• Sonuç bulunamadı

İŞLETMELERİN DK OLMALARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA (METODOLOJİ VE BULGULAR)

45 b) Beyhude olan yerine yararlı olan;

İŞLETMELERİN DK OLMALARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA (METODOLOJİ VE BULGULAR)

Literatürde DK olmayı kolaylaştırıcı faktörlere değinilmiş olsa da engeller konusunda bir boşluk olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın iddiası DK işletmelerin var olmasına engel teşkil edecek durumların bağlamdan kaynaklı olarak değişiklik arz edebileceğidir. Bu nedenle de araştırma daha sonra yapılabilecek karşılaştırmalı bir çalışmaya zemin oluşturmak amacıyla Türkiye’ye özgü engelleri fark etmeyi hedeflemiştir.

Çalışma nitel bir araştırma olarak tasarlanmıştır çünkü DK işletme olmayı başarmış işletmelerin üst düzey yöneticilerinin gözünden bir durum değerlendirmesini amaçlamaktadır. Engeller konusunda literatürün araştırmacılara genellenebilir bir araştırma yapma imkanı tanıyacak niteliği olmadığı düşünüldüğünde keşfedici bir araştırma tasarımın yerinde olduğu görülmektedir. Araştırmanın en temel kısıtı, iki büyük soruna dayanmaktadır. İlki literatürde net bir DK işletme tanımının olmamasıdır ki bu durum araştırmacıları örneklemlerini belirlemede oldukça zorlamıştır. İkinci sorun ise tespit edilen işletmelerden görüşme taleplerinin reddedilmesi ve bu nedenle ancak sosyal ağlarının imkan verdiği nispette erişilebilen işletmelerle görüşmelerin gerçekleştirilmesidir. Araştırmaya konu olan üç işletmenin üst düzey yöneticileri ile yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir.

136

İşletmeler literatürde belirtilen kriterlerden hareketle DK işletme özelliği taşımaları için a) Kuruluşundan itibaren 3 yıl içinde uluslararası pazarlara açılmış olmasına; b) Satışlarının en az %25’ ini ihraç ediyor olmasına ve c) Kobi statüsüne uygun bir işletme olmasına dikkat edilerek seçilmiştir.

Tablo 1. İşletmelerin Genel Özellikleri

Tablo 2. Kurucu özellikleri

İşletme Adı Eğitim

Durumu Yabancı Dil Bilgisi Yurt İçi Deneyim Uluslararası Deneyim Aİşletme

Kurucusu Lisans İngilizce Var Yok

B İşletme

Kurucusu MBA İngilizce Var Var

C İşletme

Kurucusu İlkokul Almanca Var Yok

DK işletmelerde, DK olma vizyon ve misyonun var olması vurgulandığı için kurucularının özellikleri etkili bir faktör olabilir diye değerlendirilmiştir. Üç kurucu da DK olmada kolaylaştırıcı bir etmen olarak sayılan yabancı dile sahipken yurtdışı MBA olanağına sadece bir kurucu sahiptir.

Görüşmelerin gerçekleştirildiği üst düzey yöneticilerin özellikleri de tablo 3.’de özetlenmiştir. A işletmesinin yöneticisi, 7 yıldır firmada yönetim kurulu başkanlığı yapmaktadır ve firma sahibinin oğludur. B işletmesinin yöneticisi, 7 yıldır firmada çalışmaktadır. C işletmesinin yöneticisi, dış ticaret ve pazarlama müdürüdür ve firma sahibinin oğludur.

