• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ LİTERATÜR

1.13. Bilişötesi Kuramları

1.13.1. Flavell’in Bilişötesi Teorisi

John Flavell bilişötesinin temelini atan araştırmacı olarak bilinir. Jean Piaget’in çalışmalarından yoğun biçimde etkilenen Flavell’in en önemli çalışmalarından birisi “Jean Piaget’in Gelişimsel Psikolojisi” isimli eseridir. Flavell bilişötesi teorisini, Piaget’in “formal düşünme evresi”nin yorumuna dayandırmıştır. Bu evre bireyin düşüncesini iç-gözlem yoluyla inceleyebildiği ve kendi düşünmesi üzerine düşünebildiği bir bilişsel gelişim aşamasıdır. Bazı çağdaş araştırmacılar Piaget’in teorisine karşı çıkmasına rağmen önemli bir kısmı ise bu teorinin bilişötesinin geleneksel yapısını keşfettiğini iddia eder. Flavell açıklamalarında bilişötesinin kasıtlı, bilinçli, öngörülü, amaçlı olduğunu ve bir amaç veya ürüne yönelik olduğunu vurgulamıştır. Bu açıklamalar sonraki araştırmacılar tarafından dikkatle incelenmiş ve bazı durumlarda bilişötesi araştırmacıları arasında tartışma konusu olmuştur. Örneğin Kentridge ve Heywood (2000) bilişötesi süreçlerin bireyin bilinçli farkındalılığında işlem görmesinin gerekli olmadığını savunmuştur.

Flavell 1979 yılındaki makalesinde bilişötesinin; bireyin nasıl öğrendiğine ilişkin bir farkındalık, bireyin ne zaman anlayıp, ne zaman anlamadığına yönelik bir farkındalık, amaca ulaşmak için uygun bilginin nasıl kullanılabileceğinin bilgisi, belli bir görevin bilişsel gereksinimleri için yargıda bulunma yeteneği, hangi amaç için hangi stratejilerin kullanılacağının bilgisi ve çalışma öncesi ve sonrası bireyin gelişiminin

değerlendirilmesi gibi unsurları içerdiğini belirtmiştir. Bilişötesi süreçler bilinçli veya bilinçsizce işleyebilir ve doğru veya yanlış olabilir. Bilişötesi, bilişsel görevleri, amaçları ve stratejileri seçme, değerlendirme, revize etme veya yok etmeye sevk eder. Flavell (1979) yılındaki yazısıyla yeni bir çığır açmıştır. Bu çalışmada Flavell sözel iletişim becerileri, ikna ve kavrama, okuma, yazma, dil öğrenme, bellek, dikkat, problem çözme, sosyal biliş, duygusal izleme ve öz-öğretim gibi bilişötesiyle ilgili alanlardaki yoğun ilgiyi ve çalışmalardaki patlamayı kabul etmiştir. Bu yazısında Flavell dört sınıf fenomeni içeren bilişötesi modelini açıklamıştır. Bireyin geniş çaptaki bilişsel girişimleri kontrol edebilme yeteneği bu unsurların nasıl işlediğine ve aralarındaki etkileşimlere bağlıdır. Bu dört fenomen şunlardır: (a) bilişötesi bilgi, (b) bilişötesi deneyimler, (c) görevler ve amaçlar ve (d) strateji veya aktiviteler. Flavell’in Bilişötesi Modeli şekil 3’de gösterilmektedir.

Şekil 3. Flavell’in Bilişötesi Modeli

Kaynak: Flavell (1981)

Flavell (1987) tanımı genişletmiş ve bilişötesini; “bireyin kendisine ve diğer bireylere yönelik duygu ve motivasyonlarını içeren herhangi bir psikolojik fenomen hakkında biliş ve bilgi” şeklinde tanımlamıştır. O ayrıca herhangi bir izleme çeşidinin, bilişötesinin bir formu olarak düşünülebileceğini ileri sürmüştür. Flavell ayrıca taksonomisinin tatmin edici olmadığını göz önünde bulundurmuş, onun genişletilmeye

Aktivite veya Stratejiler Bilişötesi Bilgi Amaçlar veya Görevler Bilişötesi Deneyimler

ihtiyacı olduğunu ve bir başlangıç çalışması niteliğinde düşünülebileceğini belirtmiştir (Flavell, 1987).

