• Sonuç bulunamadı

Gazi Üniversitesi Türkiye

Giriş

Yazma etkinliği, insanın duygu ve düşüncelerini başkalarına aktarmak için kullandığı

yöntemlerden biridir ve kolay iletişim sağlama ile bilgi paylaşımı bakımından belki de en önemlisidir. Yazma, iletişim kurmayı ve kişinin kendini ifade etmesini sağladığından bu etkinliği güzel ve etkili gerçekleştirmek iletişim ve ifade biçiminin kalitesini artırır (Gündüz ve Şimşek, 2011). Gelişim süreci oldukça uzun ve zor olan yazma becerisi yaşa ve düzeye göre belli dil, kültür, bilgi birikimi ile iyi düşünme ve idrak edebilme yeteneği gerektirir. Sahip olunan tüm bilgi, birikim ve yetenekler yazılı anlatımın biçim ve içeriğine olumlu etki eder.

Fikirlerin veya olayların bir konu etrafında bir mantık sırası içinde bir araya getirilip düzenlenerek bir bütün hâlinde yazılı ve sözlü olarak ifade edilmesine kompozisyon denilmektir. İnsanın sahip olduğu bilgi ve düşünceler yazı ile gelişir, zenginleşir ve yayılır. Yazma etkinliğine girişen bir kişinin belli bir birikime sahip olması gerekmektedir. Yazılan konu üzerinde daha önce ifade edilen şeyler bilinmelidir. Yazma eylemi, daha önce üretilmiş birçok bilgi ve düşüncenin üstüne ekleme yaparak bir bütün oluşturmaktır (Yavuz, Yetiş ve Birinci, 2007). Bu bilgi ve düşünceleri birleştirip bir kompozisyon hâline getirmek ve metnin anlaşılırlığını sağlamak için metinler arası ilişkiler kurulur. Metinlerarasılık, daha önce yazılmış metinlerin kendinden sonra yazılanlarla paylaşımıdır. Kendinden önceki metinlerle ilişkili olmak, bir metni metin yapan ölçütlerdendir (Ögeyik, 2008).

1 Arş. Gör. Dr., mustafaulutas@gmail.com 2 Doç. Dr., mehkara@gazi.edu.tr

82

Aktulum (2007: 93-142), metinlerarası ilişkileri öncelikle “ortakbirliktelik ve türev ilişkileri” olmak üzere iki başlıkta toplar. Bu başlıklar da kendi içlerinde aşağıdaki gibi ayrılır.

“1. Ortakbirliktelik ilişkileri:

a) Açık metinlerarası ilişkiler: Alıntı ve Gönderge (atıf)

b) Kapalı metinlerarası ilişkiler: Gizli alıntı (aşırma), Anıştırma

2. Türev ilişkileri: a) Yansılama (parodi) b) Alaycı dönüştürüm c) Öykünme (Pastiş)”

Açık metinlerarası ilişkileri belirlemek için okurun çaba sarf etmesine gerek yoktur. İlişkiler metinde açıkça görünürken kapalı metinlerarası ilişkilerdeyse durum daha farklıdır. Okurun da bu ilişkileri fark edebilmesi için öncel metinle ilgili bilgisi olması gerekir. Böylece metinden anlamlı ilgiler çıkarabilir, yorumda bulunabilir ve üst düzey okuma gerçekleşmiş olur.

Alıntı: Karşımıza en çok çıkan ve tespit edilmesi belki de en kolay olan metinlerarası ilişki

biçimidir. Aktulum (2011: 416), alıntıyı “Bir metnin farklı bir metin içinde açıkça ve sözcüğü

sözcüğüne yinelenmesi işlemi” olarak tanımlar ve bu yöntemle bir metne yapılan göndermede yapıtın

ya da yazarın adının açıkça bildirildiğini ve italik yazı veya ayraçla belirtildiğini ifade eder.

Gönderge (atıf): Bir yapıtın başlığını, bir yazarın adını ya da bir yapıtta geçen kahramanın adını

anmakla yetinmektir. Aktulum (2011: 435) göndergenin bir metinden alıntı yapılmadan, okuru doğrudan o metne gönderdiğini belirtir.

