• Sonuç bulunamadı

Rize Halkevi Binası

Belgede Rize siyasi tarihi (1923-1950) (sayfa 173-200)

2. RİZE TÜRK OCAKLARI VE RİZE HALKEVİNİN FAALİYETLERİ

2.2. Rize Halkevi

2.2.5. Rize Halkevi Binası

Talimatnameye göre halkevleri için bina ve mefruşat temini CHP idare heyetinin göreviydi.844 Parti idare heyeti, vilayetin imkânları kısıtlı olduğu için Rize’de açılacak Halkevi için ayrı bir bina temin edemedi. Türk Ocağından kalan bir bina da yoktu.845

Partinin Piriçelebi Mahallesi’nde kira karşılığı kaldığı iki katlı bir bina vardı. Halkevinin de bu binada hizmete açılmasına karar verildi.846 Kararın ardından, daha öncede belirtildiği

839 BCA, 490.01/699.376.1.

840 BCA, 490.01/1521.191.1.

841 BCA, 490.01/699.378.1.

842 MEB, Millî Eğitim İstatistikleri, Ankara: Birinci Matbaa, 1947, s.45.

843 BCA, 490.01/699.376.1; BCA, 490.01/699.377.1; BCA, 490.01/698.375.1.

844 CHF, Halkevleri Talimatnamesi, s.7.

845 Ocakların kapatılmasıyla tüm mal varlıkları CHP’ye geçmişti. Ocaklara ait binaların kimi halkevi olarak kullanıldı. BCA, 490.01/107.426.1.

846 CHP, 1943 Kaza Kongreleri Dilekleri, Ankara: CHP Genel Sekreterliği Yayınları, 1944, s.430; BCA, 490.01/65.246.1.; BCA, 490.01/1628.657.2.

159

gibi Halkevine tahsis edilecek odalar için bina dâhilinde tadilat yapıldı ve kapatılan Türk Ocağının mefruşatının bir bölümü Halkevi için kullanıldı.847

Kısmen Halkevine tahsis edildiği için genişletme çalışmaları yapılan ve çatı aksamı değiştirilen Halk Partisi binasına yardım olmak üzere İyidere kereste fabrikası sahibi Sadıkzade Rüşen Bey 4 metreküp tahta ve ağaç, Çayelili İshakzade kardeşler de İstanbul’daki işyerlerinden yüz okka boya temin etmişlerdi.848

1932 yılının son ayında Halkevine tahsis edilen binanın üst kat inşaatı bitti ve Trabzon’dan getirtilen mobilyalarla döşendi. Alt kat inşaatı ise bir süre daha devam etti.849

Halkevinin kullandığı bu bina Rize’nin güzel binalarından birisi olsa da, faaliyetler için yeterli değildi.850 Bina, üst katta üç oda bir salondan, altta beş odadan oluşmaktaydı. Üstteki odalardan biri parti vilayet idare heyetinin, diğeri parti kaleminin, diğer üçüncü oda ise parti ilçe idare heyetiyle Halkevi heyetine aitti. Salonla alt kattaki beş odayı da Halkevi kullanmaktaydı.851 Yine bu odaların bir tanesi aynı zamanda Rize vilayet gazetesinin ofisiydi.852 1934 ve 1936’da Halkspor ve Şarspor’un kurulmasıyla bu beş odanın ikisi spor kulüplerine tahsis edildi. Bu tarihten sonra Halkevinin tüm şubeleri ve vilayet gazetesi üç odada faaliyetlerini sürdürmeye çalıştı.853 Bu odalardan biri kütüphane olarak kullanılıyordu. Ancak odaların rutubetli olması nedeniyle Halkevi kütüphanesi bir süre sonra Millî Eğitim Kütüphanesinin olduğu yere taşındı.854 1939 tarihli müfettiş raporunda kütüphanenin Halkevinde olması gerekliliğinden hareketle, parti binasının salonuna taşınmasının gerektiği, bu salona uygun kitap dolapları yapıldıktan sonra Millî Eğitim Kütüphanesi kitaplarının da bu salonda ve memurun nezareti altında istifadeye sunulmasının uygun olacağı belirtilmiştir.855

