• Sonuç bulunamadı

Ergin ve Türk (2010) Orta Asya öğrencileri üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmada, Türkiye’de eğitim gören uluslararası öğrencilerin Türkiye ile bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerde oynadıkları roller tespit edilmeye çalışılmıştır. Ona göre, öğrencilerin Türkçenin ve Türk kültürünün yayılmasında önemli rol oynadıkları, Türk halklarının birbirlerini daha iyi tanımalarını sağladıkları ve ülkeler arasındaki iş birliği imkanlarının arttırılmasında katkıda bulundukları belirtilmektedir. Can (1996) Türk ve Akraba Topluluklardan gelen öğrencilerin üzerinde yaptığı araştırmasında, yabancı öğrencilere ilişkin amaçlar Türkçeyi öğretmek, ürk milleti ve özelliklerini tanıtmak, ülkeler ve kültürlerarası ilişkileri geliştirmek, Türk milli kültürünün yaygınlaşması ve tanıtılmasında katkı sağlamak, uluslararası ortak bir düşünce birliğinin oluşmasına katkıda bulunmak, dünya kamuoyunda Türkiye’nin tanıtımını yapmak şeklinde belirtildiğini ifade etmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’ye eğitim görmeye gelen öğrencilerin çoğunluğunun ülkelerine göre daha iyi eğitim almak için Türkiye’ye geldikleri tespit edilmiştir.

YÖK, yükseköğretim üzerine yaptığı araştırmada, Türk ve Akraba Topluluklarından gelen öğrencilerin başarı oranları üzerine dikkat çekmiştir. Ona göre, başarı oranının, iyi bir öğrenci seçimine bağlı olduğu kanısına varılmıştır (YÖK, 2000). Yapılan araştırmalara göre, öğrenci seçiminde ülkenin eğitim alt yapısı yeterince incelenmemekte ve bu durum öğrenci için sorunlar yarattığı, bunun yanında Türk dili ve burs yetersizliğinin öğrencinin eğitimini olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir (Özkan, 2003; YÖK, 2000). Beşirli’ nin (2010) Kırgız öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmada ilgili ülkede mesleki ve teknik alanda daha çok iş gücüne ihtiyaç olduğu, bu bakımdan teknik alanda Türkiye’den öğrenim görenlerin oranının düşük olduğu ifade edilmektedir.

42

Türkiye’de yükseköğretim gören öğrencilerin eğitimlerinden sonra ülkelerindeki sosyo- ekonomik ve sosyo-kültürel durumlarını tespit etmeyi amaçlayan bir diğer araştırmada, öğrencileri seçerken ülkenin hangi alanda işgücüne ihtiyaç duyduğu konusunun sağlıklı araştırılmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Beşirli, 2010). Gülcan ve diğerlerinin (2002) araştırma sonuçlarına göre, bölümleri ile ilgili önceden bilgiye sahip olan öğrenciler, olmayanlara göre daha memnun göründükleri tespit edilmiştir. Bu bağlamda, tanıtım süreci üzerinde düşünülmesi gerektiği ifade edilebilir. Konu ile ilgili olarak, Kavak ve Baskan’ın (2001) araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin yerleştirildikleri program ile öğrenci niteliği arasındaki tutarsızlık başarısızlıklara neden olmuş, seçme ve yerleştirme sisteminde objektif seçim konusunda güçlükler yaşanmış, projenin yürütülmesinde kurumlar arası eşgüdüm eksikliğinin olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte Türkçe öğretiminin yetersizliği, barınma koşullarının yetersizliği, öğrencilerin uyum sorunları, başarı oranının düşüklüğü gibi sorunların yaşandığı ifade edilmektedir.

