• Sonuç bulunamadı

136

137

vermekte ve toplumsal sorunlara yol açmaktadır.529 “Senin bir şeye olan aşırı sevgin gözünü kör eder, kulağını da sağırlaştırır.”530 anlamındaki hadisi hırsın doğruları görmeyi engellediği gerçeğine işaret etmektedir.

Nizâmî, nefsine hakim olanların dünyada çektikleri sıkıntıların kendileri için bilinmedik bir hayrı olduğunu, onun için sorgulamadan itaat etmelerini, inançları hakkında şüphe uyandıracak eylemlerden kaçınmalarını istemiştir. Dünya hayatı deyip geçerek haklarında neyin iyi neyin kötü olacağını bilmedikleri için Tanrı’nın bununla kendilerine ne bahşettiğini görmelerini istemiştir. Sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır.531 ayeti bu durumun anlaşılması için aklı irdeleyen bir nimet olarak insanlara sunulmuştur.

Nizâmî, tamahkâr insanı “tarak gibi bin dişli” olarak ifade etmiştir. O, Daraq olmasaydı min dişli, bəli / Xalqın saqqalında gəzməzdi əli beyti ile açgözlülüğün getirdiği sonuçları göstermektedir. Şöyle ki, açgözlülüğüne yenik düşen kişi istekleri için her şeyin mubah olduğunu söyleyip herkes yanında kendi gururunu çiğnemeye yeltenmektedir. O, bireyin aşırı istekler doğrultusunda hareket etmesini onun kişiliğine halel getireceğini ifade ederek itidalli olmasını ve isteklerini bu yönde belirlemesini ön görmüştür. Nizâmî, Ləl çox gec doğur, ömrü çox olur / Lalə tez göyərir, tez də yox olur532 ifadesi ile acele ve hırsla hareket etmenin doğru karar vermeyi engelleyeceğini böylece kişinin zarara uğrayacağını belirtmiştir. Bir şeye duyulan aşırı istek ve hırs onun çabuk elden çıkmasına veya hayatın sıradanlaşmasına sebep olabilir. İnsan bir amaca ulaşmada veya bir zorluğu aşmada acele etmeden sabrederek gayret göstermelidir. Bu şekilde hareket etmek aynı zamanda kişiyi olgunlaştırır.

İtidalli olmada tövbenin etkili yöntem olacağı, açgözlülüğün zararından kurtulma yolu olarak belirtilmiştir. İnsanoğlu arzu ve isteklerine ulaştıkça daha çok olmasını isteyen bir varlıktır.533 Günümüz İslam toplumlarında Allah’ın varlığını kabul etmenin yanında inancına göre yaşayıp ona uygun bir şekilde kişilik geliştirmeye

529 Mustafa Çağrıcı, “Hırs”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1998), 17/383-384.

530 Müsned, V, 94, 6, 450; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 116.

531 el-Bakara 2/216.

532 Gencevî, Yeddi Gözel, 2004, 44.

533 Buhârî, “Rikak”, 10; Müslim, “Zekat”, 116, 119; Tirmizî,, “Menakıp”, 32.

138

çalışan ve ibadetlerini bu anlayışla yerine getiren bireylere ihtiyaç duyulmaktadır.534 İnsanın inancına göre yaşaması, ibadetlerini yerine getirmesi için gayret etmesi, azmetmesi gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmesi için gerekli donanım insanın yaradılışında mevcuttur. Ancak bazı insanlar verilen bu duyguları amacının dışında kullanmaktadır. Musa peygamber “Bizim Rabbimiz her şeye hilkatini veren, sonra da yolunu gösterendir”535 demektedir.

Nizâmî, hırsı insana verilen olumsuz bir nitelik olarak değerlendirmektedir.

Dünya malına düşkünlük Tanrıya ibadet etmeyi bile unutturmaktadır. Nizâmî, mal mülk sevgisini kontrol altında tutamayanlar arasında düşmanlık oluşturmaya sebep olan hırsın insanı hazine avcısına dönüştüreceğini anlatmıştır.536 O, açgözlülüğü “ağa düşmüş birey”e benzetmektedir. Tövbeden başka bir yolun çare olmayacağını belirtmektedir. 537 Nizâmî hırsına bürüneni sarayın (dünyanın) sahibi olmadığı uyarısı ile burada alacağı nimetin sadece mide kapasitesi kadar olacağını söylemiştir. O, insanın yaratılmışlardan akıldan başka her hangi bir özellikle değerlendirilmeyeceği için rızkının niceliği ile yetinmeyi öğrenmesini istemiştir.538

Küreselleşmeyle birlikte hayatımızda fazla yer edinen, hırs, kıskançlık, kibirlilik gibi duyguların ortaya çıkmasına sebep olan rekabet anlayışı birey ve toplum üzerinde yıkıcı tesirler bırakmaktadır. Örneğin örgün öğretimde çocukların bireysel farklılıklarını göz ardı eden ve yeteneklerini yok sayan rekabete dayalı bir eğitim anlayışının olumsuz etkileri görülmektedir. İnsan muhakkak rekabet edecekse kendisi ile rekabet ederek kişiliğini güçlendirmeli, böylelikle başkalarına karşı olumsuz davranmaktan uzaklaşmalıdır.539 Kibirli insanlar hırs yaparak kendini kamufle etmeye veya temize çıkarmaya çalışmaktadırlar. Nizâmî, bu huydan nasibini almış bireyin zarara uğrayacağını, gerçekleştirmediği isteklerinin tuzağına düşme ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirmiştir. Hırs bireyin özgür gelişimini engellemektedir. Nizâmî, bu engelin Allah’a yönelmekle aşılabileceğini beyan etmiştir. O, tamah edilen şeylerin zamanla insanı kontrol altına alabileceğini söylemiş, okuyucularını akıl ve iradelerini

534 İsa Ceylan, Pozitif Psikoloji Yaklaşımıyla Mümin İnsanın Kişilik Özellikleri, (Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2013), 154.

