• Sonuç bulunamadı

152

bu kötülükten kurtulabileceğini söylemiştir. Bunun başlıca sebebi kâmil imana sahip olmaktır. Bu huyun şeytana has bir huy olduğunun bilincine varılmalıdır.

Nə zaman axtarsam əgər mən çara / Gəlməz hiylələrin sənin bil, kara Yaxamdan əl götür, hiylədən əl çək / Yüz min işləmişəm mən belə kələk620

Hile yapanlara hitaben ve uyarı anlamında Enes b. Malik’ten rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Hile yapan, ihanet eden, hilede, ihanette devam eden, kendine değil, Rabbine değil, insanlık için değil, şeytana hizmet etmektedir.”621 Bu hadisten de anlaşıldığı üzere haram bir şeyi meşru saymak fıtrata aykırı davranmaktır. İnsan doğuştan varlığını tehdit eden unsurlara karşı kendini koruma duygusu ile dünyaya gelmiştir. Eğitim yoluyla davranışlarını dengeli hareket etmeyi öğrenebilir. Olumlu davranışları içselleştirmeyi sağlayan pek çok unsur bulunmaktadır. Bunlardan birisi de inançtır.622 Görüldüğü üzere Nizâmî de, eserlerinde hile ve yalan davranışlarından kurtulmak için dini inancın öğretilerine hep vurgu yapmıştır.

153

ifade etmektedir. Men şəfqət göstərsəm, bağlamasam kin / Kim kəsər başını şəfqət edənin?624 mısrasıyla Nizâmî, zamanla bu halin kine dönüşmesinin tedavisinin hilm ve şefkat ile mümkün olabileceğini dile getirmiştir.

“Öfkenin öncesi delilik sonrası pişmanlıktır”625 deyimi aslında huy edinilmediği takdirde öfkenin sonradan insanda vicdan azabı duyuracak özellik olduğunu anlatmaktadır. Öfke istenmeyen sonuçlara tatmin edilmemiş istek ve beklentiler karşısında oluşan bir duygusal tepkidir. Öfke bir sorun ortaya çıktığında organizmayı uyarır ve kendisine zararı olabileceği durumlarda etkili olur. Öfkenin kontrolden çıkma ve yıkıcı tepkilere dönüşme potansiyeli de mevcuttur.626 Öfke duyan kişi bazen üstünlüğünü kabul ettirmek adına kendisini güçlü göstermek ister ve bu isteği büyük zararlar verebilir.627 Nizâmî, kin güdenleri, öfkesine yenik düşüp kendi yanlışlarını görmeyip başkalarının yaptıklarını gün yüzüne çıkarmaya çalışanları aciz olarak nitelendirmiştir. Кorlar кorluğunu görmeyen кimi / Ortaya töкürsen menim eybimi628 beyti ile bu kişilerin kör olduklarını dile getirmiştir. İnsan sorunlarını bastırmak ve inkar etmek yerine onlarla nasıl başa çıkması gerektiğini öğrenmelidir. Bu yapılamadığı takdirde günlük hayatta sağlıksız öfke duygularının etkisi ortaya çıkmaktadır.629 Hz.

Peygamberin öfkelendiği zaman kendi nefsine hakim olan kişiyi pehlivana benzetmesi bu davranışın dizginlenmesinin insanın kendi elinde olduğu göstermektedir.630

Dünyada kendini korumak adına üstünlük taslamaya meyilli kişiler kin ve öfkelerinin kurbanı olmuşlardır. Yapılan bir araştırmaya göre sıklıkla öfkelerini dışa yansıtan bireyler bunu sorun çözme aracı olarak kullanmaktadırlar. Saldırganlık kendini yaşıtlarına ve topluma karşı ispatlamanın bir yolu olarak düşünülmektedir.631 Kontrol dışı öfke çözümden çok sorunlara sebep olmaktadır. Nizâmî, karşı taraftan gelen öfkeyi mızrağa benzetmiştir. Kendisine karşı aynı davranışta bulunanların aksini göstermekle

624 Gencevî, Şerefname,2004, 298.

625 Azmi Yüksel-Lütfi Yılmaz, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü (Ankara: Birleşik Yayınları, 1993), 14.

626 Çiğdem Soykan, “Öfke ve Öfke Yönetimi”, Kriz Dergisi 11/2(2003), 19-27.

627 Alfred Adler, İnsanı Tanıma Sanatı, çev. Kamuran Şipal (İstanbul: Say Yayınları, 2010), 143.

628 Gencevî, Xosrov ve Şirin, 2004, 379.

629 Soykan, “Öfke ve Öfke Yönetimi”, 19.

630 “İbn Mesud anlatıyor. Hz. Peygamber; “Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu.

Ashabı “erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler. Resulullah: “Hayır, dedi. Gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olan kimsedir.” Müslim, “Birr”, 106; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 3.

631 Susran Erkan Eroğlu, “Saldırganlık Davranışlarının Boyutları ve İlişkili Olduğu Faktörler: Lise ve Üniversite Öğrencileri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 21(2009), 205-221.