Gizli alıntı (Aşırma): Aktulum (2007: 103), aşırmayı bir alıntının ayraçlarla ya da italik yazıyla

gösterilmeden ve geldiği yapıt ya da yazarın adı belirtilmeden yapılması olarak tanımlar. Aşırmayı açıklamak için “intihal” sözcüğü de kullanılabilir.

Anıştırma: Kapalı bir metinlerarası ilişki olan anıştırmaya ima yoluyla anlatma denilebilir.

Aktulum (2011: 419) anıştırmayı bir metne, düşünceye, şeye doğrudan belirtmeden sezdirme yoluyla gönderme yapılması olarak tanımlar. Anıştırmayı görebilmek için ima edilen metin hakkında okurun bilgisi olması gerekir. Gökalp-Alpaslan (2006: 137), anıştırmanın en önemli ve vurucu özelliğinin, işaret ettiği şey aracılığıyla kendi anlam evrenini zenginleştirmesi ve güçlendirmesi olduğunu belirterek metnin anlamının, okurun o imayı anlayacak ve bağlantıları kuracak okuma deneyimine, birikimine sahip olmasına bağlı olduğunu ifade eder.

Yansılama (Parodi):“… yazınsal bir dizgenin (metin, biçem, basmakalıp söz, tür), tümüyle

alaycı ya da eleştirel bir maksat gütmeden, gülünç bir çelişki yaratacak biçimde açıkça gözler önüne serilerek ve dönüştürülerek oyunsal düzende yeniden yazılmasıdır.” (Aktulum, 2011: 480). Parodide,

yapıtın biçemi aynı kalmakla birlikte içeriği değişime uğrar.

Alaycı dönüştürüm: Parodiden türeyen alaycı dönüştürümü Aktulum (2007: 126) destan gibi

soylu bir metin örneğini, konusunu olduğu gibi koruyarak içeriğini değiştirmeden, sıradan, yeni bir biçemde yeniden yazmak şeklinde tanımlar ve yazarın amacının öncel metin hakkında biraz “yergi” yapmak ve biraz da eğlendirmek olduğunu belirtir. İçerik ve konu aynı kalır. Fakat biçemin sıradan bir hâl alması metne yeni bir anlamsal boyut kazandırır.

Öykünme-pastiş: Aktulum (2007: 134), öykünmeyi “aynı biçemde başka bir metni, aynı

düzgüyle kopyalayarak yeni bir örnek üretmek” olarak tanımlar. Burada da parodi ve alaycı

dönüştürümde olduğu gibi gülünç bir etki yaratmak amaçlansa da kimi zaman öncül metnin özelliklerini dizgeleştirerek bazen de özünü değiştirerek eleştirel, yergisel ve/ya övgüsel erekler de bulunabilmektedir.

Araştırmanın Amacı

Bu çalışmadatemel olarak Gazi Üniversitesi Vakfı Özel Fen Lisesi öğrencilerinin yazılı anlatımlarının metinlerarasılık bağlamında incelenerek öğrencilerin oluşturdukları metinlerde yer alan metinlerarası ilişkilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bunun sonucunda öğrencilerin öncül bilgi ve

83

kültürel birikimlerini yazılı anlatımlarına yansıtarak yazılarını daha inandırıcı, estetik, sanatsal ve bilimsel bir şekilde okurda derin etki bırakma becerisini ne derece kazandıkları; öğrencilerin önceki metinlerle ilişkilendirme yapıp yapmadıklarından hareketle günlük hayatlarında eleştirel bir okuma becerisini ne derece gerçekleştirebildiklerini tespit etmek amaçlanmaktadır.

Çalışmanın ana problemi “Gazi Üniversitesi Vakfı Özel Fen Lisesi öğrencilerinin yazılı anlatımlarının metinlerin metinlerarasılık açısından görünümü nasıldır?” sorusudur. Bu ana problem doğrultusunda, “Gazi Üniversitesi Vakfı Özel Fen Lisesi 9. sınıf öğrencileri, yazdıkları bir metinde, metinlerarası özellik kazandıracak hangi ilişki biçimlerini kullanmaktadır? sorusu araştırılacaktır.

