• Sonuç bulunamadı

TCK bakımından suçların içtimaının zincirleme suç ve fikri içtima hâllerini kapsadığı daha önce belirtilmişti. Ancak ceza hukukunda, kanunda düzenlenmiş olmamakla bir-likte, suçların görünüşte içtima ettikleri çeşitli hâllerin varlığından da söz edilmektedir.

Görünüşte içtima hâlinde suçların çokluğu sadece görünüşte olup, gerçekte ortada fiile uygulanacak tek norm bulunmaktadır. Bir fiilin ihlal ettiği birden fazla ceza normundan birisinin uygulanması, fiilin haksızlık içeriğini karşılıyorsa, diğerlerinin uygulanmasın-dan kaçınılacaktır. Dolayısıyla ceza normlarının birbirleriyle olan ilişkisi ve bunların yo-rumundan aynı fiille ilgili görünen çeşitli normlardan sadece birinin uygulanabileceği sonucuna varmak mümkün olduğu için kanun koyucunun görünüşte içtima şekillerine kanunda yer vermesi gerekmemektedir.

Görünüşte içtimada suçların içtimaı sadece görünüştedir.

Görünüşte içtima ilk olarak, özel norm-genel norm ilişkisinin bulunduğu hâllerde gündeme gelebilir. Özel norm genel normun tüm unsurlarını kapsamanın yanı sıra, ay-rıca bazı özel unsurları da bünyesinde bulunduran normdur. Buna bir suçun temel şekli ile nitelikli şekilleri arasındaki ilişki (örneğin hırsızlık suçunu düzenleyen 141. madde ile 142 ve 144. maddeler arasındaki), özgü suç ile genel suç arasındaki ilişki (örneğin zim-met suçu (m. 247, Bankacılık Kanunu m. 168), güveni kötüye kullanma suçuna göre özel normdur) ve genel ve özel kanun arasındaki ilişki (örneğin mala zarar verme suçu (m.

151) ile 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanununla suç hâline getirilen Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abidelerin veya kabrinin yıkılması suçları arasındaki) örnek olarak gösterilebilir.

Görünüşte içtima, tüketen norm-tüketilen norm ilişkisi çerçevesinde de gerçekleşebi-lir. Örneğin 42. maddede düzenlenen bileşik suç hâlinde tüketen-tüketilen norm ilişkisi vardır. Buna göre, biri diğerinin unsurunu veya nitelikli hâlini oluşturması sebebiyle tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu gibi hâllerde suçların içtimaı hükümleri uygulanmaz.

Örneğin yağma suçu (m. 148), cebir veya tehditle malın alınmasından oluşan çok hareket-li bir suçtur. Bileşik suçta her biri bağımsız suçları oluşturan (kasten yaralama veya tehdit ile hırsızlık) hareketler, yeni bir suç tanımında tek fiil olacak şekilde bir araya getirilmiştir.

Dolayısıyla bu gibi hâllerde ortadaki tek fiilden ve dolayısıyla tek suçtan dolayı sorumlu-luk gündeme gelecektir.

Görünüşte içtima, asli norm-tali norm ilişkisinin bulunduğu hâllerde de oluşabilir.

Bu gibi hâllerde olaya uygulanacak tek norm vardır, o da asli normdur. Zira yardımcı normun sonralığı ilkesine göre, asli normun bulunduğu hâllerde yardımcı normun fiile uygulanması mümkün değildir. Bir normun yardımcı norm olarak kabul edilebilmesi için diğer normların uygulanmadığı hâllerde başvurulan bir norm olması gerekmektedir. Bu tür normlar, çoğunlukla kanunda bulunabilecek boşlukları tamamlama görevini gören normlardır (bkz. m. 244/4, 245/3).

6. Ünite - Teşebbüs, İştirak ve İçtima

141

Özet

Teşebbüsün şartlarını açıklayabilmek.