İşletme Adı Faaliyet Alanı Kuruluş Tarihi/ İhracat Tarihi Şu an İhracat Yapılan Ülke Sayısı İhracatın Genel Satışlara Oranı Çalışan Sayısı (kuruluş ve mevcut) A İşletmesi İnşaat ve Mobilya 1989/1992 100’ den fazla ülke %25 20/90 B İşletmesi Metal 2005/2005 35-40 Ülkeye %60 4/60

C İşletmesi Makine 1995/1998 40’ dan

137

Tablo 3. Üst düzey yönetici özellikleri

İşletme Adı Eğitim

Durumu Mezuniyet Bilgisi Yaş Yabancı Dil Bilgisi Yurt İçi Deneyim Görevi A İşletmesi Yöneticisi Lise Şu an Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü okuyor. 25 İngilizce, Arapça, Urdu Yok Yönetim Kurulu Başkanı B İşletmesi Yöneticisi Lisans Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi

40 İngilizce Var İhracat Müdürü C İşletmesi Yöneticisi Lisans Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 31 İngilizce Yok Dış Ticaret ve Pazarlama Müdürü

Üst düzey yöneticilere yöneltilen ilk soru işletmenin nasıl ve niçin uluslararasılaşma kararı aldığını öğrenmek adına olmuştur. Literatüre göre DK firma olmanın ardında yatan en önemli nedenler yerel pazarın sınırlı olması ve ürünün kolaylıkla yurtdışına açılabilir nitelikte olmasıdır yani standart niteliklerinin olmasıdır.

‘‘Pazar yetmediği için yani biz 1989’ da mobilyaya Modoko’da başlıyoruz. Zaten İstanbul’ da bilinen bir yer. Modokoda 7 şubeye ulaştıktan sonra diyoruz ki o zamanki devlet teşvikleriyle beraber yurtdışına açılalım.’’ (A İşletmesi)

‘‘Patronun Çin’deki fırsatı görmüş olması…” (B İşletmesi)

‘‘Yurtdışı fuarlarına ve yurtiçi fuarlarına katılmaya başladığınız zaman zaten yurt dışındaki alıcılar, bayiler bizi buluyor. İnsanlar ihracat yapmaya karar vermiyor aslında konjektür onları oraya götürüyor. Aynı zamanda müşteriler geliyorlar sizi buluyorlar.’’ (C İşletmesi)

Verilen bu yanıtlar gösteriyor ki uluslararasılaşma kararı itici ve çekici faktörlerden etkilenmiştir. Özellikle A işletmesinin vermiş olduğu yanıt DK işletme yazını ile büyük oranda tutarlılık gösterirken, B ve C işletmelerinde talep yönlü bir çekici alan olduğu görülmektedir.

138

Ürünün standart olması ile ilgili cevaplarda ise B ve C işletmelerinin yöneticilerinin birbirinin zıttı yönünde açıklama yaptıkları görülmektedir. B işletmesi ürünün standart olmasının yurtdışı pazarlara açılmayı kolaylaştırdığı görüşüyle uyumlu iken C ise dünya geneline yayılmanın ardında yatan şeyin çeşitlendirme olduğunu vurgulamıştır.

‘‘Dünya çapında kullanılan bir şey olduğu için demir-çelik her yerde de aynı kalitede aynı özelliklerde tüketildiği için bizim ürünümüzün uluslararasılaşmamıza katkısı var.’’ (A İşletmesi)

‘‘Bizim ürünümüzün sektörü yok. Biz yaklaşık 40 çeşit makine üretiyoruz. Bunların tamamı farklı farklı sektörlere hitap ediyor. Biz inşaat sektörüne de hitap ediyoruz, otomotiv sektörünede hitap ediyoruz ya da örnek veriyorum kapılarda, pencerelerde kullanılan menteşeleri imal eden firmalara da hitap ediyoruz ya da ufak makinelerimiz var bunlar hobi için garajında, evinin altında çalışan kişilere hitap ediyoruz. Böyle olduğu zaman bir sektör yavaşladığı zaman diğer sektörden devam etme şansımız var. Ülkelere giriş yapacağımız zaman bu ülkede çelik konstrüksiyon , inşaat işi çok hızlı. O zaman farklı bir ürünümüzle giriş yapıyoruz daha sonra diğer ürünlerimiz giriş yapıyor. Bir ülkede talaşlı imalat çok fazladır, seri imalat çok fazladır oraya otomatik makinalarımızla giriş yapıyoruz daha sonra diğer makinalarımızla da giriş yapabiliyoruz. Dolayısıyla bizim ürünümüzün çeşitliliği çok fazla olduğu için ve metalin olduğu her sektörde bizim makinamız kullanıldığı için biz bu konuda şanslıyız.’’ (C İşletmesi)