Yöntem

Bu çalışmada, nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Nitel araştırma, gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2013: 45).

Araştırmanın Modeli

Bu araştırma, ‘doküman inceleme, tarama modelinde’ yapılmıştır. Tarama, geçmişte ya da hâlen var olan bir durumu var olduğu şekliyle tespit etmeyi amaçlayan araştırma modelidir (Karasar, 2016:109). Çalışmada, tarama modeli çeşitlerinden ‘genel tarama modeli’ kullanılmıştır. Genel tarama modelleri, çok sayıda elemandan oluşan bir evrende, evren hakkında genel bir yargıya varmak amacı ile evrenin tümü ya daondan alınacak birgrup, örnek ya da örneklem üzerinde yapılan tarama düzenlemeleridir (Karasar, 2016: 11).

Araştırmanın Evren ve Örneklemi

Bu çalışmanın evrenini benzer sosyo-ekonomik, kültürel çevreden gelen Gazi Üniversitesi Vakfı Özel Fen Lisesi öğrencileri; örneklemini, TEOG sınavında yakın puan aralığında olan 9. sınıf öğrencilerinden gönüllük esasına göre belirlenmiş 59 kişi oluşturmaktadır. Öğrencilerden toplanan yazılı materyaller incelenmiş ve bunlardan 11’inde yüksek oranda aşırmaya rastlanmıştır. Geriye kalan, 23’ü erkek 25’i kız öğrencilere ait olan 48 yazılı materyal dikkate alınmış, 9. sınıf şubelerinin her birinden rastgele 3 kız 3 erkek olmak üzere toplam 18 öğrencinin yazılı materyalleri çalışmada işlenmiştir.

Verilerin Toplanması

Veri toplama aşamasında öğrencilere öğretmenleri araçılığıyla “Bir sanatçı olmak isteseydiniz hangi sanat dalını seçerdiniz? Niçin?” sorusu sorulmuş ve onlardan bu konuyla ilgili en az 500 kelimelik konu ve anlam bütünlüğü olan bir yazı yazmaları istenmiştir. Yazma görevi, öğrencilere performans ödevi olarak verilmiş, ödevler ileri bir tarihte toplanmıştır.

Verilerin Analizi

Öğrencilerin yazdıkları bu yazılar, metinsellik ölçütlerinden “metinlerarasılık” bağlamında incelenmiştir. Yapılan bu inceleme metinlerarasılık ölçütlerinden “alıntılama, aşırma (gizli alıntı), atıf (gönderge), anıştırma (gönderme), öykünme (pastiş)” alt başlıklarında gerçekleştirilmiştir.

Bulgular ve Yorumları

Öğrencilerin yazdıkları metinler, metinsellik ölçütlerinden metinlerarasılık ilişkiler çerçevesinde incelemeye tabi tutularak çözümleme ve yorumlanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada öğrencilerin yazılarından alınan cümlelerin sonuna; sınıfı, şubesi, kaçıncı öğrenci olduğu ve cinsiyetini gösteren

84

kodlama ile yay ayraç içine de tespit edilen metinlerarasılık ilişki yazılmıştır. Örneğin; 9/A/4/K (alıntı).

İncelenen Yazılardaki Metinlerarası İlişkiler

9/A Sınıfı

“…Aslında sanatın belirli bir sözlük anlamı yoktur, olmamalıdır da. Çünkü her insana göre

sanatın farklı tanımları vardır. Biri için bir nehirden gelen su sesi doğanın bir sanatı veya başka biri

için tek bir parmağımızla tutulan ritim bile bir sanat olabilir.” 9/A/1/E (öykünme)

“…müziğimi dinleyenlerin ruhuna işlemeliyim.” 9/A/1/E (anıştırma: içine işlemek deyimine gönderme)

