• Sonuç bulunamadı

Bilmeceler: Trakya Bölgesine ait bilmecelerde ise giysiler iki şekilde karşımıza

Belgede Error Analysis Of Turkish Learners (sayfa 131-134)

Trakya Üniversitesi Türkiye

3 ŞEKİL BİLGİSİ BAKIMINDAN GİYSİ ADLAR

4.5. Bilmeceler: Trakya Bölgesine ait bilmecelerde ise giysiler iki şekilde karşımıza

çıkmaktadır:

4.5.1. Cevabı giysi olan bilmeceler:

Alçacık eşek yük taşır. (Takunya- Yunanistan), Tüğlü ağzını açtı çıplak içine kaçtı. (Çorap- Edirne), Bağlarım yürür, sökerim durur (Ayakkabı-Kırklareli, Bulgaristan) (Özkan, 2008, s. 460). Ak katır yan katır, suyunu süzer büzüğünü büzer. (Çamaşır- Yunanistan)

4.5.2. Cevabı aranan bir nesnenin anlatımında giysilerin kullanıldığı bilmeceler:

Dört kardeş bir kalpak giyer. (Araba-Yunanistan), Ak sarıklı yeşil yağmurluklu. (Tütün- Yunanistan), Kaftanı kara gömleği sarı, anası bi koca karı. (Badem-Tekirdağ), Benim bir kuşağım var sararım sararım bitmez. (Yol-Tekirdağ)

SONUÇ

Bir dilin söz varlığı içinde giysi adları önemli bir yere sahiptir. Giysi adları vasıtasıyla bir milletin sosyal ve kültürel hayatı, dünya görüşü hakkında bilgi edinme fırsatı buluruz. Trakya ağızları da giysi adları bakımından çok zengindir. Kadın, erkek ve çocuk giysileriyle bunların vücutta kullanıldıkları yere göre çok sayıda giysi adı tespit edilmiştir. (kadın giysileri: cimbār, çalık, izur, bürük, çantal, jile, küstü, libade, penevrenk, pürgü ; erkek giysileri: gabalak, çipik, derme, pııpıt ;

bebek ve çocuk giysileri: endāze, fesçik, gauk, birdennik, işlik, kelteki, podya, robalıca fıstan vb.)

İncelemelerimiz sonucunda eski Türklerin giysi adlarından bazılarının Trakya ağızlarında kullanılmaya devam edildiği görülmüştür. çarık: çaruḳ (EUTS),çaruk, çaruklug (DLT) ; edik: ätük, ötük (EUTS), etik, etük (DLT) ; gömlek: köñlek (DLT) ; kaftan elbise: kaftan (DLT) ; urba: urbaḳ (EUTS) vb.

Elde etiğimiz giysi adlarında Türkçe ve yabancı kökenli sözcük sayısı hemen hemen eşit dağılım göstermiştir. Diğer dillerden özellikle Farsça, Fransızca ve Arapça sözcükler sıkça kullanılmıştır. Giysi adlarından bazılarının etimolojik tahlilleri şu şekildedir:

çēdik,çedik, çetik < iç+ētük

ayākab,ayakabı,ayakkab, ayakkabı, ayakkap < ayakkab+ı bel kuşā < bel kuşak+ı

115 çāşır, çağşır, çarşır < çakşır

işdonu < iç don+u dışdık/dıştık < dış+lık dîşdirik/dîştirik < değiştir- dolak < tolga+k

paltlon, pandafıl, pandafla, pantalon, pantıḷ, pantlon, pantolon, pantul,pontol, pontul, paltolon < Fr. “pantalon”

roba, ruba, rubana, ūba,urba, uruba, urbā < İt. “roba” kalaş kundura < Fr. “galoche” + İt. “condura” araçkın2< Ar. arak “ter” + çin “toplayan” “arakçin”

tāta nalin < Fa. “taḫte” + Ar. “naʿleyn” dülbent: < Fa. “ter+bend

babıç, babuç, babuş, bobuç, bobuş, pabıç, pabuç,papuc,papuç < Fa.“pāpūş” gatfe fıstan < Ar. “ḳaṭīfe” + Rum. “fistan”

hırka,ī©a, īka, ırka < Ar. “ḫirḳa”

salvar,şelvar, şalvar, şalvā < Fa. “şelvār” entari, entāri, enteri, entēri < Ar. “ʿanterī” āç yimenisi < “ağaç” + Ar. “yemenī + si”

Hemen burada aktaralım ki; entari, çamaşır, atlas, fistan, hırka, cepken, cübbe, kadife, pabuç, şalvar, yaşmak, yemeni, yelek vb. terimler 1942 yılı sonrasında İspanya ile Portekiz’den sürülerek Osmanlı topraklarına sığınan ve İspanyol yünlü dokumacılık tekniği bilen Yahudiler aracılığıyla onların kullandıkları Ladino dilinden dilimize geçmiştir (Tez, 2009, s. 242).

