• Sonuç bulunamadı

Hâricîlerin Kûfe'den Çıkmaları ve Hz Ali ile Olan Münasebetleri

B. Sıffin Savaşının Başlaması ve Diğer Hadiseler

6. Hâricîlerin Kûfe'den Çıkmaları ve Hz Ali ile Olan Münasebetleri

Tahkim olayı kendi içerisinden “Hâricîler” adı altında bir zümreyi doğurdu. Hz. Ali ve Muâviye’yi şiddetle tenkit eden bu zümre sadece Hz. Ali için sıkıntı teşkil etmiştir. Bu muhalif zümre başkaldırıyı sadece Hz. Ali’ye karşı yapmıştır. Hz. Ali hayatı boyunca bunlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Nitekim şehit edilmesi de ileride değinileceği üzere bir Hâricînin elleriyle olmuştur.

Hz. Ali, Ebû Mûsa ve beraberindeki askerleri Dûmetu'l-Cendel'in Ezruh mıntıkasına gönderince Hâricîler, Hz. Ali'ye karşı protestoları yoğunlaştırdılar. Açıktan açığa kâfir olduğunu söylediler. Bu olaylardan bazılarını şöyle aktarabiliriz. Onlardan iki kişi, Zur’a b. Burc et-Taî ve Hurkus b. Züheyr es-Sa'dî, Hz. Ali'ye geldi725 ve: “Hüküm vermek sadece Allah'a aittir.” Sloganı ile Hz. Ali’yi yaptığı işten dönmesini ve tevbe etmesini söylediler. Ancak Hz. Ali “Ahitleştiğiniz zaman Allah'ın ahdini yerine getirin.”726 ayetinin gereğince amel edeceğini onlara bildirdi. Karşılıklı konuşmalardan sonra bu iki adam, Hz. Alinin yanından tartışarak ayrıldılar ve ona karşı protestolarını halk arasında açıkça ilan ettiler. Konuşmalarında Hz. Ali'ye laf attılar, sövdüler, hakaret ettiler. Kur’an ayetlerini okuyarak ona tarizde bulundular. Hz. Ali, bir cuma gününde minbere çıkıp hutbe irad etmekte ve Hâricîlerin durumunu anlatmakta, onları ayıplayıp kınamakta iken onlardan bir grup ayağa kalktı. Hep bir ağızdan: “Hüküm vermek sadece Allah'a aittir.” dediler. Hâricîlerden bir adam kalkıp parmağını kulağına koyup yüksek sesle: “Andolsun ki sana da, senden önceki peygamberlere de vahyolunmuştur, eğer Allah'a ortak koşarsan, işlerin şüphesiz boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun.”727 ayetini okudu.728 Minber üzerinde durmakta olan Hz. Ali, bu ayet-i kerimenin okunması karşısında ellerini evirip çevirerek Hâricîlere hitaben: “Allah'ın, sizin hakkınızda vereceği hükmü bekliyoruz.” dedi. Sonrada onlara hitaben sözünü şöyle sürdürdü: “Siz, bizimle savaşmadıkça aramızda dolaşmaktan sizleri men etmememiz, üzerimizdeki haklarınızdandır.”729

Hz. Ali bir gün hutbe okurken Hâricîlerden birisi: “Hüküm Allah’ındır.” deyip gidince Hz. Ali: “Bu kelime hak bir kelimedir fakat onunla batıl talep ediliyor.” dedi.730

Ebu Mihnef’in, anlattığına göre Hz. Ali, hakemlik yapması için Ebû Mûsâ'yı gönderdiği zaman Hâricîler, Abdullah b. Vehb er-Râsibî’nin evinde toplandılar.731 Abdullah, onlara beliğ

725

el-Belâzurî, Ensâb, III, 129.

726

en-Nahl, 16/91.

727

ez-Zümer, 39/65.

728

İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 284.

729

İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 284.

730

et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 73.