TCK’nın 35. maddesinde teşebbüs, “kişinin, işleme-yi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması” şeklinde tanımlanmıştır. Teşeb-büse ilişkin hükümler, ceza sorumluluğunun alanını genişleten bir işleve sahiptir. Teşebbüsten söz edebil-mek için gerekli olan şartlar şu şekildedir: a- Kasten işlenen bir suçun ve bu suçu işlemeye yönelik kastın varlığı b- İcra hareketi niteliğindeki fiillerin gerçekleş-tirilmesi, c- Suçun icrasına yönelik elverişli hareketle-rin gerçekleştirilmiş olması ve d- İcra hareketlehareketle-rinin failin elinde olmayan nedenlerle tamamlanamaması veya fail tarafından icra hareketleri tamamlanmış ol-masına rağmen neticenin gerçekleştirilememesi.

Teşebbüs hâlinde suçun tamamlanmış şekline göre indirimli ceza uygulanacaktır.

İcra hareketlerinin tamamlanmaması veya neticenin gerçekleşmemesi failin elinde olan nedenlerden (su-çun icrasından gönüllü vazgeçmesinden) kaynaklan-mışsa teşebbüsten söz edilemez, bu durumda gönüllü vazgeçme söz konusu olur. TCK’nın 36. maddesine göre, “Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazge-çer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz”. Ancak bu ana kadar işlenen fiiller eğer başkaca bir suçu oluşturuyorsa, failin bundan kaynaklanan sorumluluğu saklıdır.

İştirak hükümlerini değerlendirebilmek.

Kanunen ve nitelikleri gereği tek kişi tarafından işle-nebilen bir suçun, birden fazla kişinin değişik şekil-lerdeki katılımıyla işlenmesine veya bir kişinin çok failli bir suçun icrasına fail sayılmayı gerektirmeyecek nitelikteki davranışlarla katılmasına suça iştirak denir.

Suça iştirake ilişkin hükümler ceza sorumluluğunun alanını genişleten bir işlev görmektedir.

TCK’da suça iştirak, faillik ve şerikliği kapsayan üst bir kavram olarak kabul edilmiştir. Şeriklik ise azmet-tirme ve yardım etmeden oluşmaktadır.

Suçun objektif ve sübjektif tüm unsurlarını tek başına gerçekleştiren kişi müstakil (doğrudan) faildir.

Birden fazla kişinin birlikte suç işleme kararına bağlı olarak suçun icra hareketlerini gerçekleştirip suçun kanuni tanımında yer alan fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmaları hâlinde söz konusu olan iştirak şekli müşterek failliktir.

Bir suçun, bir başkasını araç olarak kullanmak su-retiyle işlendiği hâllerde dolaylı faillikten söz edilir.

Dolaylı faillikte, aracı durumundaki kişinin iradesine hâkimiyet yoluyla suçun kanuni tarifindeki fiil üze-rinde hâkimiyet kurulmaktadır.

Bir suçun işlenişine katılan, fakat gerçekleştirmiş oldu-ğu katkıyla suçun kanuni tanımında yer alan fiil üze-rinde hâkimiyet kuramayanlara şerik denilmektedir.

Azmettirme, belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesini ifade etmektedir.

Yardım etme, başkası tarafından işlenen bir suça kas-ten destekte bulunmaktır.

İçtima çeşitlerini listeleyebilmek.

Ceza hukukunda, “kaç tane fiil varsa o kadar suç, kaç tane suç varsa o kadar ceza vardır” kuralı geçerlidir.

Kural bu olmakla birlikte, TCK’da ortada birden çok suç bulunmasına ve dolayısıyla faile işlediği suçların sayısı kadar ceza verilmesi gerekmesine rağmen, faile tek ceza verilmesini öngören ceza hukuku kurumuna yani suçların içtimaına da yer verilmiştir.