847 BCA, 490.01/65.246.1.

848 Rize (8 Kânunuevvel 1932), sayı: 69.

849 Rize (29 Kânunnevvel 1932), sayı: 72.

850 BCA, 490.01/636.99.1. 851 BCA, 490.01/698.375.1. 852 BCA, 490.01/1391.617.1. 853 BCA, 490.01/698.375.1. 854 BCA, 490.01/698.375.1. 855 BCA, 490.01/698.375.1.

160

Halkevinin bir müzesi ya da bir müze dolabı bulunmamaktaydı.856 26 Mart 1939’da bina 7.000 TL’ye sigorta ettirilmişti.857 Binanın mefruşatı genelde iyiydi.858 1940 yılı itibariyle Halkevi ses tesisatı dâhilinde bir radyo859, elektromotor gramofon ve bir amplifikatör ve buna bağlı üç genel hoparlörü vardı. 1300 küsur lira sarf edilerek yapılan bu tesisat akşam ve gecelerde günde dört buçuk saatle sınırlı olarak kullanılmakta ayrıca halka yerel havadis ve konferanslarla, Ankara radyosu da dinletilmekteydi.860

Halkevinin faaliyetlerdeki başarısızlığın önemli bir nedeni her zaman bina oldu. Faaliyetleri bir salon ve üç oda da yürütmeye çalıştı.861 Bu olumsuzluk hemen hemen tüm müfettiş raporlarına yansıdı ve Halkevinin yeni bir binaya ihtiyacı olduğu sürekli belirtildi. Parti ve hükümet binalarının yanı başında olan cezaevinin ve hususi muhasebeye ait harap sinema binası ve parti binası ile yol arasında kalan arsaların istimlaki suretiyle burada yeni bir Halkevi binasının Genel Merkezce yaptırılması talep edildi.862 Ancak Genel Merkez bütçe sıkıntısı nedeniyle yeni bina talebine hiçbir zaman olumlu yanıt vermedi.863

Bina, 1951’de halkevleri kapatıldıktan sonra farklı amaçlar için kullanıldı. Kapatıldığı yıl pansiyon olarak hizmet vermeye başladı. Ayrıca bazı derneklerin toplantılarına ev sahipliği yapmaya devam etti.864 Birkaç odası, maliyeye ait eski evraklar konulmak suretiyle arşiv olarak kullanıldı.865 1952’de Muallimler Birliği ile Okutma Derneği, faaliyetlerinde bu binadan istifade etti.866 Yine aynı yıllarda evin salonunda konferans ve film gösterimlerinde de bulunuldu.867

856 Bu bilgi, 1941 tarihlidir. Sonrasında müze ya da müze dolabı oluşturulup oluşturulmadığına dair bir bilgiye rastlanmamıştır. BCA, 490.01/970.718.1.

857 BCA, 490.01/1773.1193.1.

858 BCA, 490.01/698.375.1.

859 9 lambalı 220 voltla çalışan Philips marka bir radyo. BCA, 490.01/1237.120.1.

860 BCA, 490.01/1237.120.1.

861 BCA, 490.01/699.376.1; BCA, 490.01/699.377.1.

862 BCA, 490.01/699.376.1

863 BCA, 490.01/699.376.1; BCA, 490.01/636.99.1; BCA, 490.01/698.375.1; Genel Merkez,1940 yılında aynı talebe verdiği olumsuz yanıtta bu sefer bütçe sıkıntısı ek olarak 2. Dünya Savaşı’nın getirdiği demir buhranını da gerekçe gösterdi. CHP, 1940 Kongre Dilekleri, Ankara: CHP Genel Sekterliği Yayınları, 1941, s.582.