“…İrlandalı yazar Oscar Wilde der ki: "Hiçbir büyük sanatçı, hiçbir zaman çevresindeki şeyleri

gerçekten oldukları gibi göremez, eğer öyle olsaydı, sanatçı olamazdı." 9/A/4/E (alıntı)

“…Peki sanat nedir? Sanat zihin ve toplum arasında bir köprüdür, toplumun iç dünyasını

yansıtan koca bir aynadır.” 9/A/4/E (öykünme: sanatın tanımı; anıştırma: sanat ve yansıtma

sözcükleriyle yansıtma kuramına gönderme)

“…Oldukça küçük yaşlardan beri müziğe karşı büyük bir ilgi duymuşumdur. Belli bir düzene

göre sıralanmış olan bu sesler, beni hep derinden etkilemiştir.” 9/A/4/E (öykünme: müzik kavramı

kendine göre açıklanmış)

“…Sadece melodileri kullanarak ruha dokunmayı başarıyor müzik. Alman sanatçı Johann Wolfgang Von Goethe diyor ki: ‘Müzik, doğruca ruha seslenir, ruh da kendisini ancak müzik

yardımıyla en iyi şekilde anlatabilir.’” 9/A/4/E (anıştırma: Goethe’nin sözüne gönderme; alıntı)

“…Sanat sadece insan duygularının bir biçimde dışa vurumu mudur? Hayır… Sanat dediğimiz,

etrafımızdaki her şeydir. Sanatsız dünya olamaz. Çünkü dünyanın kendisi başlı başına bir sanattır. Çevremizdeki ağaçlar, kuşlar yaratanın sanatı; binalar, resimler insanın sanatıdır.” 9/A/6/E

(öykünme: sanatın tanımı; anıştırma: kutsal kitaplara göre yaratılışa gönderme)

“…Sanata değer veren uygarlıklar yükselirken aksini yapan toplumlar alçalır, en sonunda yıkılır. Yükselen uygarlıklara örnek vermek gerekirse en güzel örnek Roma Uygarlığı’dır.” 9/A/6/E (gönderge)

“…Çünkü sanat zorlama veya dış etkiyle yapılmaz. Sanat insanın içinden gelen ve fedakarlık

isteyen bir iştir. Bu konuda Tolstoy:”Şu hiç unutulmamalıdır ki: Sanat bir fedakarlık abidesidir. Eğer siz fedakarlığa talip değilseniz, milyonlarca insanın ömrünü verdiği bu müesseseye katılmaya hakkınız yok demektir.” demiştir.” 9/A/6/E (aşırma: bir internet sitesinden alınmış)

“…Sanatta güzellik gibi gerçeklerin anlatılması da önemlidir. Ünlü bir düşünür bununla

ilgili:”Sanatın faydası, gerçeği bütün yönleriyle ve samimiyetle anlatmasındadır. Bunun için, sanatta sadelik hakim olmalı, gerçekler olduğu gibi verilmelidir.” demiştir.” 9/A/6/E (aşırma: Tolstoy’un bu

sözü Bayram Akdoğan’a ait “Sanat, Sanatçı, Sanat Eseri ve Ahlâk” adlı makalesinden bu şekliyle gizli alıntılanmıştır.)

“…Bu söze göre aldığımız krakerin içi ambalajı kadar güzel olmazsa umduğumuzu bulamayız ve

beğenmeyiz.” 9/A/6/E (öykünme: Bayram Akdoğan’a ait “Sanat, Sanatçı, Sanat Eseri ve Ahlâk”

makalesinin bir bölümünden hareketle)

“…Sanatın toplumu birleştirici bir özelliği vardır. Sanatçı, topluma huzur ve barış ortamında

yaşama kültürü hakkında değerler aşılamalıdır. Barış olan bir yeri savaş ortamına sokmaya, huzur olan bir yere anlaşmazlık götürmeye, mutlu kişileri mutsuz etmeye çalışan kişi sanat eseri yapmaktan

85

çıkmış, insanlık değerlerini kaybetmiştir.” 9/A/6/E (öykünme: Bayram Akdoğan’a ait “Sanat, Sanatçı,

Sanat Eseri ve Ahlâk” makalesinin bir bölümünden hareketle)

“…Tolstoy bu hususta:” Hem bölücü hem de anlamsız olan bir sanat, sanat olamaz. Bu, sanatın

kendi kendini bitirmesi demektir.” demiştir.” 9/A/6/E (aşırma: Tolstoy’un bu sözü Bayram Akdoğan’a

ait “Sanat, Sanatçı, Sanat Eseri ve Ahlâk” adlı makalesinden bu şekliyle gizli alıntılanmıştır.)

