• Sonuç bulunamadı

II. MATERYAL ve METOD

2.2. Liman ve Hava Meydanı Hizmetlerinde KDV Ġstisnası

2.2.5. KDV Kanunu 13/b Bendi Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar

2.2.5.2. Gemi kurtarma ve denizi kurtarma hizmetleri

Teknelere denizde verilen yardım ve teknelerin çekilmesi (römorkaj) hizmetleri Kanunun 13/b maddesi kapsamında katma değer vergisinden istisnadır. Ancak, söz konusu hizmetlerin limanlarda veriliyor olması gerekmektedir. Aksi takdirde, söz konusu istisna uygulanamayacaktır. Öte yandan, Ġstanbul Liman Tüzüğüne göre, boğazın tamamı liman kapsamında değerlendirilmektedir (Koçak, 2007).

14.04.1925 tarih ve 618 sayılı Limanlar Kanunu uyarınca 06.09.1996 tarih ve 22746 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 24.07.1996 tarih ve 96/8442 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ġstanbul Liman Tüzüğü yürürlüğe girmiĢtir. Söz konusu Tüzük ile Ġstanbul Limanının sınırları, yanaĢma ve demir yerleri, rıhtımlara yanaĢma, ticaret eĢyası ile patlayıcı, yanıcı ve benzeri tehlikeli maddelerin boĢaltma ve yükleme yöntem, yer ve zamanları, gemilerin Limanda kalabilecekleri süreler ile Limanda genel güvenliğin ve disiplinin sağlanmasına iliĢkin öteki önlemler bu Tüzükte gösterilmiĢtir. Ayrıca Tüzüğün 3’ncü maddesinde Ġstanbul limanı “Liman Sınırları”, 4’ncü maddesinde “YanaĢma Yerleri”, 5’nci maddesinde “Demir Yerleri” belirlenmiĢtir. Dolayısıyla Ġstanbul Liman Tüzüğüne göre liman sınırları olarak belirlenen alanın oldukça geniĢ olarak belirlenmesi isabetli olmuĢ ve KDV 13/b bendindeki istisnanın uygulama yeri olan alanın geniĢ kapsamlı olması sağlanmıĢtır.

Ancak diğer limanların alanları oldukça sınırlı olup limanların belirlenen alanlarındaki sınırın bazen 1 santim dıĢı da liman alanı dıĢı olarak belirlendiği için KDV Kanunu 13/b bendindeki limanlarda hizmetin verilme Ģartı yerine getirilememekte dolayısıyla istisnadan faydalanılamamaktadır.

Gemi veya uçağın taĢıma aracı vasfını sicilden terkin ederek veya hurdaya ayırması hallerinde, gemi ve hava aracı seyrüsefer özelliklerini yitirmiĢ olacağı için bu araca verilen hizmetler KDV Kanunu 13/b bendi kapsamında değerlendirilemez. Araç seyrüseferini tamamlayıp bir daha seyrüsefere çıkamayacak olduğu durumda, deniz, hava taĢıma aracı olma vasfını kaybetmesi halinde, aracın müze haline getirilmesi durumlarında bu araçlara verilen hizmetlerin istisna kapsamında olması mümkün değildir. Bu durum baĢta belirtildiği üzere istisnanın deniz ve hava taĢıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin istisna kapsamında uygulanması için “aktif taĢıma aracı” unsurunun varlığını ortaya koymaktadır.

Gemilerin seyrüsefer özelliğini yitirdikten sonrada alması gereken mecburi hizmetler olup bu bağlamda gemiye verilen hizmetin istisna dıĢı bırakılması çok adaletsiz olmaktadır.

Örneğin; bir limandan diğer bir limana yapılan çeki hizmetleri KDV istisnası kapsamına alınarak bu hükmün getirdiği adaletsizliği ortadan kaldıracaktır.