Türkiye’ye özgü engelleri tespit edebilmek adına araştırmacılar, ortaklık ve çalışan profiline yönelik bir soru yöneltmeyi tercih etmişlerdir. Özellikle Türkiye’deki iş yapma ve iş ilişki biçimlerinin zorlaştırıcı bir yan olarak vurgulanıp vurgulanmayacağı merak edilmiştir.

‘‘Yurtdışına atılan adımdaki en büyük etken bence iş ortaklarından bir tanesinin yabancı dil ve lisans mezunu olmasıdır… Yurtdışına açılan şirketin ortakları arasında tek lisans mezunu benim babam olduğu için onun çok büyük bir faydası olduğunu düşünüyorum. En nihayetinde Türkiye’ de yabancı dile ihtiyaç duymazken sınırdan dışarı çıktığın andan itibaren sana İngilizce denilen bir dil lazım ama bunu sadece ortaklar arasında benim babam diye değil ama sadece o şahıs biliyor. Bununda artısı muhakkak olmuştur onlara.’’ (A İşletmesi)

‘‘Tabi patronumuzun özellikle geniş bir vizyonu var. Dünya vatandaşı… Kobiler için değerlendirecek olursak çok üstünde bir vizyonu var… Diğer çalışma arkadaşları içinde konuşacak olursak tabi herkes belli bir eğitim seviyesinde ve belli bir tecrübeye sahip. Onlarında tabi diğer daha önce çalıştıkları firmalardan edindikleri

139

tecrübeyle tabiki üstüne katıyoruz. Bizim bilmediğimiz birşeyi onlar bilmiş oluyor.’’ (B İşletmesi)

‘‘Arkadaşlarımız da işi sadece iş olarak düşünmez… ben burada profesyonel olarak çalışıyorum saat 18.30 olduğu zaman benim mesaim bitmiştir, bu kapıdan çıkar giderim diye düşünmez. Onlarda işi sahiplenir, kendi işleri gibi çalışırlar… Burada özverilerimiz vardır. Aynı şekilde yurt dışında da bir hafta içerisinde 4-5 tane ülke gezen arkadaşlarımızda vardır. Her gün farklı bir uçağa binip, farklı bir otelde kalıp bazen uyumadan firmalarla görüşen arkadaşlarımızda mevcut burada. Dolayısıyla bu iş birazda gönül işi bu işi para işi olarak düşünemeyiz.’’ (C işletmesi)

Verilen cevaplar bir anlamda çalışanların hem niteliğinin önemli olduğunu (dil ve tecrübe gibi) hem de işin işten daha fazlası olduğunun bilinmesine vurgu yapmaktadır.

Yine araştırmacıların Türkiye’ye özgü olduğunu düşündükleri engellerden birisi de iş yapma kültürü ve işlerin yürütülüş biçimidir. Bu bağlamda yöneticilere başka bir ülkede olsaydınız çok daha hızlı ihracata başlardım diyebilir misiniz şeklinde bir soru yöneltilmiştir.

‘‘Çin. Şundan dolayı çünkü Çin piyasası dışa yönelik bir piyasa.. bir başka açık pazar Dubai…. Gümrükler çok kolay prosedürler çok kolay daha doğrusu vergileri çok düşük bunlar bir ticaret adamı için çok önemli şeyler…Yani Dubai’yi Türkiye ile kıyaslarsak, Türkiye’ de bir malı ithal etmek için en iyi şartlarla 1 hafta 10 gün bekliyorsunuz. O prosedürler, bakanlıktan onaylar, Dubai’ de bu süre 24 saati geçmiyor.’’ (A İşletmesi)

