B. Sıffin Savaşının Başlaması ve Diğer Hadiseler
5. Hakemlerin Bir Araya Gelmesi
Hakemler, Sıffin'de karar verdikleri gibi ramazan ayında bir araya geldiler683. - Vakıdî’nin ifadesine göre hakemler, şaban ayında bir araya gelmişlerdir-684 Dûmetu'1- Cendel'in Ezruh mıntıkasında buluştular.685 Hz. Ali, ramazan yaklaşması münasebetiyle Şureyh b. Hani komutasında dört yüz süvariyi yola çıkardı.686 Beraberlerinde Ebû Mûsâ ile Abdullah b. Abbas da vardı. İmamlığı Abdullah b. Abbas yapıyordu. Muâviye de Şamlılardan dört yüz süvariyi Amr b. el-Âs'la birlikte yola çıkardı. Bunların arasında Abdullah b. Ömer de vardı. İki taraf, Dûmetu'1-Cendel'in Ezruh mıntıkasında bir araya geldiler.687 Burası Şam ile Kûfe şehirleri arasında orta bir yerdedir. Buradan Kûfe'ye ve Şam'a dokuzar konaklık yol vardır.688
677
İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 280.
678
Yıldız, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, II, 249.
679
el-Belâzurî, Ensâb, III, 133.
680
İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, II, 680; Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiyâ, I, 553.
681
İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 284.
682
en-Nahl, 16/91.
683
İbn Kuteybe, el-İmâme, I, 109.
684
İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 281; es-Suyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 175.
685
el-Belâzurî, Ensâb, III, 117; İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, II, 670; İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 276.
686
İbn Sa’d, et-Tabakât, IV, 256; İbnu’l-Cevzî, el-Muntazam, V, 126; Şiblî, Asr-ı Saâdet, s. 101.
687
el-Belâzurî, Ensâb, III, 117; Yıldız, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, II, 243.
688
İki hakem bir araya gelince müzakerelere başladılar.689 İbn Kuteybe müzakerelerin günlerce sürdüğünü bazen alenen bazen de kapalı celseler halinde devam ettiğini, hatta bazen halkın anlaşmadan ümitlerini kestiğini bildirir.690 Amr b. el-Âs, müzakerede ilk olarak sözlerine Ebû Mûsâ’yı yücelterek başladı ve konuşmada ilk sözü ona vererek saygı duyduğunu gösterdi.691 Sıra kendisine geldiğinde Muâviye'yi halife olarak kabul etmesi için Ebû Mûsâ’yı zorladı ve onda ısrar etti. Ancak Ebû Mûsa, onun bu teklifini kabul etmedi.692 Sonra Amr b. el-Âs, oğlu Abdullah'ın halife olmasını kabul etmesi için Ebû Mûsâ'ya ısrar etti. Ebû Mûsâ, bu teklifi de kabul etmedi.693 Ebû Mûsâ, Abdullah b. Ömer'i halifeliğe tayin etmeleri için Amr b. el-Âs'a teklif getirdi. Amr b. el-Âs, bu teklifi kabul etmedi. Sonra ikisi birlikte Muâviye ile Ali'yi azledip halifeliğin şûrâ usulü ile tespitinde anlaştılar ki, insanlar beğendikleri birini halife olarak seçsinler. Bu esasta anlaştıktan sonra hakemler, insanların toplu olarak bekledikleri yere geldiler.694
Rivayetlere göre Amr b. As, Ebû Mûsa'ya konuşmada önceliği vererek695 şöyle dedi: “Ey Ebû Mûsa, kalk da üzerinde anlaşmaya vardığımız şeyi insanlara duyur.”696 Bunun üzerine Abdullah b. Abbas, Ebû Mûsa’yı uyardı.697 Onun hilekâr birisi olduğunu,698 eğer bir konuda ittifak etmişlerse ilk olarak Amr’ın konuşması gerektiğini bildirdi.699 Ancak Ebû Mûsa, beraber aynı konuda ittifak halinde olduklarını söyleyerek kalkıp insanlara konuşma yaptı.700 Allah'a hamd ve senâda bulunduktan sonra Rasûlullah'a salat ve selam getirerek şöyle dedi: “Ey insanlar! Bizler, ümmetin hilafet işini gözden geçirdik. Ve bu ümmetin işlerinin salaha ermesi ve başlarına gelen her türlü felaketin savuşturulabilmesi için bir konuda anlaştık ve fikir birliğine vardık.701 Kararımız şudur: “Ali'yi ve Muâviye'yi bu görevden uzaklaştırarak işi Müslümanların şurasına havale edelim. Onlar, arzu ettikleri birini başa geçirsinler. Ben şu anda Ali'yi ve Muâviye'yi görevden azlediyorum.702 Siz kendi işinizi yüklenin. Ve kendi aranızda ehil gördüğünüz birisini bu işe seçin.” Böyle dedikten sonra Ebû Mûsâ, kenara çekildi. Arkasından Amr b. el-Âs, ayağa kalkarak şöyle dedi: “Bu adamın
689
Şiblî, Asr-ı Saâdet, s. 101.
