• Sonuç bulunamadı

Amerikalı sosyolog Robert Merton’a ait olan bu teori, Durkheim’in anomi kavramını sapkın davranışlara uygulamıştır. Bu teori, suç eylemi açıklanırken psikolojik ve yapısal açıklamaları bir araya getirilerek oluşturulmuş bir kuramdır. Merton, sapmanın biyolojik temelli olduğu tezini reddeder ve suçun toplumsal olduğunu savunur. Bu nedenle Merton’un kuramı sosyolojik özellikli bir kuramdır. Toplumsal hedefler ile onları gerçekleştirmek için gerekli olan vasıtalar arasındaki tutarsızlık ve gerginlikler Merton’un “Gerginlik Teorisinin” temelini oluşturmaktadır. Bu teori toplum hayatındaki çatışmalar üzerine kurulmuştur. Robert Merton kurama gizli ve açık fonksiyon kavramlarını ilave ederek, geliştirmeye çalışmıştır. Açık fonksiyon bir sistemin içinde bulunanlar tarafından arzulanan ve bilinen fonksiyonlardır. Gizli fonksiyonlar ise sistemin içinde bulunanlar tarafından ne bilinen nede arzulanan fonksiyonlardır. 125 Mesela okulların bir toplumda öğrencileri bilgili kılmak, eğitmek gibi açık fonksiyonları olduğu gibi, onları sokağa bırakmamak, belirli bir yaşa gelinceye kadar belirli konularda meşgul etmek şeklinde gizli fonksiyonları da vardır.

Merton, Durkheim gibi sadece ani ve hızlı gelişen toplumsal değişmelerin sosyal yapıda oluşturduğu sorunlar üzerinde durmamıştır. O kültürel istekler ile bu istekleri yerine getirecek meşru vasıtalara sahip olamama durumunda ortaya çıkan sapkın davranışlar üzerinde durmuştur. Bu sapkın davranışların kaynağı kültürel amaçlar ile yasal tanımlar arasındaki uyuşmazlıklardır. Mesela toplumda zengin olmak veya başarılı olmak gibi normlar vardır fakat herkes etnik, dinsel

123 Yavuzer,H.: A.g.e.,sh.260 124 Bal,H.: A.g.e.,sh.9 125 Özkalp, E.: A.g.e.,sh.32

veya sınıfsal etkenler nedeniyle eşit olarak bu amaçlara ulaşma imkânına sahip değillerdir. Merton’un bu kuramına göre alt sınıfa mensup, ekonomik olarak düşük seviyede bulunan bireyler, üst düzeye yükselebilmek için gayri meşru yollara tevessül edebilmektedirler. 126 Kısacası suç eylemi, toplumun yücelttiği hedeflere ulaşabilmek amacıyla kişinin, meşru yollarla ulaşamayacağını anladığı durumda, meşru olmayan yollarla gerçekleştirmesi sonucunda meydana gelen eylemdir.

Merton’a göre toplumun sosyo-kültürel yapısını iki önemli unsur oluşturur. Birincisi toplumun tümü tarafından kabul edilen ve çıkış noktasını o toplumun ortak kültürünün oluşturduğu arzular, hedefler ve amaçlardır. İkincisi ise, bu hedeflere ulaşmak için izlenecek yollar; örfler ve adetlerdir. İşte bu iki unsur arasında bir denge mevcuttur. Biri diğerinden biraz fazla önem kazandığı vakit toplum sisteminin dengesi bozulur ve sapkın davranışlar ortaya çıkar. Gerilim teorisi toplum hayatındaki çatışmalardan esinlenerek kurulmuştur.127 Amaçlar ve yollar arasındaki bu uyuşmazlık gerilime ve baskıya neden olur. Gerilim ve baskıda insanları suça iter. Özellikle sınıflı toplumlarda yukarı sınıflara ulaşma imkânı eşit şekilde dağıtılmamıştır. Bu nedenle alt sınıflardaki insanların amaçlarına yasal olarak ulaşma imkânlarının az olması onları suç işlemeye itmektedir.128 Bu teori insanların ahlaklı oldukları varsayımıyla kurulduğu için normalden sapmayı da kuvvetli baskıya dayandırmaktadır. Metron “sosyal baskı” kavramını kullanmaktadır. Suç işleyen insanlar bulundukları sınıfın değerlerine karşı çıkmak için başkalarını rahatsız etme amacıyla suç işlemektedir.129 Bu bir nevi dikkatleri üzerine çekme manasına gelmektedir. Yani sosyal yapı suça neden olmaktadır.

Merton bireysel uyum tiplerinden oluşan bir davranış modeli geliştirmiştir. Bu uyum modelinde Merton kişilerin davranışlarını, kültürel amaçlar ve bu amaçlara ulaşmada kullanacakları kuramsal araçlarla belirlemektedir. Merton’un beş uyum130 tipini şu şekilde açıklayabiliriz:

126 Kızmaz, Z.: A.g.e., sh.53

127 Korkmaz, A. ve Kocadaş, B.: A.g.e., sh.135 128 Bal, H.: A.g.e., sh.10

129 Korkmaz, A. ve Kocadaş, B.: A.g.e., sh.136 130 Kızmaz, Z.: A.g.e., sh.54-55

1- Uyumluluk (Confirmity): Bireyler hem kültürün tanımladığı amaçları hem de bu amaçları gerçekleştirecek yolları kabul ederler. Bireyler başarısız olmaları durumunda bile bu amaç ve yolların dışına çıkmazlar.

