• Sonuç bulunamadı

Ehl-i Sünnet’in Büyük Günah Kavramı Hakkındaki Görüşleri

B. Mezheplerin Büyük Günah Meselesiyle İlgili Görüşleri

5. Ehl-i Sünnet’in Büyük Günah Kavramı Hakkındaki Görüşleri

Hadis taraftarları büyük günah kavramının içeriğini hadislerle tespit ederler. Hadislere göre genelde Allah’a şirk koşmak, ana-babaya isyan, yalan yere şahitlik, sihir, haksız yere adam öldürmek, yetim malı yemek, faiz yemek, savaştan kaçmak, mümin ve iffetli kadınlara iftira atmak gibi günahlar büyük günah sayılır.960

Selef âlimlerinin büyük günah konusundaki yaklaşımlarında birçok farklılık söz konusudur. Kutlu Selef’in konu hakkındaki görüşlerini şu şekilde özetlemektedir: “İman ve İslam kavramları bazılarına göre aynı anlamda, bazılarına göre ise farklı anlamdadır. Bu iki

955

el-Bağdâdî, el-Fark, s. 39.

956

eş-Şehrestânî, el-Milel, s. 153-157; Öz, Başlangıçtan Günümüze İslâm Mezhepleri Tarihi, s. 138.

957

Doğan, İmam Zeyd b. Ali, s. 239.

958

el-Malatî, et-Tenbîh, s. 20-21; Kılavuz, İman Küfür Sınırı, s. 118.

959

Fığlalı, Çağımızda İtikadî İslam Mezhepleri, s. 152.

960

kavramın özdeşliğini savunanlar, amelleri hem imanın, hem de İslam’ın birer parçası olarak kabul ederken; farklılığını savunanlar, amelleri İslam’ın değil sadece imanın bir parçası kabul etmişlerdir. Büyük günah işleyeni iman ve İslam’ın özdeşliğini kabul edenlere göre hem imandan hem de İslam’dan çıkar fakat inkâra götüren cinsten bir şirk veya küfre değil, onların aşağısındaki bir şirk veya küfre girer. İman ve İslam’ın farklılığını savunanlara göre ise büyük günah işleyen imandan çıkar fakat İslam’dan çıkmaz. Bazıları ise günahları kendi arasında imandan çıkaran veya hem imandan hem İslam’dan çıkaranlar şeklinde bir ayırıma gitmişlerdir. Ancak hangi günahların imandan, hangi günahların hem imandan hem de İslam’dan çıkardığı konusunda önemli görüş ayrılıkları vardır.”961

Mâturîdî anlayışa göre göre büyük veya küçük herhangi bir günah işleyen, işlediği günahı hafife almayan veya helal saymayan kimse dinden çıkmaz. İman dairesinden çıkış, dînî gerçekleri reddetmekle olur. Kötü davranışlar sergilemekten ibaret olan günahlar kalpteki tasdiki etkilemedikçe iman zedelenmez. Kur’an’da günah işleyenlerden bahsedilirken, onların mümin veya iman edenler olduğu belirtilmekte ayrıca selam veren insana karşı “sen mümin değilsin” şeklinde karşı çıkılıp rencide edilmesinin doğru olmadığı ortaya konulmaktadır.962 Ayrıca günah işleyen kimselerin tevbe etmesi istenerek, işledikleri günahta ısrar etmedikçe ve cehennemlik oldukları kendilerine açıkça belli olmadıkça affedilecekleri ifade edilmiş, Hz. Peygamber (a.s.)’in müminler için Allah’tan af ve mağfiret dilemesi emredilmiş, Allah’ın affediciliği belirtilmiştir.963 Büyük günah işleyen kimse günahkâr ve fâsık ismini almakla birlikte şirk ve küfür günahını işlemediği sürece imandan çıkmış olmaz. Bir başka ifadeyle kebîre işleyen biri işlediği kebîre sebebiyle suçlu ve günahkârdır fakat imanı sebeiyle mümindir. Amel iman unsurunun bir cüz’ünü teşkil etmediği için, kebîre işleyen imandan çıkmış olmaz. Büyük günah işleyen tevbe etmeden ölmüş olsa bile cehennemde temelli kalmaz Mâturîdî’nin din anlayışından “İslamiyet’in benimsenmesi kolay, terki zor bir din olduğu” yolunda bir sonuç çıkarmak mümkündür.964

Eş’ariyye’ye göre kıble ehli olan herkes mümindir. Bu kişi imanıyla mümin; büyük günah ve fıskı sebebiyle fâsık olur. Kim bir döğme fiilini işlerse darp eden yahut döğen; öldürme fiilini işlerse kâtil; inkâr ederse kâfir; günah işlerse fâsık; iman ederse mümin ismini

961

Ayrıntılı bilgi için bkz. Kutlu, İslâm Düşüncesinde İlk Gelenekçiler, s. 141-152.

962

en-Nisâ, 4/94; el-Hucurât, 49/9.

963

et-Tevbe, 9/113; en-Nûr, 24/31; el-Muhammed, 47/19.