690
İbn Kuteybe, el-İmâme, I, 99.
691
ed-Dineverî, el-Ahbâr, s. 181.
692
el-Belâzurî, Ensâb, III, 124.
693
Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiyâ, I, 575.
694
et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 70.
695
İbn Kuteybe, el-İmâme, I, 100; el-Mes’ûdî, Murûcu’z-Zeheb, II, 407.
696
el-Belâzurî, Ensâb, III, 124.
697
İbn Sa’d, et-Tabakât, IV, 256; ez-Zehebî, Târîhu’l-İslam, III, 170; Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiyâ, I, 575.
698
ed-Dineverî, el-Ahbâr, s. 182.
699
el-Belâzurî, Ensâb, III, 125.
700
Şiblî, Asr-ı Saâdet, s. 102.
701
ed-Dineverî, el-Ahbâr, s. 182.
702
söylediklerini işittiniz. O, kendi temsilcisi bulunduğu adamı (Ali'yi) görevinden azletmiştir. Ben de aynı şekilde onun adamını bu görevden azlediyor ve temsilcisi bulunduğum Muâviye'yi yerinde bırakıyorum. Çünkü o, Osman b. Affan'ın dostu ve velisidir. O, Osman'ın makamına geçmeğe daha layık ve hak sahibi bir kimsedir.”703
Daha sonra Ebû Mûsâ dönüp Amr b. el-Âs’a : “Senin gibisi yoktur.704 Allah seni muvaffak etmesin, sözünde durmadın ve küçüklük ettin.” diyerek şu ayeti okuyup serzenişte bulundu. “Senin durumun şu köpeğin durumuna benzer ki üstüne varsan dilini sarkıtıp solur, kendi haline bıraksan yine dilini sarkıtıp solur.”705 Amr ise ona: “Sen de aynen şuna benziyorsun, senin durumun da aynen kitaplar taşıyan eşekler gibidir.”706 ayetiyle bir göndermede bulundu.707
Mesudî, ikisinin de böyle bir konuşma yapmadığını, ancak Hz. Ali ve Muâviye’nin azledildiğini, Müslümanların istedikleri şahsı halife seçeceklerini bir sayfayı yazdıklarını rivayet etmektedir.708
Hz. Ali’nin öncü birliklerinin komutanı olan Şureyh b. Hani, bu hadise üzerine Amr b. As'ın üzerine atılarak onu kırbaçladı.709 Halk aralarına girdi.710 Ancak Amr'ın oğlu da kalkıp misillemede bulunarak Şureyh'i kırbaçladı. Olayın akabinde insanlar dağıldılar ve herkes kendi beldesine çekilip gitti. Amr b. el-Âs ve arkadaşları ise, Muâviye'nin yanına giderek onu halifelik selamıyla selamladılar. İbn Abbas ile Şureyh b. Hani, Hz. Ali'nin yanına gidip, Ebû Mûsa ile Amr'ın yaptıklarını ona anlattılar, Ebû Mûsâ'nın görüşünün zayıf olduğunu ve onun Amr b. el-Âs'a denk olamadığını aktardılar.711 Ebû Mûsa'ya gelince o, Hz. Ali'den utanarak kalkıp Mekke'ye gitti.712
İbn Kesir bu konu hakkında diyor ki: “Amr b. el-Âs, Müslümanların halifesiz bırakılmasının bu durumda önceki ihtilaftan daha büyük bir ihtilafa ve mefsedete sebebiyet vereceğini düşünerek Muâviye'yi görevde bıraktı. Bunda fayda mülahaza etti. Onun bu yaptığı bir ictihaddır. İctihad bazen hatalı olabildiği gibi bazen isabetli olabilir.”713
Ebu Mihnefin, Ebu Habbab el-Kelbî'den naklen anlattığına göre Hz. Ali, Amr b. el- Âs'ın bu yaptıklarını duyunca namazında Muâviye, Amr b. As, Ebu'1-A’ver es-Sülemî, Habib
703
ez-Zehebî, Târîhu’l-İslam, III, 171; İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 283.