Ortada birden fazla fiil ve fiil sayısınca suç var ise de bu suçların aynı kişiye karşı bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği hâllerde, zincirleme suç hükümleri gereğince, faile işlemiş olduğu suç sayısın-ca değil tek ceza verilecek ve bu cezada belli bir oran-da artırım yapılacaktır.

Bir (aynı) fiille birden fazla suçun işlenmesi durumun-da ise fikri içtimadurumun-dan söz edilir. Fikri içtimaın iki şartı bulunmaktadır: fiilin tek olması ve tek fiille birden çok suçun işlenmesi. Burada işlenen birden çok suç fark-lı suçlar olabileceği gibi, aynı suç da olabilir. Suçların farklı olması hâlinde farklı neviden fikri içtima, aynı olması hâlinde ise aynı neviden fikri içtima vardır.

Farklı neviden fikri içtima için failin tek fiille işlediği suç-lardan sadece “en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı” ce-zalandırılması öngörülmüştür. Aynı neviden fikri içtima durumunda ise faile tek suçtan ceza verilecek ve fakat bu ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılacaktır.

Ceza hukukunda, kanunda düzenlenmiş olmamak-la birlikte, suçolmamak-ların görünüşte içtima ettikleri çeşitli hâllerin varlığından da söz edilmektedir. Görünüşte içtima hâlinde suçların çokluğu sadece görünüş-te olup, gerçekgörünüş-te ortada fiile uygulanacak görünüş-tek norm bulunmaktadır. Örneğin 42. maddede düzenlenen bileşik suç hâlinde tüketen-tüketilen norm ilişkisi vardır. Buna göre, biri diğerinin unsurunu veya nite-likli hâlini oluşturması sebebiyle tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu gibi hâllerde suçların içtimaı hü-kümleri uygulanmaz.

1

2

3

Ceza Hukuku

142

Kendimizi Sınayalım

1. Aşağıdaki ifadelerden hangisi teşebbüs bakımından yanlıştır?

a. Teşebbüs hükümleri kasten işlenen suçlar bakımın-dan uygulanır.

b. Teşebbüs için işlenmesi kastedilen suçun doğrudan doğruya icrasına başlanması gerekir.

c. Doğrudan doğruya icrasına başlanan suçun fail ta-rafından iradi olarak tamamlanmadığı hâllerde de teşebbüs hükümleri uygulanır.

d. Failin elinde olmayan nedenlerle icra hareketlerinin tamamlanamaması teşebbüse vücut verir.

e. Failin icra hareketlerini tamamlamasına rağmen, elinde olmayan nedenlerle neticeyi gerçekleştireme-diği hâllerde teşebbüs vardır.

2. Suçun konusunun yokluğu hâli aşağıdakilerden hangi-siyle ifade edilir?

3. Gönüllü vazgeçme hâline bağlanan sonuç aşağıdakiler-den hangisinde doğru bir şekilde ifade edilmiştir?

a. Gönüllü vazgeçen suç ortağı hiçbir şekilde cezalan-dırılamaz.

b. Gönüllü vazgeçen suç ortağı teşebbüsten dolayı ceza-landırılır.

c. Gönüllü vazgeçen suç ortağı, vazgeçme anına kadar gerçekleştirdiği fiillerin oluşturduğu suçtan dolayı cezalandırılır.

d. Gönüllü vazgeçen teşebbüs aşamasına vardırdığı su-çun tam cezasıyla cezalandırılır.

e. Gönüllü vazgeçen, işlemeyi kastettiği suçun taksirli şeklinden dolayı cezalandırılır.