731

bir konuşma yaptı. Dünyada zâhidane yaşamalarını, ahirete ve cennete rağbet etmelerini tavsiye etti.732 İyiliği emredip kötülükten sakındırmalarını söyleyip bu görevi yapmaya onları teşvik ederek şöyle dedi: “Haydi hep birlikte şu halkı zalim olan beldeden çıkalım da şu civardaki dağ başlarına veya etraftaki şehirlere varalım. Bu bidatçi ve dalalet içinde bulunan kavimden kurtulmuş olalım. Şu zalimane uygulamaları protesto edelim.”733

Sinan b. Hamza el-Esedî adında bir Hâricî şöyle bir konuşma yaptı: “Ey burada hazır bulunanlar, sizin bu anlayışınız, hak olan bir anlayıştır. Onun için kendi işlerinizi yürütecek ve başınıza geçecek birini seçin de işlerinizi yürütsün. Mutlaka üzerine dayanacağınız bir dayanağınız, bir lideriniz olmalıdır.”734

Liderliği Yezid b. el-Husayn’a teklif ettiler ancak kabul etmedi.735 Zeyd b. Hısn et- Tâî’ye haber gönderdiler. Bu, onların reislerindendi. Emirliği ona teklif ettiler. Ancak o, bu teklifi kabul etmedi. Sonra emirliği Hurkus b. Züheyr’e teklif ettiler. O da kabul etmedi. Hamza b. Sinan'a teklif ettiler. O da kabul etmedi. Abdullah b. Vehb er-Râsıbî'ye teklif ettiklerinde o, emirliği kabul edip şöyle dedi: “Vallahi ben, dünyaya rağbetimden ötürü bu teklifi kabul ediyor değilim ve ölümden korkarak emirliği kabul etmeyecek değilim.”736

Hâricîler, Müslümanların arasından ayrılıp bir tarafa çekilme hususunda görüş birliği yaptılar. Medâin'i ele geçirip oraya sığınmak üzere yola çıkmaya karar verdiler. Kendi dostlarına haber gönderdiler. Basra'da bulunan Hâricîlerin Medâin'e gelip kendileriyle birleşmesini istediler. İbn Vehb, Basralı Hâricîler’e liderliğin kendisinde olduğunu yazdı.737 Zeyd b. Hısn et-Taî, onlara şöyle bir uyarıda bulundu: “Medâin'i ele geçiremezsiniz. Çünkü orada karşı koyamayacağınız bir ordu vardır. Bu ordu, Medain'i size karşı savunacaktır, ancak kardeşlerinize Nehr-i Çuha köprüsünde buluşma randevusu verin ve sizlerde Kûfe'den cemaatlar halinde çıkmayın. Aksine birer birer çıkın ki, kimse sizden haberdar olmasın.”738

Hâricîler, Basralılara ve diğer dostlarına haber göndererek hep birlikte gidip Nehrevan'da toplandılar.739 Büyük bir güç oluşturdular. Başlı başına bir ordu meydana getirdiler.740

Hz. Ali, Hâricîlerin Nehrevan'a741 ve Ebû Mûsa'nın da Mekke'ye gitmesinden sonra İbn

732

İbn Kuteybe, el-İmâme, I, 113.

733

İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 285.

734

et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 75.

735

ed-Dineverî, el-Ahbâr, s. 184.

736

el-Belâzurî, Ensâb, III, 133.

737

Yıldız, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, II, 254.

738

İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 286.

739

ez-Zehebî, Târîhu’l-İslam, III, 174.

740

et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 76.

