• Sonuç bulunamadı

B. Sıffin Savaşının Başlaması ve Diğer Hadiseler

7. Hz Ali’nin Hâricîler Üzerine Gidişi

Hz. Ali ve beraberindekiler, önce Hâricîlerle savaşmaya karar verince, Hz. Ali'nin münâdîsi derhal harekete geçilmesi için duyuruda bulundu. Hz. Ali, Hâricîlere haber göndererek şöyle dedi: “Bizden olan kardeşlerimizi öldüren katilleri bize verin ki, onları öldürelim.752 Sonra ben sizi bırakıp Şamlıların üzerine gideceğim. Böyle yaptığınız takdirde umarım ki Cenâb-ı Allah, kalplerinizi doğru yöne çevirir ve sizi içinde bulunduğunuz halden daha hayırlı bir hale kavuşturur.”753 Hâricîler de Hz. Ali'ye haber göndererek: “Hepimiz sizin kardeşlerinizin katilleriyiz ve biz sizin canlarınızın ve onların canlarının alınmasını helal sayıyoruz.” dediler. Kays b. Sad b. Ubade Hâricîlere gidip yaptıkları kötülüklerden, işledikleri büyük günahlardan sakınmalarını öğütledi. Ancak bu öğüdün faydası olmadı. Ebu Eyyûb el- Ensarî de gidip onları kınadı. Ancak bunun da faydası olmadı.754

Hz. Ali, bizzat gidip onlara öğüt verdi. Onları korkutup sakındırdı. Uyarıp tehdit etti ve: “Beni davet ettiğiniz bir işi yaptığımdan dolayı beni protesto ettiniz. Ben sizi bundan men etmiştim. Ancak kabul etmemiştiniz. İşte şimdi ben de siz de buradayız. Yaptığınız bu işten vazgeçin. Çıktığınız yoldan geri dönün. Allah'ın haramlarını hiçe saymayın. Nefisleriniz size bir işi hoş göstermiş ve bundan ötürü de Müslümanları öldürüyorsunuz. Vallahi bu yüzden bir tavuğu dahi öldürseniz, bu Allah katında büyük bir günah olur. Hele Müslümanların kanını akıtmaya gelince bunun ne kadar büyük bir günah olduğunu varın siz düşünün.” dedi. Ancak Hâricîler, Hz. Ali’ye cevap vermediler. Sadece kendi aralarında birbirlerine seslenerek: “Ali'ye hitap etmeyin, onunla konuşmayın. Aziz ve Celil olan Rabbin huzuruna varmaya hazırlanın. Cennete, cennet'e gidelim.” dediler.755

750

İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, II, 691.

751

el-Belâzurî, Ensâb, III, 142.

752

İbn Kuteybe, el-İmâme, I, 120; Yıldız, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, II, 243.

753

et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 83.

754

İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, II, 692.

755

Daha sonra ilerleyip savaş için saf halinde dizildiler. Sağ cenahlarına Zeyd b.Hısn et- Tâî, sol cenahlarına Şureyh b. Evfâ'yı, süvarilerinin başına Hamza b. Sinan'ı, piyadelerinin başına Hurkus b. Züheyr es-Sadi'yi komutan yaptılar.756 Hz. Ali ve adamları, savaşmak üzere beklemeye başladılar. Hz. Ali de kendi ordusunun sağ cenahına Hicr b. Adiy'i, sol cenaha Şebis b. Rib'i ile Makil b. Kays’ı, süvarilerin başına Ebu Eyyub el-Ensarî’yi piyadelerin başına Ebu Katade’yi, yedi yüz kişiden oluşan Medinelilerin üzerine de Kays b. Sad b. Ubade'yi komutan olarak tayin etti. Ebu Eyyûb el-Ensarî'ye de Hâricîler için eman bayrağı kaldırmasını ve onlara şöyle demesini emretti: “Kim bu bayrağın altına gelirse güvendedir. Kim buradan ayrılarak Kûfe'ye ve Medain'e giderse güvendedir. Bizim sizi öldürmeye ihtiyacımız yoktur, ancak kardeşlerimizi öldürenleri bize teslim edin yeter.”757

Taraflar arasında savaş başladı ve Hz. Ali’nin ordusu Nehrevan’da Hâricîlere galip geldi.758 Bu savaşta başta Hâricîlerin reisi İbn Vehb ve Hurkus b. Züheyr759 olmak üzere birçok Hâricî öldürülmüştür.760 Hz. Ali'nin adamlarından bu savaşta sadece yedi kişinin öldürüldüğü söylenir.761

Bu savaşa katılmayarak Nehrevan’ı terk eden iki bin kişilik Haricî grubu ise daha sonra Hz. Ali’nin çağrısını kabul etmedikleri için Nuhayle savaşında öldürüldüler. Ancak onların az bir kısmı kaçarak kurtulabildi.762 Harûra ve Nehrevan’daki ayrılışlara, Hz. Ali idaresindeki Hâricî hareketinin ilk perdesi olarak bakılabilir; ancak bunlar, bu hareketin sonu değildi.763

