• Sonuç bulunamadı

Dünyevîleşme: Türk Modernleşmesinin “Olmazsa Olmaz”ı

V. Araştırmanın Örneklemi

3. MODERNLEŞME SÜRECİNDE HÜYÜK VE ÇEVRESİ

4.3. Hüyük Basınında Modernleşme Unsurlarının İncelenmesi

4.3.1. Dünyevîleşme: Türk Modernleşmesinin “Olmazsa Olmaz”ı

Türk modernleşmesinin hâkim unsuru olan dünyevileşme kavramı çerçevesinde ilk basın taraması Aktepe Çavuş Köyü dergisi sayfalarında gerçekleştirilmiştir. En başta belirtmek gerekir ki, yayımlandığı dönem ve sağladığı içerik bakımından dergi, bu konuda zengin bulgular sağlamamaktadır.

Bu bağlamda dergideki hemen bütün yazılarda “vatan, millet ve Atatürk” sözcüklerine vurgu yapılmakta, Türk milletinin birlik ve beraberliği esas alınarak bir kalkınma planı yapılarak Türk modernleşmesinin ideolojisi dergide aynen köylülere de aşılanmaya çalışılmaktadır. Çoğunluğu öğretmen olmak üzere hemen hepsi devlet memuru olan derginin yazar kadrosu, dünyevileşme konusuna hiç girmezler. Din ve laiklik çerçevesinde tartışma açan ya da bu tür tartışmaları konu edinen sadece iki yazı bulunmakta ve bu yazılarda da kısmen ya da dolaylı olarak konuya değinilmektedir.

“Günümüzün Gençleri” başlığıyla yayınlanan (Yıldız, Aralık 1966; 2/10) Ulvi Yıldız’a ait şiirde, gençlerin belirlenen yurttaş kimliğinden sapmış yaşayışları ve çirkin davranışları anlatılmakta ve böyle giderse sonumuzun felaket olacağı, yakında tufanın kopacağı dillendirilmektedir.

“Bağrı açık, gözde gözlük, sırtında meşin ceket/ Bu iş böyle giderse, mutlak sonu felaket/İşi gücü numara, hayatı ise palavradır/ Cepte metelik varsa, gideceği yer meyhane.

Yakışıklı züppeler düşmüş kızın peşine/ Baba okur sanıyor, bunun okulda işi ne?/Bozulmuşuz haberimiz yok, yeter artık uyan/ Sana haber vereyim yakında kopar tufan.

Elbette burada eleştirilen durum, Türk modernleşmesinin ilk yıllarındaki taşrada yaşanan bir manzara değildir. Fakat modernlik ideolojisinin kaynağı olan Batı, daima toplum önüne konan bir örnektir. 1950 öncesinde olduğu gibi sonrasında da Batıdaki gelişmeler, kültürel olarak toplumumuzu etkilemekte ve dönüşümün sebebi olmaktadır. Çizilen gençlik portresi, Türk modernleşmesinin arzu ettiği aydın ve çalışkan insan tipini yansıtmadığı için eleştirilmektedir.

Derginin 7. sayısında “Bilgisizlik Bir Çocuk Yedi” (Eser, Mayıs 1967; 7/3) başlığını taşıyan Ahmet Eser’in yazısı, Kuduz hastalığına yakalanan bir çocuğun, babası tarafından hastaneye götürüleceği yerde ‘hacı, hoca veya üfürükçü’ye götürüldüğü, en son doktora götürüldüğünde ise çocuğun kuduz hastalığına yakalandığının anlaşıldığı ancak geç kalındığı için kurtarılamadığı yazılmaktadır. Yazıdan anlaşılana göre, olay Hüyük’ün köylerinden birisinde geçmiştir ancak nerede olduğu tam olarak belirtilmemektedir.

