• Sonuç bulunamadı

V. Araştırmanın Örneklemi

3. MODERNLEŞME SÜRECİNDE HÜYÜK VE ÇEVRESİ

3.5. Hüyük ve Çevresinin Kültürel Özellikleri

3.5.7. Haberleşme

Hüyük’ün önemli yollar üzerinde bulunduğuna değinilmişti. Selçuklu ve Osmanlı döneminde, Konya-Isparta güzergâhında yer alan “Uluyol” ve Afyon-Antalya ve Konya yolları üzerinde bulunan bölgede haberleşmeyi sağlayan ana unsurdu. Bölgenin Osmanlı hâkimiyetinde olduğu dönemde haberleşme, yukarıda sayılan yöntemlerle birlikte, askeri sınıfın elinde olan ulak ve belli noktalara dayanan haberleşme sistemine dayanıyordu. 19. yüzyılda ise ticaretin gelişmesi ve Osmanlı’nın dışa açılması gibi nedenlerle haberleşme herkesin yararlanabileceği şekle getirilmeye başlandı. Bu nedenle yol ve araba teknolojinsin gelişmesine paralel olarak kurulan Posta Teşkilatı’na (1840) telefon ve telgraf haberleşme

sistemi de eklenerek hızla gelişti (Tekeli-İlkin, 2004: 150). 1837’de ABD’de bulunan telgraf sistemi 1839’da Osmanlı Sarayı’nda denenmeye başlamış ve 1855’li yıllarda İstanbul merkezli olan Edirne, Üsküdar, Bağdat, Varna gibi eyalet hatlarında kullanılmaya başlanıyor (Tekeli-İlkin, 2004: 153). Dünyada ilk telefon görüşmesinin yapıldığı 1876’dan sonra 1881 yılında Osmanlı’da kullanılmaya başlamıştır Osmanlı’da Telsiz Telgraf’ın kullanılmaya başlanması ise, 1905 yılında olmuştur(Tekeli-İlkin, 2004: 153–154). Haberleşme konusundaki bütün bu gelişmeler Osmanlı Merkez Teşkilatı çerçevesinde gerçekleşmiş, taşrada ise bu teknolojinin yaygınlaşması 20. yüzyılın ikinci çeyreğinde ancak yaygınlaşmıştır.

Kesin bir bilgi olmamakla birlikte, Hüyük doğumlu Mehmet Ayhan’ın (D.1926) anlattığına göre, Millî mücadele yıllarında bölge ile Beyşehir İlçesi’nde bulunan Posta-Telgraf Merkezi üzerinden bölge ile haberleşmenin sağlandığı anlaşılmaktadır. Haberleşmenin daha çok posta ve telgrafla sağlandığı Millî mücadelenin teşkilatlanma sahası olan Konya, Kütahya ve Afyon bölgesinde yer alan Hüyük ve çevresinde o dönemde telefon ve telgraf şebekesinin olduğunu da yine Mehmet Ayhan’ın19 anlattıklarından anlıyoruz. Böylece modern haberleşmenin bölgede Millî Mücadele yıllarında başladığı varsayılabilir.

Telefondan sonra bölgeye giren haberleşme unsuru, yine Millî mücadele yıllarında Konya’da çıkan gazetelerdir. Özel ilgilerinden dolayı yine o dönemi en iyi hatırlayan Mehmet Ayhan’nın anlattıklarına göre, Konya’da çıkan gazeteler, yürüyerek ulaşımın sağlandığı Konya’ya giden kişilerin kendileri için haftalık veya daha fazla gün biriktirilmiş olan gazeteleri Hüyük’e getirmişlerdir. Hüyük’te sayıca çok az gazete okuyucusu olduğunu da söyleyen Ayhan bu durumun 1950’lere kadar bu şekilde devam ettiğini belirtmiştir.

Eski birer yerleşim olarak bölgedeki köylerde okuma-yazma artışına ve başka şehirlerde okuyup tekrar bu köylere ve Hüyük’e dönenlerin sayıca artışına bağlı olarak zamanla gazete ve dergi (Mecmua) okurları artmaya başlamıştır. Türkiye’de tam olarak 1940’lı yıllarda faaliyete başlayan Radyo yayıncılığı, savaş yıllarının (II. Dünya Savaşı) en kolay ulaşılan ve tercih edilen haberleşme aracı olmuştur. DP (Demokrat Parti) iktidarı zamanında iyice yaygınlaşan ve Hüyük bölgesinde de rahatlıkla dinlenebilen radyo yayıncılığını televizyon takip etmiştir.