Ayrıca gemilerin yaĢanan çeĢitli kazalar sonucu kurtarma hizmetine gerek duyulması hallerinde de bu hizmetten yararlanılacak alan itibariyle de KDV Kanunu 13/b bendinde sayılan istisna kapsamında hizmetin KDV istisnası kapsamında verilebileceği alanın sadece liman veya hava limanı olarak belirlenmesi nedeniyle sıkıntılar doğmaktadır. Bir baĢka ifade ile limanlarda verilen gemi kurtarma hizmetleri KDV 13/b bendi kapsamında istisna olduğu halde liman alanı dıĢında gemilere verilen kurtarma hizmetleri KDV 13/b bendi kapsamında istisna olamamaktadır. Nitekim her iki durumda da deniz araçlarına kurtarma hizmeti verildiği halde istisnaya iliĢkin düzenlemede istisnanın sadece limanda geçerli olmasında dolayı KDV 13/b bendi istisnasının tüm deniz alanlarımızda uygulanması mümkün olamamaktadır. Bu nedenle de KDV 13/b bendindeki “liman ve hava meydanlarında” ibaresinin kanun metninden çıkarılması gerekmektedir. Bu değiĢiklikle ülkemiz denizlerinin tamamında deniz araçlarına verilen hizmetlerin istisna kapsamında olması temin edilebilir. Nitekim kanun gerekçesi ile de beklenen amaçların sağlanabilmesi için bu değiĢiklik gerekliliktir.

Gemi kurtarma hizmetlerine iliĢkin olarak, özellikle uluslararası suyollarında olan ülkemizde meydana gelebilecek yabancı uyruğu olan gemilere verilen ve liman sahası dıĢında gerçekleĢen gemi kurtarma hizmetlerinde ise durum farklıdır.

KDV Kanununun mal ve hizmet ihracı ile ilgili düzenlemeleri içeren 11’nci maddesinin a bendinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere iliĢkin hizmetler, yurt dıĢındaki müĢteriler için yapılan hizmetler vergiden müstesnadır. Ġhracat teslimi ve yurt dıĢındaki müĢteriler için yapılan hizmetlere iliĢkin düzenlemeleri içeren KDV Kanununun 12’nci maddesi 2’nci fıkrasında yer alan “hizmet ihracı” ile ilgili hükümlerine göre ise; bir hizmetin yurt dıĢındaki müĢteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için aĢağıdaki Ģartlar yerine getirilmiĢ olmalıdır.

a) Hizmetler yurt dıĢındaki bir müĢteri için yapılmıĢ olmalıdır.

b) Hizmetten yurt dıĢında faydalanılmalıdır.

Bu maddeler gereğince; örneğin ülkemiz denizlerinde meydana gelen bir deniz kazası nedeniyle liman hudutları dıĢında yabancı bayraklı bir gemiye kurtarma hizmeti verilmesi

durumunda KDV Kanunu 12/2 bendi kapsamı dıĢında olmakta dolayısıyla da KDV Kanunundaki hizmet ihracına iliĢkin hükümlerden “hizmetten yurt dıĢında faydalanılmalı”

Ģartı yerine getirilemediğinden yararlanılamamaktadır. Bu nedenle de özellikle yurt dıĢında sigorta Ģirketlerinden kurtarma hizmetleri nedeniyle firmalarımızın alacakları ücretlerde tüm dünyada olduğu gibi en azından hizmet ihracı kapsamında olması beklendiğinden hizmet bedeline ilaveten talep edilen KDV ödemeleri nedeniyle ihtilaflar yaĢanmaktadır. Bu nedenle bu konuda da düzenleme yapılmalıdır. Bu nedenle de ihracat istisnasına iliĢkin düzenlemelerin yer aldığı KDV Kanunu 12’nci maddesinde değiĢiklik yapmak yerine KDV Kanunu 13/b bendindeki “liman ve hava meydanlarında” ibaresinin kaldırılması yukarıda sayılan nedenlerle de yerinde olacaktır.

Ayrıca gemilere verilen kurtarma hizmetleri dıĢında deniz kazalarında ortaya çıkan gemi kaynaklı kirliliğin temizlenmesi veya kazalara bağlı olmaksızın deniz kirliliğinin temizlenmesi, deniz kazaları sonrası batık çıkarma iĢlemleri, batıktaki atıkların veya diğer malzemelerin tekrar kullanımı veya kirliliğe neden olmamak üzere çıkarılması iĢlemleri KDV Kanunu 13/b bendi kapsamına alınmalıdır.

Liman sahası içerisinde oluĢan kirliliğin ve deniz temizliğinin istisna kapsamına alınması hem ekolojik dengenin korunması hem de kanun hükmünün getirdiği adaletsizliği ortadan kaldırma açısından daha doğru bir çalıĢma olacaktır. Halihazırda limanlarda verilen ve gemilerin neden olduğu liman kirliliğinin temizlenmesi iĢlemlerinin KDV Kanunu 13/b bendi kapsamında olup olmadığı konusunda netlik bulunmamakta ve yaĢanan durumlara göre vergiyi doğuran olay bakımından ayrıca değerlendirme yapılması gerekmektedir.