“…Tiyatro, hayatta geçmiş ve geçebilecek olayların taklit ve benzetme yoluyla belli yerlerde ve

seyirci karşısında canlandırılmasıdır.” 9/A/6/E (aşırma: bir internet sitesinden alınmış)

“... buz pistinin üzerinde zarifçe dans eden kuğu gibi çifti ağzı açık seyrediyorsa…” 9/A/3/K (anıştırma: Kuğu Gölü adlı buz balesine gönderme)

“…Doğada her zaman var olmuş olan görsel sanatlar, insanlar bilimde ilerledikçe keşfedilmiştir.

Taklit edilmiş ve insanlara sergilenerek estetik anlayışının oluşmasını sağlamıştır.” 9/A/3/K (anıştırma:

yansıtma kuramına gönderme)

“Yüksek uygarlığın, merdiveni sanattır.” demiş ulu önderimiz Mustafa Kemal.” 9/A/6/K (alıntı) “…Piyano ruhu dinlendiren bir ilaç gibi, piyano sıkıntılı günlerine küçük bir ara gibi, onun sırlarını çözdüğünde en iyi dostun gibi…” 9/A/6/K (anıştırma: Pek çok sanatçının kullandığı “Sanat ruhun ilacıdır.” sözüne gönderme)

“…Beverly Sills’in de dediği gibi ‘Sanat, uygarlığın imzasıdır.’ Gelişmişliğin sembolü, geleceğe uzanan kapıların anahtarı, özgürlüğün ifadesi…” 9/A/6/K (alıntı)

“…Müzik aslında sadece ezgilerden sözlerden veya notalardan oluşan bir sanat değil.Onu

anlayan için bazen hiç kavuşamayacağını bildiği sevgilisi, bazen acılarına ortak olamadığı anası, bazense içini yakıp kavuran günahları… Her ne için olursa olsun bazen söyleyemediğimiz, söylemekten çekindiğimiz sözlerimiz bizim müzik.” 9/A/4/K (öykünme: müziğin tanımı kendine göre

yapılmış)

“…Tıpkı büyük lider aynı zamanda kocaman bir sanatçı olan Mustafa Kemal’in dediği gibi"Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz." 9/A/4/K (alıntı)

9/B Sınıfı

“Sanatın kelime olarak anlamı üreticiliğin ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Sanat

sözcüğü genelde görsel sanatlar anlamında kullanılır.” 9/B/5/E (aşırma: bir internet sitesinden

alınmış)

“Sanatın kelime olarak anlamı üreticiliğin ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Sanat sözcüğü genelde görsel sanatlar anlamında kullanılır. Ama bana göre sadece gözüme değil kulağıma

da güzel gelendir. Sanat bence zarifliği, güzelliği olan bir kavramdır.” 9/B/5/E (öykünme: sanat

kavramını kendine göre açıklama)

“…Şöyle bir geçmişte müziğin hikâyesine baktığımda müzik tıp alanında da kullanılmış, bir

haberi halka anlatmak için kullanılmış, savaşlara giderken kullanılmış, komşunun kapısını zilinde

daha nelerde nelerde kullanılmış da ufak bir araştırmayla öğreniyorum.” 9/B/5/E (anıştırma: müzikle sinir hastalıklarının iyileştirilmesine, tellallara ve Türklerde mehterana gönderme)

“…Peygamberimiz Hz Muhammed (sav)’in de dediği gibi ‘kişi çalışmaktan kusur ederse Allah

86

“…Beni duyduğum zaman çok şaşırtan bir haber okumuştum. Ludwig van Beethoven...” 9/B/5/E (gönderge)

“…Sonuç olarak insanın sadece fiziksel olarak kendini beslemesi yetmez ruhsal olarak da

beslemeli. Müzik de bu konuda önemli bir yer kaplar…” 9/B/5/E (anıştırma: “Müzik ruhun gıdasıdır.”

