• Sonuç bulunamadı

1.6. Türkiye’de Göçmenlere Yönelik Yapılan Yasal Düzenlemeler

1.6.3.1. İskân ve Nüfus İşlerinin Süratle İkmali Hakkında Tamim

7 Ağustos 1934 tarihinde İçişleri Bakanlığı İskân Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan bu tamim, 2510 Sayılı İskân Kanunu’nun derhal uygulanmasını salık vermiştir. Bu uygulamayla bütün göçmenler kayıt altına alınmaya çalışılmıştır. Tamimin 4. maddesinde bu durum şöyle açıklanmıştır: “Gerek mübadil ve gerek gayri

mübadil muhacirlerden ve yeni iskân kanununun 4. maddesinde yazılı olmayan mültecilerden bu tamimin vüruduna kadar Türk tabiiyetine alınmayanlar varsa veya müracaat ettikleri halde muameleleri ikmal edilmemiş olursa veya hiç müracaat etmemiş bulunuyorlarsa; bunlara muhtarlar, belediyeler vasıtasıyla derhal tebligat yapılacak ve kendilerine birer tabiiyet beyannamesi doldurup muhacir kâğıdı vermek işinin 15 Ekim 1934 tarihine kadar behemehâl ikmal ettirilmesi ve bu tarihten sonra kaza ve vilayetleri içinde kayıtsız bir adet dahi muhacir bırakılmamış bulunması vali ve

kaymakamlardan ehemmiyetle matluptur.292

Tamimin devamında milli imtiyazlılardan bahis olunmuştur. Buna göre; tabiiyet beyannamesi, Türk ırkından olanlara veya Türk kültürüne bağlı olup da Türkçeden başka dil bilmeyenlere derhal imzalattırılmıştır. Akabinde de muhacir kâğıdı verilmiştir. Fakat göçmenler arasında her hangi bir şekilde şüphe duyulmuşsa, muhacir kâğıdı verildikten sonra bu şüphe hakkında tahkikat yapılmıştır. Yabancı Kürtlere, Araplara, Arnavutlara, Türkçeden başka dil konuşan diğer Müslümanlara ve alelıtlak Hıristiyanlara ve Yahudilere tabiiyet beyannamesi verilmeyeceği belirtilmiştir. Müslüman Gürcü, Lezgi, Çeçen, Çerkez, Abaza ve diğer Türk kültürüne bağlı sayılan Müslümanlar hakkında fert üzerine merkezden alınacak emirle tabiiyet beyannamesi verileceği açıklanmıştır.

291 F. Babuş, a.g.e., s. 278. 292 N. Kökdemir, a.g.e., s. 234-235.

Bu tamimin 5. maddesi Ortadoğulu göçmenlerin durumuna şu şekilde açıklık

getirmiştir: “Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan, Romanya’dan, Yugoslavya’dan,

Adalar’dan, Suriye’den, İran’dan veya Rusya’dan velhasıl Türkiye haricinde herhangi bir yerden gelmiş olan Türklerle, Türk kültürüne bağlı diğer Müslümanlar iskân haklarını muhafaza eylemekte bulunuyorsa ve muhtaç olup da iskân da görmemişlerse bunlar aşağıdaki şekilde iskân edileceklerdir:

a) Bunlara şehirlerde varsa yalnız Ermeni metrukâtı ev verilecektir. Ev yoksa ev yerine arsa verilir. Dükkân olan yerde dükkân ve dükkân olmayan yerde dükkân yeri verilir. Dükkân yeri de yoksa o şehrin hudutları içinde toprak verilebilir.

b) Kasabalar da şehirlerdeki gibi muamele görürler; ancak kasabalarda dükkân yerinden başka yarım istihkak derecesinde Rum ve Ermeni metrukâtından toprak varsa bu topraklardan ve milli toprak, yoksa kasabanın fazla meralarından toprak verilecektir. Dükkân veya dükkân yeri verilemeyen muhacire tam toprak istihkakı verilir.

c) Köylerde varsa ev, ahır ve samanlık; yoksa bunların yerine ev, ahır ve samanlık yeri ve civar ormanlardan meccanen kereste ve tam istihkak miktarı bulunduğu köyden (milli toprak varsa bunlardan ve yoksa köy meralarından) toprak verilir.

Köyde muhacir hangi köyde bulunuyorsa toprak da behemehâl o köyden verilmelidir. Ancak ıztırar halinde komşu köyün topraklarından yer vermek caiz olur.