‘‘Şöyle söyleyeyim hani mesela Türkiye’nin dezavantajı ihracatçı bir ülke değil desem’’ (B İşletmesi)

‘‘Yurt dışındaki özellikle Alman rakiplerimiz artık 150-160 yıllık firmalar yani biz firmalarla rekabete girdiğimiz zaman onları artık atalarından kalmış olan işlerle devam ediyor oluyorlar….’’ (C İşletmesi)

Üç görüşmeci de soruya farklı açılardan yaklaşmıştır. A işletmesi örnek ülke verebilmiş ve altında bürokratik nedenlerin yattığını belirtmiştir. Lakin B işletmesi Türkiye’nin genel olarak ihracatçı profile sahip olmadığından yakınmıştır. C işletmesi ise iş yapma tarihinin yani tecrübenin üzerinde durarak aslına hem makro hem de mikro seviyede iş kültürünün, birikiminin önemine değinmiştir.

Dolaylı olarak DK işletme olmada engellerin ne olabileceğini tespit etmek adına “Türk firması olmasaydım bu başıma gelmezdi dediğiniz bir olay var mı?” şeklinde bir soru yöneltilmiştir.

140

‘‘Türklere hırsız muamelesi yapılıyor. Model çaldığımız iddaa ediliyor… İtalya’daki fuarda Türkleri her standa sokmazlar.’’ (A İşletmesi)

‘‘Şimdiye kadar yaşadığımız herhangi bir problem olmadı. Türk firması olduk diye hiçbir problem çıkmadı önümüze. Başka sektörler için bir şey söylemeyeceğim ama bizim sektörde hiçbir problem yok.’’ (B İşletmesi)

‘‘Mısır pazarına bizden önce bazı Türk firmalar girmiş. Fiyat rekabetine girmek için özellikle Çinlilerle, biraz sabit davranamamışlar..Bu şekilde olunca daha sonra biz bu pazara girdiğimizde tabi Türk malına biraz daha ön yargı olduğunu söylediler.’’ (C İşletmesi)

Verilen yanıtlar gösteriyor ki yine özelikle iş yapma kültürünün bir Türk İmajı yarattığı söylenebilir ve bunun dünya genelinde bazı sorunlara neden olduğu ifade edilebilir.

Yine araştırmacılar tarafından dolaylı bir soru oluşturulmuştur ve bu kez imrenilen durumlar üzerinden Türkiye’ye özgü engellerin tespitine yönelik bir girişimde bulunulmuştur.

‘‘Kurulduğumuz yıllarda enflasyonun çok yüksek olduğunu söylüyorlar. Bir sene vadeli çek yazmanın çok büyük avantaj olduğunu söylüyorlar… O zamanki Türkiye’de ki firmaların veya devletin bu konuda tüketiciye, üreticiye daha doğrusu destek vermeyişi belki bir etken olabilir… Türkiye’ de o zamanlar için rüşvet çok büyük bir şeydi. İthalat, ihracat için gayriresmi çok resmi bedeller ödeniyordu…Hükümetler belki daha sağlam durabilseydi biz genel olarak ülke çok farklı yerlerde olurdu. …. bugün 50 sene öncenin Almanya’sına baktığımızda hiçbir şeyleri yok, bugün makine sanayisine yön veren bir ülke Almanya. Almanya ne idi ne oldu. Onlar bizden daha akıllı değildi. Onların ülkesinde bizim ülkemizdeki farklı farklı olaylar olmadığından dolayı onlar yürüdüler. Devlet verdi desteği üreticiye onlar bugün büyük markalar oldu. ……Politik problemler ister istemez ekonomiyi de yansıyor.’’ (A İşletmesi)

‘‘Şöyle bir şey var imajımız belki biraz daha iyi olsaydı. Belki bir made in Germany imajı, made in Turkey makinasında olsaydı bizde yurt dışına sattığımız bir birim fiyatı 1 TL’ den değil belki 1.5-2 TL den satabilirdik. Maalesef onun olmasını isterdim ama şu an bizim için o tren kaçmış durumda.’’ (C İşletmesi)

A işletmesinin özellikle devlet politikalarını öne çıkararak özendiği durumların güçlü devlet güçlü politikaları ve marka devlet olduğu görülmektedir. C işletmesinin ise A’da vurgulananlarla uyumlu olmakla birlikte istikrarlı bir ekonomi/döviz kuruna duyulan istek de görülmektedir.