154

yönelen mızrağın yönünü değiştirebileceklerini söylemiştir. Akıl sahibi bir birey kontrolsüz öfke sergileyenin seviyesine düşmemelidir.632

Öfke duygusu saldırganlığın ardından düşmanlık ve nefret duygusunu getirmektedir.633 İnsanın var olan duygularını iyiye ya da kötüye yöneltme özelliği bulunmaktadır.634 Tüm olumsuz davranışların kökeninde bulunan nefretin az veya çok oluşu tehlike arz etmektedir. Bu duygunun öfkede bulunması zamanla kin duygusunun şiddetlenmesine sebep olabilir. Bu yüzdendir ki bilginler kini, öfkenin nefiste süreklilik kazanma şekli olarak değerlendirmişlerdir.635 İnsanın nefsini kin ve öfkeden temizlemediği sürece taştan farklı olmadığını söyleyen Nizâmî, bireyin kişiliğine yansıttığı bu huyla kendi kendini değersizleştirdiğini beyan etmiştir. Ayrıca, bu huyun cehennem ehlinde bulunan bir vasıf olduğunu belirtmiştir.636

Nizâmî, dünyanın kin ve sulh yoluyla sınandığını, bu yolda sulh taraftarlarının kazançlı çıktığını kinin ise zarardan başka bir işe yaramadığını söylemiştir. Kazanmak için kinine öncelik veren insanları sürüden korkan kurda benzetmektedir.637 Şair, Kinli bir ürəyə kin dolan zaman / Keçdiyi yollarda göyərər tikan.638 mısralarıyla kinli kalplerde yeşeren dikenin kalbi deleceğini dile getirmiştir. O, hem kin tutan hem de kin tutulan kalp sahibinin yaptıkları davranışların şefkat duygusunu git gide yok edeceğini belirterek kinin oluşturduğu dikenleri temizlemeyi öğütlemiştir. Nizâmî, saldırgan kişiliğe sahip olan kindar bireylerin öfkeli zamanlarda sergiledikleri geri dönülmez zararlarını göstermeye çalışmıştır. Bu durumu denize atılmış ateşin damlalar şeklinde etrafa kıvılcımlar saçmasıyla tasvir etmiştir. Hiddetli bir kalpte şefkatin bulunamayacağını belirten Nizâmî, bu tür davranan kişilerin iyiliği emredip kötülükten sakındırma faaliyetlerinde başarısız olacağını belirtmiştir. 639

632 Gencevî, İsgendername (Şerefname), 2004, 41,51.

633 Eroğlu, “Saldırganlık Davranışlarının Boyutları ve İlişkili Olduğu Faktörler: Lise ve Üniversite Öğrencileri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma”, 216.

634 Abraham Maslow, İnsan Olmanın Psikolojisi, çev. Okhan Gündüz (İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık, 2001), 9.

635 Mustafa Çağrıcı, “Kin”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2002), 26/30.

636 Nizâmî Gencevî, Sirler Xezinesi, Lider Neşriyatı, Bakı: 2004, 167.

637 Gencevî, İsgendername (Şerefname), 2004, 122.

638 Gencevî, İsgendername, (Şerefname), 2004, 123

639 Kinini dənizə töksəydi, şəksiz, Hər yana atəşlər saçardı dəniz.

Bəxşişlə ədavət, kin sönüb gedər,

155

İslami anlayışta öfke ve kinde ifrata kaçmamak gerektiği gibi yumuşak huylu olmakta da o denli ölçülü olunmalıdır. İslam her durumda hilm sahibi olmayı, sabır ve temkinle hareket etmeyi, cahil bireylere karşı merhametli, düşmanına karşı afla muamele etmeyi emretmektedir.640 Her davranışın yerinde ve ölçülü olması gerektiğine eserlerinde sıkça vurgu yapan Nizâmî de, öfkeye karşı güzel söz ve davranışı önermiştir.

O nefsinin ulviyetine hakim olan bireylerin sevmedikleri ve onaylamadıkları davranışlar sergilemeyeceğini bildirmiştir. Çok cilalanan taşın özelliğini yitirdiği gibi insanın da nefsinin isteklerine göre hareket etmesinin onu yanlış yöne sürükleyeceğini söylemiştir.

O, kıymetli elmasa benzettiği insanın nefsine yenik düşmesiyle kendine olan saygısını ve düşünme yetisini kaybettiğini açıklamıştır.641

Nizâmî, ayrıca bireyin dine ve ilme karşı kin ve öfkeli davranışını kötülemiştir.

Bu nedenle hak yoldan uzaklaşarak dinin ve ilmin gereksizliğini veya doğru olmadığını söyleyen ve bu konuda aktarımda bulunan kişilerden uzak durmayı önermiştir.

Eserlerinde bile yanlış anlaşılır düşüncesiyle öfkeye ve kine sebep olacak bir beyte rastlandığında önemsenmemesi uyarısında bulunmuştur. Nizâmî, cümle arasında bile öfkeye sebep olacak kelimeler kullanılmasının zarar doğuracağını bu durumun zamanla kine dönüşeceğini ifade etmeye çalışmıştır.642

Gencevî’ye göre öfke ve kin diğer yanlış huyları da beraberinde getirmektedir.

Ahiretini kazanmada ve günahlarının affında istekli olan kimseler kin ve öfke içeren eylemlerinden uzaklaşmalıdır. “Kardeşi ile arasında kin ve düşmanlık bulunan kimse hariç, Allah’a şirk koşmayan herkes bağışlanır”643 hadisi ile merhametin açmayacağı kapıların kin ve öfke olduğu belirtilmektedir.