• Sonuç bulunamadı

V. Araştırmanın Örneklemi

3. MODERNLEŞME SÜRECİNDE HÜYÜK VE ÇEVRESİ

3.5. Hüyük ve Çevresinin Kültürel Özellikleri

3.5.6. Eğitim

Genellikle Türkmen nüfusun yoğun olduğu bir bölge olarak Hüyük ve çevresinde eğitim ve öğretimin pek yaygın olmadığı söylenebilir. Selçuklu ve Osmanlılar döneminde bölgedeki muallimhane (Öğretmen yetiştiren okul) ve mekteplerle ilgili bilgiler son derece sınırlıdır. Mehmet Akif Erdoğru’nun ifadesine göre, Osmanlılarda 16. yüzyılda Anadolu’da muallim-haneler şehirlerde, mektepler ise genellikle köylerde açılmıştır. Osmanlıda ayrıca medrese olarak da tanımlanan muallim-hanelerin Hüyük’e en yakın ve önemli olanı Eşrefoğlu Muallimhanesi’dir (Erdoğru, 2005: 285). Bu dönemlerde bölgede faaliyet gösterdiği belirtilen

bir mektebin varlığı konusunda herhangi bir bilgi yoktur ancak, mekteplerin köylerde yapıldığı bilgisinden hareket edilecek olursa, Osmanlı döneminde Beyşehir Sancağı’nın en önemli yerleşimlerinden olan Kıreli Nahiyesi, Hüyük, Çavuş ve Sekli gibi eski ve büyük köylerde mektep açılmış olma ihtimali yüksektir.

Osmanlılar mektep kelimesini Selçuklulardan almışlar ve ilköğretim seviyesindeki okullar için kullanmışlardır. Vakfiyelerde bunların adı Darüttalim, Mektep, Mekteb-i sıbyan, Mektephane, Muallimhane, Darülilm şeklinde geçmektedir. Halk ise bunlara Mahalle Mektebi, Sıbyan Mektebi şeklinde adlandırmıştır. Bunların yanında köylerde ve mahallelerde halk da elbirliğiyle mektepler yapardı. Kız ve erkek çocukların karışık öğrenim gördüğü mekteplerde belli bir ders programı olmayıp; okuma yazma öğrenmenin yanında Kuran ezberletilir, tecvit, ilmihal gibi risaleler okutulurdu (Akıncı, 2007: 89).

Bu çerçevede bölgede 11 adet muallimhane ve mektep olduğu bölge vakfiyelerinde sabittir. Bu kurumların isimleri şöyledir. Çavuş Köyü Hacı Abdurraman Mektebi, Göçeri Köyü Hacı Mehmet Mektebi, Kaba Köyü Hacı Halil Muallimhanesi, Kıreli Köyü Ömer Ağa Mektebi, Kiçi Köyü Muallimhanesi, Sekli Köyü Boşnak Beşe Mektebi, Yarangömü Kasabası Cebecioğlu Hasan Muallimhanesi, Yarangömü Kasabası Hacı Yakup Dede Ağa Muallimhanesi, Yarangömü17 Kasabası Haytacıoğlu Hasan Muallimhanesi, Yarangömü Kasabası Hüseyin Ağa Muallimhanesi ve Yaran gömü Kasabası Rahime Hatun Muallimhanesi’dir.18 Dikkat edilirse, bölge ile ilgili vakfiyelerinde adı geçen eğitim kurumlarının 7 tanesi muallimhane ve sadece dört tanesi mekteptir. Osmanlıda muallimhanelerin genellikle şehir merkezlerinde açıldığı dikkate alınacak olursa bölge şehirleşme bakımından oldukça gelişmiş durumda olmalıdır. Bu eğitim kurumları dışında bölgede eğitim veren çok sayıda tekke, zaviye ve Cami görevlisinin bulunduğu ancak bunların tam olarak hangi dönemlerde aktif olduğu bilinmemektedir.