Türkiye’nin Kıbrıs Harekâtı’nı (1974) yürüttüğü yıllarda birkaç Hüyüklünün öncülüğünde bölgede başlayan Televizyon yayınının ilginç bir hikâyesi var:

Dönemin Hüyük Lisesi Kâtibi Hacı İbrahim Ayhan’ın öncülüğünde yapılan bir ön araştırma sonucunda, bölgede televizyon izleyebilmek için çevredeki dağlara televizyon alıcısı yerleştirilmesi, alıcılar vasıtasıyla Eskişehir ya da Konya’da izlenen yayınların Hüyük’e getirilebileceği tahmin edilmiştir. Ayhan’ın anlattığına göre, bu tahmini düşünceyi

19 Mehmet Ayhan, Hüyük ve çevresinde çok iyi bilinen ve yine bölgede ilk okuma-yazma öğrenen bir kişi olarak gençlik yıllarında bölgenin elektrik ve elektronik işleriyle ilgilenen; bu vasfıyla çevrede halen “Radyocu Mehmet” olarak tanımlanan bir isimdir.

gerçekleştirmek üzere en büyüğünden iki araba aküsü elde edilmiş. Oluşturulması düşünülen televizyon alıcına elektrik sağlamak amacıyla elde edilen bu aküler iki yük hayvanı (Merkep), halatlar vb… bazı yardımcı malzeme vasıtasıyla Hüyük’ün kuzeyinde yer alan en yüksek tepeye yerleştirilmiştir. Burada deneme yanılma yöntemiyle ve kendilerinin imal ettikleri bir televizyon alıcısı ile Eskişehir’den televizyon yayını alarak Hüyük’te televizyon izlemeyi başarmışlardır. Yakın dönemlerde çevrilen “Vizon-tele” filminin gerçek ve belki de ilk örneği kabul edilebilecek bu ilginç yöntemle az da olsa 1970’li yıllarda Hüyük televizyon yayınıyla tanışmıştır (Ayhan/ 12.07.2008).

Bugün bölgede yapılan araştırmada, modern haberleşme yöntemlerinin (Gazete, radyo, televizyon ve internet) yaygın bir şekilde kullanıldığı gözlemlenmiştir. Ancak modern haberleşme aygıtları asında bir kabaca bir ölçümleme ve sıralama yapılacak olursa, televizyon ve internetin en yaygın haberleşme aracı olduğu söylenebilir. Araştırma sırasında yapılan ziyaretlerde, televizyonu olmayan bir aileye (eve) rastlanmazken, evinde iki televizyon olan ailelerin olduğu gözlemlenmiştir. Hüyük merkezde ve çevre köylerde ikamet eden ve büyük ölçüde yaşlılardan oluşan nüfusun haberleri izlemek amacıyla televizyon izlediği; az sayıda kişinin ise aynı amacı gütmekle birlikte müzik dinlemek için radyo dinlediği ikili konuşmalar sonucunda öğrenilmiştir.

Bunlar arasında bugün de yararlanılan bir haber alma aygıtı olan gazeteler en az yararlanılan haber aygıtıdır. Bölge alan araştırması sırasında, sadece Hüyük’e bağlı Mutluköy’de 1960’lardan sonra köy kahvelerine Cumhuriyet, Tercüman, milliyet ve Hürriyet gibi birçok gazetenin günlük olarak getirildiği ve sırayla herkes tarafından okunduğu öğrenilmiştir. Daha önce değinilen ve bölgede çıkan Aktepe Çavuş Köyü dergisi ile Mutluköy Yıllığı’nda yazılar yazan ve halen Mutluköy’de ikamet eden Mehmet sevinç şimdilerde aynı okur kitlenin bulunmadığını açıklamıştır. (Sevinç/11.07.2008).

Günümüz itibariyle Hüyük merkezde iki matbaa ve bu matbaalarda basılan iki haftalık gazete (Hüyük Gündem ve Hüyük Postası) vardır. 2005 yılında çıkarılmaya başlanan her iki gazete de dörder sayfa olarak yayınlanmakta ve büyük çoğunluğu ilanlardan oluşmaktadır. Basın İlan Kurumu’ndan alınan ilanlar için çıkarılan ve ücretsiz dağıtılan gazetelerin okuru ise yok denecek kadar azdır.

Yine Hüyük merkezde bulunan ve hemen hemen bütün gazetelerin satıldığı iki gazete bayisi vardır. Çevre köy ve kasabalara da gazete dağıtımı yapan (İstek üzerine gönderme şeklinde) gazete bayilerinin bayiliğe başlamaları ise yeni. Eskiden beri Hüyük’te bakkal olarak hizmet veren bayiler, 2003 yılından beri gazete bayiliği yapıyorlar. Bu bayilerin sahipleriyle yapılan yüz yüze görüşmelerde, gazete satışlarının son derece düşük olduğu tespit edildi. Beyşehir’de bulunan Yay-sat Ana Bayii’ne bağlı tali bayi olarak çalışan bu iki bayiinin verdiği bilgilere göre, bölgede Zaman ve Vakit gazeteleri abonelik yöntemiyle çalışıyorlar ve

en çok tiraja sahipler. Günlük ortalama 60 Zaman gazetesi, 25 Vakit gazetesi satılırken, bunları ortalama 20 satış rakamıyla Posta gazetesi, 15 satış rakamı ortalamasıyla da Sabah gazetesi izliyor. Diğer gazetelerin ise tek haneli rakamlarda kalıyor. Toplam gazete satışının ise ortalama 100–150 civarında olduğu tahmin ediliyor.