864 Zümrüt Rize, (24 Eylül 1951), sayı: 22; Zümrüt Rize, (26 Temmuz 1955), sayı: 1309.

865 Zümrüt Rize, (26 Kasım 1951), sayı: 23.

866 Zümrüt Rize, (20 Eylül 1952), sayı: 267; Zümrüt Rize, (15 Haziran 1952), sayı: 177.

161

2.2.6. Rize Halkevinin Faaliyetleri 2.2.6.1. Yıllara Göre Faaliyetler

1932 Yıllık Faaliyetleri

Rize Halkevi kuruluşunun ardından hemen çalışmalara başladı. 14 Temmuz 1932’de ikinci toplantısını yaptı. Toplantıda spor ve temsil şubelerinin hemen faaliyete geçebilmeleri için ihtiyaç duydukları malzemelerden acil olanların alınması kararlaştırıldı. Bu iş için Uğuz Bey’in başkanlığında komite temsilcilerinden oluşan bir heyet oluşturuldu. Heyete, Halk Partisinden bütçe çıkıncaya kadar avans olarak iki yüz lira alması ve bu parayla malzemeleri temin etmesi için de heyete yetki verildi.868

Bundan sonraki çalışma çocukların eğitimine yönelik oldu. Çocukların öğrenimini güçlendirmek gerekiyordu. Bunun için Halkevinde bir dershane açılacağı duyuruldu. Talebi artırmak ve çocukları daha iyi çalışmaya sevk edilmek için başarılı olanlara ödül verilmesi kararlaştırıldı. Buna göre; birinci öğrenciye 30 lira, ikinci öğrenciye 25 lira, üçüncü öğrenciye 20 lira, dördüncü öğrenciye 15 lira ve beşinci öğrenciye 10 lira verilecekti.869 Ancak açılan dershaneye öğrenciler pek rağbet göstermedi.870

Halkevlerinde en çok önem verilen hususların başında bayram kutlamaları ve anma törenleri gelmekteydi. Halkevi, her dönem bayramlarda ve belirli kişilerin anma törenlerinde önemli bir rol üstlenmiştir. Bu yöndeki ilk sınavını da 30 Ağustos’ta verdi. Zafer ve Tayyare Bayramı kapsamında Halkevi Spor Şubesi ödüllü koşu, çuval, yumurta ve sırık yarışmalarıyla futbol müsabakaları düzenlendi. Oyunlar akşama kadar sürdü. Akşam Temsil Şubesinin hazırladığı müsamere büyük beğeni topladı. Güzel Sanatlar Şubesinin saz heyeti geceyi canlı tuttu.871 Bundan sonraki bayram törenleri de genelde hep bu formatta oldu.872

868 Rize, (21 Temmuz 1932), sayı: 49.

869 Rize (21 Temmuz 1932), sayı: 49.

870 Rize (1 Eylül 1932), sayı: 55.

871 Rize (1 Eylül 1932), sayı: 55.

872 Bazı törenlerde ek olarak konferanslar da verilmekteydi. Rize (27 Teşrinievvel 1932), sayı: 63; Rize (3 Teşrinisani 1932), sayı: 64.

162

Tüm bu faaliyetlerin yanında halkevlerinin olmazsa olmazı konferanslar verilmeye başlandı. Evin tadilatta olması nedeniyle ilk konferanslar Millî Kütüphanede verildi.873

Ortaokul tarih öğretmeni Enver Bey 4 Ekim 1932 Salı günü düzenlenen konferansta, Türklerin Orta Asya’dan Avrupa’ya doğru nasıl yayıldıkları ve kurdukları medeniyetlerden bahsetti. Beğenilen bu konferansın devamı ikişer hafta arayla toplam dört seri olarak sürdü.874

İkinci konferansta bir sonraki hafta Salı günü Millî Kütüphanede yapıldı. Doktor İsmail Ferit Bey tarafından verilen konferansta böceklerin insanlar üzerinde yaptığı tahribattan ve sıtmadan bahsedildi. Özellikle il dâhilinde görülen Ankilostom875 hastalığı üzerinde fazlaca duruldu.876 İlk konferansa olduğu gibi bu konferansa da ilgi büyük oldu. Bu sağlık konferanslarının her hafta Salı günü yapılmasına karar verilmişse de877 program her hafta olarak gerçekleştirilemedi.