1.13.1.1. Bilişötesi Bilgi

Bilişötesi bilgi bireyin bilişsel süreçler hakkında kazandığı dünya bilgisi ve bireyin kendi ve diğerlerinin bilişsel yeteneklerine yönelik kişisel bir bakış açısıdır. “Ben matematikte iyiyim fakat Bob fizikte benden daha iyidir” açıklaması bilişötesi bilgiye bir örnek olabilir. Bilişötesi bilgi bireyin kendine ait bilişi hakkındaki bilgi ve farkındalığını ifade eder ve bilişsel girişimlerinin süreç ve çıktılarını etkileyen faktörler hakkındaki başlıca bilgi ve inançları içerir. Bu bilgi doğru veya yanlış olabilir, diğer bilgi çeşitleri gibi bellekte depolanır ve geri çağırıcı ipucu vasıtasıyla kasıtsız olarak tetiklenir. Bu bilgi aktif hale geldiğinde düşünme süreçlerinin seyrini etkiler (Wells & Purdon, 1999). Flavell bilişötesi bilginin nicelik ve nitelik bakımından uzun-süreli bellekte saklanan diğer bilgilerden farklılaşmadığını savunmuştur. Dolayısıyla bu bilgi özenli ve bilinçli bir bellek taraması sonucunda hatırlanabilir veya öğrenme görevlerinde hatırlatıcı ipuçları aracılığıyla kasıtsız ve otomatik biçimde aktifleşebilir. Flavell (1979) bilişötesi bilgiyi “bireylerin bilişsel bir organizma olarak insanlarla ve onların farklı bilişsel amaç, görev, eylem ve deneyimleriyle ilgili depolanmış dünya bilgisinin bir parçası” olarak tanımlamıştır (s. 906). Bilişsel ve bilişötesi bilgi arasındaki ayırımın temelinde fundemental bir farklılıktan ziyade bilginin nasıl kullanıldığı yatmaktadır. Bilişötesi aktivite bilişsel aktividen önce gelir veya onu takip eder. Her ikisi de sıkı biçimde ilişkili ve karşılıklı olarak bağımlıdır. Flavell bilişötesi bilginin üç kategorisini şu şekilde tanımlamıştır: (a) birey (b) görev ve (c) strateji. Bu üç kategori bireylerin sahip olduğu bilişötesi bilginin temel unsurlarıdır.

Birey değişkeniyle ilgili bilişötesi bilgi bireyin bilişsel işlemciler olarak kendi benliği ve diğer bireyler hakkında elde ettiği bilgi ve inançlardır. Birey değişkeni bireyin bellek içeriği hakkında sahip olduğu farkındalığıdır. O aynı zamanda öğrenilecek materyalin en iyi nasıl kodlanacağını ve bu materyalin nasıl geri çağırılacağını içerir. Bu bilgi bireyin kendi yeteneklerini diğer bireylerin yetenekleriyle karşılaştırması şeklinde oluşabilir (Campbell, 1999). Birey değişkeni bilişsel yeteneklerdeki bireysel farklılıklardan kaynaklanır ve bireyler belli bir zihinsel işlemde başarılı ya da başarısız

olduklarına dair bilgiye sahip olabilir (örneğin sözel kavramaya karşın sayısal muhakeme). Flavell (1979) bu bilgiye örnek olarak, bireyin okuma yerine dinleyerek daha iyi öğrendiğine inanmasını göstermiştir. Bireyin bir öğrenici olarak kendi hakkındaki bilgisi onun öğrenme durumlarındaki performansı üzerinde kolaylaştırıcı veya engelleyici rol oynayabilir. Birey değişkeni insanoğlunun düşünen bir organizma olarak ne ifade ettiği hakkındaki bilgidir.

