• Sonuç bulunamadı

Gelinin Kına Gecesi:İran’da hem geline damada kına yakma gecesi düzenlenmektedir Kına

Belgede Error Analysis Of Turkish Learners (sayfa 182-190)

Atatürk Üniversitesi Türkiye

GELİNE HEDİYE GÖTÜRME

1. Gelinin Kına Gecesi:İran’da hem geline damada kına yakma gecesi düzenlenmektedir Kına

gecesi töreni, kız evinde kızın yakın arkadaşları, akrabaları ve komşu kadınlarla birlikte yapılan bir şenliktir. Köylerde gelin ve damadın kına gecesi aynı gece olur. Saldız ve solduz denilen sağdıç ve solduç damat ve gelinin iki samimi arkadaşı arasından seçilirler, düğün boyunca yanlarından ayrılmazlar.

Gelin evinde kızın evli ya da bekar arkadaş yakın akrabaları ve oğlan evinden yakın bayan misafirler kına yemeğine çağırılır, davet edilen diğer misafirler akşam yemeğinden sonra gelir. Evlerdeki düğünlerde bazı aileler bayanlardan oluşan orkestra getirebilir ama genelde goval (tef) çalınır ve müzik setleriyle müzik ihtiyacı karşılanır. Defçi çalar misafirler tek ya da ikişer kalkarak oyunlarını oynarlar ve eğlenirler.

Kız evinde düzenlenen kına gecesine, oğlan evinden kına tepsisi gönderilir.Kınanın yoğrulması, dağıtılması ve yakılması işlerinin mutlu evlilik sürdüren bir kadın tarafından yapılması tercih edilir. Kına yakılırken gelin ağlatılmaya çalışılır. Gelinin annesi de hüzünlenir. Daha sonra neşeli şarkılar çalınır, o geceye özgü eğlenceler yapılır. Kına gecelerinin vazgeçilmezi gelin ve damat tariflemesidir. Gelin iki samimi arkadaşları sağdız ve solduzda denilen sağdıç ve solducu olur. Gelin herkesin onu görebileceği bir yerde sağdıç ve solducuyla birlikte ayakta durur. Gelinin elinde çiçek buketi, sağdıç ve solducun elinde yanan mum ya da gaz lambası olur.

166

Govalçı hanım1, goval çalıp şiirler okuyarak gelinle damadın annelerini, yakınlarını tarifleyerek2 :

“Bazardan aldık aynasın,o aynasın bu aynasın,sağolsun oğlan anası,erus (gelin) toyun mübarek,mübarek bade”diyerek enam ister. Oğlan annesi bahşiş verir. Kızın annesini tariflediğinde (övmek) ise elbiselik ya da çadıralık kumaşı (4- 5 metre arasında değişen baş ve vücudu örten kumaş) govalçının omuzuna koyarak ona hediye eder.

Defçinin tariflediği herhangi birisi ona enam vermezse defçi: “Yeri ha yeri (Yürü ha yürü) beğenmedik, eli boştu dayanmadıg, pul verip alamadıg, hoş geldin ! (Burada git anlamında kullanılır.)”

Kına gecesi oğlan ve kızın dilinden hanımlar tarafından okunan atışma şiirleri: Oğlan: Hacı Ali gızı sen özün sövmeli,görseydim boyuvi3, aleydim seni

Kız: Git köpeoğli boyumu neynirsen, meğer, çüçede4 geleme5 görmürsen?

Oğlan: Hacı Ali gızı sen özün sövmeli, görseydim gaşını, aleydim seni. Kız: Git köpeoğlu gaşımı neynirsen, meğer bazarda midadı6 görmürsen?

Oğlan: Hacı Ali gızı sen özün sövmeli, görseydim başını, aleydim seni. Kız: Git köpeoğlu başımı neynirsen, meğer bazarda gileleri görmürsen? Oğlan: Hacı Ali gızı, sen özün sövmeli, görseydim memeni, aleydim seni Kız: Git köpeoğlu mememi neynirsen, meğer bazarda portakal görmürsen? Oğlan: Hacı Ali gızı, sen özün sövmeli, görseydim göbeğin, aleydim seni. Kız: Git köpeoğlu, göbeğim neynirsen, meğer evinizde fincanı görmürsen? Oğlan: Hacı Ali gızı, sen özün sövmeli, görseydim gözlerin, aleydim seni Kız: Git köpeoğlu, gözlerim neynirsen, meğer evinizde piyalayı7 görmürsen?