141

Son olarak görüşmecilere Türkiye’de sıklıkla yaşanan krizlerin DK işletme olmada bir engel teşkil edip etmediği sorulmuştur.

‘‘Türkiye çok büyük krizlerden geçti..Bizim 2001’ den beri bizim Türkiye’de ofisimiz yok. Biz 2001 o krizden sonra Türkiye’de ki işleri kapatma kararı aldık ve o zaman bizim Türkiye’ de 20’ den fazla şubemiz vardı. Türkiye’de 89-2001 aralığındaki kadar büyüyemeyeceğimizi gördüğümüz zaman kapattık.’’(A İşletmesi)

‘‘2001 senesinde artık buraya da yeni bir yatırım yapalım dedik yeni bir yatırım yaptığımız zaman kriz olmaya başladığında da burayı elimizden çıkartmak zorunda kaldık. 2008’ de de aynı şekilde de elimizden çıkartmak zorunda olduğumuz yerler oldu. Kriz etkiledi mi? Tabi ki etkiliyor……Biz daha ziyade şu an son 2-3 yıldır biraz problem yaşıyoruz. O da biraz siyasi problemler. Örnek vermek gerekirse Almanya’dan ciddi bir bayilik anlaşması yapacaktır. Firma yerimize gelip hem makinalarımızı görecekti hem üretim kapasitesini görecekti. Maalesef istemediğimiz bir olay oldu Türkiye’ de Sultanahmet’te ki patlamada yaklaşık 10 tane alman vatandaşı öldü. Bu olayda tam arkadaşımızın gelmesinden bir gün olduğu için Türkiye’ye gelmekten vazgeçti ve daha sonra Türklerle çalışmak istemediğini söyledi. Biz geçtiğimiz eylül ayında da Chicago fuardaydık ondada şu şekilde bir olay yaşıyoruz. Amerikalılar geliyorlar, makinaları görüyorlar, makinaları beğeniyorlar, fiyatları beğeniyorlar ama iş nerede üretildiğini sormaya geldiği zaman Türk olduğunu öğrenince standımızı terk ettiler ya da bizimle darbeyi konuşmak istediler. Hangi taraftasın?” (C İşletmesi)

Sıklıkla yaşanan ekonomik krizlerin işletmelerin beklenen gelişimine etki ettiği tespit edildiği kadar terör kaynaklı krizlerin de yine ülke imajını etkilemesinden dolayı işletmelerin yurtdışı performansını etkilediği ileri sürülmüştür.

SONUÇ

DK işletmelerin toplam ihracata katkıları olduğu için ülkeler için büyük önem taşır. Türkiye’nin; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Adana, Eskişehir gibi birçok ilinde karşılaşabilecek olan DK işletmeler yayıncılık, makine, kimyasallar, elektrik, elektronik, inşaat, tekstil, kuyumculuk, plastik, bilişim, cam mozaik, tarım, otomotiv gibi çok farklı alanlarda faaliyette bulunmaktadır (Üner ve Kalyancuoğlu,2011; akt. Çavuşgil vd., 2011:144).