Seçilmiş ve diğerlerinin (2012) gerçekleştirdikleri Türkiye Cumhuriyetleri’nden gelen öğrencilerin memnuniyet algılarıyla başarı ilişkisi konulu araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin eğitim-öğretimin yürütülmesi ve değerlendirilmesi memnuniyet algıları ile başarıları arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Bu bağlamda, öğrencilerin beklentileri gerçekleştiği durumda, memnuniyet duygularının arttığı ve bu durumun öğrencinin başarısını arttırdığı ifade edilebilir. Gerçeklerin öğrencilerin beklentilerini karşılamadığı durumlarda hoşnutsuzluk ve belki de üniversiteden ayrılma potansiyellerinin artacağı belirtilmektedir (Darlaston-Jones vd., 2003)

Çağlar’ın (1999) araştırma sonuçlarına göre, Türk ve Akraba Topluluklarından gelen öğrencilerin Türkiye’deki eğitimden beklentileri, iyi bir üniversite eğitimi olanağı, çok gelişmiş bir ülkeye geliyorum düşüncesi, eğitim ve ilgili kurumların daha kaliteli olduğu, Türklerin dürüst ve sıcakkanlı oluşları, dinine çok bağlı insanlar vb. beklentileri olduğu, bununla beraber hiç beklentilerinin olmadığını ifade edenler de olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda, öğrencilerin büyük çoğunluğu beklentilerinin bir kısmının gerçekleştiğini veya gerçekleşmediğini belirttikleri ifade edilmekte ve bu durumun öğrencilerin motivasyon ve düş kırıklıklarına neden yaratacağı belirtilmektedir. Aynı şekilde, öğrenciler bölümlerinin kendileri ile ilgilenmediklerini belirterek, bunu bölümlerinin Türk ve Akraba Topluluklarından gelen öğrencileri önemsemediklerinden kaynaklandığını ifade etmişlerdir.

43

Öğretim üyelerinin dersten sonra öğrenciye zaman ayırmaları öğrencilerin akademik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında etkili olmaktadır. Öğrencilerin öğretim üyeleri ile olan ilişkilerinin öneminin yanında, idari personelin de öğrencilerin destek, erişim ve kayıt konularında önemli rol oynadıkları ve öğrencilerin ihtiyaçlarını, gerekirse özel olarak gidermeleri gerektiği belirtilmektedir. İfade edilen üniversitenin akademik ve idari personeline ilişkin öğrencilerin beklentileri ile birlikte, bir üniversitede her koşulda öğrencilerin özellikle ilk senesinde mentorluk, oriyantasyon etkinliklerine kesinlikle ihtiyaç duydukları ifade edilmektedir. Mentorluk veya oriyantasyon etkinliklerinin öğrencinin üniversiteye ve ortamına uyum sağlayabilmesi, üniversitenin öğrencileri ile tanışma, kaynaşması bakımından önemli görülmektedir (Darlaston-Jones vd., 2003). Bununla ilgili olarak, Çöllü ve Öztürk (2009) Türk ve Akraba Topluluklarından gelen öğrencilerin uyum ve iletişim sorunlarını belirlemeye yönelik gerçekleştirdikleri araştırmada oriyantasyon eksikliğini belirterek, yerli ve uluslararası öğrencilerin tanışması ve kaynaşması, bu süreçte üniversiteye ve çevresine uyum sağlayabilmeleri bakımından, öğrencilerin uyum sorunlarını önleyebilmek amacı ile rehberlik ve danışmanlık faaliyetlerinin düzenlenmesi gerektiğini önermektedirler.

İlgili araştırmalar incelendiğinde, Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrenciler üzerindeki araştırmalar, eğitim-öğretim sorunları, sosyal hizmetler, öğrencilerin psikolojik, başarı durumları, ekonomik sorunlar, barınma sorunları, uyum sorunları, sosyal-kültürel sorunlar üzerinde daha çok yoğunlaşmıştır (Allaberdiyev, 2007; Çağlar, 1999; Çöllü ve Öztürk, 2009; Kavak ve Baskan, 2001; Kıroğlu, Kesten ve Elma, 2010; SETA, 2012).