535 Tâhâ 20/50.

536 Gencevî, Yeddi Gözel, 2004, 44.

537 Gencevî, Sirler Xezinesi, 2004, 134.

538 Gencevî, İsgendername (İqbalname), 2004, 127.

539 Akseki, Ahlak Dersleri, 122.

139

kullanarak hırstan uzak durmalarını istemiştir.540 Yapılan araştırmalarda da insanın eylemlerinde menfaati ön plana aldığı ve bu yaklaşımın bireyin özgür gelişimini engellediği tespit edilmiştir.541 Çünkü bir çocuğun yeteneklerini gerçekleştirmesi için özgür bir ortama ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle bireyin kendi istediğini açık şekilde belirlemesi, öz kontrolünü sağlaması için eğitimde özdisiplin de önemlidir. Rekabetin de sebep olduğu hırs, açgözlülük, kıskançlık, çıkarcılık, kibir gibi duygular çocuğu olumsuz davranışlara itebilmektedir.542 “Mənisə aldatdı tamah, etdi xam / Paydan məğmun olur çox uman adam”543 ifadesi ile Nizâmî, bu düşünceyi kendisine ilke edinen insanların zarar göreceğini, açgözlülüğün acizlikle sonuçlanacağını belirtmiştir.

Nizâmî, Bu dünya mülkündə yox bele bazar / Varını özü ile alsın tamahkar544 mısrasıyla insanın açgözlülüğüne dikkat çekmiştir. O, insanın sosyal bir varlık olduğunu, ancak hırsın diğer bireylerle çatışmaya yol açabileceğini belirtmektedir. Bu durum toplumsal düzenin bozulmasına ve hırsının kurbanı olmuş bireyin yalnızlaşmasına sebep olabilmektedir. Değer yargıları ve bunu içselleştirme düzeyi insan davranışlarını etkilemektedir. Örneğin çalışkan olmak, işini severek yapmak, amaca ulaşmak için gayret göstermek olumlu bir davranıştır. Ancak aşırıya kaçmak bireyi hırsa götürmektedir. Hırs ise bireyi insani değerlerden uzaklaştırarak ahlaki olmayan eylemlerde bulunmaya itmektedir.545

Nizâmî, dünya malına tamah eden insanın, kendi hırsının kurbanı olacağını ipek kurdu örneğinde göstermiştir: Baramanı qurduna toxutturar hemişe / Qarışqayla o qurda qan uddurar hemişe546 Dünyada herkesin ve her şeyin bir kurbanı olduğunu, insanoğlunun da nefsinin kurbanı olduğunu belirtmiştir. O, dünya malının insanı kimliğinden uzaklaştıran, gayesinden şaşmasına sebebiyet veren bir unsur olarak kaleme almıştır. Hırslı insanlar ilişkilerinde menfaati ön planda tutarak kendilerine zarar

540 Gencevî, Xosrov ve Şirin, 2004, 55.

541 Alfred Adler, İnsanı Tanıma Sanatı, çev. Kamuran Şipal (İstanbul: Say Yayınları, 2010), 104.

542 Şahin Danışman, Montesssori Yaklaşımına Genel Bir Bakış ve Eğitim Ortamının Düzenlenmesi”, Eğitimde Politika Analizi Dergisi 1/2(2012), 85-113.

543 Gencevî, Yeddi Gözel, 2004, 152.

544 Gencevî, İsgendername (Şerefname), 2004, 72.

545 Feride Ersoy, “Sosyal Bilgiler Eğitiminde Değerler Ölçütü Olarak İtidal”, Uluslararası İslam Eğitim Kongresi Bildiriler Kitabı (İstanbul: Yekter Yayınları, 2019), 333.

546 Gencevî, Poemalar, 54.

140

vermektedirler. İnsanın davranışları hem bireyin kendisine hem de evrendeki diğer varlıkları etkilemektedir. Başkalarına faydalı olma düşüncesi ile insan olgunlaşır.547

Tamahkar dünyadan nə ummaq olar / Ya səni yandırar, ya da çiy saxlar, Qaynayıb coşarsan, yanarsan dərddən / Qaynayıb coşmasan, çiy qalarsan sən548

Nizâmî, beyitte bir şey için çaba göstermemeyi hayalsiz yaşamaya benzetmiş ve bu durumda da itidalli davranmak gerektiğini önermiştir. Fazla tamahın insanı derde düşürerek yaktığını, gayret göstermeden yaşamanın duygularını olgunlaştırmadan ömür sürmek olduğunu belirtmiştir.

Hırs duygusu bireyin aklını ve vicdanını kullanmasını engellemekte ve değerlerden uzaklaşmasına sebep olmaktadır. İnsan eylemlerini akıl süzgecinden geçirerek gerçekleştirmelidir. Nizâmî, bunun insanın kendi elinde olduğunu dile getirmiştir. Yaşayış vaxtında xeste haldayıq / Çünki vehşi qurdla bir çuvaldayıq549 ifadesi ile tamahı vahşi kurda benzetmektedir. Hırs ve tamahtan korunmanın kendi elimizde olduğunu beyan etmiştir. O, kalbin ruh dinginliğini bozan bu hastalıkla baş edemeyenlerin hep hasta olarak ömür sürdüğünü, ondan kurtuluş yolunun doygunluk hissi olduğunu ifade etmiştir.