13 Ekim günü Halkevi İdare Heyeti bir toplantı yaptı. Toplantıda şubelerin durumu ve çalışma esaslarıyla faaliyetler için gerekli bütçe görüşüldü. Halkevleri için gerekli parayı temin etmek Halk Partisinin göreviydi.878 Bu yüzden oluşturulan bütçe tasdik edilmek üzere Halk Partisine gönderildi. Ancak parti gerekli maddi yardımı yapmaya imkânı bulunmadığı için para gerektirmeyen faaliyetlere yönelmelerini istedi.879 Böylece faaliyetlerin yapılabilmesindeki en önemli etken olan bütçe daha ilk günlerden eksikliğini göstermeye başladı.

Bu durum karşısında Sergi ve Müze Şubesi çalışamayacağını bildirerek istifa etti. Köycü ve Sosyal Yardım Şubeleri yeni çalışma programı oluştururken, Spor, Temsil ve Güzel Sanatlar Şubeleri ise İl Özel İdare’nden aldıkları 1.000 liralık yardım sayesinde bazı ihtiyaçlarını temin etmiş olduklarından faaliyetlerine devam etti. Aynı günlerde Valinin isteği üzerine Halk Dershaneleri Şubesi hapishanede bilmeyenlere okuma-yazma

873 Rize (1 Kânunievvel 1932), sayı: 68.

874 Rize (6 Teşrinievvel 1932), sayı: 60; Rize (20 Teşrinievvel 1932), sayı: 62; Rize (10 Teşrinisani 1932), sayı: 65; Rize (24 Teşrinisani 1932), sayı: 67.

875 Halk arasında “Kancalıkurt” hastalığı olarak bilinmektedir. O tarihlerde bu hastalık Rize’de pek çok kişide görülmüştür. Konuyla ilgili geniş bilgi için bk. Recep Koyuncu, Tarihin Tozlu Sayfalarından; Rize’de

Sağlık, Rize: Çınar Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yayınları, 2014. 876 Rize (13 Teşrinievvel 1932), sayı: 61.

877 Rize (13 Teşrinievvel 1932), sayı: 61.

878 CHF, Halkevleri Talimatnamesi, s.7.

163

öğretmek, bilenlere de bilgilerini artırmak üzere bir kurs açtı.880 Bu çalışmaya ek olarak müsait günlerde halktan talep edenlerin öğretmenler tarafından okutulması kararlaştırıldı.881 Bu çalışmalarda biraz ilerleme kaydedildiyse de uzun vadede yürütülemedi.882 Şubenin sonraki yıllarda Rize’deki başlıca çalışma alanını ülke genelinde olduğu gibi bu okuma-yazma kursları oluşturdu.883

Halkevinin ilk yaptığı anma töreni, 25 Ekim Salı günü gerçekleşti. Ölüm yıl dönümü olması münasebetiyle Ziya Gökalp hakkında bir konferans verildi. Ortaokul Türkçe Öğretmeni Sıtkı Bey tarafından Halkevinde verilen konferansta884 Gökalp’in hayatından ve eserlerinden bahsedildi.885

Mutat olduğu üzere Salı günü konferansları aynen devam etmekteydi. Ancak katılım günden güne düşüyordu. Faaliyetlerin yapılabilmesinde paradan sonra en önemli etken olan iştiraki sağlama sorunu da böylece ortaya çıkmaya başladı. Katılımı artırmak için Salı günü konferanslarının hafta tatili olan Cuma günü886 saat 14.00’e kaydırılması kararlaştırıldı. Şüphesiz şehrin en kalabalık anı Cuma günü özellikle de cuma namazı sonrasıydı. Cuma günü verilmeye başlayan konferansların ilki 25 Kasım günü Enver Bey’in tarih konulu dördüncü konferansı oldu.887