704
el-Belâzurî, Ensâb, III, 118.
705
el-A’raf, 7/176.
706
el-Cum’a, 62/5.
707
el-Belâzurî, Ensâb, III, 118; Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiyâ, I, 575.
708
el-Mes’ûdî, Murûcu’z-Zeheb, II, 411.
709
İbnu’l-Cevzî, el-Muntazam, V, 128.
710
ed-Dineverî, el-Ahbâr, s. 183.
711
İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 283.
712
el-Belâzurî, Ensâb, III, 119.
713
b. Mesleme, Dahhak b. Kays, Abdurrahman b. Halid b. Velid ve Velid b. Utbe'ye lanet etmeye başlamıştı. Onun kendilerine lanet okuduğunu duyan Muâviye de namazında Ali, Hasan, Hüseyin, İbn Abbas, Eşter en-Nehaî'ye lanet okumaya başladı.714 İbn Kesîr bu rivayetin sahih olmadığını söyler.715
Kaynaklarda geçen rivayetlerde râvîlerin genelinin ittifak ettiği husus Amr’ın Ebû Mûsâ’ya ihanette bulunduğu ve onu aldattığı görüşüdür. Kanaatimize göre Amr’ın Sıffin Savaşı’nın seyrini değiştiren “Kur’an sayfalarının mızrakların ucuna takılması”716 hareketi bir hilekârlık olarak görülse de tahkim olayında Amr ve Ebû Mûsâ’ya yönelik yöneltilen ithamların abartılı bir şekilde aktarıldığı kanaatindeyiz. Ebû Mûsâ’dan başlarsak, Hz. Ömer döneminde Basra valiliği yapmış717 birisinin bu kadar çabucak kanan, yumuşak başlı ve kısır görüşlü olamayacağı kanaatindeyiz. Yine rivayetlerde geçen Amr’ın ve Ebû Mûsâ’nın Hz. Ali ve Muâviye’yi hal’ etmesi718 ve daha sonra Amr’ın Muâviye’yi yerinde tutması719 meselelerinde de bir problem gözükmektedir. Çünkü Muâviye halife değildi ki hal’ edilsin ya da yerinde tutulsun. Muâviye kendisini halife değil velî yani ölünün intikamı ile vazifeli en yakın akraba olduğu iddiasında bulunuyordu.720 İbnu’l-Arabî bu konuda çok sert ifadeler kullanarak bu iddiaların art niyetli tarihçiler tarafından uydurulduğunu, bu rivayetlerin bâtıl olduğunu, bu mevzuda Amr’ın ihanetinin söz konusu olmadığını belirtmiştir.721 Yine İbnu’l- Arabî bazı tarihçilerin bunları hükümdarları için yazdığını söylemektedir.722 Lammens de Amr’ın, Ebû Mûsâ’yı aldatmasının mümkün olmadığını savunanlardandır. Ona göre böyle bir aldatma vukû bulmuş olsaydı bu büyük hile Hz. Ali’nin gücünü artırır, hadiseye şahit olan Iraklılar bunu kendilerine delil yapardı.723 Son derece zeki olan Amr’ın bütün bunları hesap etmemesi düşünülemez. Önkal, bu hususta şunları söyler: “Amr’ın Ebû Mûsâ’yı aldatarak ihanet ettiğine inanmamız mümkün değildir. Mes’ûdî’nin dediği gibi hakemler müzakereleri sonunda Ali’yi de Muâviye’yi de halifelikten uzak tutup işi, Müslümanların meşveretine bırakmaya karar vermişler, anlaşma metnine bu şekilde ittifak ettikleri hususları yazıp mühürledikten sonra birbirinden ayrılmışlardır.”724
714
el-Belâzurî, Ensâb, III, 118; et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V,71; İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, II, 684.
715
İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 283.
716 İbn Kuteybe, el-İmâme, I, 95. 717 ez-Ziriklî, el-A’lâm, I, 114. 718 et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 70. 719
ez-Zehebî, Târîhu’l-İslam, III, 171.
720
Watt, İslâm Düşüncesinin Teşekkül Devri, s. 15.
721
İbnu'l-Arabî, el-Avâsım, s. 148.
722
İbnu'l-Arabî, el-Avâsım, s. 179.
723
Önkal, “Tahkim Olayı Üzerine Bir Değerlendirme”, s. 60.
724