Oğlan: Hacı Ali gızı, sen özün sövmeli,görseydim üzüvi8, aleydim seni.

Kız: Git köpeoğlu, üzümi neynirsen,meğer evde neneni9 görmürsen ?

Kına gecesi geleneği değişen hayat tarzlarına rağmen yaşatılmakta ve düğün törenlerindeki önemini korunmaktadır. Uydu antenlerin yaygınlaşmasıyla Türkiye kanallarına olan ilgi sebebiyle son on yılda Türkiye kına gecelerindeki adetlerindeki kırmızı fistan giyme,”Yüksek yüksek tepelere”,”Kınayı getir aney”gibi türkülerin söylenmesive gibi adetler kına gecelerinde çoğalmaktadır.

SALON DÜĞÜNLERİ: Düğün gününde oğlan evi gelini kuaföre götürür. Eğer işleri uzun

sürerse kuaför salonuna oğlan evi yemek ısmarlar. Damat gelini kuaförden almaya gider. Gelini alacak araba yıkanmış ve süslenmiştir. Araba plakalarına düğün tarihlerini belirten yazı yapıştırılır. Gelin arabaya bindiğinde başı kapalı olmalıdır. Başı açık bir halde gezmesi yasaktır.

1 Defçi

2 Bir kişiyi övmek. 3 Boy 4 Sokak 5 Kavak ağaç 6 Kalem 7 Porselen kase 8 Yüz 9 Anne

167

Düğünler öğleden sonra 15: 30’dan 19: 30’a kadar sürer. Geleneksel olarak salonlarda yapılan düğünler sadece kadınlar içindir. Gelenler girişte davetiyeleri kontrol edilerek içeriye alınırlar. Davetiyesi olmayan içeri giremezler. Sokakta başı örtmek mecburi olduğu için bayan misafirler tamamen kapalıdırlar misafirlerin düğünde giyecekleri abiye kıyafetleri giyip üstünü değiştirmeleri için düğün salonunun girişinde bir salon bulunmaktadır. Tüm bayan misafirler mekana girdikten sonra burada başlarını açarak abiye kıyafetleriyle ortama uyum sağlarlar.

Düğün salonlarındaki masalar ve sandalyeler güzel kumaşlarla süslenmiştir. Masaların üstü meyve, çerez, soğumaması için altında mum yakılı ayakları olan çaydanlıklarda çay, fincan ya da bardakları, kağıt mendil, su, sandalye sayısınca tatlı tabağı bıçak ve çatal bulunur, vişne, ananas, portakal şerbetleri ikram edilir. Düğün boyunca gulabiye1, lovzi2, baklava gibi tatlılar dağıtılır. Gelin

ve damadın anneleri düğün salonunun girişinde ayakta durarak misafirlerini karşılarlar. Gelen misafirler altın takmayacaklarsa bütçeleri ölçüsündeki parayı bir zarfa koyup üstüne adlarına yazıp kız ya da oğlan annesine kapalı bir şekilde verirler.

Gelin ve damat düğün başladıktan en az bir saat sonra salona gelmektedirler. Birlikte bir saat vakit geçiren gelin ve damat salona geldiğinde müzik durur, gelin ve damadın yaklaştığına dair bir anons yapılır. Bu herkesin beklediği andır. Damat, namahrem olduğu için konuk bayanlar mantolarını giyip başörtülerini ya da çarşaflarını örterler. Kadınlar türbanlarına bürünürken ortalık simsiyah olur. Gelin ve damat mekana daha önce seçtikleri güzel bir müzik eşliğinde yavaşça girerler. Gelin damadın kolunda salona girerken özerlik yakılır ve süsler, şekerler, gül yaprakları, kağıt paralar atılmaktadır. Havaya atılan saçılar çocuklar tarafından toplanır. Herkes ayağa kalkarak gelini ve damadı karşılar.

