje ile çeşitli kamu binaları güçlendirilmiş, bina yönetmelikleri ve arazi kullanım düzenlemeleri yapılmıştır.

Dünya Bankası İSMEP projesini uygulamaktadır. Bu proje ile kamu binaları ile tarih anıtlar renove edilecektir. Afet Riski Yönetim Kapasitesine yönelikte çeşitli adımlar atılmış ve bunlar izleme ve kontrol sürecine tabi tutulmuştur. Kar yapışı veya sel gibi acil doğa olaylarında bu izleme ve uygulama hassasiyetle yapılmaktadır