Can’ın (1996) 1994 yılında yazdığı doktora tezinde, uluslararası öğrencilerin sosyo- kültürel, ekonomik sorunlar, eğitim ile ilgili sorunlar, örgütsel yapıya ilişkin sorunlar yaşadıkları belirtilmektedir. İlgili sorunlar, öğrenciler ile ilgili kurumların amaçları, yapısı, işlevi, süreci, biçimi ve ortamı ile ilgili olabileceği öngörülmüştür. Bayraktaroğlu ve Mustafayeva’nın (2009) araştırma sonuçlarına göre, Türk dünyası öğrencilerinin Türkiye’ye gelirken daha daha iyi şartlar ile karşılaşacaklarını belirttikleri ifade edilmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, öğrenciler Türkiye’deki eğitimin ezbere dayalı olduğunu, bazı öğretim üyelerinin objektif olmadıklarını ifade ettikleri belirtilmektedir. Çağlar’ın (1999) araştırmasında, Türk ve Akraba Topluluklardan gelen öğrencilerin sosyo- kültürel, psikolojik, ekonomik, siyasal nitelikli, eğitimsel ve diğer sorunlar yaşadıkları tespit edilmiştir. Öğrencilerin, dil sorunu, derslerde uyumsuzluk, sınıf arkadaşları ile uyumsuzluk, eğitim sistemine uyumsuzluk, yabancı olmaktan dolayı yaşanan

44

uyumsuzluklar yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Araştırmada öğrencilerin büyük çoğunluğunun, kendi ülke temsilciliklerinin kendileri ile hiç ilgilenmediklerini, bazıları ise ihtiyaçları olduğunda başvurdukları zaman ilgilendiklerini belirttikleri ifade edilmektedir. Bu durumun oldukça kritik olduğu ifade edilerek öğrencilerin yabancı bir ülkede yalnız bırakıldıkları belirtilmektedir. Bunun yanında, öğrencilerin vize alma işlemlerinde zorluk çektikleri, birçok öğrencinin ifadelerine göre de, emniyet müdürlüğündeki bazı memurların zaman zaman, küçük bir kesim ise her zaman kendilerine zoruklar çıkardıkları belirtilerek bu durumun küçümsenmemesi gerektiği ifade edilmektedir.

Otrar ve diğerlerinin (2002) Türkiye’de öğrenim gören Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrencilerin stres kaynakları ve ruh sağlıkları üzerine araştırma yapmıştır. Ona göre, gelecek kaygısı ve ekonomik sorunlar öğrencilerde en çok rastlanan stres kaynakları olduğu tespit edilmiştir. Yüksel (2005) uluslararası öğrencilerin utangaçlık duyguları ve etkileyen faktörleri belirlemeye yönelik araştırma gerçekleştirmiştir. Söz konusu çalışmada Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrencilerin utangaçlık düzeylerini etkileyen faktörler Gazi Üniversitesi örneğinde incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, utangaçlığın başarıyı olumsuz yönde etkilediği belirtilerek, öğrencilerin özsaygı ve algılanan akademik başarı durumunun utangaçlıklarının önemli yordayıcıları olduğu tespit edilmiştir.

MEB tarafından Türkiye’de öğrenim gören uluslararası öğrencilerin ihtiyaçları, zorlandıkları konular üzerine araştırma yapılmıştır. Araştırmanın neticesinde, öğrencilerin karşılaştıkları sorunlar olarak yurt koşulları, beslenme, sosyal yaşam, bunun yanında burs yetersizliği ve diğer benzer konular yer almıştır (MEB, 2001). Şahin ve Demirtaş’ın (2014) araştırma sonuçlarına göre, öğrenciler okul harçları, barınma, dil, ulaşım, yemek konularında zorluklar ile karşılaştıkları belirtilmiştir. Bununla birlikte, öğrencilerin akademik başarıları çok düşük bulunmuştur. Öğrenciler akademik başarısızlıklarını daha çok yazılı Türkçelerinin zayıf olmasından, birçok konuyu üniversiteye gelmeden önce görmediklerinden, hocaların ayrımcılık yaptıklarından, sınavların klasik yöntem ile yapıldığından, aldıkları notların gerçek başarılarını yansıtmadığını ileri sürmüşlerdir. Bunun dışında öğrenciler daha fazla uygulama eğitiminin verilmesini istediklerini belirtmişlerdir.