Cumhuriyet döneminde ise ilk eğitim hamlesi, bölgenin Çavuş Köyü’nde açılan 5 yıllık olarak kurulan Çavuş Köyü Okulu’dur. Çavuş Köyü’nün yerlilerinden olan Öğretmen Mehmet Şahin’in anlatımına göre (Şahin, 1994: 17–18), 1924’te Türkiye’de “Tevhid-i tedrisat (Eğitimin Birleştirilmesi Yasası)” ile bölgede üç sınıflı bir okul yapılması düşünülür ve bu konuda bölge halkının da desteği istenir. Dönemin Çavuş Köyü muhtarı olan ve bugün ‘Çavuş Dede’ olarak bilinen Kara İmam adlı şahıs, “Okulu benim köyüme yaparsanız, bütün masraflarını ben karşılarım” der ve böylelikle çevre beldelerden gelenlerle birlikte geleceğin profesörlerini yetiştirecek olan Çavuş İlkokulu kurulur. 1926’da temelleri atılan ve köylülerin emeğinden oluşan imece usulü ile inşaatı bitirilen okul, 1927’de hizmete girmiştir. Çevre köylerden de öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği okuldan mezun olan öğrenciler, Köy

17 Yarangömü, bugün Beyşehir Gölü’nün içerisinde kalmış olan ve şimdiki Kıreli Köyü’nün ilk yerleşim yeridir. 18

Enstitüleri’ne girmeye başlar ve 1937’de bu konuda büyük atılımlar gerçekleşir. Bu okul nedeniyledir ki, bölgede en çok okuyan ve devlet kademelerinde çeşitli görevler elde edenler Çavuşlular olurken, okul aynı zamanda bölgedeki bütün köylerin imdadına yetişen bir kimlik kazanır.

Daha sonra ise, Hüyük’te açılan bir ilkokul ile gerçekleşmiştir. 1928’de Hüyük merkezde kurulan Mevlana İlköğretim Okulu bugün ilçenin en büyük okulu durumundadır. Halen eğitime devam eden okulda bugün itibariyle 11 sınıf öğretmeni, 2 ana sınıfı öğretmeni, 11 branş öğretmeni, 2 idareci ve 2 personel bulunmakta ve 400 öğrenci eğitim görmektedir.

1931 yılında açılan ve eğitim öğretime başlayan Hüyük Kıreli Okulu ise, 1992 yılından itibaren İlköğretim olarak eğitim vermeye başlamıştır. Halen 320 öğrencisi ve 14 sınıfı ile eğitim öğretime devam etmektedir.

1939 yılında açılan göçeri İlkokulu ise daha sonra ilköğretim olarak eğitim vermeye başlamış, 1987 yılında ortaokul olarak açılmış ve daha sonra sekiz yıllık eğitime başlamıştır. Okul bugün 6’sı öğretmen 8 personel ile eğitimini sürdürmektedir.

Bunların dışında 1945–1950 yılları arasında bölgenin önemli yerleşim yerlerinde de çeşitli ilkokullar açılmıştır. 1945’te Selki’de Sekli Merkez İlkokulu, 1946’da Burunsuz İlkokulu, yine 1946’da Suludere İlkokulu, 1947’de Mutluköy İlkokulu ve 1948’de Çamlıca İlkokulu açılmış ve eğitime başlamıştır.

Bölgede Lise düzeyinde eğitim veren okulların ilki ise 1976 yılında açılan Hüyük Lisesi’dir. 1993 yılında bünyesinde Muhasebe bölümü açılarak Hüyük Çok Programlı Lisesi olarak adı değiştirilen okulun 2006 yılında alınan Bakanlık kararıyla Muhasebe bölümü kapatılarak tekrar Hüyük Lisesi olarak adı değiştirilmiştir. Toplam 16 öğretmen, 1 memur ve 1 hizmetlinin görev yaptığı okulda 2007 – 2008 öğretim yılı itibariyle 196 öğrenci eğitim görmektedir. Şu ana kadar okuldan mezun olan öğrenci sayısı ise 938’dir.