Eser yazısına, “Halkımızın bilimden yoksun olduğu ve bilime önem vermediği meydandadır” şeklinde başlamaktadır. İlerleyen satırlarda söz konusu olayın, öğretmenlerin okulda her şeyi anlatmasına rağmen halkın ders almadığı ve böyle olayların gerçekleştiğini belirten Eser, “bilgisizlik ve bilinçsizlik halkımızın en büyük sorunudur” demektedir.

Daha sonra önerilerde bulunan Eser, “Bütün yurttaşlarımızın bilimin gereğine inanmaları ve bu konuda aydınlık içinde bulunmaları için hepimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Bilime inanmış ve bilim yolunda yürüyen tüm aydınların bir an durmadan önce yurttaşları bilime inandırmaları gerekiyor” şeklinde önerilerini bitirdikten sonra, “Büyük Atatürk’ün söylediği gibi, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”. Ama hani yolunda olan yurttaşlar?” diye soruyor. Yazısının devamında, 20. Asırda yurttaşlar kötü inançlardan kurtarılamadıysa hiç kimsenin görevini yapmadığını vurgulayan Eser, halkın, muska, üfürük gibi inançlardan kurtarılarak pozitif Batı bilimi yoluna sokulmasını “devlet baba” sorumluluğu içerisinde önermektedir. Öneride bulunulan pozitif Batı biliminin ise, her türlü inanca karşı olduğu bilinmektedir.

1960’lardan günümüze Türkiye’de değişen bir şeyin olmadığını, bu çerçevede incelenen Hüyük basını ortaya koymaktadır. Her ne kadar, birçok dinî geleneğin unutulup, Türk modernleşmesiyle birlikte “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı”, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” ve “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı” ve bu bağlamda “Atatürk”, Hüyük ve çevre insanı tarafından büyük bir sadakatle sevilen olgular olsa da bu günlerin dışındaki gündelik hayatta bunun hiçbir göstergesi yoktur. Bunun yanında hemen hemen bölge halkının tamamı dini geleneklerini ya halen yaşamakta ya da küresel manada Türkiye’yi de etkisi altına alan modern hayatın etkileriyle terk ettiği geleneklerini özlemle anmakta, anlatmaktadır.

Bu manada üç gazetede yapılan basın taramasında dünyevileşmeyle ilgili haberler yok denecek kadar azdır. Çanakkale, I. Dünya Savaşı ve özellikle kurtuluş savaşında onlarca askeri şehit olan bir bölge olarak bağımsızlığı en üst düzeyde arzu eden; kurtuluş savaşını, savaşın yaşandığı Kocatepe Meydan Muharebesi’ne yakın bir bölge olan Hüyük ve Hüyük insanı, Kurtuluş Savaşı’nın bilinen mimarı olan Mustafa Kemal’e ve onun öncülüğünde kurulan Cumhuriyete sınırsız saygı ve sevgiyle bağlıdır ve bu çerçevede kutlanan Millî bayramların hep coşku içerisinde geçmektedir.

Hüyük basınında dünyevîleşme konusunda üç gazeteye yansıyan aynı konulu iki haber vardır. Bölgede dikilen iki Atatürk büstü ile ilgili çıkan haberlerin ilki, İlkhaber ve Hüyük Postası gazetelerine yansımıştır. Haberin içeriği, Çavuş Köyü’ne Atatürk büstünün dikilmesidir. 5 Temmuz 2005 tarihli gazete nüshalarında yayınlanan haberlerde yer alan bilgilere göre geçmiş yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlı tarafından Hüyük’ün Çavuş Kasabası’na hediye edilen ve üç yıldır belediye hizmet binası içinde bekletilen Atatürk Heykeli, Çavuş’un AKP’li Belediye Başkanı tarafından beldenin en iyi görünen yerine dikilmesidir. Haber gazetelere şöyle yansımıştır: “Başkandan Örnek Davranış” (Hüyük Postası, 05.07.2005) ve “Ataya Saygı”dır (İlkhaber, 05.07.2005). 11 Kasım 2005 tarihli diğer haberde ise bu sefer Hüyük’ün Kıreli Kasabası’na dikilen Atatürk Anıtı konu edilmiştir.