SETA’nın (2012) Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrenciler üzerinde gerçekleştirdiği araştırmada, öğrencilerin dil yetersizliğinden kaynaklanan derslerde zorlanma, öğretim elemanlarının olumsuz davranış ve değerlendirmeleri, barınma ve ekonomik sorunlar, eğitimin yorumdan çok ezbere dayalı olması, öğretim elemanlarının olumsuz yaklaşımı,

45

tanıtım sorunu, öğrencilerin sorununu çözme sürecinde ilgili kurumlar arasındaki eşgüdüm eksikliği, vize sorunları ve diğer sorunlar tespit edilmiştir. Bununla birlikte, öğrencilerin başvuru aşamasında yetersiz veya yanlış bilgilendirilmelerinin öğrencilerin akademik ve sosyal hayatlarında sorunlar yarattığı ve öğrencilerin bu sorunlarla başa çıkmak zorunda kaldıkları ifade edilmektedir. Öğrencilerin başvuru süreçlerinde yetersiz veya yanlış bilgilendirilmeleri vize, kayıt ve eğitim süreçlerinde beklenmedik sorunlar ile karşılaşmalarına sebep yarattığı tespit edilmiştir.

Gülcan ve diğerlerinin (2002) araştırma sonuçlarına göre, öğrenciler ideallerindeki üniveristeyi tanımlarken en çok akademik özelliklerin üzerinde durdukları belirtilmektedir. Akademik özellikler, nitelikli eğitim ve akademik personel, ezberden uzak bilimsel yayın ve araştırma ağırlıklı eğitim, eğitim sürecinde öğrencinin aktif katılımının sağlandığı özellikler olarak belirtilmektedir. Barut ve diğerlerinin (2012) araştırması, öğretim programlarının Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrencilerin kişisel mutlulukları, başarı zevkleri ve bilgi ihtiyaçlarını karşılamadığı, programların kalıcı öğrenmeyi sağlamaya yönelik bulunmadığı, üniversite idareci ve personelinin programların yürütülmesine olumlu katkılarda bulunmadığı vb. sonuçları vermiştir. Gökalp’ın (2012) araştırma sonuçlarına göre, uygulanan dersler, güncel, amaçlarına ve yaşama uygun şekilde, kalıcı öğrenmeyi sağlayacak şekilde işlenmemiş, programlar öğrencilerin kişisel mutlulukları ve başarı zevklerini sağlamamış, bununla birlikte öğretim elemanları programların etkili kullanılması bakımından yeterince gayret harcamamışlardır.

Beltekin ve Radmard’ın (2013) araştırma sonucuna göre, öğrencilerin öğretim elemanları ile eğitim-öğretim niteliği konusunda bazı olumsuz yargılara sahip oldukları tespit edilmiştir. Çağlar (1999) öğrencilerin, öğretim elemanların ilgisizliği, kitap yetersizliği, uyum sorunları, Türk dili yetersizliği, ekonomik sıkıntılar gibi sorunların, öğrencinin başarızlığına sebep olduğunu tespit etmiştir. Bir diğer araştırmaya göre, öğrencilerin eğitim-öğretimde en çok karşılaştıkları sorunlar, eğitim sistemindeki farklılıklar, öğretim elemanları ile iletişim yetersizliği, yurt yaşantısından kaynaklanan sorunlar olduğu belirtilmektedir (Özçetin, 2013). Darlaston-Jones ve diğerleri (2003) öğrencilerin öğretim üyeleri ile yakınlaşmayı istediklerini ve onların öğrenme ihtiyaçları ve kendi kişisel durumlarını bilmelerini beklediklerini belirtmektedirler.