Flavell (1979) birey kategorisini, bilişötesinin önemli bir parçası olarak dikkate almıştır. Bu bilgi bireyin zayıf ve güçleri hakkındaki bilgisini ifade eder. Örneğin çoktan seçmeli bir testte başarılı olabileceğini bilen bir öğrenci sınava girmeden kendi yeteneği hakkında bilişötesi öz-bilgiye sahiptir. Genel öz-bilgiye ilave olarak, bireyler motivasyonları hakkında da inançlara sahiptir. Bu onların bir görevi tamamlamaya yönelik yetenekleriyle ilgili yargılarını (öz-yeterlilik), bir görevi tamamlamaya yönelik amaçlarını ve görevin onlar için ifade ettiği değer ve göreve ilişkin bilgilerini kapsar. Bu motivasyonel inançlar bilişsel modellerde genellikle dikkate alınmamasına rağmen, öğrencilerin motivasyonel inançları ile biliş ve öğrenmeleri arasında bağlantı olduğunu gösteren oldukça zengin bir literatür vardır (Pintrich & Schrauben, 1992; Pintrich & Schunk, 2002; Snow ve diğerleri, 1996, aktaran; Pintrich, 2002). Öğrencilerin bilgi ve bilişleri hakkında öz-bilgi ve öz-farkındalık geliştirmelerine ihtiyaçları olduğu kadar aynı zamanda motivasyonları hakkında da öz-bilgi ve öz-farkındalık geliştirmeleri önemlidir (Pintrich, 2002).

Flavell 1987 yılında, 1979’daki teorisini bazı açılardan geliştirmiş ve birey değişkeni için alt kategoriler öne sürmüştür. Bu alt kategoriler; (a) kişi-içi (intra-individual variables), (b) kişiler-arası (Inter-individual variables) ve (c) evrensel (universal variables) değişkenlerdir. Kişi-içi bilgi “bireyin kendi veya diğerlerinin ilgileri, eğilimleri, yetenekleri vb.” ile ilgilidir (s. 22). Bu kategoriye örnek olarak; “bireyin hatırlama yeteneğinin iyi olduğuna” veya “Bob’un sözel yetenekte uzaysal yeteneğe göre daha iyi olduğuna” inanması gösterilebilir. Kişiler arası bilgi ise iki veya daha fazla kişi arasında göreceli bir tarzda kıyaslama sağlar. Bu alt kategoriye “bir öğrencinin ebeveynlerine göre daha zeki olduğunun düşünülmesi” örnek verilebilir. Evrensel alt kategori ise genel olarak kişinin öğrenme ve öğreniciler hakkında

insan bilişinin tüm yönlerini tanımlar. Flavell (1987) öğrenmeyle ilgili inançların düzenlenmesinde kültürel etkilerin öneminin altını çizmiştir. Kısaca söylemek gerekirse, birey değişkenlerinin bilgisi insanoğlunun nasıl öğreneceği ve bilgiyi nasıl süreçlendireceğiyle ilgili genel bilgiyi ifade eder. Örneğin birey birçok dikkat dağıtıcı unsurun bulunduğu evde çalışmak yerine sessiz bir ortam olan kütüphanede çalıştığı durumlarda daha üretken olacağını düşünebilir.