4. Suçun kanuni tanımındaki fiilin bir kişi tarafından ger-çekleştirilmesine ne denir?

a. Müstakil faillik b. Dolaylı faillik c. Müşterek faillik d. Yan yana faillik e. Azmettirme

5. Bir suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kulla-nan kişiye ne denir?

6. Bir suç işleme kararının icrası kapsamında bir suçun ka-nuni tanımındaki fiili birlikte gerçekleştirenlere ne denir?

a. Doğrudan fail b. Müşterek fail c. Dolaylı fail d. Yan yana fail e. Yardım eden

7. Bir suçun işlenişine gerçekleştirmiş olduğu katkıyla bu suçun işlenmesine kolaylaştıran kişiye ne denir?

a. Yardım eden b. Azmettiren c. Dolaylı fail d. Müşterek fail e. Doğrudan fail

8. Aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik za-manlarda aynı suçun bir kişiye karşı işlenmesine ne denir?

a. Aynı neviden fikri içtima b. Farklı neviden fikri içtima c. Görünüşte içtima d. Zincirleme suç e. Gerçek içtima

9. Bir fiille birden fazla farklı suçun işlenmesine ne denir?

a. Aynı neviden fikri içtima b. Farklı neviden fikri içtima c. Görünüşte içtima d. Zincirleme suç e. Gerçek içtima

10. Kaç fiil varsa o kadar suç, ne kadar suç varsa o kadar ceza vardır kuralı aşağıdakilerden hangisini ifade eder?

a. Aynı neviden fikri içtima b. Farklı neviden fikri içtima c. Görünüşte içtima d. Zincirleme suç e. Gerçek içtima

6. Ünite - Teşebbüs, İştirak ve İçtima

143

Yaşamın İçinden

Peşpeşe 4 Kez Hırsızlık

Samsun’da bir alışveriş merkezine 1.5 saat içinde 4 kez gelip her defasında elektronik malzeme çalan hırsız, iş yerinin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. ...

Edinilen bilgiye göre, kimliği belirsiz hırsız, 1.5 saat içinde 4 kez alışveriş merkezine gelip her defasında yanında getir-diği boş poşet içinde elektronik malzeme koyup iş yerinden ayrıldı. Hırsızdan geriye içinden çaldığı malzemelerin boş kutuları kaldı.

Kaynak: http://www.posta.com.tr/video-izle/3Sayfa/Pespese-4-kez hirsizlik.htm?VideoID=13538 (e.t. 02.05.2016)

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı

1. c Yanıtınız yanlış ise “Teşebbüs” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

2. d Yanıtınız yanlış ise “Teşebbüs” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

3. c Yanıtınız yanlış ise “Teşebbüs” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

4. a Yanıtınız yanlış ise “Faillik” konusunu yeniden göz-den geçiriniz.

5. e Yanıtınız yanlış ise “Faillik” konusunu yeniden göz-den geçiriniz.

6. b Yanıtınız yanlış ise “Faillik” konusunu yeniden göz-den geçiriniz.

7. a Yanıtınız yanlış ise “Şeriklik” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

8. d Yanıtınız yanlış ise “Zincirleme Suç” konusunu yeni-den gözyeni-den geçiriniz.

9. b Yanıtınız yanlış ise “Fikri İçtima” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

10. e Yanıtınız yanlış ise “İçtima” konusunu yeniden göz-den geçiriniz.

Sıra Sizde 1

Teşebbüs için, icra hareketlerinin tamamlanamaması veya icra hareketleri tamamlanmasına rağmen neticenin gerçek-leştirilememesi elde olmayan nedenlerden kaynaklanmalı-dır. Eğer icra hareketlerinin tamamlanmaması veya netice-nin gerçekleşmemesi failin elinde olan nedenlerden (suçun icrasından gönüllü vazgeçmesinden) kaynaklanmışsa teşeb-büsten söz edilemez, bu durumda gönüllü vazgeçme söz ko-nusu olabilir. Gönüllü vazgeçme TCK’nın 36. maddesinde

“Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleş-mesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz” şeklinde düzenlenmiştir.

Gönüllü vazgeçme ancak icrası tamamlanmamış suçlar ba-kımından söz konusu olabilir. Gönüllü vazgeçme, failin iradi olarak icra hareketlerini sürdürmemesini veya icra hareket-lerini tamamlamasına rağmen kendi çabasıyla neticenin ger-çekleşmesini engellemesini gerektirmektedir.