Her yörenin kendine has ağız özellikleri bulunmasından dolayı sözcüklerde söyleyiş farklılıkları ortaya çıkmıştır. Örneğin bu sahada “gömlek” sözcüğünün gölmek, gömnek, gônek, gȫnék, gulmek,

gunek, guynek, gülmek, gümlek, güynek, kǖnek gibi çeşitli biçimdeki kullanımlarına rastlanmıştır.

Görülen bu şekil farklılıkları yanında diğer bir husus ise anlam ayrılıklarıdır. Trakya ağızlarında bir giysi adının yöreden yöreye bazen de yöre içinde farklı giysileri ifade etmek için kullanıldığı görülmektedir.

yelve: Kadınların başlarına taktıkları çember. (KrkİS/Malk. Kofçaz), Kadınların giydiği şayak

ceket. (DS: -Ed. ve çevresi. ; EİA ; DS: -Çkl.), Yakalı gömlek. (EDAJE ; EİA)

yemeni: Tülbent. (EKEİYK Enez –Yenice köyü ; TMİKA), Ayakkabı. (PINGD ; DS: Naip -Tk. ;

DRTAS ; BKBTA ; KBÇKTA ; RAZN ; SBK)

entāri: Elbise. (EKEİYK ; EKEİYK Enez –Yenice köyü ; ÇGDE ; BTGA.381:Gümülcine-

Mastanlı Mahallesi; İSİA), Gömlek. (BKBTA ; KIRN)

şaşon: Kışlık kalın çorap. (KrkİS/HFG), Lastik ayakkabı. (BDAD)

havruz: Şalvar üstüne giyilen bir bluz. (DRTAS), Uzun ve geniş çocuk entarisi. (DRTAS)

2 Trakya ağızlarında “araçkın” şeklinde “başa sarılan tülbent örtü” anlamındaki sözcükle Osmanlı zamanında erkeklerin kavuğun kenarları

yağlanmaması için kavuğun altına giydikleri takkeye verdikleri “arakçin” sözcüğü aynıdır. Aynı zamanda bu takke “arakiye” sözcüğüyle de karşılanmaktadır. (Tez, 2009: 246)

116

don anteri: Aynı renk ve kumaştan dikilerek takım oluşturulan gömlek şalvar. (TVMA), Tek

parça elbise. (KrkİS/KDS ; KBÇKTA)

fıta: Futa, önlük, peştemal. (EDAJE; DS: Lüleburgaz -Krk.; BMİBH ; KOF; PINGD ;

KrkİS/HFG ; KBTAHD ; BKBTA ; BTGA.218:Gümülcine-Bayatlı ; GTABKK ; BTTFAD),Çocukların

beline dolanan yün kuşak. (DS: Kemaller, Rusçuk, Bulgaristan), Küçük çocuklara belden aşağı sarılan bir giysi, futa. (BDAD ; RAZN ; RAZJE/6 ; DRTAS)

anteri: Şalvar üstüne giyilen bluz. (DRTAS), Entari. (BMİBH; KrkİS/KDS; KBÇKTA ; KIRN ;

RAZN ; RAZJE/9), Erkek gömleği, frenk gömleği, mintan. (DS:Çavuşköy, Babaeski –Krk. ; DRTAS ; SBK)

kostüm: Takım elbise. (RAZN ; BKÖBTGA ; GTABKK), Kadın elbisesi. (SBK)

çevre: Mendil ya da oyalı yazma. (EİA ; BTGA.115:Gümülcine-Işıklar), Beyaz ve dört ucu işlenmiş kare şeklinde olan uçları gergefle işlenen giysi. (BKŞÇ ;KrkİS/HFG/ÇGDE)

kalaş kundura: Galoş, lastik ayakkabı. (EDAJE), Deriden yapılan ayakkabı çeşididir.

(KrkİS/GTG ; GTABKK)

Çalışmamızı oluşturan giysi adlarının kuruluşunda tamlamalar ve yapım ekleri görev almıştır. Giysi adlarının türetilmesinde en işlek +lık / +lik yapım ekleri kullanılmıştır. Sözcüklerde gözlenen fonetik farklılıklar bazı yapım eklerinde de görülmüştür. (hotuzdu, fıstannık vb.) Ayrıca ad ve sıfat tamlaması biçiminde pek çok giysi adı karşımıza çıkmıştır. Sıfat tamlası kalıbındaki giysi adlarına bakıldığında isim unsuru olan giysiler; rengi (gırmızı, pembe, gara, ak), kumaş türü, (atlas, birüncük, keten, koza), biçimi (tekir) gibi çeşitli yönlerden nitelenmiştir. Bunun yanında “üçetekler” ve “altı parmak” örneklerinde belirtme sıfatının bir çeşidi olan asıl sayı sıfatlarına da rastlanmıştır.