Çavuşgil, Knight ve Üner tarafından DK işletmelerin özellikleri başlığı altında bahsedilen ‘‘Yöneticilerinin güçlü uluslararası bakış açısına ve uluslararası girişimcilik yönelimine sahip olması’’ Türkiye’ye özgü bir engel olarak değerlendirilebilir. İşletmelerin uluslararası bakış açısına sahip olmasına yardımcı olan bazı etmenlerin eğitim ve yurt dışı deneyimi olduğu literatürde

142

gözlemlenmiştir. Ülkemizde uluslararası ticaret bölümlerinin yeni yeni açılması ve ekonomi bakanlığının dış ticaret farkındalığı yaratmaya yakın zamanda başlaması bugüne kadar eğitim konusunun Türkiye’ de yetersiz olduğunun göstergesidir. Yurt dışına çıkma konusunda ülkemiz özellikle Avrupa ülkelerine nazaran dezavantajlı konumdadır. Bunun en büyük sebeplerinden biri ülkemizin birçok ülkeyle vize serbestisi bulunmamasıdır. Öğrenciler açısından değerlendirildiğinde Erasmus programıyla öğrenciler yurt dışı deneyimi elde etmekle beraber yeterli sayıda öğrenci bu programı kullanamamaktadır.

Yine Çavuşgil, Knight ve Üner tarafından DK işletmelerin özellikleri başlığı altında bahsedilen ‘‘Gelişmiş iletişim ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak’’ Türkiye’ ye özgü diğer bir engel olarak değerlendirilebilir. Türkiye’den küresel bir teknoloji markasının çıkmaması ve gayri safi yurt içi hasıladaki ar-ge payının diğer ülkelere nazaran düşük olması; ‘‘Bu sonuca göre 2015 yılı merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge faaliyetleri için gerçekleştirilen harcamaların Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içerisindeki oranı %0,32, merkezi yönetim bütçe harcamaları içerisindeki payı ise %1,08 oldu.’’ (Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK], 2016)

Bu durum Türkiye’nin teknoloji konusunda yetersiz olduğunu gösterir. Genellikle DK işletmelerin teknoloji tabanlı olduğu düşünülürse ‘‘Küresel doğan işletmeler; yenilikçi, farklılaştırılmış, emsalsiz, özellikli, önde gelen, katma değeri yüksek ürünler pazarlama eğiliminde olan işletmelerdir. Bu ürünler sıklıkla bilim, teknoloji ve tasarım alanlarındaki gelişmelerden ortaya çıkarılmaktadır.’’ (Faiz ve Güner, 2015:960). Bu durumda teknolojik gelişmenin yetersiz olması küresel doğan işletme çıkarma potansiyelinin önündeki bir engel olarak değerlendirilebilir.

DK işletmelerin ortaya çıkışını kolaylaştırıcı etmenlerden olan ‘‘küresel şebekelerin artan yönü’’ Türkiye özgü engel olarak değerlendirilebilir. Şebekeler sayesinde küresel doğan işletmeler ihracata başlarken yurtdışından müşteriyi çok daha hızlı bulabilir. Fakat ülkemizde yurt dışı deneyim şansının çeşitli sebeplerle kısıtlı olması yurt dışı şebeke kazanımını engellemektedir.

Ülkemizde dil eğitiminin iyi verilmemesi sonucu ortaya çıkan dil bilme oranının yüksek olmaması firmalarımızın DK işletme olması önünde engel teşkil etmektedir. Çalışma, DK işletmelerin Türkiye’ de karşısına çıkan engelleri saptamak amacıyla yapılmıştır. Bu saptamayı yapmak adına 3 tane DK işletme ile görüşme yapılmıştır. Temel bulgular şu şekildedir:

- İşletmelerin sattığı ürünler ve yer aldığı sektör, işletmelerin uluslararasılaşmasını etkilemektedir. Ancak iki farklı durum tespit edilmiştir. Bir yönetici için standart

143

ürün üretiyor olmak avantaj iken bir diğerine göre adapte edilebilir ürün bir avantajdır.

- İşletme sahiplerinin vizyonları, yabancı dil bilgisi ve deneyimlerinin olmasının avantaj olarak görülmesi ters okumada olmamasının da engel teşkil ettiğinin bir göstergesidir ki literatürle uyumlu bir sonuçtur.