2- Yenilikçilik (Innovation): Bireyler toplumca genel kabul görmüş olan amaçları kabul etmelerine rağmen hedeflerine ulaşmak için kullanmaları gereken meşru vasıtaların yetersiz olduğunu ileri sürerek yeni yollar ve arayışlar keşfederler. Fakat bu arayışlar (hırsızlık, zimmete para geçirme, gasp gibi) normatif yapı içerisinde tanımlanmadığı için eylemleri sapma olarak kabul edilir.

3- Şekilcilik (Ritualism): Bireyler daha önceleri kabul ettikleri kültürel amaçları reddederler fakat buna rağmen toplumun beklentilerine şekli olarak uyarlar. Yani kurallarına göre oynarlar. Kurumsallaşmış normlara uydukları için davranış biçimlerinin sapma olup olmadığı tartışmalıdır.

4- Geri Çekilme (Retreatism): Bireyler hem kültürün tanımladığı amaçları hem de bu amaçları gerçekleştirecek yolları kabul etmezler. Merton bu tiplerin kendi amaçlarına yasal yollardan ulaşmada birkaç kez başarısızlığa uğramış kişiler olduğunu ve neticesinde serserilik, alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığı gibi davranış kalıpları sergilediklerini ve bu şekilde toplumdan kaçtıklarını vurgulamıştır. Bu tiplere günümüzde bolca rastlanmaktadır.

5- İsyan (Rebellion): Bu grupta yer alan bireyler ise kültürel yapının sunduğu hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için kullanılması gereken kurumsallaşmış yolları reddederler. Bu reddediş geri çekilme şeklinde değildir çünkü bu tipler üyesi oldukları topluma karşı sorumluluk duymaktadırlar ve bu sorumluluğun gereği olarak devrimci bir tutumla yeni hedefler ve vasıtalar aramaktadırlar.

Merton bu uyum tiplerini tablo halinde gösterirken, bireylerin maddi başarı amacının ve/veya bu amaca varma vasıtalarının kabul görmesi durumunu “+”, amacın ve amaca varma vasıtalarının reddedilmesi durumunu “-” olarak göstermiştir.131 Tablo 3’te uyum tipleri ile bu tiplerin kültürel hedefler ve kurumsallaşmış vasıtalar karşısındaki tavırları gösterilmiştir.

Tablo 3: Bireylerin Kültürel Hedefler ve Kurumsallaşmış Vasıtalar Karşısındaki Tavırları

UYUM TİPLERİ KÜLTÜREL

HEDEFLER KURUMSALLAŞMIŞ VASITALAR UYUMLULUK + + YENİLİKÇİLİK + - ŞEKİLCİLİK - + GERİ ÇEKİLME - - İSYAN +/- +/-

(Kaynak: Korkmaz,A.;Kocadaş,B.:Toplumsal Sapma,138)

Albert Cohen, “Suçlu Çocuklar” isimli eserinde suçun sosyal sınıf farklarından ve bunun sosyal statüye olan etkisinden ortaya çıktığını savunmuştur. Ekonomik olarak düşük gelir seviyesine mensup gençler hep orta sınıf insanların yönettiği okullarda, bu sınıfa ait değer ve standartlar kabul ettirilmeye çalışılarak okumaktadırlar. Halbuki bu gençler orta sınıfa mensup insanların amaçlarına erişebilecek yeterli sosyalleşme deneyimine sahip değillerdir. Bu durum kendilerinde bunalım, tatminsizlik ve aşağılanma duygusu oluşturur ve şahıs orta sınıf standartlarına tepki olarak suç işlemeye başlar. Bu hareket aslında bir red gibi gözükse de aslında kişi içten içe o standartlara ulaşmayı arzulamaktadır.132 Bu aslında alt sınıflarda sapkın davranışların ve suçlu eylemlerin neden çok fazla olduğunu da açıklamaktadır. Alt sınıfa mensup bireylerin amaçlarına yasal yollardan ulaşmada imkânlarının yetersiz olmasından kaynaklandığını göstermektedir.

Çocuklar içinde aynı şey geçerlidir. Başarıya ulaşmak için iyi bir eğitim ve neticesinde geleceği olan güzel bir meslek gerekmektedir. Fakat alt sınıfa mensup çocuklar ileri düzeyde bir eğitime, uzmanlaşmaya ve iyi bir mesleğe yukarı sınıfların fırsatlarına oranla daha az sahip olurlar. Toplumsal imkânların dağıtımında eşitlik söz konusu olmadığı için meşru yollardan amaçlarına ulaşamayacağını anlayan özellikle alt sınıfa mensup insanlar yasal olmayan yolları kullanarak hedeflerine ulaşmak isterler. Bu süreçte kendilerini suçlu hale getirir.