Bu arada Samsun Halkevi Reisliği, Rize Halkevine, Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti’yle ortaklaşa büyük bir Yerli Mallar Sergisi açacaklarını bildirdi ve Rizeli müstahsillerinde bu sergiye katılmaları için bir davetiye gönderdi. Dokumacılık ve örme işleriyle uğraşan Rizelilerin, Samsun gibi iktisadi öneme sahip bir yerde böyle bir etkinliğe

880 Rize (20 Teşrinievvel 1932), sayı: 62.

881 Rize (1 Kânunievvel 1932), sayı: 68.

882 Sıtkı Bey (Can), “Rizemizde Halk Dersanelerine İhtiyaç Yok mu?”, Çoruh, (11.10.1934), s.1.

883 CHP, XVI. Yıldönümünde Halkevleri ve Halkodaları, Ankara: Ulus Basımevi, 1948, s.19.

884 Konferanslar yukarıda da bahsettiğimiz üzere Halkevinin tadilatta olması nedeniyle Millî Kütüphanede verilmekteydi. Bahsi geçen konferansın Millî Kütüphane yerine Halkevi salonunda veriliyor olması geniş katılımlı bir etkinlik olarak düşünülmediğinden olsa gerekir.

885 Rize (20 Teşrinievvel 1932), sayı: 62; Rize (27 Teşrinievvel 1932), sayı: 63.

886 Hafta tatili 1935 yılına kadar Cuma günüydü. 27 Mayıs 1935 tarih ve 2739 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun’un yürürlüğe girmesiyle hafta tatili Cumartesi öğleden sonra ve Pazar günü tam gün olmak üzere değiştirildi. Bk. Resmi Gazete (1 Haziran 1935), sayı: 3017.

887 Rize (24 Teşrinisani 1932), sayı: 67. Bir sonraki hafta Doktor İsmail Ferit Bey “Verem” konulu bir konferans verdi. Aynı tarihlerde ilköğretim müfettişi Cavit Bey de meslek arkadaşlarına Kurtuluş İlkokulunda iki konferans verdi. Rize (1 Kânunievvel 1932), sayı: 68; Rize (1 Kânunievvel 1932), sayı: 68.

164

katılmalarının hem kendilerine hem de ile il için katkı sağlayacağı düşünülerek etkinliğe katılmak isteyenler için duyurular yapıldı.888

Bir başka önemli çalışma ise öğrencilere yönelik yürütüldü. Şehre, civar köy ve kasabalardan okumaya gelen ilk ve ortaokul öğrencilerinin pek çoğu gidiş-dönüş imkânı bulamadığından burada ev tutmaktaydı. Köycü Şubesi, şehrin muhtelif yerlerinde ev tutarak dağınık şekilde kalan bu öğrencileri tek bir çatı altında toplamak, tahsillerini tamamlamalarına yardım etmek ve ufak tefek ihtiyaçlarını temin etmek için çalışmalara başladı. Bunun yanı sıra Pazar günleri şehre gelen ve resmi dairelerde işi olan fakir köylülerin işlerini takip etmeye ve dilekçelerini ücretsiz yazmaya yönelikte önemli bir çalışmayı başlattılar.889 Muntazam devam etmediği anlaşılan bu uygulama hafta tatilinin Pazar gününe kaydırılması nedeniyle sonraki yıllar pazartesi ve perşembe günleri olarak sürdü.890