964

el-Mâturîdî, Kitâbu’t-Tevhîd Tercümesi, s. 417-475; Fığlalı, Çağımızda İtikadî İslam Mezhepleri, s. 84; Topaloğlu, “Ebû Mansûr el-Mâturidî’nin Kelâmî Görüşleri”, İmam Mâturîdî ve Mâturîdîlik. der. Kutlu. s. 195- 197; Öz, Başlangıçtan Günümüze İslâm Mezhepleri Tarihi, s. 442-443; Sarıkaya, İslâm Düşünce Tarihinde

alır.965 İman eden kimse işlemiş olduğu günahlarla imandan çıkmış olmaz.966 Eğer fâsık fıskından önce tevhide inanıyorsa, işlediği büyük günah onun mümin olma durumunu zedelemez. Ancak bir kişi işlemiş olduğu zina, hırsızlık vb. büyük günahları helal sayarak işlerse o zaman kâfir olur.967

Ehl-i Sünnet’in genel görüşlerini ele alacak olursak onlar (Ehl-i Sünnet), Hz. Ali’nin kendi sırası içindeki imamlığını kabul etmiş, onun Cemel, Sıffin ve Nehrevân savaşlarında haklı olduğunu söylemişlerdir. Yine Talha b. Ubeydullah ve Zübeyr b. Avvâm’in tevbe ettiğini ve savaştan vazgeçtiğini, Hz. Âişe’nin de iki takımın arasını düzeltmek amacında olduğunu ancak Benû Dabbe ve Ezd kabilesi mensuplarının onun fikrini çeldiklerini ve izni dışında Hz. Ali ile çarpıştıklarını söylemişlerdir. Sıffin olayında Muâviye ve adamları ise hataya düştükleri bir tevile kapılarak ona karşı isyan etmişler fakat hataları yüzünden küfre düşmemişlerdir.968

Ehl-i Sünnet’in sahâbeyi koruyup kolladığını, onlar hakkında ta’n ve küfürden uzak durduklarını gözlemliyoruz. İbn Teymiyye’nin es-Sârimu’l Meslûl adlı eserinde geçen bir hadise göre sahabeye sövüp hakaret eden şiddetli bir şekilde dövülür.969

Hadislerde sahabenin üstünlüğü ile ilgili birçok rivayet vardır. “ Hz. Âişe’den gelen rivayette Hz. Peygamber (a.s.): “İnsanların en iyisinin kendi içerisinde bulunduğu nesil, sonra ikinci nesil, sonra üçüncü nesil” olduğunu belirtmiştir.970 Yine rivayette Hz. Peygamber (a.s.), şöyle buyurmuştur: “Ashabıma sövmeyiniz / kötü söz söylemeyiniz. Eğer biriniz Uhud dağı kadar altın sadaka verse onları verdiği ne bir avuç sadakaya ne de yarısına erişilebilir.”971

“Müminler ağaç altında sana biat ettikleri zaman Allah onlardan razı olmuştu…”972 yine “Ağacın altında biat edenlerden hiç kimseyi ateş yakmayacaktır” hadisi rivayet edilmiştir.973

Yine bazı sahâbîlerin daha hayatta iken cennetle müjdelendiklerine dair hakkında “sahih” yorumu yapılan rivayetler vardır. “Hz. Peygamber (a.s.): “On kişi vardır ki cennettedir: Ebûbekir, Ömer, Osman, Ali, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b. Avvâm, Abdurrahman, Ebû Ubeyde, Sa’d b. Ebî Vakkâs, Saîd b. Zeyd”974

965 el-Eş’ârî, Kitabü'l-Luma’ s. 123. 966 el-Eş’ârî, Kitabü'l-Luma’ s. 124. 967 el-Eş’ârî, el-İbâne, s. 26. 968 el-Bağdâdî, el-Fark, s. 342. 969

İbn Teymiyye, es-Sârimu’l Meslûl alâ Şâtimi’r-Rasûl, s. 93.

970

el-Müslim, es-Sahîh, Fedâilu’s-Sahâbe, 2536.

971

el-Müslim, es-Sahîh, Fedâilu’s-Sahâbe, 2540.

972

el-Fetîh, 48/18.

973

et-Tirmizî, es-Sünen, Menâkıb, 3860.

974

İmam Mâlik, Peygamber (a.s.)’e sövenin öldürülmesi, Ashâba sövenin ise uygun bir şekilde te’dîp edilmesi kanaatindedir.975 Ahmed b. Hanbel’e göre ise sahabeden birine söven dövülür ancak onun küfrüne hükmedilmez.976

İbn Teymiyye, Hz. Osman, Hz. Ali, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b. Avvâm, Hz. Âişe’nin cennet ehlinden olduklarını Ebû Mûsâ, Amr b. el-Âs ve Muâviye’nin sahabenin faziletlilerinden olduğunu yine onların birer müctehid olup doğruyu isabet ettirdiklerinde iki sevap yanlışı isabet ettirdiklerinde ise tek sevap kazanacaklarını ve onların hatalarının bağışlanacağını söylemektedir.977

Ehl-i Sünnet kelamcıları “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası içinde ebedî kalıcı olmak üzere cehennemdir.”978 ayetinin “Kim bir mümin öldürmeyi helal görürse” ya da “Mümin olduğu için öldürürse” şeklinde tevil etmişlerdir.979 Sallâbî bu hadiste tehdit edilen kişilerin İslam dışı maksatlarla karşı karşıya gelen kişiler olduğunu, ictihad sebebiyle karşı karşıya gelen kişiler olmadığını söylemektedir. “Cehennemdedir” şeklindeki ifade de “Cehennemi hak etmiştir” manasında olduğunu söylemektedir.980

Benzer Belgeler