Bilişötesi bilginin görev kategorisi bireyin, çeşitli bilişsel görevler arasındaki farklılıklar hakkında sahip olduğu bilgidir. Bu bilgi farklı görevlerin daha zor veya kolay olabileceğini veya farklı bilişsel stratejiler gerektirebileceğini ifade eder. Bundan dolayı Flavell (1979)’a göre görev değişkeninin bilgisi “bireyin o görevle nasıl başa çıkacağını etkiler veya sınırlar” (s. 22). Eğer bireyin sahip olduğu bilgi öğrenme görevinin “çok zor ve yoğun” olduğuna yönelikse birey ister istemez “göreve yavaşça, dikkatle başlayacak ve bilgiyi derin ve eleştirel biçimde işleyecektir” (s. 22). Örneğin ‘tanıma’ görevinde, farklı alternatifler arasında ayrım yapmak ve uygun yanıtı seçmek gerekir. ‘Hatırlama’ görevinde ise birey aktif biçimde belleğini taramak ve ilgili bilgiyi geri çağırmak zorundadır. Bu sebeple hatırlama görevinin, tanıma görevine göre daha zor olduğuna inanılır. Ayrıca bireyler anlamsız kelimeleri hatırlamanın anlamlı kelimeleri hatırlamaktan daha zor olduğunu bilebilir (Pintrich, 2002).

Bu bilgi görevi yönetmesinde bireye rehberlik eder ve onun elde edeceği olası başarının dereceleri hakkında bilgi sağlar. Görev bilgisi çok bol veya sınırlı, bilinen veya bilinmeyen, güvenilir veya güvenilmez, ilgi çekici veya itici, işlevsel biçimde organize edilmiş veya edilmemiş olabilir. Görev bilgisi bireye, bilişsel girişimlerin olası makul sonuçları ve onu yerine getirmeyle ilgili amaçlar dizisi hakkında bilgi verir. Görevin zorluğu ve onu tamamlamak için gerekli zihinsel/fiziksel kaynaklar hakkındaki bilgi de bu kategoriye aittir.

Bilişötesi bilginin strateji kategorisi, “amaç ve alt amaçların tanılanmasını, hangi amaçları başarmada ve hangi bilişsel girişimlerde hangi stratejilerin verimlilik olasılığının daha yüksek olduğuyla ilgili olarak elde edilen birçok bilgiyi kapsar” (Flavell, 1979, s. 907). Örneğin bir çocuk bir şeyi iyi öğrenme ve akılda tutma yolunun ana noktalara dikkat etmek ve kendi kelimeleriyle onu tekrar etmek olduğuna

inanabilir. Strateji değişkenleri hakkında bilgi, hem bilişsel hem de bilişötesi stratejileri ve bu stratejileri ne zaman ve nasıl kullanılmasının uygun olduğunu açıklayan durumsal bilgiyi içerir. Öğrencilerin materyali hatırlamak, bir metni anlamak ve sınıfta duyduklarını, okudukları kitapları veya diğer ders materyallerini kavramak için kullanabilecekleri çeşitli stratejilerin bilgisi bu bilgi kapsamında ele alınabilir. Strateji bilgisi aynı zamanda bireyin deneyimler veya formal eğitimler aracılığıyla öğrendiği özel stratejilere yönelik bilgisini ve her bir stratejinin farklı görevlere nasıl uygulanabileceğini açıklar (Campbell, 1999). Bu bilgi öğrenme, düşünme ve problem çözme için kullanılan genel stratejilerin bilgisidir. Bu stratejiler diğer alan veya disiplinlerdeki stratejilerin aksine çoğu akademik disiplin veya konulara uyarlanabilir ve sadece özel bir konu alanında belirli bir görev için değil, birçok farklı görev ve alan için kullanılabilir (örneğin bilimde Ohm yasasına dayanarak ikinci dereceden bir denklemi çözmek).