Haber şöyledir: “Atatürk Anıtı Hizmete Girdi” (Hüyük Gündem, 11.11.2005). Gazetenin manşetinden verilen haberde, anıtın 20 bin YTL’ ye mal olduğu ve Cumhuriyetin kuruluşunun 82. yılı dolayısıyla yaptırıldığı ifade ediliyor. Aynı konulu bu iki haber, yaklaşık bir asra yakın zamana rağmen, Türk modernleşmesinin öncüsü olarak kabul gören Mustafa Kemal’e ve dünyevileşme ana temelli devrimlerine bir bağlılık göstergesi olarak kabul edilebilir.

Bu konuyla direkt bağlantı kurulamayan ancak modernleşme projesinin üzerinden yürütüldüğü eğitim konusunda Hüyük basınında oldukça fazla haber yayınlanmıştır. Bölgede bulunan ve “laik eğitim kurumları” olarak tanımlanan T.C. MEB’e (Millî Eğitim Bakanlığı) bağlı okulların sayısı 20’den fazladır. Başta Hüyük Yunus Emre ve Mevlana ilköğretim okulları birçok dalda Konya ve Türkiye çapında başarılara imza atmıştır. Bu başarılar bölge insanı tarafından sahiplenilmekte ve gururla anlatılmaktadır. Bu konuda bölge basınında çıkan haberler de bu anlatım olduğu gibi yansımaktadır. Bütün bunları, bölge insanının dinî inanışlarını, duygu ve düşüncelerini bir kenara bırakarak dünyevileştikleri şeklinde yorumlamak mümkün değildir.

Dünyevileşme konusunda Hüyük basınında çıkan az sayıdaki haberleri irdeleyecek olursak bölge insanının, Türk modernleşmesi çerçevesinde değil ancak 21. yüzyılın getirdiği hayat standartlarında yaşadıkları söylenebilir. Bugünün şartlarında, tiyatro, sinema, konser, konferans, gezi gibi birçok sosyal faaliyet imkânının bölgede gerçekleştirildiği Hüyük basınına yansımıştır. Bu konuda hem halkın istekli olduğu hem de yöneticilerin girişimci olduğu yine basına yansıyan haberlerle tespit edilmiştir. “Halk Sosyal Faaliyet İstiyor” (Hüyük Postası, 03.09.2004) , “Sosyal Aktiviteler Hız Kazandı” (Hüyük Gündem, 10.12.2004) “’Virgül Tiyatrosu’ Hüyük’te” (Hüyük postası, 28.03.2006), ve “Hüyüklü Hanımlar Çanakkale’de” (Hüyük Gündem, 02.05.2006) gibi haberler bu konuda örnek gösterilebilir.

Bunların dışındaki dünyevileşme unsuru ile ilgili haberler Hüyük ve çevresindeki gündelik hayatla ilgilidir. Kadınlar Günü kutlamaları (Hüyük Postası, 14.03.2006), Temiz çevre kampanyaları (Hüyük Postası, 11.07.2006) ve bu konudaki toplumsal atılımlar, Kitaplığı Olan Modern Kahvehane (Hüyük Gündem, 31.12.2004 ) ve kadınlara özel park yapımı (Hüyük Gündem, 18.08.2006) gibi modernizmin kendisine mal ettiği üstün seviyeli gündelik hayat tarzını işleyen haberler Hüyük basınında yer almıştır.

1960-70’li yıllarda çıkarılan Aktepe Çavuş Köyü dergisinde inançla ilgili konulara neredeyse yer verilmezken, bugün tarama yapılan her üç gazetede inançla ilgili konular oldukça fazla yer etmektedir. Gazetelerde, dinî bayramlar ve kandil günleri başta olmak üzere birçok dinî haber ve yazının yer alması, Türkiye’de ve özellikle taşra kısmında, laiklik kavramına yüklenen manada bir dünyevileşmenin olmadığı söylenebilir.