Gelin ve damat için zılgıt çekilir. Gelin ve damat gelenlerin masaları arsında gezerek tüm misafirlere hoş geldiniz demeden kendilerine ayrılan yere oturmazlar. Damat sahneye gelir ve gelinin yüzünü açarak alnından öper. Gelin ve damat sahnenin ortasında özel bir müzik eşliğinde daha önceden özel bir kareografiyle hazırlanan özel danslarını yaparlar. Birlikte oynarken damat geline altın yüzük ya da para verir. Kayın valide ve kızlar gelin ve damadın üzerine şeker ve para saçar. Düğün esnasında geleneksel müzikler eşliğinden dans edilir. Yapılan danstan sonra gelin ve damat kendileri için hazırlanan yerlere oturur. Ardından büyük bir düğün pastası gelir. Pastayı kesmek için kullanılacak olan bıçak özel olarak süslenir. Pasta bıçağını damadın kız kardeşi ya da yakın olan birisi eline alarak “Raksı Çagu ’’ denilen dansı gelin ve damadın önünde oynar. Bazen bir kişi bazen de bekar üç dört kişi sırayla bu dansı yapar. Ardından bu bıçak damada bahşiş alınarak verilir. Bıçağı alan damat ve gelin düğün pastasını keserek birbirlerine yedirirler pasta misafirlere de dağıtılır.

Damat vakit kaybetmeden mekandan ayrılarak, kadınların dans edebilmeleri için fırsat verir. Düğün bitmeye yakın damat geri gelir. Salona girmeden misafirlere damadın geldiğine dair bir anons yapılır. Damadın ikinci kez gelişi düğünün biteceğine işarettir. Kadınlar türbanlarına bürünürken ortalık simsiyah olur. Damat geri geldiğinde, gelin düğün salonunun kapısında karşılar. Gelin tek başına özel dansını gerçekleştirir. Bu dansı düğünden önce bir kaç hafta boyunca özel dans hocasıyla dans ederek öğrenmiştir. Yeniden birlikte sahnede dans ederler ve kendilerine ayrılan bölüme otururlar. Arkadaşları ve ailesi geline yaklaşarak öper ve iyi dileklerini iletirler. Herkes gelini ve damadı kutladıktan sonra, akşam yemeğine davetli olmayanlar salondan ayrılır, damat gelini, konvoy halinde annesi ve babasının hayır duasını almak için gelinin baba evine götürür.

1 Yöresel badem kurabiyesi

168

Gelin Götürme: Salon düğünleri saat 19:30’da biter.Akşam yemeği saat 21:00’da verilir.

Akşam yemeğine kadar misafirler damat ve gelinle birlikte konvoylar eşliğinde gezerler.Gelinin babasının evine helalleşme almak için götürürler. Arada müsait geniş bir yerde durarak hep birlikte oyun oynarlar.

Bel Bağlama (Kuşak bağlama): Gelinin kuşağını, genellikle oğlanın babası, erkek kardeşi ya

da oğlan tarafından bir oğlan çocuğu bağlar. Gelinin kırmızı kuşağını bağlamak için oğlan babası kırmızı kuşağı gelinin başından itibaren tutar ayaklarının altından üç kez geçirir. Kırmızı kurdelayı ayağının altından geçirişte:

“Anam bacım gız gelin,eli ayağı düz gelin,yeddi oğlan isterem,son beşiğin kız gelin” Ya da : “Men aşıgem ulduza,göğde aya ulduza,senin belin bağlıram,üç oğlana bir gıza”dedikten sonra “

selavat çövürmek’’ dedikleri “Allahümme salli ala Muhammed ve aliMuhammed ve eccil ferecehum’’

duayı hep birlikte söylenir. Bu kuşak geçirmenin ardından mani ve dua okuma arka arkaya üç kez yapılır.

Kayınpeder gelinin başına para, çorap, ekmek veya gömlek koyar gelinin belini dualarla bağlar. Her kim istese enam denilen gelinin başına konulanı alır. Alan: “Ağa, men aldım gaçtım’’ der. Kayınpeder, kızın evini salavatlar eşliğinde 3 kez gezdirir. Oğlan babası gelini götürürken kız babasından “ heyirlik (Hayır dua) ’’ister. Kız babası da: “Heyir göresiz, sene heyr verdig’’der.

Günümüzde uygulanmayan ama Daran Köyü’nde eskiden olan bir uygulamada gelin evi tarafından gelinin götürülmesi için hazırız anlamını taşıyan çalı götürme işlemiydi. Renkli kumaş parçalarıkurdela gibi keserek dikenli kurumuş çalıya bağlayarak onu süslerler ve gelin hazır olunca oğlan evine gönderilirdi.Damat evide gelini almak için gelin evine toplu halde giderlerdi.Alemdar,Gerger Şehri ve Livarcan Köyü’nde gelin alma işlemi kına gecesi bitiminde gece saat ikide yapılmaktadır.Akşam yemeğinin verilmesinden sonra yapılan eğlencenin sonunda konvoylar eşliğinde gelin getirilir.Gündüz gelin alma adeti yoktur.