Öğretim üyeleri ile ders ve ders dışı iletişim öğrenci performansını olumlu etkilemektedir. Bu bağlamda öğretim üyelerinin ders dışı ve ders içi öğrencilere zaman ayırabilmeleri öğrenci memnuniyetini artırmaktadır (Gülcan, vd., 2002). Öğrencilerin, öğretim

46

elemanlarının bilgili, coşkulu, ulaşılabilir, samimi, arkadaşlık ilişkileri içinde olmalarını bekledikleri belirtilmektedir (Voss, Gruber ve Szmigin, 2007).

SETA’nın (2012) araştırma sonuçları, öğrencilerin akademik ve sosyal beklentilerinden daha çok, ülke olarak Türkiye (ülkelerine göre ekonomik, teknolojik, mimari yönden daha gelişmiş bir ülke olması, tarihi, kültürel ve coğrafi güzelliklere sahip olması, kültürel ve manevi zenginliğe sahip bir ülke olması, İslam dininin tarihi ve kültürel miraslarla yaşıyor olması, vb.) ile ilgili beklentilerinin gerçekleştiğini gösterdiği ifade edilebilir. Bu bağlamda, günümüzde Türk ve Akraba Topluluklarına yönelik eğitim politikalarının uluslararası eğitime uygun, uluslararası öğrencilere yönelik işlemesinden daha çok siyasi, ticari, kardeşliği, akrabalığı geliştirmek amacıyla faaliyet göstermekte olduğu görülmektedir. Ayrıca, öğrenciler eğitim görmek istedikleri ülkeleri Türkiye dışı ülkeler olarak belirtirken, Türkiye’yi seçmeleri daha çok burs imkanlarının sağlanması nedeniyle ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, Türkiye’nin Türk ve Akraba Topluluklarına yönelik eğitim politikalarının daha çok siyasi, ticari, kardeşliği, akrabalığı geliştirmek amacıyla faaliyet göstermekte olduğu ve bu politikalar doğrultusunda Türkiye’ye Türk ve Akraba Topluluklarından eğitim için gelen öğrencilerin maddi imkanlar sağlandığı için geldikleri görünmektedir. Bu bağlamda, öğrencilerin Türk dili ve kültürünü öğrendiklerini ve kısmi olarak benimsediklerini, ilgili ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik, akrabalık ilişkilerinin gelişmesinde katkı sağladığını ve böylece projenin amacına ulaşmış olduğunu belirtmek mümkündür. Ancak, kendi imkanları ile gelecek öğrencilerin üniversite sınavına ancak Türkiye’de girebilmeleri, kazandıkları takdirde öğrenim vizelerini ancak kendi ülkelerine gidip almaları gerektiği ve oturum izni alma sürecinde karşılaşılan sorunlar öğrencilerin maddi zararlara uğraması, zaman ve enerji kaybı gibi unsurların eğitim alma isteğini azalttığı ifade edilebilir. Bu durum, yükseköğretimin uluslararasılaşması sürecinde aksaklıkların olduğunu göstermektedir.

Türkiye’nin yükseköğretim stratejik planında, yükseköğretimde uluslararasılaşmanın ve uluslararası öğrencilerin Türkiye’de eğitim görmelerinin, farklı kültür anlayışına sahip insanlar ile bir arada olmanın, barışsever, insan haklarına duyarlı, hoşgörülü toplum temsilcilerinin yetişmesi bakımından önemli olduğu ifade edilmektedir. Bu bağlamda, Türkiye’de yabancı öğretim üyeleri ve yabancı öğrenci sayılarının düşük seviyelerde olması büyük bir eksiklik olarak kabul edilmekte ve bunun düzeltilmesi gerektiği ifade edilmektedir (YÖK, 2007). İlgili araştırmalar, yükseköğretimde kalite güvencesinin olmayışı, başta doktora düzeyi olmak üzere, öğrencilerin düşük nitelikte mezun olması ve