özlü sözüne gönderme)

“…Tiyatrocu olmak için ne yapmalıyım diyenler ilk olarak bu mesleğin iki ön koşulu olduğunu

bilmeliler. İlki görsel sanatlara merak, ikincisi ise kişinin kendi yeteneklerinin farkında olması. Farkında olunmayan hiçbir yeteneğin geliştirilmesi söz konusu olmayacağı için tiyatroculukta da nelere yetenekli olduklarını bilen kişiler daha başarılı olacaklar…” 9/B/12/E (aşırma: bir internet

sitesinden alınmış)

“…Her ne kadar tiyatro sanatına ulaşana kadar pek de bu dalla ilgili olmayan eğitimlerden geçmek zorunda kalsak da gülü seven dikenine katlanır…” 9/B/12/E (alıntı: atasözü)

“…Sanat nedir? Sanat, bir insanoğlunun içindeki fikri, duyguyu, kişiliği kısacası her şeyi

dışarıya yansıtmak için başvurduğu yöntemdir…” 9/B/7/E (öykünme: sanat tanımı)

“…Şairin ustalık ve narinlik ile yazdığı dizeleri okurken şairin kelimelere verdiği düzeni gördükçe mest olurum. Ama şunu da bilirim ki şair o kelimeleri o düzene koymak için ne gam

çekmiştir…” 9/B/7/E (alıntı: deyim)

“…Şairlik bir sitemdir sevgiliye gösterilen, şairlik bir aşktır vatana gösterilen, şairlik bir

hasrettir anaya gösterilen…” 9/B/7/E (anıştırma: şiirde sevgiliye sitem/vatan aşkı/anne hasreti

konularına gönderme)

“…Bu işte ustalaşmış şairlerin sayısı da az değildir. Orhan Veli’den tut Necip Fazıl’a, Nazım

Hikmet’ten tut Cemal Süreya’ya bir sürü usta şairimiz vardır…” 9/B/7/E (gönderge)

“…Müzik, bir diğer adıyla musiki; biçim ve titreşim içeren bir ses oluşumunda melodi olarak

kabul görmesi için dinleyende duygulara yönelik bir etki bırakmaktadır. 9/B/11/K (aşırma: bir internet

sitesinden alınmış)

“…Müzik bir nevi kelimelerle anlatamayacağımız duygu, hadise veyahut düşüncelerin belli bir

tonda ve ezgili seslerle anlatılması sanatıdır…” 9/B/11/K (öykünme: sanat tanımı)

“…Düşünsenize bir gün sokaktasınız sizin yazdığınız şarkı dillerden düşmüyor, bir alkış tufanı

kopuyor, övgüler havada uçuşuyor, insanlar gülüyor…” 9/B/11/K (alıntı: deyim)

“…Edebiyat; olay, duygu, düşünce ve hayallerin dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade etme

sanatıdır. Edebiyat, genellikle yazılı ürünler için kullanılan bir terim olmasının yanında, aslında sözlü ürünleri de kapsayan bir genişliğe sahiptir. Edebi eserlerde kurgusallık baskınken yazarın kendi

kurgusunun içerisinde gerçeklerden de yararlanması sık görülür…” 9/B/4/K (aşırma: bir internet sitesinden alınmış; öykünme: kurgusal metin)

“…“Çok okuyan çok bilir.” cümlesinin ne kadar doğru olduğunu sözcüklerle anlatmak benim için çok zor…” 9/B/4/K (anıştırma: “Çok gezen mi bilir çok okuyan mı ?” tartışmasına gönderme)

“…Sanat, güzellik karşısında duyulan heyecan ve hayranlığı uyandırmak için insanın kullandığı

yaratıcılıktır. Sanatçı ise güzel sanatların herhangi bir dalında yaratıcılığı olan, yapıt veren kişi, sanatkâr…” 9/B/17/K (aşırma: iki farklı internet sitesinden alınarak birleştirilmiş)