Gelinin, gittiği yerin aydınlık olması için gelin arabasının arkasından su dökülür. Kız, baba evinden ayrılırken dualar okunur, başta ana- baba ve yakınlar olmak üzere hepsiyle vedalaşır. Nazardan korumak amacıyla özerlik yandırılır. Gelinin akrabaları sadaka verirler. Gelinin ayağının altına yumurta koyarlar gelin kırıp geçer. Geline oğlan evine götürmesi için canlı tavuk verilir. Eski Türk inancında tavuk ve horozun, özellikle kötü ruhları kovan koruyucu bir simge olabileceği kaydedilmiştir (Kalafat, 2016: 102)

Daş Herzen Köyü’nde ise yapılan farklı bir uygulama ise herbir parmağa geçirilen bardakların birbirine bir vuruşta vurularak kırılmasıdır. Gelinin annesi damat yakınlarından iki hanıma onar küçük çay bardağı verir. Bu iki hanıım kapı eşiğinin sağ ve solunda durur.Gelin bu iki hanımın arasından geçerken ellerini üste doğru kaldırıp parmaklarına geçirmiş oldukları çay bardaklarının hepsini birbirine birden vurarak hepsini kırarlar.Hepsinin kırılması özellikle istenir.Gelinin annesi bardak kırma işini damadın kızkardeşlerine yoksa damat yakınlarından olan kızlara verir.Bardakların hepsi kırılınca gelin annesi daha önceden hazırladığı süslü küçük yastıklar gibi hediyeleri ya da bahşişi bardakları kıranlara verir.

Ersi Köyü’de uygulanan farklı bir adette gelin baba evinden ayrılırken bir büyük tepsi hazırlanır ve bunu giderken birlikte yaşayacakları oğlan evine götürür.Bu sinide tuz,süpürge iğne,su ve çörek vardır.Tuz el lezzetini,süpürge temizliği ve ekmekte bereketi su aydınlığı iğnede kızın hünerini simgeler.Damadın yakınlarından yaşlı bir bayan gelinin ailesiyle vedalaşması şiirlerini okur:

Ay bu yerin zemileri, Gelsin bu gızın emileri Gelsin bu gızı yola salsın

169 Gonağınızdı gönlün alsın

Ay bu yerin ağaşları, Hanı bu gızın gardaşları Gelin bu gızı yola salın Gonağınızdı gönlün alsın

Ay bu yerin badamları Hanı bu gızın adamları Gelsin bu gızı yola salsın Gonağınızdı gönlün alsın

Ay bu yerin alileri Hanı bu gızın dayileri Gelsin bu gızı yola salsın Gonağınızdı gönlün alsın

Tüm davetlilerin selavat (tekbir) sesleri arasında gelin arabaya bindirilir. Hareket etmeden önce oğlan evinin yakınları tarafından şeker pirinç ve paralar serpilir. Pirinç hemen hemen bütün kültürlerde bolluğun sembolü olarak kabul edilir.

Eskiden gelin baba evinden ayrılırken eline bir avuç pirinç alırmış ve bu pirinci yollara döke döke gidermiş.

Gelin alındıktan sonra konvoy kız evinden akşam yemeği için restorana giderken yolda gençler gelin arabanısın önünü keser ve karşılığın da bahşiş alırlar.

CÜŞAYİŞLİK: Gelin evinden eşya çalmak: Gelin baba evinden ayrılmadan önce oğlan evinden

daha önceden aralarında belirledikleri yakın birisi genellikle damadın kız kardeşi olur. Bu adet herkes tarafından bilindiği için kız tarafı kız tarafı görmezden gelir. Çalınan eşyaların demir çelik bakır gibi metal olmaları öncelikle tercih edilir. Yemek kaşığı, şekerlik, vazo veya duvardaki halı tablo bile olabilir. Kız evi bu eşyaları alınacağını bildiği için bazen kendileri önceden hazırlayıp gül suyu şişesiyle birlikte orta bir yere koyarlar. Bu malzemeye Cüşayişlik denir. Alınan eşya oğlan evine gelinle birlikte götürülür ve daha sonra geline verilir

Livarcan Köyü’nde alınan eşyanın bakır olması tercih edilir. Mis denilen bakır eşyanın çalınmasıyla gelinin hayatının mis gibi güzel geçeceğine inanılır.