Her strateji her öğrenme görevi için uygun değildir. Bundan dolayı öğrenici farklı stratejilerin en uygun hangi durum ve görevlerde kullanılacağına dair bazı bilgiler geliştirmelidir (Pintrich, 2002). Eğer bir öğrenici stratejileri kendi anlayışlarını yapılandıran bilişsel araçlar olarak düşünürse, bir marangozun bir evi yaparken her görev için farklı bir araç kullanması gibi, öğrenici farklı bilişsel görevler için farklı stratejiler kullanmalıdır. Örneğin çekiç farklı görevler için farklı şekillerde kullanılabilir ancak eğer görev için daha uygun bir araç varsa çekicin kullanılması zorunlu değildir. Benzer şekilde, özel öğrenme ve düşünme stratejilerinin bazıları bazı görevler için daha uygundur. Örneğin eğer birey karmaşık tanımlanmış bir problemle karşılaşırsa genel problem çözme sezgileri daha yararlı olabilir. Bunun aksine eğer birey termodinamik kanunlarıyla ilgili bir fizik problemiyle karşılaşırsa, bilişötesi bilgi değil daha özel prosedürel bilgi bu görev için çok daha yararlı ve uyumlu olacaktır (Pintrich, 2002). Flavell bilişötesi bilgi kategorilerinin birbiriyle örtüştüğünü ve bireyin aslında belli bir zamanda yararlı olan bilişötesi bilginin kombinasyon ve etkileşimlerini işlettiğini vurgulamıştır. Bu üç değişkenin bileşimi şöyle betimlenebilir: bir öğrenci kardeşinden farklı olarak (birey değişkeni), Y görevinin aksine X görevinde (görev değişkeni), B stratejisi yerine A stratejisini (strateji değişkeni) kullanmanın daha yararlı olacağını düşünebilir (Flavell, 1979; 1987).

Bilişötesi bilginin çocuk ve yetişkinlerin bilişsel girişimleri üzerinde sayısız somut ve önemli etkileri vardır. Bu bilgi bireyi bilişsel görevleri, amaçları ve stratejileri seçmeye, değerlendirmeye, yeniden düzenlemeye ve terk etmeye, çeşitli bilişötesi deneyimleri yaşamaya sevk eder ve bu bilişötesi deneyimlerin davranışsal göstergelerini ve anlamlarını yorumlamada yardımcı olur. Bilişötesi bilgi farklı görevler için kullanılabilecek genel stratejilere, bu stratejilerin hangi durumlarda kullanılabileceğine, stratejilerin etkililiğinin boyutlarına ve bireye ilişkin bilgidir (Pintrich ve diğerleri, 2000, aktaran; Pintrich, 2002). Örneğin öğreniciler bir metni okumak için farklı stratejiler bilebilir, ek olarak okurken kavrayışlarını izlemek ve kontrol etmek için de farklı stratejilere sahip olabilir. Öğreniciler aynı zamanda bir görevle ilgili zayıf ve güçlü yönleri ve görevi tamamlamak için motivasyonları hakkındaki bilgileri de harekete geçirebilir. Bireyin ders kitabının herhangi bir konusuyla ilgili ortalama bir bilgisi olduğunun farkında olması ve bu konuya ilgi duyması onun konuyla ilişkili öğrenme görevlerine yaklaşımının değişmesine yol açabilir (Pintrich, 2002).

1.13.1.2. Bilişötesi Deneyimler

Flavell (1979) teorisinde bilişötesinin ikinci temel unsuru olarak bilişötesi deneyimleri ele almış ve bu yapıyı bireyin kendine ait bilişötesi bilgi, amaç ve stratejilerinin öznel ve içsel tepkileri olarak kavramsallaştırmıştır. Bilişötesi deneyimler bilişsel bir aktivite süresince aktiviteden önce veya sonra meydana gelebilir. Bu deneyimler sıklıkla bireyin okuduğunu anlamaması gibi durumlarda yani biliş başarısız olduğunda gerçekleşir. Öğrenme süreci içinden çıkılamaz bir duruma geldiğinde, birey durumu düzeltmeye çalışır ve bu süreçte bilişötesinin etkinleştirilmesi gerektiğine inanılır (Roberts & Erdos, 1993). Aşağıda bilişötesi deneyimlere yol açan veya onları tetikleyen çeşitli durumlar sıralanmıştır:

 Yeni veya zor olan ya da stres altında yapılan görevler,  Alışılmadık, yeni durumlar ve beklentiler,

 Önemli sonuçlara yol açan durumlar,  Çatışma ve paradokslar,

 Fiziksel veya duygusal acı gibi çok acil öznel deneyimler (Juliebö ve diğerleri, 1998).

