• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVE

1.5. Genç İşsizliğinin Etkileri

1.5.1. Gençler Üzerindeki Etkileri

İşsizliğin etkileri bireyden bireye değişeceği tezinden yola çıkılarak yapılan bir araştırmaya (Yılmaz vd., 2004) göre orta yaş (30-49 yaş aralığı) grubunda bulunan yetişkinlerin işsizlikten etkilenme düzeyi yüksek ve işsizlikle başa çıkma düzeyi düşük olduğu tespit edilmiştir. Aynı araştırmada gençlerin henüz iş hayatının başlangıcında olması ve daha az sorumluluğa sahip olması sebebiyle işsizlikten etkilenme düzeyi düşük ve işsizlikle başa çıkma seviyesi yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Çalışmamızda işsizliğin gençler üzerindeki etkileri ekonomik ve psiko-sosyal olmak üzere iki başlık altında incelenmiştir.

1.5.1.1. Ekonomik Etkileri

İşsizliğin gençlere yüklediği ekonomik maliyetlerin başında, özellikle uzun süreli işsizliğe maruz kalındığında, meslekî becerilerin yitirilmesi ve çalışamama nedeniyle gelir kaybı gelmektedir (Biçerli, 2007:422).

Üretim faktörleri içerisinde elastikiyeti en yüksek olan ve verimliliği arttırma kapasitesi açısından yüksek bir orana sahip olan insan kaynağı, işletmelere rakiplerine, ülkelere de diğer ülkelere göre ekonomik üstünlük sağlama potansiyeli kazandırmaktadır. Ancak insan kaynağının da diğer üretim faktörleri gibi bir sınırı vardır. İnsan kaynağının sınırı, geri dönüşü olmayan "zaman"dır. Genç insan kaynağı bulunduğu dönem itibariyle insan hayatının en hareketli ve en verimli olduğu zamanını temsil etmektedir. Bu bakımdan işsizlik sonucunda gençler, sahip oldukları potansiyeli kaybetmekte ve gelir kaybı yaşamaktadır.

Gençlerin işsiz kalma süresinin artmasıyla işsizliğin etkileri de derinleşmekte ve gittikçe daha büyük ekonomik zararlar ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucunda gençler, iş hayatından beklentilerini düşürmekte ve işverenlere bazı tavizler vermek zorunda kalmaktadır (Gorz, 2001:81).

Öyle ki “işsizliğin kronikleştiği toplumlarda bireyler, işin getirisine, niteliğine ve ağırlığına bakmadan her işe razı olmaktadır” (Kocadaş vd., 2010:53). Bunun sonucunda işsiz genç, işsizliğin olmadığı bir ortamda kazanabileceği gelirden daha az bir gelire sahip olacak ve bu gelir farkını kapatmak için daha uzun sürelerde çalışmak

zorunda kalacaktır (Gorz, 2001:76). Bu şartlarda çalışmayı kabul etmeyen işsiz genç ise ekonomik bağımsızlıktan yoksun olacak ve ailesine bağımlı bir şekilde hayatını idame etmeye çalışacaktır. Bu da genci gelecek konusunda belirsizliğe itecektir. Genç işsizliğinin ekonomik boyutu aslında bir başlangıçtır ve bunun sonrasında oluşan sosyal ve psikolojik etkiler daha zarar verici olabilmektedir (Gündoğan, 1999:70-71).

1.5.1.2. Psiko-Sosyal Etkileri

İşsizlik, sanayi kapitalizminin sonucunda oluşan, sosyal problemlerin ilk sıralarında yer alan, yaygın olduğunda toplumun huzurunu ve refahını bozan sosyal bir problemdir (Tuna ve Yalçıntaş, 1999:76).

Genç yaşta işsizlik sorunu ile karşılaşan bireyin sosyalleşme süreci bozulmaktadır. Çünkü bütün gençler biran önce iş hayatına girmek, statü kazanmak ve ekonomik bağımsızlığını kazanmak istemektedir. Bu koşulların sağlanamaması bireyde psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Eğitimli genç sayısının artması, toplumsal birliğin bozulmasına ve ülke vatandaşlarının kimlik sorunu yaşamasına neden olmaktadır. Genç işsizlik, ülkenin sahip oluğu dinamik beşeri sermayenin ve bireye yapılan yatırımların etkinsiz kullanımına neden olmaktadır (Gündoğan, 1999).