“Kız evinden herhangi bir eşyanın çalınmasının sebebi bu evdeki uğur, bolluk ve bereket unsurlarının oğlan evine sıçratılması amaç ve inancına yöneliktir” (Araz, 1995: 114).

Şah Damat Henası (Kına Gecesi)

Marand yöresinde damada da kına yakılır. Damat için yapılan kına gecesinin zamanı ailelere göre değişebilir. Gelin ve damadın kına gecesi aynı ya da gelinin damat evine getirildiği ve zifafa girecekleri gece olur.

170

Gelin ve damadın kına gecelerinin aynı gece olması: Köylerde tercih edilen ve köy düğünlerinin vazgeçilmesidir. Bazen gelin kınasıyla aynı gece, oğlan evinde yapılır. Kızla aynı gece yapılan erkek kına gecesine kız evinden gelinin üç dört kişiden oluşan yakınları kıza kına yakıldıktan sonra damada kınayla kıyafet meyve, kuru pasta çerez, getirip yeniden gelin evine getirilen kınayı bazen oğlanın anne ve babası bazen de sağdıç ve solduç damadın eline yakar.Eğlenceler sabaha kadar devam eder. Daran Köyü’de otuz yıl öncesine kadar köylerde yapılan düğünlerde her köyün bir toy beyi vardı. Beline tahta kılıç, tahta tabanca, nal, ziller bağlar, başına takke takardı. Gelinin damat evine getirildiği gece toy beyi, yaptığı hareketlerle herkesi güldürdü. Toy beyinin sözü köyde emir yerine geçerdi. Bazen toy beyi düğündeki gençlere istediği herhangi bir kişiyi dövdürebilirdi.

Diğer kına gecesi ise gelinin damat evine geldiği gecedir. Damat o zamana kadar sadece damat iken gelin geldikten sonra şah damat olur. Gerdek gecesi yakılan kınaya da şahdamat henası veya

ahır subaylık gecesi denir. Şah Kınası gelinin damat evine gelmesiyle başlar. Gelin geldikten sonra

yapılan birçok geleneksel adetler vardır. Bunlardan biri; gelin müzik eşliğinde erkek evine varır varmaz ayağının altına kırıp geçmesi için tabak konulur. Gelinin bu tabağı kırıp geçmesi istenir ve kırılır. Gelinin ayağı altında koyun kesilir. Nazardan korunmak için damat ve geline özerlik yakılır. Gelinin başına Seşkilig denilen bolluk olması için bozuk para, noğul denilen şeker,pirinç saçılır.Bu yörede saçıya buğday ilave edilmez.

Damat sağdıç ve solduçla birlikte evin damına çıkar. Gelinin başına elma değmemesi için küçük bir tepsi tutarlar ve damat seçilmiş ve daha önceden ortasından zigzag şeklinde kesilip yeniden birleştirilen bütün elmaları öptükten sonra gelinin başına atar. Damat tarafından atılan bu elmaları tutan bekarların bahtları açılıp çabuk evleneceklerine açılacağına inanılır. Damadın geline karşılamada attığı elmaları gelin annesi tandırda pişirdiği çöreklerle birlikte oğlan evine gönderir.Kaynanası hoşgörülülük olması için gelinin başını okşar ve kayınvalide geline parmağında bal yedirir .Bu uygulama bazen karşılıklı olarak yapılır,gelinde kayınvalideye parmağıyla bal veya pekmez yedirir. Damadın halası teyzesi veya ailenin yakın gördüğü bir yaşlı bayan def çalarak gelin ve misafirlere hoş

geldin şiirlerini okur:

Gelin diyer ata ata, yaşı töker yata yata, geynetandı sene ata, gelin hoş geldin hoş geldin,gelin ile gelen gonag sende hoş geldin hoş geldin

Gelin diyer ana ana,yaşı töker yana yana,geynenandı sene ana, gelin

Gelin diyer bacıbacı, yaşı töker acı acı, baldızların sene bacı, gelin hoş geldin hoş geldin,gelin ile gelen gonag sende hoş geldin hoş geldin