Bölgede eğitim veren ikinci lise ise Hüyük Kıreli Lisesi’dir. 1985 yılında eğitim – öğretime başlayan okul, halen 75 öğrencisi ve 4 sınıfı ile eğitim öğretime devam etmektedir.

Bölgede, lise düzeyinde eğitim veren üçüncü okul da İmrenler Köyü’nde açılan İmrenler Çok Programlı Lisesi’dir. 1980’lerde bölgenin en iyi okullarından biri olarak nitelenen İmrenler Lisesi 1992 – 1993 eğitim – öğretim döneminde bünyesinde ticaret lisesi de açılarak “çok programlılık” özelliğini de kazanmıştır. 2007–2008 eğitim-öğretim döneminde “çok programlılık” özelliğinin kapatıldığı şeklinde iddialar olan okul halen 30 öğrenci ve 4 öğretmen ile eğitimini sürdürmektedir.

Bugün itibariyle Hüyük ve çevresindeki eğitim öğretim durumu şu şekildedir: Hüyük İlçe merkezi ve Kıreli Kasabası’nda olmak üzere iki düz lise; Hüyük merkez ve İmrenler Kasabası’nda olmak üzere iki adet Çok Programlı Lise bulunmaktadır. Bölgede bulunan ilköğretim okullarının sayısı ise 22’dir ve bu okullardan 8’i taşımalı sisteme geçmiş

durumdadır. Ayrıca İlköğretim okulları bünyesinde 12 ana sınıfı’nda 194 öğrenci eğitim görmektedir. 2006–2007 Eğitim-Öğretim yılındaki rakamlara göre, bölgedeki ilköğretim okullarında toplam 2239 öğrenci ve 119 öğretmen; liselerde de 362 öğrenci ve 15 öğretmen eğitim ve öğretime devam etmektedirler (http://www.huyuk.gov.tr/11..7.2008).

.

Okulsuz kasaba ve köyün bulunmadığı ve okuma-yazma oranının % 99 olduğu bölgede öğretmen sayısının yeterli olmadığı belirtilmektedir. Hüyük ilçe merkezinde özel derneklere ait ve ortaöğretim öğrencilerine yönelik olarak 2 adet erkek ve 1 adet kız öğrenci yurdu bulunmaktadır.

Son olarak bölgedeki okullarda okuyan öğrencilerin, bölgede kültürel ve sanatsal ilişkilerin gelişmesinde, bölgenin Konya ve Türkiye genelinde tanıtımında önemli etkilerinin olduğu söylenebilir. Öğretmenlerin öncülüğünde düzenlenen güreş, voleybol, futbol, satranç ve bilgi yarışması gibi turnuva ve yarışmalar bölgede ilgi ile takip edilirken, il ve ülke bazında düzenlenen yarışmalara da katılınarak önemli dereceler elde edilmekte ve bölgenin tanıtımı yapılmaktadır. Ayrıca Hüyük Lisesi, Mevlana ve Yunus Emre İlköğretim Okulları bünyesinde kurulan folklor ekipleri, millî bayramlarda ve belirli günlerde folklor gösterileri düzenlemektedirler (http://www.huyuk.gov.tr/12.06.2008).

Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı gibi Anadolu’nun birçok yerinde olduğu gibi Hüyük ve çevresinde de eğitim-öğretim faaliyetlerine ağırlık verilmiştir. Böylece genellikle köylülerin olduğu bu bölgede önce okuma-yazma oranı artırılmaya ve devrimleri anlayıp benimseyecek şekilde köylüyü dönüştürme hedefi güdülmüştür. Daha önce de belirtildiği gibi, özellikle bu bölgede açılan ilkokullardan mezun olduktan sonra Köy Enstitülerini kazanan öğrenciler öğretmen olarak bölgeye geri dönmüş ve kalkınma odaklı eğitim vermişlerdir. Böylece bölgede kalkınma olmasa da bu yönde ciddi bir bilinçlenme olmuştur. Bu da, Türk modernleşmesinin taşradaki değişim ve dönüşüme etki ettiğini ancak yeterli olmadığını göstermektedir.