- Araştırmaya katılan işletmeler, başka ülkelerde yerleşik olsalardı daha hızlı ihracata başlayacaklarını ifade etmişlerdir. Bunun sebebini açıklarken bazı ülkelerin gümrük prosedürlerinin çok daha hızlı olduğunu, bazı ülkelerin ise düşünce yapısı olarak ihracata daha yatkın olduğunu belirtmişlerdir.

- İşletmeler, uluslararası pazarda Türk firmalarına karşı bir ön yargı olduğunu ve bu ön yargının işlerini zorlaştırdığını belirtmişlerdir. Türk mallarının, sadece ‘‘Made in Turkey’’ ifadesi olduğu için değerinden daha ucuza satılmak zorunda olduğunu ve bunun kar oranlarını önemli ölçüde düşürdüğünü ifade etmişlerdir.

- Araştırmaya katılan işletmeler, siyasi olayların, bombalama eylemlerinin ve darbe girişiminin işletmeleri uluslararası pazarda zor duruma soktuğunu ve müşteri kaybına uğradıklarını dile getirmişlerdir. Bunun yanında döviz kurundaki değişimlerin ve krizlerin özellikle Türkiye’ de gerçekleşen 2001 krizinin işletmelere kan kaybettirdiğini dile getirmişlerdir.

Gelecek araştırmalarda farklı sektörlerde işletme sayısı artırılabilir ve diğer ülkelerin DK işletmeleriyle karşılaştırmalı bir araştırma tasarlanabilir.

KAYNAKÇA

Bilkey, W. J. & G. Tesar (1977). “The Export Behavior Of Smaller Sized Wisconsin Manufacturing Firms”, Journal of International Business Studies, 3

(Spring/Summer), 93-98.

Cavusgil, S. T. (1980). “On the internationalization process of firms”, European

Research, 8(6), 273-281.

Czinkota, M. R. (1982). Export Development Strategies: US Promotion Policy. Praeger.

Çavuşgil, T., Knight, G., &M. Üner (2011). Türkiye' de Küresel Doğan İşletmeler, 1.baskı, Ankara: Detay Yayıncılık.

Faiz, E., &M. Üner (2015). “Uluslararası Girişimciliğin Proaktiflik Boyutu: Küresel Doğan İşletmeler Üzerine Nitel Bir Araştırma”, SBF Dergisi, 70(4), 957-981.

144

Gabrielsson, M. ve Kirpalani V.H.M. (2004) “Born Globals: How to Reach New Business Space Rapidly”; International Business Review 13, 555–571.

Johanson, J. & J.E. Vahlne (1990). “The Mechanism of Internationalization”,

International Marketing Review, 7(4), 11-24.

Knight G. A. &S.T. ÇAVUŞGIL (2004). “Innovation, Organizational Capabilities, and The Born Global Firm”, Journal of International Business Studies, 35(2), 124-141. Knight, G. A. (1997). Emerging paradigm for international marketing: The born

global firm. Doctoral dissertation, Department of Marketing and Supply Chain

Management, Michigan State University, 1–112.

Knight,G.A. & S.T. Cavusgil (1996). “The Born Global Firm: A Challenge to Traditional Internationalization Theory” S.T. Cavusgil (Ed.), Advances in

international marketing, 8, 11-26.

McDougall, P. P., Shane, S. &B.M. Oviatt (1994). “Explaining The Formation of International New Ventures: The Limits of Theories From International Business Research”, Journal of Business Venturing 9(6), 469-487.

Reid, S. D. (1981). “The Decision-Maker and Export Entry and Expansion”, Journal

of International Business Studies, 12(2), 101-112.

TÜİK (2016, Haziran 21) TÜİK Web sitesi:

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=21780 adresinden alındı.

Yıldırım, M. &A. T. Erdem (2016). “Küreselleşme ve Küresel Doğan İşletmeler: Konya Karatay Organize Sanayi Bölgesinde Nitel Bir Araştırma”, İktisadi İdari ve

145

ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ELEMANLARININ ÖRGÜTSEL SİNİZM