• Sonuç bulunamadı

Şahsi Cezasızlık Sebepleri ve Cezayı Kaldıran Şahsi Sebepler

Şahsi cezasızlık sebepleri, suçun işlenmesi anında var olan ve failin cezalandırılmasına en-gel olan şahsa bağlı sebeplerdir. Örneğin TCK’nın 167. maddesinde mal varlığına karşı suçların belli akrabalar arasında işlenmesi şahsi cezasızlık sebebi olarak kabul edilmiştir.

Buna göre; “(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu Bölümde yer alan suçların; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın

Objektif cezalandırılabilme şartları cezalandırılabilirliğin alanını daraltan bir işleve sahiptir.

Ceza Hukuku

110

hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kar-deşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmo-lunmaz.” Örneğin altsoy üstsoyuna karşı işlediği hırsızlıktan dolayı cezalandırılmayacaktır.

Şahsi cezasızlık sebeplerine milletvekillerinin yasama sorumsuzluğunu (AY m. 83/1) örnek olarak gösterebiliriz.

Cezayı kaldıran şahsi sebepler ise suçun işlenmesi anında bulunmayan, ancak suç işlendikten sonra ortaya çıkan, kişiye hiç ceza verilmemesini veya kişinin daha az ceza almasını sağlayan sebeplerdir. Örneğin TCK’nın 221. maddesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan ku-rucu ve yöneticiler hakkında cezaya hükmedilmeyeceği belirtilmiştir. İşte buradaki etkin pişmanlık hâli cezayı kaldıran bir şahsi sebeptir.

Cezayı kaldıran şahsi sebepler, suçun icrasına başlandıktan sonra veya tamamlandıktan sonra ortaya çıkan ve ceza sorumluluğu üzerine etkili olan sebeplerdir.

Şahsi cezasızlık sebeplerinin ve cezayı kaldıran şahsi sebeplerin varlığı hâlinde ce-zalandırma mümkün olmamakta, bu sebeplerin yokluğu cezalandırılabilirliğin şartını oluşturmaktadır. Objektif cezalandırılabilme şartlarının varlığı cezalandırmayı mümkün kılarken, şahsi cezasızlık sebepleri ve cezayı kaldıran şahsi nedenlerin varlığı cezalandırıl-mamayı sağlamaktadır.

Şahsi cezasızlık sebepleri ve cezayı kaldıran şahsi sebepler şahsa bağlı olduklarından, sadece ilgili oldukları kişi bakımından kendilerine bağlanan sonucu doğururlar. Dolayı-sıyla iştirak hâlinde işlenen suçlarda bu sebeplerden diğer suç ortaklarının yararlanması mümkün değildir. Nitekim bu husus, TCK’nın 40. maddesinin 1. fıkrasında “Suçun işle-nişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır” şeklindeki bir hükümle açıkça düzenlenmiştir.

Şahsi cezasızlık sebepleri ile cezayı kaldıran şahsi sebepler hakkında bilgi veriniz.

Şahsi cezasızlık nedenleri, suç yoluna girildiği anda var olup failin cezalandırılmasını engelleyen sebeplerdir.

4

5. Ünite - Kusurluluk

111

Özet

Suçun yapısında kusurun yerini gösterebilmek.

Kusur suçun yapısında, tipikliğin maddi ve manevi unsurları ile hukuka aykırılık unsurunun varlığının tespitinden sonraki üçüncü safhada incelenmektedir.

Kusurun konusunu gerçekleştirmiş olduğu haksız-lıktan dolayı failin kınanıp kınanamayacağı oluştur-maktadır. Buna göre, cezai sorumluluk için failin ti-pikliğin maddi ve manevi unsuru ile hukuka aykırılık unsurunu gerçekleştirmesi yeterli değildir. Ayrıca iş-lemiş olduğu bu fiilden dolayı fail hakkında bir kına-ma yargısında bulunulkına-ması da gerekmektedir.

Ceza sorumluluğu için failin kusurunun bulunması şarttır. Kusursuz ceza olmaz ilkesi, ceza hukukunun temel ilkelerindedir (AY m. 38). Ceza hukukunun ko-nusunu oluşturan kusur, fail hakkında yapılan kişisel kınama yargısını ifade etmektedir. Kınamanın sebebi ise failin norma uygun davranabilecek, hukuka uygun hareket edebilecek durumda olmasına rağmen, huku-ka aykırı davranışı tercih etmesi, hukukun kendisin-den talep ettiği şekilde davranmamasıdır. Dolayısıyla kusur failin irade oluşumunun kınanabilirliği anlamı-na gelmektedir.

Kusur yeteneğinin unsurlarını listeleyebilmek.

Bir kimsenin işlediği fiilden dolayı kınanabilmesi, yani o kişinin kusurlu olduğundan söz edilebilmesi için öncelikle o kişinin fiili işlediği sırada kusur yetene-ğine sahip olması gerekmektedir. Kusur yeteneği, kişi-nin işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama (algılama yeteneği), yani yaptığı davranışın hukuken tasvip edilmeyen bir davranış olduğunu anlama ve bu doğrultuda davranışlarını yönlendirme kabiliyeti (irade yeteneği) olarak tanımlanabilir.

Kusurluluğu etkileyen hâllerin şartlarını tartışabilmek.

Kişinin kusur yeteneği, kişinin bizzat kendisiyle ilgili birtakım nedenlerin veya dışarıdan gelen bir takım olayların tesirine açıktır. İşte bu durumda kusurlulu-ğu etkileyen hâllerden bahsedilmektedir. Kusurlulukusurlulu-ğu etkileyen hâller TCK’nın 24 ve 34. maddeleri arasın-da bütün suçlar bakımınarasın-dan geçerli olacak şekilde düzenlenmiştir. Ancak bazı suçlarla bağlantılı olarak kusurluluğu etkileyen özel hallere de yer verildiği gö-rülmektedir.