ç) Şehirde veya kasabada bina ve toprak bulunmazsa bu şehir ve kasabalardaki iskân görmeyen muhacirler ya o şehir ve kasaba meralarından toprak veya civarlarındaki köylerde ev, ahır ve samanlık veya yeri ve toprak verilerek iskân edilirler. Bu yolda şehir ve kasabada meralardan veya civar köylerden toprak verilerek yapılacak iskâna talip olmayan muhacirlerin kayıtları kapatılıp bir daha iskân edilemezler (iskân isteyen muhacirler Hükümetin gösterdiği yere gitmeğe ve Hükümetin verdiği malı almaya mecburdurlar).”293

Bu yönergeyle kimlerin vatandaşlığa alınıp-alınmayacağı, hangi göçmene ne kadar mülk verileceği, iskân işlerinin ne şekilde yürütüleceği gibi konular bir kez daha vurgulanmıştır.

1.6.3.2. 2848 ve 3683 Sayılı İskân Kanunları

21 Kasım 1935’de çıkarılan 2848 Sayılı Kanun, 2510 Sayılı İskân Kanunu’nun değiştirilmesine yönelik bir düzenlemedir. Dâhiliye ve Sıhhat ve İctimaî Muavenet Vekillikleri tarafından hazırlanıp, İcra Vekilleri Heyeti’nce tasdik olunmuştur. Buna göre Türkiye iskân bakımından 3 mıntıkaya ayrılmıştır:

1 Numaralı Mıntıkalar; Türk kültür ve nüfusunun tekâsüfü istenilen yerler. 2 Numaralı Mıntıkalar; Türk kültürüne temessülü istenilen nüfusun nakil ve iskânına ayrılan yerler.

3 Numaralı Mıntıkalar; yer, sıhhat, iktisat, kültür, siyaset, askerlik ve inzibat sebeplerle boşaltılması istenilen ve iskân ve ikâmet yasak edilen yerler.

2848 Sayılı Kanun’la, 2510 Sayılı İskân Kanunu’nun 3. maddesi şu şekilde değiştirilmiştir: Türkiye’ye yerleşmek amacıyla dışarıdan münferiden gelmek isteyen Türk soyundan meskûn veya göçebe kişiler, Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekilliği’nin görüşü alınmak şartıyla Dâhiliye Vekilliği’nin emriyle; topluca gelmek isteyen Türk soyundan meskûn veya göçebe kişiler, aşiretler ve Türk kültürüne bağlı meskûn kimseler işbu kanunun hükümlerine göre Dâhiliye Vekilliği’nin görüşü alınmak şartıyla Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekilliği’nin emriyle kabul olunurlar. Bunlara ‘muhacir’ denir. Türkiye’ye yerleşmek amacıyla olmayıp bir zaruret sebebiyle muvakkat oturmak üzere sığınanlara ‘mülteci’ denir.294

Bu kanun her ne kadar bazı yenilikler getirmişse de, 2510 Sayılı İskân Kanunu’na bağlı kalarak hazırlanmıştır. Dolayısıyla 2510 Sayılı İskân Kanunu’nun gölgesinde kalmış bir yasa olarak tasarlanmıştır.

3683 Sayılı Kanun ise göçmenlerin ekonomik kalkınmasına yönelik bir düzenlemedir. Bu kanuna göre göçmenlere arazi, bina, kazanç, muvazene ve yol vergileri ile askerlik muafiyeti gibi istihsal güçleri üzerinde doğrudan müspet bir tesir yaratılmıştır.295

3683 Sayılı Kanun ile konar-göçerler de iki kısma ayrılmıştır: sabit ikâmet yeri olanlar ve konar-göçerler. Yazın yaylalara çıkıp, sonbaharda kışlaklarına dönenler sabit

294 “İskân Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun: 2848”, Düstur, III. Tertip, 18

Kasım 1935, s. 17; 2510 Sayılı Kanun’un 32. maddesi değiştirilmiş ve 2848 Sayılı Kanun’un 3. maddesine bir fıkra eklenerek kendiliğinden Türkiye’ye gelmek isteyenlerin önü açılmıştır. BCA., 30..18.1.2, 84.84..12, 14 Eylül 1938.

ikâmetgâhı olanlardır. Yılın hiçbir mevsiminde ikâmetgâhı olmayıp, mütemadiyen hareket halinde olanlar ise konar-göçerlerdir.296