“…Peki sanat ne için yapılmalı?... Bana göre sanat sanat içindir çünkü toplum için yaptığımız zaman herkese aynı anlamı verecek ve bir özelliği kalmayacaktır…” 9/B/17/K (anıştırma: “Sanat sanat için mi yoksa toplum için midir?” tartışmasına gönderme)

87

“…Mustafa Kemal Atatürk de sanata önem vermiş ve bunla ilgili çalışmalar yapmıştır. 1927 'de Avrupa’ya resim, müzik tahsiline insanları yollamıştır. Sanatın önemi ile ilgili birçok sözü vardır: "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”, "Bir millet sanata önem

vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur."…” 9/B/17/K (gönderge; alıntı)

“…Stephen King 'in de dediği gibi: “Eğer okumaya vaktiniz yoksa yazmaya da vaktiniz yok

demektir.” Yani okumak yazar olmak için önemli bir adımdır…” 9/B/17/K (alıntı; öykünme)

“…Çünkü kişisel gelişim kitapları yazarak insanların kendilerine daha çok güvenmelerini ve mutlu olmalarını sağlayabilirdim. Kişisel gelişim türünü seçmemin başka bir etkeni de okuduğum " Şu

Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır " kitabıdır. 9/B/17/K (gönderge)

9/C Sınıfı

“…Tabi bir sanatçı olmadığım için bu konuyu “sanat için sanat” diyen bir sanatsever gözü ile ele alarak bakmak gerekirse bence müzik, diğer sanat dallarına göre daha yaratıcılığı dayalı…” 9/C/4/E (anıştırma: “Sanat sanat için mi yoksa toplum için midir?” tartışmasına gönderme)

“…şairler ve yazarlar genelde olmuş veya herhangi bir noktası olmuş olaylara dayanan olabilecek olaylardan kurgulanan veya gerçek bir evren içindeki karakterleri duygu ve düşünceleridir (örneğin Game Of Thrones)…” 9/C/4/E (gönderge)

“…tiyatro gösterileri ise senaryonun edebi bir değeri olmadıkça hiç bir önem arz etmez (örneğin

William Shakespeare’in ünlü Romeo ve Julliet eserinin tiyatrosu güçlü bir edebi yön taşır)…” 9/C/4/E

(gönderge)

“…Fakat diğer sanat dallarının aksine müzik sadece müzisyenin duyguları ve yaratıcılığına dayanır herhangi bir yere özenilirse o müzik olmaz (örneğin Mozart’ın kendi yaratıcılığı ile yazdığı eserleri)…” 9/C/4/E (gönderge)

“…Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş

anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bugün sanat terimi birçok kişi için basit ve net gözükebilir. Ancak bunun dışında akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur. Sanat sözcüğü genelde görsel sanatlar anlamında kullanılır…” 9/C/11/E (aşırma: bir internet sitesinden

alınmış)

“…Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara/Sincan’daki heykelini örnek gösterebiliriz…Mimari’de ise örnek olarak Osmanlı döneminde yapılmış olan Mimar Sinan’ın

Selimiye Camisi olabilir veya Ayasofya olabilir.” 9/C/11/E (gönderge)

“…Önemli olan hemen kaygılanmaman sabret atalarımızın bir sözü vardır: ”Sabreden derviş,

muradına ermiş” diye. Bir başka söz daha vardır: “Her şerde bir hayır vardır” diye…” 9/C/11/E

(alıntı: atasözü ve özlü söz)

“…Bu işin iyi yanları çok, güzel manzaralar seyredebilirsin işini yaparken, dünyanın farklı yerlerini gezip görebilirsin, benim büyük hayallerimden biri de bu: dünyayı gezmek. Aynı Evliya

Çelebi gibi…” 9/C/11/E (gönderge)

“…Sanat dediğimiz şey, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak

anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur. Sanat çeşitleri pratik sanatlar ve güzel sanatlar diye ikiye ayrılır. Sanatçı