Kusurluluğu etkileyen hâller; hukuka aykırı ve fakat bağlayıcı bir emrin yerine getirilmesi (m. 24/2-4), zorunluluk hâli dolayısıyla kişinin irade yeteneğinin etkilenmesi (m. 25/2, 92, 99, 147), hukuka uygunluk nedenlerinden meşru savunmanın sınırının heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması (m. 27/2), cebir ve tehdit dolayısıyla kişinin irade yeteneğinin etkilen- mesi (m. 28), haksız tahrik (m. 29), kusurluluğu et-kileyen hata hâlleri (m. 30/3-4), yaş küçüklüğü (m.

31), sağır ve dilsizlik (m. 33), akıl hastalığı (m. 32) ve geçici nedenler, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde olmadan ibarettir.

Kişinin işlediği fiilden dolayı cezalandırılabilmesi için, kural olarak bu fiille haksızlığın unsurlarını ger-çekleştirmiş olması ve bu haksızlıktan dolayı kusurlu sayılabilmesi yeterlidir. Ancak bazı suçlarda ceza so-rumluluğun doğumu bakımından bunların dışında birtakım şartların gerçekleşmesi veya bazı hâllerin bulunmaması aranabilmektedir. İşte bu noktada kar-şımıza, cezalandırılabilirliğin diğer şartları olarak ni-telendirdiğimiz, objektif cezalandırılabilme şartları, şahsi cezasızlık sebepleri ve cezayı kaldıran şahsi se-bepler çıkmaktadır.

1

2

3

Ceza Hukuku

112

Kendimizi Sınayalım

1. Kusurlulukla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

a. Kusur olmaksızın ceza olmaz.

b. Kusur olmaksızın haksızlık olmaz.

c. Kusur, fail ile fiili arasındaki sübjektif-manevi bir bağdır.

d. Kast ve taksir birer kusurluluk şeklidir.

e. Güvenlik tedbirlerinin uygulanabilirliği kusura bağ-lıdır.

2. Algılama yeteneği ve irade yeteneği kavramları aşağıdaki müesseselerden hangisinin unsurlarını oluşturur?

a. Hukuka aykırılık b. Tipiklik c. Kusurluluk d. Haksızlık

e. Cezalandırılabilirliğin diğer şartları

3. Aşağıdakilerden hangisi kusurluluğu etkileyen hâllerden değildir? Suç yoluna girildiği anda mevcut bulunan ve failin ceza-landırılmasına engel olan kurum aşağıdakilerden hangisidir?

a. Kusurluluk

b. Cezayı kaldıran şahsi sebep c. Şahsi cezasızlık sebebi

d. Objektif cezalandırılabilme şartları e. Muhakeme şartları

5. 17 yaşındaki bir sağır ve dilsiz hakkında aşağıdakilerden hangisine ilişkin hükümler uygulanır?

a. 0-12 yaş arası çocuklara ilişkin hükümler b. 12-15 yaş arası çocuklara ilişkin hükümler c. 15-18 yaş arası çocuklara ilişkin hükümler d. Akıl hastalarına ilişkin hükümler e. Zorunluluk hâline ilişkin hükümler.

6. Ceza sorumluluğu ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

a. Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup 15 yaşı-nı doldurmamış olanların hiçbir hâlde ceza sorumlu-luğu yoktur.

b. 14 yaşında olan bir sağır ve dilsizin ceza sorumluluğu yoktur.

c. İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde et-kisinde suç işleyen kişinin ceza sorumluluğu yoktur d. Akıl hastası olan kişiler hakkında hiçbir hâlde hapis

cezasına hükmolunamaz.

e. Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş olup 18 yaşı-nı doldurmamış olanlar hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmesi zorunludur.

7. Aşağıdakilerden hangisi TCK’nın genel hükümlerinde kusurluluğu yalnızca azaltan bir hâl olarak düzenlenmiştir?

a. Zorunluluk hâli

b. Hukuka aykırı ve fakat bağlayıcı bir emrin yerine ge-tirilmesi

c. Haksız tahrik

d. Cebir ve tehdit etkisi altında suç işlenmesi e. Meşru savunma

8. Zorunluluk hâli ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a. Ağır ve muhakkak nitelikte bir tehlike bulunmalıdır.

b. Üçüncü kişinin hakkını korumak için zorunluluk hâlinden yararlanılması mümkün değildir.

c. Tehlikeye bilerek sebebiyet verilmemiş olması gerekir.

d. Tehlikeden başka suretle korunmak olanağı bulun-mamalıdır.

e. Tehlike ile korunma arasında oran bulunmalıdır.

9. Aşağıdakilerden hangisi kusurluluğu kaldıran veya azal-tan bir sebep değildir?

10. Haksız tahrik ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yan-lıştır?

a. Tasarlama ile haksız tahrik bir arada bulunamaz.

b. Kan gütme ve töre saiki ile haksız tahrik bir arada bu-lunamaz.

c. Haksız tahrik cezada indirime gidilmesi sonucunu doğurur.

d. Haksız tahrik hükümlerinden yararlanabilmek için mutlaka haksız fiilin mağduru olmak gerekli değildir.

e. Haksız tahrik etkisi altında işlenen suç, tahrik teşkil eden haksız fiili gerçekleştiren kişiye karşı işlenmiş olmalıdır.

5. Ünite - Kusurluluk

113