Gelin diyer gardaş gardaş,yaşı töker yavaş yavaş,geyinlerin sene gardaş, gelin hoş geldin hoş geldin,gelin ile gelen gonag sende hoş geldin hoş geldin

Gelin kayınpederi ve kayınvalidesi Dil Bağı denilen altın ya da farklı bir hediye verdikten sonra onların izinleriyle bir sandalyeye oturur.Gelinin kucağına bir oğlan çocuğu verilir.Davet edilen misafirler için pişirilen yemeklerin kazan kapağını aşçı :”Gapag ağırdır açılmır”der ve bahşişi oğlan babasından aldıktan sonra akşam düğün yemeği verilir.Çorba pilavın üstünde,kebap veya tavuk budu ,salatave meşrubat verilir

Damat, kına gecesi için sevdiği arkadaş ya da akrabalarından sağdış, solduş, organizatör konumundaki toy beyi ve sanduktar seçer.

Oğlan evinde verilen akşam yemeğinden sonra damada kız tarafının bir gün öncesi süslü bohçada gönderdiği damat kınası kıyafetlerini giydirirler. Damadın anne ve babası, damadın koluna girip ortalarına alarak sağdıç ve solduçla birlikte beraberce misafirlerin ağırlandığı yere gelince düğün başlar. Damat elinde kırmızı çiçeklerden oluşan buketle gelir. Damat misafirlerin yanına gelirken şarkılar çalınır ve damadın başına para dökülür. Misafirler damadın önünde oyun oynar. Anne ve

171

babası damadı misafirlerin yanına getirdikten sonra damadı ellerinde mum yanan sağdıç ve solduca teslim eder.

Bazen de düğünün başlaması için Daran Köyü adetlerinde olduğu gibi damat babasını önünde eğilir babasının paçasını katlar. Yapılan bu gelenek evlilik çağına gelse ve evlense bile damadın babasına saygılı ve sevgili olduğunu göstermek için yapılır. Damadın babasına:

“Sen özün evlendirdin yohsa oğlun özü evlendi?” diye sorarlar. Baba da:“Özüm evlendirdim “diye yanıtlar. Babanın orkestra eşliğinde oynamasıyla eğlence başlar. Baba oynarken başından kağıt paralar saçılır. Genelde evin bahçesi İran halılarıyla kaplanır. Misafirler halıların üstünde ya da sandalye otururlar. Bu damat kınasını kadınlar uzaktan izlerler. Bu merasimin en anlamlı bölümü yapılan damadın ve gelinin anneleriyle babalarına okunan şiirlerle yapılan teşekkürlerdir. Özellikle ana şiirleri ağırlıktadır.Anne ve babalar 6 – 8 ahenkli bir melodiyle davet edilir. Damat sağdıç ve solduçla anne ve babasını sahneye ellerini öptükten sonra getirir. Anne baba ya ortada sandalyede oturtulur ya da ayakta damadın sağ ve solunda dururlar. Şarkıcı, şiirlerine başlamadan önce anne babası ölmüş olanları da unutmaz onların anne babalarının ruhları için herkesin alkışlamasını ister. Şarkıcı anne ve babaya teşekkür şiirlerini garman (Garman = Akerdeona benzer) enstrümanı eşliğinde segahla okur.

Ay gelin, Ay bey! Min gözel sevgiden yahşıdır bir yaşlı atayla ana!

Baba için: Her bir evlada şeref şöhret ile şan atadır

Başa taç gelme fereh, tahtı Süleyman atadır Hürmetin sahla ay Memmed (damadın adı) ! Daimi alemde onun, behride1 unvan atadır.

Anne için: Böyüder balasın çetinde darda

Ayaz günlerinde boranda garda Sensiz yetim galan topragla daşla Kainata anasan ana!

Güzel süslü bir kase de evliliği mutlu olan birisi tarafından hazırlanan süslü, içinde bozuk para, yanan mumlar ve kına bulunan kına kasesi, anne ve babasının ortasında sandalyede oturan, elinde kırmızı gül buketi tutan damadın yanına müzik eşliğinde getirilir. Strese iyi geldiği düşünülen kına damada yakılmadan önce damat sağ elinin avucu üstte gelecek şekilde başının üstüne koyar. Tekbirler eşliğinde damadın kınasını annesi ve babası avucuna yakarlar. Damada tez vakitte evlenmesini istediği

Belgede Error Analysis Of Turkish Learners (sayfa 182-190)