Rize Halkevinin yeterli üye bulamadığı için açılamayan iki şubesi vardı. Bunlardan biri Tarih, Dil ve Edebiyat Şubesiydi. Dil inkılabına yardım etmek düşüncesiyle bu şubenin biran önce aktif olması isteniyordu. Üye çalışmaları sonrası yeterli sayıya ulaşınca, şube Aralık ayının ilk haftası içinde açıldı.891 Açılışının ardından şube, halk arasında gerçek Türkçe sözleri toplamak, mahalli lehçeleri tespit etmek, şiir, mani ve koşmaları derleme faaliyetlerine girişti.892 Bu çalışmaların asıl yürütücüsü olan Türk Dil Cemiyeti, çalışmaları daha kapsamlı yürütmek için 1933 yılının ilk ayında bir uygulama başlattı. Tüzüğün 12. maddesine göre halkevlerinin dil, tarih ve edebiyat şubeleri bu cemiyetin vilayet merkezlerini oluşturacaktı.893 Böylece Rize Halkevinin Dil, Tarih ve Edebiyat şubesi farklı iki merkezde görev alarak büyük bir çalışmanın içerisinde yer aldı. Kendisine verilen görevler ışığında Rize’de yaşayan atasözlerini toplayan şube, bunları Rize gazetesinde “Dil Köşesi” adı altında yayımlamaya başladı.894 Bu faaliyet diğer haftalarda da devam etti.895

888 Rize (24 Teşrinisani 1932), sayı: 67.

889 Rize (22 Kânunievvel 1932), sayı: 71.

890 Çoruh ( 13 Haziran 1935), sayı: 197; Halkevlerinin 1935 Senesi Faaliyet Raporları Hülasası, s.93.

891 Rize ( 8 Kânunievvel 1932), sayı: 69.

892 Rize (22 Kânunievvel 1932), sayı: 71.

893 CHF Kâtibiumumiliğinin Fırka Teşkilâtına Umumi Tebliğatından Halkevlerini Alakadar Eden

Kısım, s.12

894 Rize (16 Şubat 1933), sayı: 79.

895 Rize gazetesinin Şubat ve Mart ayı sayılarında “Dil Köşesi” başlığı altında Dil, Tarih ve Edebiyat Şubesinin bu yönde çalışmaları görülmektedir.

165

Şubeler, bakıldığında özellikle halkevlerinin açıldıkları ilk yıllarda Türk Dil Kurumunun tabii birer üyesi gibi çalışmışlardır.896

Yıl sonu itibariyle Halkevi açılalı altı ay olmuştu. Geçen süre değerlendirildiğinde, faaliyetlerin yetersiz olduğu göze çarpmaktadır. Dil, Tarih ve Edebiyat Şubesi, Türkçe kelimeler derlemekle meşgul olmuş, dört konferans vermişti. Güzel Sanatlar Şubesinin müzik şubesi kısmen çalışmıştı.897 Talimatnameye göre Temsil Şubesi her ay bir müsamere vermesi gerekirken898 altı aylık süreçte sadece bir oyun sahneleyebildi. Spor şubesi birkaç etkinlik dışında belirgin bir faaliyet yürütemedi. Sosyal Yardım Şubesi, bir muayeneevi tesis ederek buraya müracaat eden vatandaşların muayenelerini gerçekleştirmekle, ilâçlarını belediyeden ve kendi bütçesinden temine çalıştı. Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesi, başarısız birkaç girişim dışında, üç konferans vermekle yetindi. Aralarında en faal Köycüler Şubesi oldu. 120 köylünün resmi dairelerdeki işlerini takip etmiş, fakir köylülerin reçetelerini yaptırmış, üç köyü ziyaret etmiş, köylülerle hasbihallerde bulunmuş, bazı kabiliyetli köylü çocuklarını okullara yerleştirmiş ve Pazar günleri köy heyetlerini Halkevine davetle görevleri hakkında onları bilgilendirmeye çalışmıştı.899

Köycülük Şubesinin bu denli aktif olması partinin dolayısıyla Halkevinin şubeye verdiği önemden kaynaklanmaktaydı. Tüm yurtta olduğu gibi Rize’de de halkın çoğunluğu bucak ve köylerde yaşıyordu. 1927 nüfus sayımına göre il nüfusunun %90’2’si bucak ve köylerde yaşıyordu.900 1940’a gelindiğinde bu oran yine değişmeyecekti.901 Bu nedenle köycülük şubesi son dönemlere kadar köylülere yönelik önemli faaliyetlerde bulunacaktır.