Bilişötesi deneyimler, görevlere karşı duygusal tepkileri içerir ve bilinen görevlerin bilişötesi deneyime yol açması daha az muhtemeldir. Eğer çıktı çok önemliyse bireyin yargılarını izlemesi ve kararlarını dikkatli biçimde vermesi daha sık görülür. Başarı veya başarısızlık, hayal kırıklığı veya memnuniyet ve diğer birçok tepki birer bilişötesi deneyim olarak ele alınabilir (Juliebö ve diğerleri, 1998).

Flavell (1979)’a göre bilişötesi deneyimler “çok dikkatli ve bilinçli bir düşünme” gerekli olduğunda tipik olarak ortaya çıkar ve bilinçliliğe dahil olmuş bilişötesi bilgi” olarak kavramsallaştırılabilir (s. 908). Bilişötesi deneyimler yoğun dikkati, yüksek düzeyde bilinçli düşünmeyi uyaran ve bireyin kendi düşünmesi hakkında düşünmesi ve hissetmesi için fırsat sağlayan durumlarda meydana gelir. Bilişötesi deneyimler önemlidir, çünkü onlar gerektiğinde bilişsel amaçların düzenlenmesine, bilişötesi bilginin değiştirilmesine ve bilişsel veya bilişötesi amaçlara odaklanan stratejilerin aktive edilmesine yardımcı olur (Cain, 2001).

Flavell (1979) bilişötesi bilgi ve deneyimlerin doğalarının birbirleriyle örtüştüğünü ileri sürmüş ve bilişötesi deneyimleri “herhangi bir zihinsel girişimle ilgili olan ve ona eşlik eden, bilinçli bilişsel veya duygusal deneyimler” olarak tanımlamıştır (s. 906). Bu bilişsel ve duygusal deneyimler bilinçlidir ve şaşırma veya üzgün olma gibi duyguları, bilme duygusunu veya öğrenme yargılarını içerir. Flavell bilişötesi deneyimlere bireyin herhangi bir konuyu anlamadığını hissetmesi, bir şeyi hatırlama, çözme veya kavramanın kolay veya zor olduğunu hissetmesi ve bilişsel bir amaca yaklaşım tarzının doğru veya yanlış olduğunu hissetmesi gibi çeşitli örnekler vermiştir. Bilişötesi deneyimler diğer deneyimlerden farklıdır, çünkü onlar genellikle devam eden ve güncel uğraşlarla ilgilidir (Flavell, 1987).

Flavell (1987) bilişötesi deneyimlerle ilgili olarak şunları söylemiştir:

“Eğer birey bir şey anlamadığını hissederek aniden üzülürse, ancak anlamak isterse ve anlamaya ihtiyacı varsa, bu bilişötesi deneyim olabilir. Bir şeyi algılamanın, kavramanın, hatırlamanın veya bir problemi çözmenin zor olduğunu hisseden birey bilişötesi bir deneyim yaşamaktadır; eğer bilişsel amaçtan uzak olduğuna yönelik bir duygu varsa; eğer gerçekten bilişsel amaca ulaşılacağına

önce olduğundan daha da zorlaştığına yönelik bir duyguya sahipse bilişötesi deneyim yaşanıyor demektir” (s. 24).