47

buna bağlı olarak iş potansiyellerinin, insan kaynaklarının düşük olmasını ortaya çıkardığı belirtilmektedir (Toprak ve Erdoğan, 2013). Aynı şekilde, mezunların mesleki yetersizliği, öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun nitelik bakımından zayıf kaldıkları, üniversite eğitiminde yabancı dil ağırlıklı eğitimin verilmeyişi ve bununla birlikte eğitimin uluslararasılaşma düzeyinin yetersizliği belirtilmektedir (YÖK, 2007). Bu bağlamda, Türkiye’nin eğitim sisteminin kendi içinde, ilgili eksikliklerin çözümünü bekleyen sorunlar olarak devam ettiği ve yükseköğretimde uluslararasılaşmanın henüz arzu edilen düzeye ulaşmadığı ifade edilebilir.

İlgili araştırmalar incelendiğinde, uluslararası öğrencilerin çeşitli akademik ve sosyal sorunlar ile karşılaştıkları görülmektedir. Farklı araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalarda, ilgili sorunların sebepleri belirlenmiş, çözüme yönelik öneriler sunulmuştur. Bu çalışmada, öğrencilerin akademik ve sosyal beklentilerinin karşılanma düzeyi belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma bulguları, uygulanmakta olan eğitimin uluslararası öğrencilere daha cazip hale getirilmesi bakımından önemli görülmektedir. Alanyazın incelendiğinde, uluslararası öğrencilere sunulan eğitim programları ve sosyal hizmetlerde bazı aksaklıklar görülmektedir. Bu bağlamda, uygulanmakta olan eğitim programları ve sunulmakta olan sosyal hizmetlerin uluslararası öğrencileri dikkate alarak düzenlenmesi gerektiği ifade edilebilir. Yine, alanyazın incelendiğinde, üniversitenin hem akademik hem idari personelinin uluslararası öğrencilere yönelik sunulan hizmetlerde uluslararası tecrübelerinin yeterli olmadığı ifade edilebilir. Başka bir ifadeyle, akademik ve idari personelin uluslararası öğrencilerin ihtiyaçları veya sorunları ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve ilgili sorunları çözmede nasıl bir yönlendirme veya yöntem kullanacakları konusunda bilgilendirilmemiş odukları ifade edilebilir. Bununla birlikte, yerli öğrencilere yönelik uluslararası öğrenciler ile ilgili bir bilgilendirme toplantısı veya faaliyeti düzenlenmesi gerektiği ifade edilebilir. Küreselleşme süreci ve etkisi ile yükseköğretimde meydana gelen uluslararasılaşma ve öğrenci hareketliliği süreçlerinin yarattığı yeni dünya düzeni ve bu düzenin talep ettiği ihtiyaçlara göre ve değişen öğrenci taleplerine göre yükseköğretim sisteminin veya yükseköğretim hizmetlerinin öğrencilerin beklentilerine yönelik yeniden düzenlenmesi ilk olarak Türkiye’ye gelen uluslararası öğrencilerin yükseköğretimden doyum ve beklentilerinin karşılanması bakımından önemlidir. Türkiye’nin yükseköğretimde istenilen düzeyde uluslararasılaşması açısından bu öğrencilerin beklentilerinin dikkate alınması gerekmektedir. Bunun yanında, araştımanın Türkiye’nin yükseköğretimde uluslararasılaşma ve öğrenci hareketliliği faaliyetleri

48

doğrultusunda yararlı bilgiler sağlayacağı, uluslararasılaşma ve öğrenci hareketliliği faaliyetlerinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesine katkıda bulunacağı düşünülebilir. Araştırma bulguları YÖK, MEB ve diğer ilgili kurumlar için de bazı önemli çıkarımlar sunabilir.

49

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeli, evren ve örneklem, veri toplama araçları ve verilerin çözümlenmesinde kullanılacak yöntem ve teknikler belirtilmiştir.