1933 Yılı Faaliyetleri

Halkevinin en fazla yaptığı programlar konferanslardı. Bunun en önemli nedeni bütçe gerektirmeden yapılabilecek bir etkinlik olmasıydı. Kaldı ki konferanslar, parti ideolojisinin halka benimsetilmesinin, sağlık, eğitim ve kültürel alanlarda halkın yetiştirilmesinin şüphesiz en önemli aracıydı. Ancak katılımın sağlanması yönünde hâlâ

896 CHP, Halkevleri ve Halkodaları’nın 1942 Çalışmaları, Ankara, 1943, s.4.

897 Halkevlerinin 1933 Senesi Faaliyetleri Raporları Hülâsaları, Ankara: Hâkimiyeti Milliye Matbaası, 1934, s.66.

898 CHF, Halkevleri Talimatnamesi, s.11.

899 Halkevlerinin 1933 Senesi Faaliyetleri Raporları Hülâsaları, s.66.

900 BİUM, Ehsabi Yıllığı, s.20.

166

ciddi sıkıntılar vardı. Konferans gününün Cuma gününe kaydırılması ufak bir hareketlenme getirdiyse de katılım zamanla yine düştü. Konuyla ilgili Şubat ayında Valinin de katıldığı bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda halkı Halkevine ısındırmak ve devamlı gelmelerini sağlamak için her Cuma günü konferansların yanında eşya piyangosu çekilmesi, sazlı ve sözlü eğlenceler tertip edilmesi kararlaştırıldı.902 “Cuma Dernekleri” olarak adlandırılan ve 18 yaşından büyük herkese açık olan bu toplanmalar hakkında halka duyurular yapılmaya başlandı.903

İlk Cuma Derneği 10 Şubatta düzenlendi. Salon tamamıyla doldu. Önce saz heyeti bazı parçalar seslendirdi. Daha sonra kazananlara çeşitli eşyaların hediye olarak verildiği tombala çekildi. Ardından öğretmen Sıtkı Can büyük şair Abdülhakhamit Bey’in doğumunun 81. yıl dönümü münasebetiyle şairin hayatı ve eserleri üzerine bir konferans verdi.904 Son olarak yapılan tombala ve piyango çekilişleriyle program bitirildi.905 Aynı ay içerisinde Tarih, Dil ve Edebiyat Şubesi başkanı Arif Bey Fransızca öğrenmek isteyenler için Halkevinde bir kurs açtı. Pazartesi ve Perşembe olarak haftada iki gün akşam 18.00’de başlayan derslere başta memurlar olmak üzere yoğun ilgi oldu.906

Şubat ayı içerisinde yapılan bir başka önemli etkinlik, halkevlerinin açılışının birinci yıl dönümü ve yeni açılan halkevlerinin açılışlarının kutlanması münasebetiyle 24 Şubat 1933 Cuma günü düzenlenen programdı. Bu etkinlik tüm halkevlerinde aynı anda yapılacaktı. Rize’deki etkinliğe halkın ilgisi yoğun oldu. Saat on ikiden itibaren herkes Halkevine gelmeye başladı. Saz heyeti çaldığı parçalarla ortama neşe kattı. Ardından Avukat Cemil Orhan Bey halkevlerinin kuruluş maksat ve amaçlarına dair bir konuşma yaptı. Sonrasında tombala çekildi. Bir genç tarafından Bursa olayları907 nedeniyle yazılıp gazetede neşrolunan Yobazlara adlı şiir bir ortaokul öğrencisi tarafından okundu ve bu

902 Rize (9 Şubat 1933), sayı: 78. Benzer sorun diğer halkevlerinde de vardı ve çözümde aynı yol izlenmişti. 1939’daki bir yayımda konuyla ilgili şöyle denilmekteydi: “Halkevleri ilk açıldıkları sıralarda dinleyici bulabilmek için konferansın yanına bir piyes veya müzik parçası da ekleme lüzumu görüyorlardı.” CHP,

1939’da Halkevleri, Ankara: Recep Ulusoğlu Basımevi, 1939, s.4. 903 Rize (9 Şubat 1933), sayı: 78.