Bilişötesi deneyimler; bilişsel görev ve amaçlar, bilişötesi bilgi ve bilişsel eylem ve stratejiler üzerinde çok önemli etkilere sahip olabilir. Örneğin, şaşkınlık veya başarısızlık deneyimleri bireyi yeni amaçlar belirlemeye veya eskilerini gözden geçirmeye sevk edebilir. Ayrıca bilişötesi deneyimler depoya ekleyerek, silerek veya yeniden düzenleyerek Piaget’in özümseme ve uyumsama modellerinde olduğu gibi bireyin bilişötesi bilgisini etkileyebilir (Nelson, 1992, aktaran; Papaleontiou-Louca, 2003). Bilişötesi deneyimler bilişsel veya bilişötesi amaçlar için planlanmış olan stratejileri de eyleme geçirebilir. Bilişsel amaçlara örnek olarak; bireyin yarınki sınavı geçmek için bir konuyu yeteri kadar bilmediğini hissetmesi (bilişötesi deneyim) ve bundan dolayı konuyu baştan sona kadar bir kere daha okuması (buradaki bilişsel amaç bireyin bilgisini artırmak istemesidir) gösterilebilir. Bilişötesi amaçlara ise; bireyin bu sınavı geçmesi için konuyu yeteri kadar anlayıp anlamadığını merak etmesi (bilişötesi deneyim) ve anlayıp anlamadığını test etmek için kendine sorular sorması ve nasıl en iyi cevaplar verilebileceğini düşünmesi (buradaki bilişötesi amaç bireyin bilgisini değerlendirmesidir) örnek olarak verilebilir (Papaleontiou-Louca, 2003).

1.13.1.3. Bilişötesi Amaçlar veya Görevler

Bilişötesi amaç ve görevler bilişsel bir girişimin arzu edilen hedef ve sonuçlarıdır. Flavell (1979) amaçlar veya görevleri “bilişsel girişimin hedefleri” olarak tanımlamıştır (s. 907). Amaç ve görevler kavrama, olayları hafızaya kaydetme veya bir şey üretmeyi (yazılmış bir doküman, bir matematik problemini cevaplama veya bir şey hakkındaki bilgiyi geliştirme gibi) içerir. Bu amaçlar bilişötesi bilginin kullanımını tetikler ve yeni bir bilişötesi deneyime sevk eder. Bir amaca ulaşabilmek için hem bilişsel hem de bilişötesi deneyimlerle dereceli olarak oluşması gerekir (Gama, 2005).

1.13.1.4. Bilişötesi Aktiviteler veya Stratejiler

Flavell (1979) bilişötesi stratejileri “amaçlara ulaşmak için kullanılan bilişler veya davranışlar” şeklinde tanımlamıştır (s. 907). Bilişötesi stratejiler bilişötesi amaçlara ulaşmak için yardımcı olan spesifik tekniklerin kullanılmasını ifade eder. Bilişötesi stratejiler bilişsel ilerlemeyi gözlemek için dizayn edilmiştir ve bireyin bilişsel bir

amacın yerine getirilmesini temin etmesi ve bilişsel aktivitelerini kontrol etmesi için kullanılan (örneğin bir matematik problemi çözme, duygusal bir cümle yazma, okunan materyali anlama) düzenli süreçlerdir. Bilişötesi beceri ve farkındalıkla donanımlı olan bir birey, bu süreçleri kendi öğrenmesini denetlemek, devam eden bilişsel aktiviteleri planlamak, gözlemlemek ve bilişsel çıktıları içsel ve dışsal standartlarla kıyaslamak için kullanır. Flavell (1979) tek başına olan bir stratejinin diğer bilişsel ve bilişötesi amaçları davet edebileceğini ve amaçları bilişsel ve bilişötesi alanlara doğru taşıyabileceğini belirtmiştir. Flavell bu durum için; bireyin bir öğrenme sonunda içerikle ilgili bilgisini ilerletmek amacıyla kendine sorular sormasını veya yeni bilgiyi kavramak ve değerlendirmek amacıyla gözlemesini örnek olarak göstermiştir.