Sıra Sizde 2

TCK’da bir suçun işlenişine şerik olarak katılan kişilerin hangi şartlarda failin işlediği suçtan sorumlu tutulacakları bağlılık kuralı vasıtasıyla açıkça belirtilmektedir. Bu nedenle nitelikli hâllerin suç ortaklarına geçişi konusunda ayrıca bir hükme yer verilmemiştir. Buna göre şeriklerin sorumluluğu failin şahsına ve işlediği fiile bağlılık arz etmektedir. Ancak bu sorumluluğun belirlenmesinde azmettirenin ve yardım edenin kastı, yani iradesi de belirleyicidir.

Yararlanılan Kaynaklar

İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 11. Baskı, Ankara, Eylül 2015.

Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Baskı, Ankara, Eylül 2015.

Berrin Akbulut, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2. Baskı, Ankara, Ocak 2016.

M. Emin Artuk/Ahmet Gökcen/A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 9. Baskı, Ankara, Eylül 2015.

Sıra Sizde Yanıt Anahtarı

w

7 Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;

Ceza hukuku yaptırımlarının türlerini, amaçlarını ve niteliklerini açıklayabi-lecek,

Cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesini anlatabilecek,

Davanın ve cezanın düşmesine neden olabilecek sebepleri listeleyebilecek, Türk Ceza Kanununun uygulama alanını gösterebilecek,

Suçluların geri verilmesi kavramını anlayabilecek ve geri vermenin şartlarını ifade edebilecek

bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

• Yaptırım

• Ceza

• Güvenlik Tedbiri

• Bireyselleştirme

• Davanın Düşmesi

• Cezanın Düşmesi

• Af

• Zamanaşımı

• Türk Ceza Kanunu’nun Uygulama Alanı

• Suçluların İadesi

İçindekiler

 

 

Ceza Hukuku Yaptırımlar ve Milletlerarası Ceza Hukuku

• GİRİŞ

• CEZA HUKUKU YAPTIRIMLARININ TÜRLERİ, AMAÇLARI VE NİTELİKLERİ

• CEZALAR

• GÜVENLİK TEDBİRLERİ

• CEZANIN BELİRLENMESİ VE BİREYSELLEŞTİRİLMESİ

• DAVANIN VE CEZANIN DÜŞMESİ

• TÜRK CEZA KANUNU’NUN YER BAKIMINDAN UYGULANMASI

• SUÇLULARIN İADESİ

CEZA HUKUKU

GİRİŞ

Suç teşkil eden bir haksızlığın işlenmesiyle kamu düzeni bozulmakta ve böylelikle toplu-mu oluşturan fertlerdeki hukuk düzenin geçerli olduğu yolundaki inanç sarsılmaktadır.

Bir hukuk devletinde toplumun geleceği ve korunması açısından kamu düzeninin yeniden tesis edilmesi ve hukukun hâlen işler olduğu yolundaki kanaatin pekiştirilmesi gerekmek-tedir. Bu kapsamda kamu düzenini bozan fiilleri işleyenlere bir yaptırım uygulanmakta-dır. Bu yaptırımlarla, gerek bozulan toplumsal düzen yeniden kurulmakta ve böylelikle hukukun geçerli olduğu yolundaki toplumsal kanaat pekiştirilmekte gerekse bu düzeni bozan kişi bazı yoksunluklara tabi kılınmak suretiyle işlemiş olduğu fiilin toplum tara-fından onaylandığı gösterilmiş olmaktadır. İşte bu ünitenin konusunu suç teşkil eden bir haksızlığı gerçekleştiren kişiler hakkında uygulanacak olan yaptırımlar oluşturmaktadır.

CEZA HUKUKU YAPTIRIMLARININ TÜRLERİ, AMAÇLARI VE