Trakya ağzılarında giysilerin ve takıların adlandırılmasında organ, yer, akrabalık ve bitki adlarından istifade edildiğini görmekteyiz. (bel kuşā, gol bilezî, acem şalı, rodopska tärlik, güvē

kıyafeti, güvēlik elbise,güvē urbası, güveylik, gelin çorabi, āç yimenisi, telli meşe, telli çiçek. ) Bunun

dışında araştırmamız sırasında özel bir çalışma konusu olabilecek çeşitli oya adlarını da tespit etme olanağı bulduk. Oyaların adlandırılmasında yaşanan olaylarla daha çok oyaların görünüşünün etkili olduğu düşünülmektedir. Trakya ağızlarındaki oya adlandırmalarında da yine akrabalık, bitki, organla birlikte hayvan adlarından yararlanılmıştır. (balık pulçuyu, ecāip menekşesi, elti eltiye küsTü, hanım

güle sarıldı, karpuz örgüsü, kollu böbek, öremce tuzā, portakal dilimi, küpe çiçē.) Ayrıca (āşık yolu şaşırdı, elleme bana küserim sana, hanım güle sarıldı) gibi oya adları; insanların küsme, sarılma,

şaşırma gibi eylemlerinden esinlenerek verilmiş adlar olup simgesel olarak ifade edilmişlerdir (Şimşek, 2007, s. 1197). Bu oya adlandırmaları arasında sanatçı adının kullanılmış olması ise dikkat çekicidir. (zeki müren kirpiyi)

Trakya Bölgesine özgü folklor ürünleri oluşturulurken giyim kuşam unsurlarına başvurulmuştur. Ulaştığımız kaynaklara göre Trakya Bölgesi sözlü geleneğinde giyim kuşamla alakalı sözcüklerin en çok mani, türkü ve deyimlerde geçtiği görülmüştür. Bu sözcüklerin atasözü ve bilmecelerde çok az kullanıldığı saptanmıştır. Aynı zamanda folklor ürünleri, bir bölgenin giyimi hakkında fikir edinmemizde önemli kaynaklardır. Giyim kuşam unsurlarının halk edebiyatı ürünleri içinde yer alması da birbiriyle ilişkisinin en güzel örneğidir.

Giysiler ve adları ait olduğu bölgeyle ilgili bazı bilgiler vermektedir. Örneğin; “kispet” sözcüğü akla ilk olarak Trakya Bölgesini (küspet, kıspet <Ar. kisvet) ve buranın geleneksel yağlı güreşlerini getirmektedir. “dėvrişlik kisfesi (<Fa.+T.+Ar. dervµş+lik kisve+si), µram (<Ar. iḥrām)”sözcükleri bölgedekidini inançlar ve tarikatlar konusunda çıkarımlarda bulunmamızı sağlamaktadır. “ellik” sözcüğü ise bölgenin geçim kaynakları arasında tarımın bulunduğunu göstermektedir.

117 Ar.: Arapça Bul.: Bulgarca Fa.: Farsça Fr.: Fransızca İt..: İtalyanca Rum.: Rumca TA.: Trakya Ağızları DLT: Divanü Lûgat-it-Türk DS: Derleme Sözlüğü

EUTS: Eski Uygur Tükçesi Sözlüğü TS: Tarama Sözlüğü

BSYD: Bölgede Serbest Yapılan Derlemeler Transkripsiyon İşaretleri:

ā: uzun a

á: a ile e arası düz, geniş, yarı kalın orta damak ünlüsü à: vurgudan dolayı uzun ünlü

ä: açık e ē: uzun e

ė: e ile i arası bir ünlü ġ: arka damak g’si ī: uzun ı

Ç: vurgu

ḳ: arka damak k’si ĺ: ön damak l’si

ḷ: kalın veya yarın kalın ünlülerle hece kuran akıcı, sızıcı, ötümlü art damak ünsüzü ō: uzun o ȫ: uzun ö v: titrekliği uzatılan r Ş: ç ile ş arası ünsüz T: t ile d arası ünsüz ū: uzun u ǖ: uzun ü

Belgede Error Analysis Of Turkish Learners (sayfa 131-134)