Hz. Ali, Nehrevan dönüşünde yine aklında önceden beri var olan Şamlıların üzerine gitme fikrini halka şu şekilde aktardı kalkıp insanlara bir hutbe irad etti. “Allah, sizin sayenizde büyük bir kötülüğü yok etmiş ve zaferinizi yüceltmiş bulunuyor. Onun için bulunduğunuz şu yerden süratle düşmanlarınızın üzerine yürüyünüz. Şamlılara karşı saldırıya geçiniz.” Ancak onlar, Hz. Ali'nin bu çağrısına şöyle karşılık verdiler: “Ey müminlerin emiri, oklarımız tükendi, kılıçlarımız köreldi.764 Mızraklarımızın uçları kırılıp paramparça oldu. Bundan dolayı bizi alıp şehrimize götür.765 Orada hazırlıklara girişelim. Umulur ki, müminlerin emirinin bu hazırlıklarımızda katkısı olur ve bu da düşmanımıza karşı daha güçlü duruma kavuşmamıza sebep olur.”766 Bunun üzerine Hz. Ali, Nuhayle'ye gelip konaklamış ve

756

et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 85.

757

İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 288.

758

el-Belâzurî, Ensâb, III, 115; Şiblî, Asr-ı Saâdet, s. 105.

759

Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiyâ, I, 580.

760

ez-Zehebî, el-İber, I, 27-32; Kutluay, İslamiyette İtikâdi Mezheblerin Doğuşu, s. 77.

761

et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 88.

762

Fığlalı, “Ali”, DİA, II, 374.

763

Watt, İslâm Düşüncesinin Teşekkül Devri, s. 17.

764

İbnu’l-Cevzî, el-Muntazam, V, 137.

765

el-Belâzurî, Ensâb, III, 153; et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 89.

766

Müslümanların da burada karargâh kurmalarını emretmişti. Ayrıca Hz. Ali, Müslümanlara burada cihad hazırlıklarına girişmelerini ve kendilerini ruhen savaşa hazırlayıp çoluk çocuklarının ziyaretlerine fazla gitmemelerini ve düşmanların üzerine gitmek için iyice hazırlıklı olmalarını söylemişti. Ancak askerler, Nuhayle'de bir müddet ikamet ettikten sonra yavaş yavaş karargâhlarını terketmeye başladı ve Müslümanların ileri gelenlerinin dışında karargâhta kimse kalmadı.767

İbn Cerir'in anlattığına göre Hz. Ali, Iraklıların Şamlılar üzerine savaşa gitmekten vazgeçmeleri üzerine kalkıp kendilerine bir nutuk irad etmiş, onları kınayıp azarlamış, tehdit edip korkutmuş, müteferrik sûrelerdeki cihad ayetlerini kendilerine okumuş, düşmanlarına karşı yola çıkmaları için teşvikte bulunmuştu. Ancak onlar, harekete geçmemişler, bilakis ona muhalefet etmişler, muvafakat etmemişler, kendi beldelerinde kalmaya devam etmişler, etrafından dağılıp sağa sola gitmişlerdi. Kendisi de Kûfe'ye girmişti.768

Özetlemek gerekirse; Hz. Ali’nin işleri sarpa sarmış, ordusu dağılmış, Iraklılar ona muhalefet etmiş, onunla birlikte Şamlılara karşı savaşa gitmekten geri durmuşlar, Şamlıların durumu kuvvetlenmiş, Şamlıların gücü fazlalaştıkça Iraklıların otoritesi zayıflamıştı. Hakem olayının neticesi barış getirecek yerde, işleri daha da karıştırmış, Hz. Ali tek bir düşmanla savaşırken düşman sayısı ikiye çıkmıştı. Yine biz burada, yaptıkları hareketlerle savaşın Hz. Ali’nin lehine dönmesini engelleyen Hâricî kesimin çark ederek yaptıkları hareketten ötürü tevbe ettiklerine ve Hz. Ali’yi de hakeme razı olduğu için küfürle suçladıklarına şahit oluyoruz. Akbulut: “Amelinden dolayı bir Müslümanın, bir grup tarafından, sistemli bir şekilde küfrüne hükmedilmesine ilk defa hakem olayından sonra şahit olunmaktadır”769 demektedir. Kanaatimize göre Hâricîler, Hz. Ali’den önce hakeme razı olmuşlardı dolayısıyla Hz. Ali’den önce -kendi düşüncelerine göre- kendileri küfre düşmüş olmaktadırlar. Her ne kadar bundan tevbe ettiklerini söyleseler de770 bu kez de Hz. Ali’nin bunlara icabet etmesini engelleyen dinî bir delil olan: “Ahitleştiğiniz zaman Allah’ın ahdini yerine getirin.”771 ayetine muhalif düşmüş olmuşlardır. Kısacası Hâricîler, Hz. Ali ile aralarındaki bu münasebetlerde tam bir çelişkiler yumağı içerinde yoğrulmuşlardır diyebiliriz.

Benzer Belgeler