904 Konferansta Sıtkı Bey, Abdülhakhamit’in, kardeşi Nasuhi Bey’in Rize’de mutasarrıflığı zamanında Rize’ye geldiğinden ve buradan aldığı ilhamla İbni Musa adlı eserini yazdığından bahsetti. Rize (16 Şubat 1933), sayı: 79.

905 Rize (16 Şubat 1933), sayı: 79.

906 Rize (9 Şubat 1933), sayı: 78.

907 1 Şubat 1933’de Bursa Ulu Cami’de ezanın Türkçe okunması bazı vatandaşların tepkisine neden oldu. Bu durum “Bursa Olayı” olarak adlandırılmıştır. Konuyla ilgili bk. Dikici, “İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi”, 84-88.

167

vesileyle olaylar bir kere daha nefretle kınandı. Son olarak saat 15.00’te Ankara’dan yapılan açılış konuşmaları kesintili bir şekilde olsa da dinlenerek program sonlandı.908

Sonraki yıllarda da bu faaliyet benzer düzende devam etti.909

Cuma dernekleri muntazam bir şekilde sürmekteydi. Bu arada katılımcıların bazı davranışları eleştirilere neden olmaya başlamıştı. Salona girenlerin palto ve pardösüsünü çıkarmaması, şapkasını elinde tutması hoş karşılanmıyordu. Ayrıca 18 yaşından küçüklerin gelmesi yasak olduğu halde bazı vatandaşlar bu yasağı ihlâl etmekteydi.910 Ancak eskiye nazaran toplantılara katılım artmıştı.911 Genel Merkez konferansa halkın ilgi göstermesi için bir tedbir olarak partililerin de burada bulunması gerektiği hususunda parti yönetimlerine bir yazı göndermişti.912 Genelde program formatı hep aynıydı. Sazlı sözlü eğlenceler, tombala çekilişi ve konferans. Bazen yeni şeyler de ekleniyordu. Örneğin beşincisinin düzenlendiği 10 Mart Cuma günlü programda Fındıklı Hâkimi Şevket Bey’in dokuz yaşındaki oğlu Mehmet, herkesin çok beğendiği bir monolog söylemişti.913

Her hafta farklı konular işleniyordu. Konuların bazıları devrimleri yerleştirmeye yönelikken,914 bazılarıysa halkı günlük sorunlara karşı eğitmek amaçlıydı.915 Yedincisinin yapıldığı 24 Mart’ta ise saz heyeti biraz daha zenginleşti. Haftanın konuşmacısı Ortaokul tarih öğretmeni Enver Bey’di.916 Genel Merkezin, halkta Türk milliyetçiliği duygularını geliştirmeye yönelik maddelerinde yer aldığı talimatından hareketle917 konferansta Mete, Cengiz, Atilla, Balamir gibi eski Türk büyüklerinin birer tarihçesi anlatıldı ve bunların akın ettikleri ülkelerden, meydana getirdikleri eserlerden ve kahramanlıklarından bahsedildi. Programın sonunda Sıtkı Bey, Yaşar Nabi Nayır’ın Mete adlı oyunundan bir bölüm

908 Rize (2 Mart 1933), sayı: 81.

909 Diğer bazı yıllara ait “Halkevleri Açılış Kutlamaları” için bk. BCA, 490.01/960.718.1; BCA, 490.01/963.727.2; Rize (29 Şubat 1936), sayı: 232; Rize (26 Şubat 1938), sayı: 333; Rize (2 Mart 1940), sayı: 435; Rize (28 Şubat 1942), sayı: 534.

910 Sıtkı (Can), “Muaşeret Usulünde Noksanlıklarımız”, Rize, (09.03.1933), s.1.

911 Rize (16 Mart 1933), sayı: 83.

912 Yazıda belirtilen duruma ek olarak, konferanslarda istemeden parti program ve prensipleri haricinde

Belgede Rize siyasi tarihi (1923-1950) (sayfa 173-200)