741

Abbas'ı Basra'ya göndermiş; kendisi Kûfe’de kalkıp halka şöyle bir hutbe irad etmişti. Hz. Ali bu hutbesinde hakemlerin yaptıklarından bahsetti. Uygulamalarının yanlışlığını dile getirip onları kınadı. İnsanların Şamlılarla cihad etmeleri için çağrı yaptı. Yola çıkma günü olarak pazartesi gününü belirledi. Sonra İbn Abbas'a ve Basra'ya mektup göndererek Şamlılarla savaşmak üzere insanlara çağrı yapması emrini verdi. Hâricîlere de mektup yazarak hakemlerin uygulamalarıyla kendisinin ilgisinin bulunmadığını ve yaptıkları işin hakemlerce reddedildiğini, kendisinin ise Şam'a gidip savaşmaya niyetli olduğunu, isterlerse Şamlılarla savaşmak üzere gelip kendisine katılmalarını söyledi.742 Hâricîler ise, ona şu cevabî mektubu gönderdiler: “Şimdi sen Rabbinin rızası için gazaplanmış değilsin. Sen kendi nefsin için gazablanmışsın.743 Ama kâfirliğini itiraf edip744 tevbe edersen, o zaman aramızdaki ilişkileri yeniden gözden geçirebiliriz. Aksi takdirde seninle de savaşırız.745

Hz. Ali’nin Sıffin’de yarım bıraktığı işi tamamlama niyetinde olduğunu görüyoruz. Ancak ortaya çıkan Hârici gruplar onun bu niyetini ertelemesine, hatta bir daha Muâviye ile savaşma fırsatı bulamadan vefat etmesine sebep olacaklardır.

Hz. Ali, yine Şam’a karşı harekete hazırlanırken Hâricîlerin çıkardıkları fesadı bertaraf etmeye mecbur oldu ancak bütün bunlara rağmen savaşmak üzere Şamlıların üzerine gitmeye karar verdi.746 Kûfe'den altmış beş bin kişilik büyük bir orduyla çıkıp Nuhayle'ye gitti. İbn Abbas da Basralılardan toplam üç bin iki yüz süvari gönderdi.747

Bundan sonra Hz. Ali, kalkıp bir nutuk irad etti. Askerlerini cihada ve düşmanla karşılaştıkları zaman sabırlı olmaya teşvik etti. Kendisinin Şam'a gitmeye kararlı olduğunu söyledi. Hz. Ali, bu halde iken Hâricîlerin yeryüzünde fesat işlerine giriştiklerini, kanlar akıttıklarını, yollar kestiklerini, haramları hiçe saydıklarını haber aldı. Hâricîlerin öldürdüklerinden biri de Rasûlullah (a.s.)'ın sahâbîlerinden Abdullah b. Habbab ve hamile karısı idi.748 Bu bardağı taşıran son damla olmuştu. İnsanlar, bu durumdan haberdar olunca Şamlıların üzerine gittikleri takdirde onlarla savaşmakla meşgul iken bu Hâricîlerin arkadan gelip çoluk çocuklarına ve yurtlarına da bu şekilde zarar vereceklerini düşündüler. Bunların hainliklerinden korktular.749 Hz. Ali’ye Şamlılardan önce bu Hâricîlerle savaşmasını teklif ettiler. “Bunların işini bitirdikten sonra insanlar bunların şerlerinden emin olarak Şamlıların

742

el-Belâzurî, Ensâb, III, 131.

743

İbn Kuteybe, el-İmâme, I, 116.

744

Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiyâ, I, 577.

745

et-Taberî, Târîhu’r-Rusul, V, 78.

746

Şiblî, Asr-ı Saâdet, s. 105.

747

İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 286.

748

el-Belâzurî, Ensâb, III, 142.

749

üzerine gidebilirler.” dediler.750 Neticede karar bu yolda kesinleşti. Hz. Ali, Hâricîlere Harb b. Mürre el-Abdî'yi elçi olarak gönderdi ve ona şu talimatı verdi: “Bana bunların haberlerini bildireceksin. Durumlarını mektupla yazacaksın ve açıkça anlatacaksın.” Harb b. Mürre Hâricîlere gider gitmez bekletmeden onu öldürdüler. Hz. Ali, bunu duyunca Şamlıların üzerine gitmeden önce Hâricîlerin üzerine gitmeye karar verdi.751

Bu durumda kârlı çıkan yine Muâviye olmuştur. Daha öncesinde Cemel Savaşı’nda olduğu gibi bu kez de Hâricî ayaklanması, Hz. Ali’nin tüm gücünü Muâviye üzerine verememesine sebep olmuştur.

Benzer Belgeler