Liseyi bitirmiş bir kişinin ergenlikten çıkıp yetişkinliğe adım atması için meslek hayatına başlaması lazım gelmektedir. Bu durumu gerçekleştiremezse, kişinin kendisine biçtiği değerin azalması olası bir durumdur (Erikson, 1950:137).

Bu sebeple genç bireylerin iş hayatına bakış açısı, ekonomik gayelerden daha fazla bir kimlik arayışı içermektedir. İşsiz kalınan süre arttıkça genç bireylerin kendilerine duydukları saygı bitmeye başlar. Genç erkeklerde kendisine duyulan saygı düzeyi, genç kadınlara kıyasla daha düşük olmaktadır. Nedeni ise; genç kadınlarda hem işsiz kalmaktan doğan, hem de işgücü piyasasının dışında olmaktan doğan bir kendisine duyulan saygının kaybı bulunmaktadır (Erikson, 1950:135-150).

İşsizliğin neden olduğu sosyal sorunlar, genellikle ekonomik sorunlardan daha zararlı olmaktadır. Bu sorunlardan biri gelir kaybı ve çalışmamaktan kaynaklanan kimlik ve statü kaybının bireylerin mental sağlığı üzerinde yaptığı olumsuz etkidir (Kurt, 2006:376).

İşsizlik neticesinde gelir kaybına uğrayan genç birey, özellikle iş sahibi olan arkadaşları başta olmak üzere sosyal çevresinden uzaklaşma eğilimi gösterecektir. Gencin işsizliğe uzun süre maruz kalması sonucunda kendine ve içinde bulunduğu topluma olan güvenini yitirmeye başlayacak ve anarşik oluşumlara yönelebilecektir. Bunun sonucunda ise ülkenin sosyal bütünlüğünü tehdit edici çatışma zemini oluşabilecektir (Gündoğan, 1999:71).

İşsiz gençler, işsizliğin süresi ile doğru orantılı olarak daha fazla psikolojik soruna sahip olmaktadır. Bunların içerisinde gerginlik, depresyon, kendini yetersiz görme, uykusuzluk, özgüvenin yitirilmesi, korku ve endişe gibi temel sorunlar yer almaktadır (Clark, 2003).

İşsiz gençler, şiddetli psikolojik baskılar altında kendilerini toplum içinde haksızlığa uğramış, unutulmuş ve ezilmiş bireyler olarak görme eğilimindedir. Bir toplumda genç işsizliğinin yaygın olması, alt kültürlerin oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Bir işe ve düzenli hayata sahip olamayan gençler, içinde bulunduğu toplumun yerleşik değerlerine karşı olan ilgisini azaltacak ve onu farklı arayışlar içerisine sokacaktır. Bunun neticesinde ise sosyal düzeni tehdit eden toplu suçlar, çeteleşme veya toplumdan kendini soyutlayan hippi, punk, heavy metalciler gibi sorumsuz grupların oluşumuna sebep olacaktır (Kocadaş vd., 2010:53-54).

İşsiz gençler, başta aileleri olmak üzere yakın çevreden başlayarak etrafındaki insanların destek olma seviyesiyle doğru orantılı olarak bu tarz olumsuz etkileri olan psikolojik eğilimlerden uzaklaşacaktır. Ailelerin genç işsiz olan çocuklarını desteklemeleri, genç işsiz üzerindeki stres yükünü azaltmasına rağmen işsiz olan çocuklarına iş bulma yönünde yapacakları baskı gencin stres yükünü arttıracaktır (Yılmaz vd., 2004:179).

Aşağıda yer alan Şekil 1'de belirtildiği gibi genç bireylerin aile desteği almaması psikolojik zararı arttırmaktadır. Pozitif bir aile desteği ve negatif etkideki bir aile baskısı arasındaki fark, genç işsizler arasında özellikle ehemmiyet teşkil ettiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle aile desteği, genç bireyler arasında psikolojik acıyı aza indirgerken, aile büyüğü tavsiyeleri, belki de çalışma ortamı bulma doğrultusunda negatif bir baskı olarak görüldüğünden, psikolojik acıyı arttırmaktadır.

Şekil 1:

Aile Desteğinin Genç İşsizler Üzerindeki Etkisi

Kaynak: Kurt, 2006:365.

Yapılan araştırmalarda işsizlik neticesinde yaşam sevincini kaybeden genç birey, umutsuzluk ve çaresizlik gibi duyguların da etkisiyle intihar girişiminde bulunabilmekte, alkol, uyuşturucu madde ve sakinleştirici hap kullanımına bağlı olarak kendini yaralama veya zehirlemeye çalışmaktadır (Yılmaz vd., 2004:167-168).